• Sonuç bulunamadı

Müstakil Ressamlar ve HeykeltıraĢlar Birliği

2. FĠGÜR, SOYUTLAMA VE FĠGÜRATĠF SOYUTLAMA

3.5. Cumhuriyet Döneminde Kurulan Sanat Grupları

3.5.1. Müstakil Ressamlar ve HeykeltıraĢlar Birliği

Cumhuriyet döneminde kurulan Halk Eğitim Merkezleri ile değiĢen ve geliĢen toplum yapısı, sanatın halka açılarak benimsenmesini sağlamıĢtır. 1930‟larda sivil hareketler ve topluluklar kurulmaya baĢlanmıĢtır. 1950‟ye kadar olan dönemde ise iki önemli sanatçı topluluğu dikkatleri üzerine çeker. Bunlardan birincisi sanatsal sorunları bir birlik hareketi ile gündeme taĢımayı planlayarak var olan ilgiyi artırmayı, böylece mevcut olan sanat anlayıĢını farklı açılardan eleĢtirebilmeyi amaçlayan „Müstakil Ressamlar ve HeykeltıraĢlar Birliği‟ 1928–1942 yılları arasında etkinlik göstererek adından çokça söz ettirmiĢtir.

Cumhuriyet‟in kurulmasının ardından büyük bir modernleĢme baĢlamıĢ, kültür ve sanat alanlarında büyük geliĢmeler hedeflenerek birçok atılımda bulunulmuĢtur. Bu dönemim bütün sorunlarını, çöküĢlerini ve savaĢlarını gören gençler, hızla geliĢen ve değiĢen siyasal, ekonomik, kültürel alanlarda yaĢanan değiĢimleri takip ederek kendilerini geliĢtirme çabası içine girmiĢlerdir. Türkiye Cumhuriyeti‟nin geliĢmesinin hedeflenmesiyle birlikte, bilim ve sanatçının yetiĢtirilmesi maksadıyla, birçok yetenekli öğrenci Avrupa‟ya gönderilmiĢtir. Gönderilen bu gençler yurda döndüklerinde 1929 yıllarda Müstakil Ressamlar ve HeykeltıraĢlar Birliği‟ni kurmuĢlardır. Bu genç ressamlar arasında Refik Epikman, Seref Akdik, Mahmut Cûda, Nurullah Berk, Ratip Asir Acudoğlu, Fahreddin Arkunlar, Ali Avni Çelebi, Ahmet Zeki Kocamemi, Cevat Dereli yer almaktadır. Bu birlik içinde yer alan Hale Asaf ise, Müstakiller içinde tek kadın sanatçı olması bakımından önemlidir. Bu grubun amacı, sanatçıları eserlerini oluĢturduğu süreç içinde özgür bırakmak; yabancı ülkelerde resim sergileri açarak yeni Türkiye‟yi tanıtmak, yabancı sanatçıların da ülkemize gelmesini sağlayarak kültür etkileĢiminde bulunmak, bundan sonraki süreçte ise sanatsal ortamların canlandırılmasını sağlayacak en büyük faktörlerden biri olan resim-heykel müzelerinin kurulmasını sağlamak ve sergi açabilecekleri, resimlerini halkla buluĢturabilecekleri mekanların açılmasına öncü olmaktı.

Müstakil ressamlar, insan konusuna eğilmek ve klasik bir sanatın temelini atarak bu alanda geliĢim göstermek istiyorlardı.

Müstakil Ressamlar ve HeykeltıraĢlar Birliği üyelerinin bir araya gelmesini sağlayan faktör, farklı tarzdaki düĢünce yapılarıydı. Resmettikleri objeler, herkes tarafından kullanılan portre, peyzaj, natürmort v.b gibi doğal yapılar olarak görünmesine karĢın, sanatçıların uyguladığı teknik ve üsluplar, ortaya çıkan resimlerin birbirlerinden çok farklı anlatım tarzları yakalamasını sağlamıĢtır. Müstakil Ressamlar ve HeykeltıraĢlar Birliği‟nde yer alan bu sanatçılar, batıdan öğrendikleri üsluplarla pek çok deneme yaparak, Realizmden, Ekspresyonizme, Kübizmden, Konstrüktivizme dek birçok eser meydana getirmiĢlerdir. Batıda sanat eğitimi görmelerinin etkisiyle ilk sergilerinde Paris peyzajları ve konuları yer almaktadır. Avrupa kültüründen etkilenen bu sanatçılar, bir süre bu etkiyi devam ettirerek Avrupa‟da yaptıkları çalıĢmaları sergilemiĢlerdir.

Müstakil Ressamlar baĢlangıçta pek hoĢ karĢılanmamıĢlar ve Batı‟yı kopya etmekle suçlanmıĢlardır. Bu görüĢ genel olarak doğruydu çünkü sanatçıların eserlerinde batı etkisinden izler görmek mümkündü fakat bu sanatçıların düĢüncesine göre, doğa zaten bir taklit ürünüydü ve doğa incelemelerinin, onu doğrudan gözlemleyerek tuvale aktarmak anlamı taĢımadığını ileri sürüyorlardı. Sanatçıların, doğayı geometrik düzenleri çerisinde ele alınması gerektiğini savunmuĢlardır. Fakat bu dönemde geometrik düzenlemelerin temel alınmasıyla elde edilen bu resim etkinliklerinin sonucunda, halk, onların resimlerini anlaĢılmaz olarak nitelendirerek, değerlendirmelerde bulundu.

DıĢavurumculuğu ilk kez, Müstakil Ressamlar ve HeykeltıraĢlar Birliği‟nin 1928 yılında Ankara‟daki Etnografya Müzesinde „1. Genç Ressamlar Sergisi‟ adıyla açılan sergide yer alan Ali Çelebi‟nin „Maskeli Balo‟ tablosuyla ilgili olarak kullandığı görülmektedir ki dıĢavurumculuk bu dönemde tam olarak anlaĢılamayan bir kavram olması bakımından sanatçımızın bu cesaretli resmi dikkatleri üzerine çekmiĢtir.

Resim 9: Ali Avni Çelebi,“Maskeli Balo”,138x186cm, Tuval Üzerine Yağlıboya, 1928

Zeki Kocamemi ve Ali Avni Çelebi Türk resim sanatına büyük katkılar sağlamıĢlardır. Almanya‟da Hans Hofmann‟ın yanında eğitim aldıktan sonra yurda dönmüĢler, XX yy. akımlarının hiçbirine katılmadan bütün sanat alanlarında yer alarak konstrüktif tarzda resimler yaparak isimlerini duyurmuĢlardır.

Zeki Kocamemi ve Ali Avni Çelebi Türk resmine desen kavramını tekrardan getirerek, resimlerinde bolca doğa eskizleri ve pek çok desen çizmiĢlerdir. Onlara göre desen, resmin temelini oluĢturmaktaydı. Güçlü resimsel kurguları, çizgi ve leke yapısı ve renk ve dokunun çeĢitliliğindeki ustalıkları ile baĢarılı kompozisyonlar oluĢturarak isimlerinden bolca bahsettirmiĢler ve Türk resminde de yeni bir dönemin öncüleri arasında yer almıĢlardır.

Figürü kübik yaklaĢımla çözümlemiĢ olan Zeki Kocamemi yeni resim anlayıĢının oluĢmasında önemli bir rol oynamıĢtır. 1920‟li yıllarda yurda döndükten sonra yaptığı resimsel denemelerle, Türk resminde yeni bir hava oluĢmasını

sağlamıĢtır. Hacimlemeye değer veren bu sanatçımız, duygulu yapıtların yanı sıra, sert çizgili mimari desen yapısında da eserler vermiĢtir.

Resim 10: Zeki Kocamemi,“Mekkare Birliği”,123x200cm, Tuval Üzerine Yağlıboya, 1935

1924-1928 yılları arsında Paris‟te Jullian Akademisin de, Paul Albert Laurens‟le çalıĢan ve daha önceleri doğaya ve modele dayalı resimler yapan Refik Epikman yurda döndüğünde hocasının da öğütleriyle, Kübist-Konstrüktivist etkili biçim ve çizgi kaygısını yapıtlarında göstermiĢtir. “Bar” (Caz) adlı eserinde kübizmin volümleme tekniğini ve „Gaugen‟ biçimlendirmesini görebilmekteyiz.

Resim 11: Refik Epikman,“Bar”, 46x55cm, Tuval Üzerine Yağlıboya, 1928

1960 yıllarından sonra da yavaĢ yavaĢ soyut anlayıĢta eserler verdiği görülmüĢtür. Fakat son on yıl içinde hocasının da etkisiyle çizginin yapıcılığına öncelik vererek, soyut ya da yarı soyut resimlerinde renk faktörüne daha geniĢ yer vererek bu tarzda düzenlemelerde bulunmuĢtur.

Cevat Dereli, resimlerinde toplumsal konulara yönelerek köylülerin güncel yaĢamlarını ve uğraĢlarını kendine özgü bir içtenlikle resimlerine aktarır. Resimlerinde konu içerisine alınan bütün nesneler, değerler ve figürler sert geometrik konturlar ve geometrik leke dağılımlarıyla ele alınmıĢtır.

Müstakil Ressam ve HeykeltıraĢlar Birliği‟nin çalıĢmaları birkaç yıl sürmüĢtür çünkü Hale Asaf ve Muhittin Sebati gibi iki güçlü sanatçının genç yaĢta ölümleri birliğin temellerinin sarsılmasını ve kısa süre sonra dağılmasına neden olmuĢtur. Bunun dıĢında Devlet ve özel kesimler de birliğin çalıĢmalarına ve sergilerine fazla ilgi göstermemiĢtir. Bir süre sonra Müstakil ressamlar grubun aktifliğini sona erdirmiĢlerdir.

Benzer Belgeler