• Sonuç bulunamadı

Figüratif Soyutlamaya GeçiĢ Süreci

2. FĠGÜR, SOYUTLAMA VE FĠGÜRATĠF SOYUTLAMA

3.9. Figüratif Soyutlamaya GeçiĢ Süreci

Türk resminde soyut anlayıĢın egemen olduğu 1955-70 arası dönemde, Müstakiller ve D Grubu üyelerinin önemli isimleri soyut sanata yönelmezken Yeniler‟ in büyük bir çoğunluğu soyut sanatın ilk uygulayıcıları olmuĢlardır. Ayrıca, Çallı kuĢağının ardından geçen uzun bir aradan sonra gerçek anlamdaki figürün yeniden gündeme getirilmesi de bu yıllara rastlamıĢtır fakat figüratif alandaki bu geliĢmenin toplu bir hareket olmadığı bilinmelidir. Bu bireysel çıkıĢların Akademi dıĢında ağırlık göstermesi de ilginçtir. Bunun yanı sıra ortak bir tanı konulmamasına rağmen, Sezer Tansug‟a göre, II. Dünya Savası‟nı izleyen ikinci büyük periyod içinde non-figüratif, soyutlayıcı eğilimlerin yaygınlaĢması güçlü bir alternatif oluĢturarak, gerçekte dolaylı figür resminin egemen bir güçlenme sürecine girmesine kolaylık sağlamıĢtır. 1955‟den sonra iyice belirginleĢen figüratifleĢmin güçlenmesi,

16

kültürel boyutların geniĢlemesinin yanı sıra karsı alternatiflerin varlığına da bağlanabilir. Yani soyutlayıcı, kavramsal ve minimal eğilimler, figüratifreĢme hizmet eden güçlü bir alternatif olmaktan öteye gidememiĢtir.17

ÇağdaĢ Türk resminde figürlü yaklaĢım üslupları soyut resim döneminde dahi etkisini tam anlamıyla kaybetmemiĢtir. Soyut resim etkisinde yeni düzenlemelere giden müstakiller, yeniler gurubu ve bireysel olarak bir gruba bağlı kalmadan resimler yapan sanatçılar, tam anlamıyla figürlü yaklaĢımdan uzak kalamamıĢlardır. Soyut tarzda birçok çalıĢma yapılsa dahi, 1960‟lardan sonra figüratif soyutlamalı çalıĢmalara devam edilmiĢtir. Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyelerinde eğitim gören bir grup öğrencinin 10‟lar grubunu kurmasıyla birlikte, bir dizi sergi etkinliklerinde bulunmuĢlardır. Bu öğrenciler folklorik tarzlı resimleriyle dikkat çekmiĢlerdir. Sürekli bir çalıĢma temposuna giren sanatçılar, farklı bakıĢ açısı ve yorumlarıyla figüratif tarzında etkinlikler göstermiĢlerdir.

1960‟lardan sonra soyut resim non–figüratif tar etkisini göstermeye devam etse de pek çok sanatçı, figüratif denemelerinde bulunmaya devam etmiĢtir. Bu sanatçıların baĢında NeĢet Günal, gelmektedir. Konularını köy yaĢamının yansımalarından seçen bu sanatçı, figür eğilimine yön veren büyük etkiler yaratmıĢtır.

17 Ġskender, 1994. “Türk Resminin Figüratif Açıdan Görünümü”,Türkiye’de Sanat, Ocak- ġubat, Ġstanbul

Resim 30: NeĢet Günal,“Duvar Dibi”,130x184 cm, Tuval Üzerine Yağlıboya, 1963

1960‟ların sonu, 1970‟lerin baĢında, soyut resim dilinin bir ölçüde “akademikleĢmeye” baĢladığı, buna rağmen geleneksel anlatımlı figürün karĢısına, içinde eleĢtiri, ironi ve varoluĢsal kaygıların bulunduğu yeni figüratif resmin çıktığı görülmektedir. Burada figür, ifadenin baĢ öğesi haline dönüĢerek, görünümdeki bütünlüğe rağmen, parçalanır. Hayali bir düzlem içinde çözülerek bir figür sorunsalını oluĢturur. 1960‟ların getirdiği yenilenme çabası sonucu oluĢturulan özgürlükçü sanat ortamı Türk resim sanatının yeniden canlanmasını sağlamıĢtır. Bu, kendisine güvenen yenilikçi bir dil ile eskinin yerine alternatif bir anlatım tekniğinin arandığı bir geçiĢ sürecidir. Bu dönemde Türk resim sanatında politik içerikli resimler de yapılmaktaydı. Bu tarz resimler, 1980‟lerin baĢında siyasi ve toplumsal olayların yaĢanması sonucu bir eleĢtiri Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır. Bu dönemde, sanatçılar resimlerinde eleĢtiri ve ironiye yer vererek toplumsal meseleleri ele alıyorlardı. ĠĢte bu tarz yapılan resimlerle figür resminin ortak yanı her iki grubun da figürü iĢlemesiydi.

1960 ihtilalinin siyasi yansımaları bir yana, bireyler ve toplum üzerindeki etkisi derinden hissedilmiĢtir. Aydın bir kimlik olarak Türk sanatçısı, ülke sorunlarının demokrasinin doğal akısı içerisinde çözümlenememesinden dolayı ciddi bir özgüven sorunuyla yüzleĢmek durumunda kalmıĢtır. Bunun dıĢında; yaĢanan siyasi ve toplumsal dalgalanmalar, hızlı kentleĢme ve gelir dağılımındaki dengesizliklerin biçimlendirdiği farklı yasam standartları sanatçıların yeni figüratif anlatım biçimleri geliĢtirmelerine kaynak oluĢturmuĢtur. 1960‟lardan bu yana Türkiye‟de artan toplumsal çeliĢkiler ortamında kentleĢme olgularının yarattığı dramatik gerilim, sanatçıların yeni figüratif ifadeci keskinlikler aramalarına yol açan ayrı bir itici güç olmuĢtur.18

Bu konuda örnek vermek gerekirse, figür resminin bu geliĢim döneminde, köy ve kent yaĢamı konularıyla etkili bir anlatım biçimi oluĢturmuĢtur. Bu dönemde pek çok sanatçı NeĢet Günal‟dan etkilenerek resimlerinde köy ve kasaba yaĢantısını konularına almıĢlardır.

Figüratif alanda varlığını sürdüren pek çok sanatçı bulunmaktadır. GeçmiĢte farklı sanat üslup ve tarzları denemiĢ olsalar dahi figüratif resimden vazgeçemeyen sanatçılarımız bu alanda pek çok eserler vermiĢlerdir. Bu resmin bir diğer önemli temsilcisi Cihat Burak‟tır. ÇağdaĢ Türk resmine yorum bakımından en geniĢ ufukları açan sanatçı olması bakımından bizdeki yeri çok önemlidir. Bu sanatçımızın resimleri, bir çeĢit kapalı tekke mistiğini sürdüren, gizlilik içindeki cesur çıplaklığın, kaçamak perverseliklerin yer aldığı, içten, saf kamıĢların hedeflerini arayıp bulduğu, mazlum kafa tutmalarla dolu grotesk bir istifler ve karĢıtlıklar dünyasıdır. Fantastik tasarımlarını, günlük gözlemlerinden çıkaran, sonra da onlarla hayal aleminin yaratıkları gözlemini vermeyi baĢarabilen, masal resimcisinin, erbabı arasında sayılan bu sanatçı, bu simgeleri kendine göre yorumlayıp özelleĢtirerek, kendine has bir anlatım tarzı oluĢturmuĢtur. ġüphe yok ki eleĢtirisi, düz bir eleĢtiriden, taĢlaması düz bir taĢlamadan ibaret olmayan bütün stilizasyona, erbab anlaĢmaların ayrıntılarını sağlamak amacında olan bir dil. Yeterinde de elit bir dil. Bir bakıma öyle

görünse de kalabalığın anlayacağı bir iĢ yapmıyor Cihat Burak. Kalabalığın resim zevkine yaklaĢan bir tutum içinde, o zevkle yabancılaĢan, bir iĢ yapıyor. 19

Resim 31: Cihat Burak,“Ġsimsiz”, 65x60 cm, Litografi, 1988

19 Sezer Tansuğ, s-272. : TANSUĞ Sezer, “ÇağdaĢ Türk Sanatı“, 5. Basım, Remzi Kitabevi, istanbul 1999

Bu resimde Cihat Burak, masalsı kahramanlarıyla, çizgiyle boyanın, mizacın, hareketlerin, renk katmanlarının ifadesiyle, titiz bir duyarlılıkla konusunu iĢlemiĢtir. Figüratif soyutlama eğilimleri ve güçlü anlatım tarzıyla, adeta bir rüya yorumcusu niteliğindedir. Boyaları kullanmadaki ustalık ve renk tonlarıyla, dikkatleri üzerine çeker. Boyayı adeta bir sıva gibi yoğun ve etkileyici bir renk ve katmanla kullanmaktadır. Resimlerinde genelde ilginç fantastik kurgular uygulayarak, çarpıcı anlatımlar yakalamıĢtır.

Bir diğer önemli sanatçımız da Orhan Perker‟dir. Bu sanatçımız resimlerinde dıĢ çizgileri gerçeğe uyduruyor ve kendi sınırları içerisinde soyut figüratif tarzda eserler üretiyor.

Resim 32: Orhan Perker,“Ġtfayeciler”, Tuval Üzerine Yağlıboya, 1973

Orhan Perker çalıĢmalarında, gerçek ötesinde arayabileceğimiz bütün zenginlikleri ve düĢ gücünü, gerçek içinde bulundurmanın sevinci ve uyanıklılığıyla aktarır. Ona göre bir öğeyi yok etmenin yolu, o öğeyi görmezden gelmek değil, özelliklerini baĢka bir öğeye aktararak değiĢtirmek ve baĢka bir düzen içinde, yeni bir kompozisyon oluĢturmaktır.

Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Üniversitesi bünyesinde çalıĢan D Grubu hocalarını takip eden birçok hoca ve öğrenci figüratif soyutlama alanında çalıĢmalar yapmıĢlardır. Her biri kendilerine özgü figüratif çalıĢma etkinliği oluĢturmuĢ ve bu yönde kendilerini geliĢtirmiĢlerdir. Bu sanatçılardan biri Özdemir Altan‟dır. Figüratif kompozisyonlarını gobelin halı tekniğiyle donatarak, özgün bir anlatım tarzı sunmuĢ, endüstriyel metalik pırıltıları resimlerine aktarmıĢtır.

Resim 33: Özdemir Altan,“Köpek Gezdirme Alanları YaygınlaĢtırma Projesi”,300x400cm, Tuval Üzerine Akrilik

Önemli bir diğer sanatçımız ise Dinçer Erimez‟dir. Figüratif soyutlama kompozisyonlarında, görsel fantezi öğelerine yer vermektedir. Ayrıca dekoratif kompozisyon çalıĢmalarına da önem vererek figür soyutlamalarıyla, çevre etkileĢimini bir arada baĢarıyla gerçekleĢtirmiĢtir.

Figüratif soyutlama alanındaki en önemli isimlerden biri de Devrim Erbil‟dir. Sanatçı minyatür peyzajlarından da yararlanarak ritmik hareket sorunu

üzerine eğilmiĢtir. Türk resminin özgün yorumcularından biridir. Minyatür, halı motifleriyle geleneksel Türk doğu ve batı resim geleneğini birleĢtirerek, çizgi, renk ve dokudan kurulu kompozisyonlarıyla dikkat çeker.

1960-80 yılları arasında figüratif alandaki araĢtırmalar daha da çoğalmıĢtır. Avrupa da Ekspesyonist akıma mensup sanatçılardan eğitim alan birçok genç, figüratif soyutlamaya katkı sağlamıĢtır. Bu sanatçılar arasında Orhan Peker, Yüksel Aslan, Cahit Burak, Nedim Günsür, vb. gibi birçok sanatçı Türk resminde figürün yeniden yer alması için çaba harcamıĢlardır.

Benzer Belgeler