• Sonuç bulunamadı

ĐŞGALLERE KARŞI KAYSERĐ HALKININ GÖSTERDĐĞĐ

Millî Mücadele döneminde Türk basını işgallere karşı protestoların yayınlanmasında ve bu işgallere karşı kamuoyu oluşturulmasında önemli rol oynamıştır.75 Ancak Türk basınının tamamı hür ve millî basın olmadığı gibi, içlerinde

Mustafa Kemal Paşa’yı ve onun başlattığı Millî Mücadele’yi benimsemeyenler de olmuştur. Bu dönem Đstanbul ve Đzmir gibi basın tekniğinin ileri ve haberleşme

67 Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar II, MEB, Đstanbul 1991, s. 168. 68 Afet Đnan, Tarih Boyunca Türk Kadınının Hak ve Görevleri, MEB, Đstanbul 1975, s. 121. 69 Bekir Sıtkı Baykal, Millî Mücadele’de Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti, AAM

Yay., Ankara 1996, s. 5.

70 Halide Edip Adıvar, Türk’ün Ateşle Đmtihanı: Kurtuluş Savaşı Anıları, Atlas Kitabevi, Đstanbul

1971, s. 127.

71 ATASE Arşivi, ATAZB, Kutu No: 32, Göm. No: 80, Belge No: 80-1,2.

72Baykal, (1996), s. 5-10; Aynur Mısırlıoğlu, Kuva-yı Milliye’nin Kadın Kahramanları, Sebil Yay.,

Đstanbul 1976, s. 64; Tezer Taşkıran, Cumhuriyet’in 50. Yılında Türk Kadın Hakları, Başbakanlık Basımevi, Ankara 1973, s. 77.

73 Đnan, (1975), s. 124. 74Satılmış, agt., s. 26.

21

imkanlarının daha büyük olduğu şehirlerde çoğunlukla basına sansür konulmuştur. Buna karşılık Anadolu basını hem Đstanbul’dan ve padişahın baskısından uzak olduğundan, hem de işgal altında bulunmaması nedeniyle işgal kuvvetlerinin sansüründen kendisini koruyabildiğinden dolayı Türk milletinin giriştiği Millî Mücadele’yi rahatlıkla desteklemiştir.76 Đşte Millî Mücadele döneminde Kayseri’de çıkarılan gazetelerin de işgal kuvvetlerinin yaptıkları haksızlıkları anlatıp bunları Türk ve dünya kamuoyuna bildirmesi açısından önemli rolü olmuştur. Kayseri’nin ilk gazetesi Erciyes, 29 Ağustos 1910 tarihinde birinci sayısını hemşehrilerine sunmuştur. Gazetenin sorumlu müdürü Yunus Bekir’dir.77 Başyazarı Ahmet Hilmi Kalaç’tır.78 Ahmet Hilmi Kalaç “Kayseri’de Matbaanın Kuruluşu ve Đlk Gazete” adlı makalesinde bu konuda şunları yazmıştır:

“…Kayseri mutasarrıflığına genç ve hürriyetperver bir mutasarrıfın geldiğini Đstanbul’da daha mektepte iken işitmiş ve sevinmiştik. 1910 yazında memleketime geldiğim ve ilk resmî vazifeme başladığım zaman bu genç mutasarrıfı, adını Kayserililerin rahmetle ve sevgiyle andıkları Muammer Bey’i iş başında buldum. Đlk teşebbüsleri arasında Kayseri’de bir matbaa kurmak ve gazete çıkarmak konusu da vardı. Hâlâ vilayet matbaası ödevini yapan makineyi Đstanbul’da satın aldırdı. Üç yüz lira bedelini belediyeden borç alarak temin ettirdi. Makine bugünkü bulunduğu yerde ve binada kuruldu. Kayseri’nin ilk gazetesi, Erciyes dağından, tabiatın bu güzel bu muhteşem varlığından adını alarak 29 Ağustos 1910 tarihinde birinci sayısını hemşehrilerine sundu. Gazete, Maarif Encümeni namına ve rahmetli Yunus Bekir’in mesul müdürlüğü altında çıkmıştı.”79

1911 yılında bir ara dergiye dönüşen Erciyes, 1912 yılında gazeteye çevrilmiş ve 1913 yılına kadar yayınlanmıştır.80 Sivas Kongresi Kayseri delegesi Ahmet Hilmi

Bey 1919 yılında Erciyes gazetesini tekrar çıkarmıştır. Gazetenin amacı Millî Mücadele’ye hizmette bulunmaktır. Söz konusu gazete Çukurova’da yaşananları ve buradaki haksız tecavüzleri anlatmıştır.81 Gazete, 1919 yılının Temmuz ayına kadar

76 Ahmet Vehbi Ecer, Millî Mücadele’de Kayseri Basını, Kayseri Enstitüsü Derneği Yay., Kayseri

2009, s. 10-11.

77 Ahmet Hilmi Kalaç, “Kayseri’de Matbaanın Kuruluşu ve Đlk Gazete”, Erciyes Dergisi, S. 59-60,

Aralık-Ocak 1947, s. 6.

78 Ecer, age., s. 12. 79 Kalaç, agm., s. 6. 80 Ecer, age., s. 12. 81 Kalaç, age., s. 155-156

22

yayınına devam etmiştir.82 Sivas’tan Kayseri’ye gelen Mazlum Rasim (Can) Bey de

“Adana’ya Doğru” isminde bir gazete çıkarmıştır (1919-1919).83 Bu konuda Kayseri’de Đhtiyat Zabitanı Teavün Cemiyeti’nin üyesi Tacettin Tacettinoğlu “Kayseri’nin Atatürk Günü” adlı makalesinde şunları yazmıştır:

“Đnkılâp tarihimizde Kayseri’nin durumu çok nazikti. Bir taraftan sınırlarımızdaki isyanlar bize doğru ilerleyip geliyor, bir taraftan da Kilikya’da, Haçın’da (Saimbeyli) Fransızlar tarafından silahlandırılan Ermeniler Türk kardaşlarımıza büyük hakaret ve zulüm icra ediyorlardı. Đstilâ kuvvetlerinin yaptığı zulümler tahammül edilmez bir hal almıştı. Milletimize yapılan bu hakaret ve zulümden memleket halkı hakkıyla haberdar edilmiyordu. Zira Osmanlı Hükümeti’ni teşkil eden adamlar çok mütereddid ve çok korkak hareket ederek Türk milletinden bu zalim hareketleri saklıyorlardı. Ordudan ilk terhis olan bizler bu hakikati derhal sezdik. Milletimize yapılan hakaret ve zulümlerden kendilerini haberdar etmek için aramızda para toplayarak şapoğraf makinesi aldık. Cemiyet binasında basmak üzere ‘Adana’ya Doğru’ gazetesini çıkarmaya başladık. Bu gazetenin yegane gayesi millî vahdet ve millî heyecanı uyandırmaktı. Buna çok muvaffak olduk. Gazeteleri bizzat kendimiz basar ve halka her yerde meccânen dağıtırdık. Bu esnada ‘Ajans Haberleri’ diye küçük yazılarla halkımız her şeyden haberdar olunurdu.”84

Bu dönem belgelerine baktığımız zaman 6 Şubat 1920 tarihinde Mazlum Rasim Bey, Ankara’da bulunan Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdiği telgrafta Adana’ya Doğru gazetesinin Kayseri’de bastırılamadığını belirtmiştir.85

Yunus Nadi Abalıoğlu 1918 yılında Đstanbul’da çıkarttığı Yeni Gün gazetesini bir ara yayınlayamamış, daha sonra adı geçen gazeteyi 10 Ağustos 1920’de Ankara’da bastırmaya başlamıştır.86 Bu gazete Sakarya Muharebesi olurken hükümet merkezinin Ankara’dan Kayseri’ye taşınması ihtimali belirince Kayseri’ye nakledilmiştir (1921-

82 Kars, age., s. 55.

83Ömer Çelebi, Kayseri Đli Yakın Çevre Đncelemeleri, 10. bs., Murat Matbaacılık, Đstanbul 1982, s.

40.

84 Tacettin Tacettinoğlu, “Kayseri’nin Atatürk Günü”, Erciyes Dergisi, S. 46-47, Kasım-Aralık 1947,

s. 29.

85 ATASE Arşivi, ATAZB, Kutu No: 28, Göm. No: 28, Belge No: 28/1-2.

86 Ecer, age., s. 14; Ali Rıza Önder, Kayseri Basın Tarihi (1910-1960), Ayyıldız Matbaası, Ankara

23

1921).87 Yeni Gün gazetesinin Kayseri’deki ilk sayısı 1 Eylül 1921 tarihlidir. Yeni

Gün’ün Kayseri’ye taşınmasının sebepleri ilk sayıda şu şekilde açıklanmıştır:

“…Maksadımız milletimizin heyecanı ile mütenasib (uygun) olarak neşriyat sahamızı genişletmek. Anadolu karilerimizi (okurlarımızı) daha yakından, daha çabuk, daha kolay kendi mevcudiyetiyle alakadar etmektir. En başlı emelimiz, mukaddes yurdumuzun düşman ayaklarından bir an evvel kurtulmasını temin için elimizden geldiği, gücümüzün yettiği kadar kalemimizle çalışmaktır…”88

Yeni Gün gazetesi ülkede düşmana karşı yapılan savaşlar hakkında bilgi vermiş, zafer müjdeleri bekleyen halkı bu konularda aydınlatmıştır. 11 Eylül 1921 tarihli sayısında “Düşmanı Sakarya Arkalarına Atıyoruz” başlıklı haberde şu ifadelere yer verilmiştir;

“Gece yarısından sonra harp muhabirimizden gelen telgrafname;

(10 Eylül harb-i muhabir-i mahsusumuzun telgrafnamesidir.) “Düşman münhezimen (bozguna uğrayarak) geri dönmektedir. Anlaşıldığına nazaran düşman Sakarya garbına intikal etmeye çalışmaktadır. Şimdiye kadar beş fırkasının Sakarya’yı geçtiği müşahede edilmiştir. Ordumuz ricat eden düşmana karşı taarruzlarını teşdid eylemiştir (şiddetlendirmiştir). Anbean (gitgide), netayic-i mühimme istihsâle (önemli neticeler elde etmeyi) intizar etmekteyiz (beklemekteyiz).”

Gazete Ankara’da Kayseri milletvekilleri ile de irtibat halinde olmuştur. Gazetenin 11 Eylül 1921 tarihli sayısında da “Zafer Müjdeleri” başlıklı haberde şu ifadelere yer verilmiştir:

Mebus Ahmet Hilmi Bey’den gelen telgrafname;

“Ordumuz muzaffer, düşman makhur olmuştur (yenilmiştir). Askerimizin kahramanlığı fevkalâdedir.” Geçen günkü nüshamızda kahraman ordumuzun büyük Sakarya zuhuru münasebetiyle bilumum Büyük Millet Meclisi aza-yı muhteremesi tarafından daire-i intihabiyelerine zafer telgrafnameleri çekilmiş olduğunu yazmıştık.

87 Ramazan Tosun, “Millî Mücadele Dönemi’nde Kayseri’de Kurulan Millî Cemiyetler ve Faaliyetler”,

I. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan 1996), Erciyes Üniversitesi Yay., Kayseri 2000, s. 340-341; Enver Behnan Şapolyo, Mustafa Kemal Paşa ve Millî Mücadele’nin Đç

Alemi, Hamle Matbaası, Đstanbul 1967, s. 137.

24

Dün de Ankara’da bulunan şehrimiz mebuslarından Ahmet Hilmi Bey tarafından ber- vech-i âtî (aşağıda olduğu gibi) telgrafname varid olmuştur (gelmiştir).

“…..tealî (yüksek) ordumuz muzaffer olmuştur, düşman makhur edilmiştir. Askerimizin gösterdiği kahramanlık her türlü sitayişin (övgünün) fevkındedir (üstündedir)”.89

Kayseri livasının çıkardığı, resmî nitelikte bir gazete olan Kayseri gazetesi, Millî Mücadele yıllarında savaş haberleri ve millî konuları işlemiştir. 1914-1924 yılları arasında bazen haftada bir, bazen de iki defa ve Millî Mücadele boyunca kesintisiz yayınlanmıştır. Başlıca yazarları Halis Zeki (d. 1883-ö. 1927), Hüseyin Suad (?) ve Şaban Hami (d. 1877-ö. 1933)’dir.90

Anadolu’da Ortodoksluk Sadası adlı gazete ise Anadolu’da yaşayan Rumların Yunanlılarla ilgisi bulunmadığı ve bu Rumların soyca Türk olduğu görüşünü benimsemiştir.91 Nitekim adı geçen gazetede yazılanlar da incelendiği zaman Millî Mücadele sırasında Türk Ortodokslarının Millî Mücadele tarafı bir politika izlediklerini, TBMM tarafında yer aldıklarını ve işin başından beri olumsuz tavır ve tutumlara katılmadıklarını görmekteyiz.92 Millî Mücadele yıllarında Pontusçuların

faaliyetlerinin artması ve Yunan propagandasının yayılmasında Đstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin çok büyük rolü olmakla beraber, Keskin Metropolit Vekili Papa Eftim, Anadolu’daki Hıristiyanları Patrikhane’nin etkisinden uzak tutmaya çalışmış ve başarılı neticeler de almıştır.93 Atatürk, Papa Eftim’in çalışmalarından bahsederken, “Millî Mücadele’de bize bir ordu kadar yardım etti.” demiştir.94 Papa

Eftim, bazı Türk gazeteciler kendisine “Türk dostu Eftim” dediği için çok üzülmüş ve “Ben Türk dostu Eftim değil, Türk oğlu Türk Eftim’im, ancak bir yabancı Türk dostu

89 Yeni Gün, 11 Eylül 1921. 90 Ecer, age., s. 13.

91 Tosun, agm., s. 340-341. Bu dönem Anadolu’nun Akdeniz, Marmara ve Karadeniz sahilleri ile Orta

Anadolu bölgesinde yaşayan Ortodokslar vardır. Bunlardan Karadeniz ve özellikle de Orta Anadolu’da yaşayanların Türk olduğu öne sürülmektedir. Zübeyir Kars, “Kayseri Ortodoksları’nın Türklüğü Üzerine Bir Deneme ”, II. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (16-17 Nisan 1998), Erciyes Üniversitesi Yay., Kayseri 1998, s. 270-278.

92Salih Özkan, “Anadolu’da Ortodoksluk Sadası Gazetesi”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih

Sempozyumu Bildirileri, KAYTAM. Yay., Kayseri 2000, s. 371.

93 Mesut Çapa, Pontus Meselesi, Serander Yay., Trabzon 2001, s. 39.

94 Salih Özkan, Kayseri’de Türk Ortodoks Kilise Kongresi’nin Toplanması ve Anadolu’da

25

olabilir” diye cevap vermiştir.95 Kendisi Fener Patrikhanesi’nin yıkıcı

propagandalarıyla etkili bir şekilde mücadele edebilmek için müstakil bir Ortodoks kilisesi oluşturmak amacıyla Kayseri’de bir kongre toplamayı düşünmüş, bunun için de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden izin almıştır. Kayseri Zincidere manastırında gerçekleşen kongreye Kayseri mutasarrıfı Muammer Bey, mevki kumandanı ve şube reisi Miralay Abdullah Bey ve bazı daire başkanları da katılmışlardır. Kongre 22 Temmuz 1922’de ilk toplantısını yaparak çalışmalarına başlamıştır.96 Kongrenin, 21

Eylül 1922 tarihli toplantısında Türk Ortodoks Patrikliği’nin temeli atılmıştır.97

Alınan kararların tutanağının altında ise kongreye önderlik eden üç episkoposun ve Papa Eftim’in imzaları bulunmaktadır.98 Kayseri Kilise Kongresi’nde, Türklere karşı düşmanca faaliyet gösteren Fener Rum Patrikhanesi ile ilişkileri kesme kararı alınmıştır. Kongrede, Anadolu Ortodokslarının Millî Mücadele’yi bütün gücüyle desteklediği ve Ankara’daki Büyük Millet Meclisi’nden başka bir siyasal gücü tanımadıkları belirtilmiştir. Kilise Kongresi’nin bu kararları, o sırada Kayseri’de Rum aydınlarınca yayınlanan ve Türk-Rum dostluğunu savunan “Anadolu’da Ortodoksluk Sadası” adlı gazetede yayınlanmış ve yayınlanan bu kararlar büyük etki yaratmıştır.99 Gazetenin ilk sayısı 22 Temmuz 1922’de, son sayısı ise 21 Şubat 1923’te yayınlanmıştır.100 Ayrıca gazetede Yunan saldırıları aleyhinde ateşli yazılar

yayınlanmıştır.101 Gazetenin sekizinci sayısında Başkumandanlık Meydan

Muharebesi’nin Türklerin başarısıyla sonuçlanması nedeniyle verilen yazıda Büyük zafer nedeniyle Kayseri Türk Ortodoks halkının kiliselerinde toplanarak, çok heyecanlı tezahürat yaptıkları, bu tezahürata Kayseri mutasarrıfı Muammer Bey ile

mevki kumandanı ve şube reisi Miralay Abdullah Bey’in de katıldığı belirtilmiştir.102 Yine 1921-1923 yıllarında yayınlanan Misak-ı Millî adlı gazete adından da

anlaşıldığına göre Millî Mücadele taraftarıdır.103

95 M. Süreyya Şahin, Fener Patrikhanesi ve Türkiye, Ötüken Yay., Đstanbul 1980, s. 188; Özkan,

age., s. 31.

96 Özkan, age., s. 33-34.

97 Yakup Aygil, Hıristiyan Türklerin Kısa Tarihi, Ant Yay., Đstanbul 1995, s. 5-10; Yorgo Benlisoy-

Elçin Macar, Fener Patrikhanesi, Matsa Basımevi, Ankara 1996, s. 57.

98 Aygil, age., s. 5-10.

99 Yurt Ansiklopedisi, “Millî Mücadele’de Kayseri”, C. 7, Anadolu Yayıncılık, Đstanbul 1983, s. 4701. 100 Özkan, age., s. 50.

101 Zübeyir Kars, “Kayseri Eğitim Tarihi Üzerine Bir Deneme”, I. Kayseri ve Yöresi Tarih

Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan 1996), Erciyes Üniversitesi Yay., Kayseri 2000, s. 187.

102 Özkan, age., s. 105-106. 103 Tosun, agm., s. 340-341.

26

Đstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un başyazarlığını yaptığı ve Eşref Edip’e ait olan Sebilü’r-Reşâd gazetesi ise Millî Mücadele yıllarında yayınını Đstanbul’dan Kastamonu ve Ankara’ya kaydırmış, Sakarya Savaşı sırasında ise Kayseri’ye taşınmıştır. Mehmet Akif Ersoy 1921 yılının Ağustos ayı sonlarında “Heyet-i Nasıha” olarak cepheye gittiğinden, Kayseri’ye taşınma işini Eşref Edip yapmıştır. Sebilü’r-Reşâd, düşmanın Sakarya’da yenilip çekilmesinden sonra Ankara’ya tekrar dönmüştür.104

Sebilü’r-Reşâd gazetesinin 24 Eylül 1921 tarihli sayısında “Kayseri’de Ulu Cami-i Şerif’te Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey Tarafından Đrad Olunan (söylenen) Mühim Hitabe” başlığını taşıyan haberde adı geçen kişi tarafından yapılan hitabeye yer verilmiştir. Bu hitabe şu şekildedir;

“Anadolu’nun Büyük Mukaddes Cihadı

Ey cemaat-i müslimin! Hepiniz biliyorsunuz ki şu mübarek mahallin ismi cami-i şeriftir. Caminin manası cem’ edici, toplayıcı demektir. Müslümanlar buraya toplanır, iyadet (ziyaret) ve taatda (ibadette) bulunurlar. Millet-i Đslamiyetin ahvali hakkında görüşürler. Biliyorsunuz ki Müslümanlık bir küldür (bütündür). Dinimizin emrettiği siyasî, içtimaî, ahlâkî birçok vazaif de vardır. Yalnız namaz kılınıp oruç tutulup da bunlar ihmal edilirse Müslümanlık ikmal edilmiş olmaz. Yani böyleleri tam Müslüman olmaz. Nefsimizi terbiye ve tehzib (ıslah etme) için ibadet ve taatda bulunmak vazifemiz olduğu gibi ümmet-i Đslamiyenin saadet ve tealisi (yükselmesi) de içtimaî vazifemizdir. Ve bu vezaifin her ikisiyle de Kur’an-ı Kerim Müslümanları mükellef olunmaktadır. Đşte bu vazaif-i içtimaiyenin birisi icabı halinde cihadatımızdır. Kur’an-ı Kerim’de, ferman-ı hakimde birçok ayat-ı kerime vardır ki Müslümanları zamanı gelince cihada davet eder. Bu ayat-ı kerimeden birkaç tanesini okuyacağım….”

Ayrıca, on iki sayfa olarak yayınlanmış olan bu hitabe hakkında da şu ifadeler yer almaktadır:

“Müslümanlarca bilinmesi elzem pek çok hakikati muhtevi olan bu mühim hitabenin bütün Đslam içtimagahlarında halka tebliğ ve tefhimine, gazeteler ve

27

risalelerle neşr ve tamimine himmet (çalışmak), hilâlette (samimi dostluk) bulunmak millet rehberlerinin en mühim vazifesidir.”

Sakarya Zaferi’nden sonra adı geçen gazetece verilen bu türden haberler düşmanı tamamen yurttan atmak için halkın tek vücut halinde birleşmesinde elbetteki önemli rol oynamıştır. Yine aynı sayıda aşağıdaki ifadelerden Eskişehir-Kütahya Savaşı’nın Türk tarafının yenilgisiyle sonuçlanması nedeniyle Ankara’dan Kayseri’ye göç sırasında adı geçen gazetenin de Kayseri’ye taşındığını ve burada yayınına başladığını anlıyoruz.

“Kayseri’ye seyahat dolayısıyla Sebilü’r-Reşâd’ın intişarı bir müddet tehir etmiştir. Bir hatıra olmak üzere bu nüshayı Kayseri’de neşrediyoruz.”

Yukarıdaki yazının alt tarafında da “Kayseri liva matbaasında tab’ olunmuştur.” ifadesi yer almaktadır.105

Bu dönem gazetelerde çıkan yazılardan başka Kayseri halkının yaptıkları mitingler de işgallere karşı gösterilen tepki açısından önemlidir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan Mondros Mütarekesi’nden sonra Đngilizlerin Türkiye’de çeşitli yerleri işgal etmelerine karşılık, Fransızlar Adana, Đtalyanlar Konya, daha sonra Kuşadası ve Söke taraflarını işgal etmişler ve Yunanlılara da Đzmir ve civarının hediye edileceği haberi ülkeye yayılmıştır. Bunun üzerine Đzmir’de bir miting yapılmış, halk büyük bir heyecan göstermiştir. 15 Mayıs’ta Đzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi bütün memleket halkını heyecana sevk etmiştir.106

Đzmir’in işgali sırasında memleketin her yerinde protestolar yapılmaya başlanmış, Mustafa Kemal Paşa bu protestoların daha şiddetli olması için bildiriler yayınlamıştır. Bu sıralarda Kayseri’ye de Samsun’dan, Ordu Müfettişi Mustafa Kemal imzasıyla bir tamim gönderilmiş, söz konusu tamimde Đzmir’in işgalinin protesto edilmesi ve mitingler yapılması bildirilmiştir.107 Kayseri’ye Havza’dan gelen bu tamim ve bunu takip eden emirler kulaktan kulağa işitilmiştir. O güne kadar içten içe üzülen, saklı gizli konuşan millet, açıktan konuşmaya başlamış, hükümetin siyasetini eleştirme ve işgal kuvvetlerini ayıplama cesaretini kendinde bulmuştur.108 Kayserililer

105 Sebilü’r-Reşâd, 24 Eylül 1921. 106 Sâbis, age., C. V, s. 59-61. 107 Kars, age., s. 23.

28

Đzmir’in işgali üzerine açık hava mitingi yapma kararı almışlardır. Ancak, bu mitinge şehrin mutasarrıfı müsaade etmemiştir.109 Bu nedenle kapalı bir yerde toplantı yapmaya karar verilmiştir. Đhtiyat zabitlerinin tertiplediği ilk toplantı Kiçikapı’da Aynalı Gazino’da yapılmıştır.110 Ahmet Hilmi Bey burada yaptığı konuşmada tarihten örnekler vererek, Türk’ün birçok felaket atlattığını, bugünkü badireyi de atlatacağını izah etmiştir.111 Mitingler düzenleme konusunda Denizli’de Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin yaptığı önderliği, Kayseri’de de büyük ölçüde Müderris Mehmet Alim ve Müftü Ahmet Remzi Efendiler üstlenmişlerdir. Onlar cami kürsülerinde ve meydanlarda düzenlenen mitinglerde yaptığı konuşmalarla Kayseri halkını millî hareket lehinde bilinçlendirmeye çalışmışlardır.112 Đzmir’in işgali Đncesu ahalisi tarafından da protesto edilmiş, 18 Mayıs 1919 tarihinde şehrin ileri gelenlerinin imzalarıyla Đstanbul’da sadrazama gönderdikleri telgrafla işgalin haksızlığını bildirmişlerdir.113

Bu dönem diğer bir miting de Maraş’ın işgali üzerine yapılmıştır. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra Maraş Đngilizler tarafından işgal edilmiştir. Fransızlar 29 Ekim 1919 Çarşamba günü bir subay komutasında birtakım kadar kuvvetle Maraş’a gelerek Đngiliz Komutanı ile görüşmüşlerdir. Đngilizler Maraş’ı Fransızlara devrettikten sonra Maraş’tan tamamen ayrılmışlardır. 30 Ekim 1919 tarihinde Fransız alayından bir bölük, Ermeni alayından bir tabur ve bir süvari müfrezesi tarafından Maraş işgal edilmiştir.114

Đki bin gönüllü Ermeni ve üç bin Fransız askerinden oluşan beş bin kişilik düşman kuvvetine karşı, Maraşlıların sadece iki yüz kişilik kuvvetle karşı koyduğu ve onlarla kahramanca savaştığı haberi Kayseri’de yayılmıştır. Kayseri’de de derhal bir miting yapılmasına, Maraş işgalinin protesto edilmesine karar verilmiştir. Bu karar üzerine Müftü Ahmet Remzi Efendi’nin yönetimindeki Kayseri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti büyük bir miting yapılacağını herkese duyurmuştur.115 Kayseri’nin ileri gelenleri derhal toplanmış, bugünkü Cumhuriyet Meydanı’nda boş bir arabadan kürsü

109 Mehmet Şahingöz, “Millî Mücadele’de Kayseri ve Havalisi’nin Çeşitli Olaylar Karşısında

Gösterdiği Tepkiler”, II. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (16-17 Nisan 1998), Erciyes Üniversitesi Yay., Kayseri 1998, s. 424-425.

110 Sarıkoyuncu, (1998), s. 388. 111 Kalaç, age., s. 148-156. 112 Sarıkoyuncu, (1998), s. 386. 113 Şahingöz, agm., s. 424-425. 114 TĐH. Güney Cephesi, s. 65-66.

29

yapılmıştır. Çok büyük bir kalabalığın toplandığı meydanda, uğranılan felaket dile getirilmiş ve Maraş’ta yapılan mezalim protesto edilmiştir.116 Ayrıca Develi ve Bünyan’da yapılan mitinglerde de Maraş’ın işgali protesto edilmiştir.117

Bu dönem Kayseri’de Đstanbul’un işgali nedeniyle de miting yapılmıştır. Son Osmanlı Mebusan Meclisi açıldıktan kısa bir süre sonra Đstanbul işgal edilmiştir. Đtilaf Devletleri’nin Đstanbul’u işgalini 16 Mart 1920 günü saat 10’da telgraf memurları Manastırlı Hamdi ve Ali Efendiler Ankara’ya bildirmişlerdir.118 Heyet-i Temsiliye

Başkanı Mustafa Kemal imzasıyla Đslam dünyasına yayınlanan 17 Mart 1920 tarihli Đstanbul’un işgaline karşı Đslam aleminin birleşmesini öngören telgraf Kayseri Mutasarrıflığı’na da gönderilmiştir.119

Kayseri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nden Müftü Ahmet Remzi, Kayseri müftüsü Nuh, Belediye Başkanı Ahmet ve Ziraat ve Ticaret Odası’ndan Nafiz Bey imzası ile bir nüshası da Temsil Heyeti Başkanlığı’na gönderilen telgrafta ise Đstanbul ve resmî makamların Đtilaf Devletleri tarafından resmen ve zorla işgal edildiğine dair kötü haberin alındığı bildirilmiştir. Yapılan bu tecavüzün Osmanlı hakimiyetinden ziyade yirmi asırlık medeniyet ve insaniyetin meydana getirdiği hürriyet ve vatanperverlik esaslarına bir darbe teşkil ettiği belirtilmiştir. 27 Mart 1920 tarihinde Kayseri’de Atpazarı semtinde, yirmi bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen mitingde Đstanbul’un işgali protesto edilmiştir. Bu arada Müdafaa-i Hukuk Reisi Osman, Müftü Ahmet Remzi ve tüccardan Hacı Ahmet imzasıyla çeşitli makamlara protesto