• Sonuç bulunamadı

MĐLLÎ MÜCADELENĐN BAŞINDA ŞEHRĐN GENEL DURUMU

Kayseri’nin Millî Mücadele yıllarının başında genel durumundan bahsetmeden önce, bu dönemde Kayseri’nin idarî taksimatı hakkında bilgi vermek doğru olacaktır. II. Beyazıd dönemine giren 1515 yılında kesin olarak Osmanlı Devleti’nin himayesine giren Kayseri şehri, 1846’daki Osmanlı yönetim düzenlemesinde merkezi Yozgat olan Bozok eyaletine bağlanmıştır. 1868 Vilayet Nizamnamesi’ne göre de Ankara vilayetine bağlanmıştır. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra ise bağımsız bir sancak olmuştur. Millî Mücadele yıllarına gelindiği zaman iseKayseri livası Đncesu, Bünyan, Develi kazalarından oluşmaktadır. Merkez liva Kayseri şehridir. Merkez livaya bağlı Erkilet, Talas, Gesi ve Muncusun isminde dört nahiyesi vardır. Merkez livaya ait 98 köy bulunmaktadır. Đncesu kazasının merkezi kendisiyle aynı adı taşıyan Đncesu kasabasıdır. Yalnızca Karahisar nahiyesi vardır. Karahisar nahiyesine bağlı toplam 13 köy ile birlikte Đncesu’nun 25 köyü mevcuttur. Develi kazasının merkezi Everek kazasıdır. Kazanın Tomarza (Köstere) isminde bir nahiyesi vardır. Develi’nin 30, Köstere nahiyesinin de 35 köyü bulunmaktadır. Bünyan kazasının merkezi Bünyan kasabasıdır. Adı geçen kazanın Akkışla, Sarıoğlan ve Zamantı adında üç nahiyesi vardır. Kazanın 89 tane de köyü bulunmaktadır.1

Mart 1919’da Kayseri’de hükümet otoritesi çok zayıflamış, asayişsizlik ve soygunculuk artmıştır. Bu tarihte şehirde iaşe, un ve ekmek darlığı yaşanmış olup halka endişe ve ümitsizlik çökmüştür.2 Yine Birinci Dünya Savaşı sırasında, şehirde

1 1920 yılı ve sonrasındaki Kayseri Sancağının idari taksimatı için bkz. Musa Şaşmaz, Türkiye’nin

Đdari Taksimatı, C. 9, TTK Yay., Ankara, 2014, s. 143 ve devamı. Yurt Ansiklopedisi, “Millî

Mücadele’de Kayseri”, C. 7, Anadolu Yayıncılık, Đstanbul 1983, s. 4704. Hıfzı Nuri, Kayseri Sancağı

1922, (Sad. Zübeyir Kars), Kayseri Ticaret Odası Yay., Kayseri 1995, s. 8.

2 Ahmet Hilmi Kalaç, Kendi Kitabım, Yeni Matbaa, yy., 1960, s. 144. Bu dönem belgelerinden,

Đncesu nahiyesine bağlı Ortaköy muhtarlarından Yovan ve Osman adlı kişilerin imzalarıyla Dahiliye Nezareti’ne bir telgraf gönderildiği anlaşılmaktadır. Gönderilen bu telgrafta halkın büyük çoğunluğunun aç, perişan ve sefil bir halde bulunduğu ifade edilerek halka iaşe verilmesi ve merkeze yapılan iaşe sevkinden halkın muaf tutulması istenmiştir. 5 Şubat 1919 tarihinde Dahiliye Nazırı Vekili, Kayseri Mutasarrıfı Kemal Bey’e gönderdiği telgrafında, kendisine Đncesu halkı adına gelen bu telgraftan bahsedip, gereğinin yapılmasını istemiştir. BOA, Fon Kodu: DH. Đ. UM., Dos. No: 20-05, Göm. No: 2/78, Belge No: 1-3; BOA, Fon Kodu: DH. Đ. UM., Dos. No: 20-05, Göm. No: 2/86, Belge No: 1-3. 2 Mart 1919’da ise Đncesu halkından Çakmakcıoğlu Ali imzasıyla Dahiliye Nezareti’ne gönderilen telgrafta, Đncesu’daki ziraatle uğraşan erkek nüfusun bazısının harpte esir düştüğü ve bazısının da şehit olduğu belirtilerek, bu nedenle ekim işleri yapılamadığı ifade edilmiş ve halkın aç kalmaması için iaşe temin edilmesi istenmiştir. Bu telgraf üzerine Dahiliye Nazırı Cemal Bey, Kayseri

8

ticaretle uğraşan Ermenilerin tehcirinin etkisi bu döneme kadar yansımış, söz konusu tehcir nedeniyle şehirdeki iktisadî faaliyetler eski canlılığını kaybetmiştir.3 Harpten sonra geri dönen bu Ermenilerin şehirde bulunan evlerini geri almak istemeleri de Kayseri halkını sıkıntıya sokan diğer bir husustur. Çünkü Ermeniler tarafından terkedilen bu evler, hükümetçe evleri kamulaştırılan ve hapishane olarak kullanılan Kale Mahallesi sakinlerine evleri karşılığı olarak verilmiştir. Ancak Ermenilerin terkettikleri bu evlerini tekrar istemeleri karşısında Kayseri’deki halk yerleştikleri bu evlerden polis kuvvetiyle çıkarılmışlardır.4 Bu tarihte Fransızlar ise, şehirde bulunan

Ermeni halkını kendi istekleri doğrultusunda kullanmaktan çekinmemişlerdir.5 Buna karşılık Osmanlı Devleti her zaman olduğu gibi bu karışık dönemde de gayr-i müslim halka hoşgörülü davranmıştır. 5 Ocak 1919’da Dahiliye Nezareti’nden Kayseri mutasarrıfı Kemal Bey’e gönderilen telgrafta, boş kalan Kayseri ve çevresi Ermeni Murahhaslığı Vekaleti’ne Gedikpaşa Ermeni Kilisesi Papazı Bahtiyariyan Hemeyak Efendi’nin tayin edildiği bildirilmiş ve adı geçen kişiye gereken kolaylığın gösterilmesi istenmiştir.6 Bunlara rağmen gayr-i müslim halk da bu dönem Türkler aleyhinde faaliyette bulunmaktan geri kalmamıştır. 18 Mart 1919 tarihinde Ankara’dan Dahiliye Nezareti’ne gönderilen telgrafta gayr-i müslim bir kadının, Kayseri’de Ermenilerin imha edildiği ve Ankara’da da bu hareketlere hazırlanıldığı şeklinde yalan bir haberi yaydığı bildirilmiştir. Ayrıca, bu kadının evrakıyla adliyeye teslim edildiği de belirtilmiştir.7 Ancak Osmanlı Devleti yine hoşgörü tutumunu değiştirmemiştir. 10 Eylül 1919’da Dahiliye Nezareti Emniyet Genel Müdürlüğü’nden Kayseri Mutasarrıflığı’na gönderilen telgrafta, yetimlerin iaşesini denetlemek üzere Ermeni Patrikhanesi’nce Ankara’ya gönderilmiş olan Mıgırdıç Halasyan Efendi’nin Kayseri’ye gideceği ve Kayseri’ye vardığında kendisine kolaylık gösterilmesi gerektiği bildirilmiştir.8 Ancak, 8 Ocak 1919 tarihli belgeden de bu kişinin daha önce Kayseri’de takip edildiğini anlıyoruz. Söz konusu belgeye göre Kayseri mutasarrıf vekili Abidin Bey, Dahiliye Nezareti’ne çektiği telgrafta Ermeni Mutasarrıfı Kemal Bey’e 11 Mart 1919’da gönderdiği telgrafında Đncesu halkı adına kendisine gelen bu telgraftan bahsederek gereğinin yapılmasını istemiştir. BOA, Fon Kodu: DH. Đ. UM., Dos. No: 20-06, Göm. No: 2/11, Belge No: 1-2.

3 Rifat Önsoy, “Millî Mücadele’de Kayseri”, I. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri

(11-12 Nisan 1996), Erciyes Üniversitesi Yay., Kayseri 2000, s. 230.

4 Kalaç, age., s. 144.

5 Ahmet Cevdet Çamurdan, Kurtuluş Savaşı’nda Doğu Kilikya Olayları, yy. 19??, s. 34. 6 BOA, Fon Kodu: DH. Đ. UM., Dos. No: 10-03, Göm. No: 1-102, Belge No: 5/3.

7 BOA, Fon Kodu: DH. EUM. AYŞ, Dos. No: 1, Göm. No: 37, Belge No: 1.

9

yetimhanelerini dolaşan ve Ermeni murahhashanelerinde yapılan toplantılara katılan Mıgırdıç adındaki kişinin Kayseri’de takip edildiğini, fakat kendisinde silah bulunmadığını belirtmiştir.9 1 Kasım 1919 tarihinde Dahiliye Nezareti Emniyet Genel

Müdürlüğü’nden Kayseri Mutasarrıflığı’na gönderilen telgrafta ise Ermeni yetimhanelerini teftiş bahanesiyle Anadolu’yu gezerek, Rum ve Ermenileri silahlandırmaya çalışan Mıgırdıç ve arkadaşlarının takibat altında bulundurulması gerektiği bildirilmiştir. Bu belgeden de anlaşılmaktadır ki Ermeni halkı kendilerine gösterilen hoşgörü muamelelerini her fırsatta kötüye kullanmıştır.10

Đngiliz Yüksek Komiserliği, Sadrazam’a yazdığı 24 Şubat 1919 tarihli mektupta, Kayseri mutasarrıfı Kemal Bey’in kısa zamanda değiştirilerek, yerine Đngiliz Hükümeti’nin istediklerini yapacak birisinin atanmasını istemiştir.11 Bâbıâlî 26 Mart’ta bu mektuba verdiği cevapta, gereken buyrukların verildiğini ve yalnız Kayseri mutasarrıfının değil, Ankara Valisi’nin de görevden alındığını belirtmiştir.12 Kemal Bey’den sonra gelen mutasarrıf Ali Ulvi Bey’in ilk faaliyeti bir beyanname neşretmek olmuştur. Bu beyannamede tehcir dolayısıyla fenalık yapanların sorumluları aranmış ve kimlerin Türklerden şikayeti varsa hükümete müracaat etmeleri bildirilmiştir. Bütün bu faaliyetler gerçekleştirilirken, senelerce devam eden harp esnasında, servetini kaybeden, iş düzeni dağılan, Kafkaslarda, Irak’ta, Çanakkale ve Galiçya’da kahramanca savaştıktan sonra yuvasına dönemeyen, dönenlerden ise ailesini yokluk ve sefalet içinde bulan Türkleri düşünen olmamıştır.13 Ermenilerin şikayeti üzerine 10

Nisan 1919’da Yozgat Mutasarrıf Vekili Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey idam edilmiştir. Bu olay üzerine Kayseri’deki halk büyük bir tepki göstermiş, halkta Đstanbul Hükümeti’ne karşı bir soğukluk oluşmaya başlamıştır.14

9 BOA, Fon Kodu: DH. EUM. AYŞ, Dos. No: 27, Göm. No: 92, Belge No: 7/2.

10 BOA, Fon Kodu: DH. ŞFR, Dos. No: 104, Göm. No: 246, Belge No: 1; BOA, Fon Kodu: DH. EUM.

AYŞ, Dos. No: 27, Göm. No: 92, Belge No: 7/4.

11 Osmanlı Belgelerinde Ermeni-Đngiliz Đlişkileri (1896-1922) IV, TC. Başbakanlık Devlet Arşivleri

Genel Müdürlüğü, Ankara 2006, s. 161; Sina Akşin, Đstanbul Hükümetleri ve Millî Mücadele (1918-

1919), C. I, 2. bs., Cem Yayınevi, Đstanbul 1992, s. 162; Zübeyir Kars, Millî Mücadele’de Kayseri,

AAM Yay., Ankara 1999, s. 9.

12 Akşin, age., C. I, s. 162.

13 Kalaç, age., s. 144.Erzurum’da Kazım Karabekir Paşa, Sivas’taki 3. Kolordu Kumandanlığı’na 14

Eylül 1919’da çektiği telgrafta, Ali Ulvi Bey’in göreve geldiği ilk günden itibaren millî harekete muhalefet tavırlar sergilediğini, bu muhalif tavırlarını resmî müfettişlik haberleşme teşkilatına kadar bulaştırdığını bildirmiştir. ATASE Arşivi, ATAZB, Kutu No: 12, Göm. No: 12, Belge No: 12/1.

14 Ali Sarıkoyuncu, “Millî Mücadele’de Kayseri Din Adamları Müftü Ahmet Remzi ve Müderris

Mehmet Alim Efendiler”, II. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (16-17 Nisan 1998), Erciyes Üniversitesi Yay., Kayseri 1998, s. 386; Kars, age., s. 16. Tezin ilerleyen bölümlerinde bahsedildiği üzere TBMM’nin Birinci, Đkinci ve Üçüncü Dönemi’nde Kayseri milletvekilliği yapan

10

1919 yılında Kayseri ve çevresinde eşkıyalık olayları da ortaya çıkmıştır. Konu ile ilgili olarak dönemin belgelerine bakıldığı zaman 22 Haziran 1919 tarihli belgede Kayseri-Boğazlıyan yolunda eşkıyalık yapan Kayseri’nin Yazıcı köyünden Bekir ve arkadaşlarının silahlarla ve çaldıkları eşyalarla yakalandıkları şeklindeki haberin Ankara Valiliği’nden bildirildiği belirtilmiştir.15

1919 yılında hükümet Kayseri’nin ileri gelen tüccar ve ittihatçılarından iş adamlarını Đstanbul’a, Divân-ı Hârb’e istemiş, bunun üzerine bu kişiler hükümete karşı birlik olup gizlenerek, kendilerini kurtarmışlardır. Đttihat ve Terakki Kulübü binası kapatılmış, kapısı mühürlenmiş, kulübün evrakları koyu bir ittihatçı olan Gözübüyük Sabit Bey’in gayreti ile başka bir yere taşınmıştır.16 Bu sıralarda işgal altında bulunan Maraş, Adana ve civarlarından Fransız ve Ermeni zulümlerinden kaçıp Kayseri ve havalisine sığınan Türklerin durumu da Kayseri halkını endişeye sokmuştur.17 Kayseri Millî Mücadele yıllarında işgale uğramamakla beraber, buradaki halk ülkedeki savaşlardan maddî ve manevî olarak etkilenmiştir. Meclis’in 11 Nisan 1922 tarihli gizli oturumunda Maliye Vekili Hasan Bey’in malî durum hakkındaki açıklamaları sırasında, bir sene önce uygulanan Tekalif-i Milliye emirlerinden bahsedilmiştir. Kangırı18 Milletvekili Tahir Efendi bu emirlerin uygulanması sırasında

suiistimallerin olduğunu söylemiştir. Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey ise yaptığı konuşmasında, Kayseri tarafında vergiler alınırken, eşi askerde bulunan bir kadının ayağındaki şalvarını aldıklarını, bundan başka bu kadının evinden kaşığıyla yağ aldıklarını söylemiştir. Bu duruma Mazhar Müfit Bey’in de şahit olduğunu söyleyerek, hükümetin bu gibi soygunlar karşısında ne gibi bir yaptırım uyguladığını sormuştur. Bu konuşmadan sonra Kayseri Milletvekili Osman Bey de söz hakkı alarak Tekalif-i Milliye meselesinde halkın evinden peynir bile toplandığını söylemiştir.

Ahmet Hilmi (Kalaç) Bey, Meclis’in 26 Eylül 1921 tarihli oturumunda, eski Boğazlıyan kaymakamı olan ve asılan Kemal Bey’in vatanî hizmetlerinden dolayı, ailesine maaş tahsis edilmesine dair kanun teklifini Meclis Genel Kurulu’na sunmuştur. Söz konusu kanun teklifi de Meclis Genel Kurulu tarafından kabul edilmiştir. Bkz. Birinci Dönem Ahmet Hilmi Bey kanun teklifleri.

15 BOA, Fon Kodu: DH. EUM. AYŞ, Dos. No: 13, Göm. No: 23, Belge No: 1.

16 Kalaç, age., s. 144-145; Sabit Bey TBMM’nin Birinci ve Đkinci Dönemleri’nde Kayseri

milletvekilliği yapacaktır. Kazım Öztürk, TBMM Albümü 23 Nisan 1920-14 Ekim 1973, Önder Matbaa, Ankara 1973, s. 46.

17 Hurşit Çalıka, Kurtuluş Savaşı’nda Adalet Bakanı Ahmet Rifat Çalıka’nın Anıları, yy., Đstanbul

1992, s. 36.

18 Kengırı, 1867’de Kastamonu vilayetine bağlı sancak, 1924’te Çankırı’ya bağlı vilayettir. Kengırı

11

Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey de Osman Bey’in bu hadiseye Kayseri’de bizzat kendisinin şahit olduğunu söylemiştir.19