• Sonuç bulunamadı

Bir toplumun gelişmişlik göstergelerinden bir tanesi de kuşkusuz bilim ve eğitim

alanında aldığı yolla ilgilidir. Bu yolun öncüleri ise alim olarak nitelendirdiğimiz ilim

insanları sayesinde gerçekleşmektedir. Bir kandil misali önce kendilerini daha sonra

etrafını aydınlatan bu insanlar toplumu bulunduğu karanlıktan aydınlığa çıkaran

kurtarıcılardır. Rus emperyalizmi altında ezilen, kendi dinlerini yaşamalarına izin

verilmeyen, ana dilde konuşmanının yasak olduğu, şehir merkezlerinden

uzaklaştıralarak varoşlarda yaşamaya itilen Rusya Müslümanlarının kurtuluşu da eğitim

alanında başlayan Usul-i Cedit hareketiyle gerçekleşmiştir. İsmail Gaspıralı’nın

liderliğinde başlayan bu hareketin öncü isimlerinden biri de Abdürreşid İbrahim

olmuştur.

Seksen yedi yıllık hayatı boyunca kendini tüm dünya Müslümanlarının içinde

bulunduğu gaflet ve cehalet uykusundan uyandırmaya adamış, Rusya’dan Hindistan’a,

Japonya’ya, Osmanlı topraklarına, Mısır ve Balkanlara kadar gittiği her coğrafyada

bunun için çalışmalar yapmıştır. Gazeteci, seyyah, gizli servis mensubu gibi pek çok

kimlikte karşımıza çıkan Abdürreşid İbrahim aynı zamanda Rusya Türklerinin ilk siyasi

temsilcisi ve ilk siyasi döküman yayınlayan kişisi olarak tanınmaktadır

134

. Ve Rusya

Türkleri tarafından 1905-1908 arasında düzenlen dört büyük kurultayın

organisazyonunu gerçekleştiren kişilerin başında gelmektedir

135

.

Asıl adı Abdürreşid b. Ömer b. İbrahim b. Adürreşid’dir. 23 Nisan 1857’de Rusya’nın

Batı Sibriya bölgesine bağlı Tobolsk ilinin Tara kasabasında doğmuştur

136

. Aslen

134 Devlet, Rusya Türkleri.... s.118.

135 Alper Alp, “Rusya Müslümanları İttifakı İçersinde Görüş Ayrılıkları ve Abdürreşid İbrahim”, Uluslararası Abdürreşid İbrahim ve Türk Japon İlişkileri Bilgi Şöleni, (22-23 Mayıs 2012/ Konya), Konya Japon Kültür Merkezi, Konya 2012, s.174.

136 Abdürreşid İbrahim’in doğum tarihi ile muhtelif bilgiler bulunmaktadır. Bu nedenle konuyla ilgili önemli çalışmalar yapan İsmail Türkoğlu, “Rusya Türklerinden Abdürreşid İbrahim (1857-1944)” Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 1993, adlı eserinde bu muhtelifliğe vurgu yaparak Abdürreşid İbrahim’in kendi yazdığı “Tercüme-i Halim Yaki Başıma Gelenler” adlı makalesinde kendi doğum tarihini bu şekilde verdiğini ve “ doğum tarihimi pederim kendi eliyle defterine kayd etmişti” dediğini ifade etmektedir. Daha ayrıntılı bilgi için bkz. Caner Arabacı,”Abdürreşid İbrahim’in Türkiye Vatandaşlığı Serüveni ve

Buharalı Özbek bir aileye mensup olan Abdürreşid İbrahim’in babası dönemin önemli

siyasi hadiselerine karışmış Ömer Efendi, annesi ise Başkurt Türklerinden uzun yıllar

Tara Medresesinde kız çocuklarına muallimlik yapmış olan Afife Hanımdır

137

.

Abdürreşid İbrahim’in genç yaşında başladığı tahsil hayatını yirmi iki yaşına kadar İdil-

Ural ve Orta Asya bölgelerinde ki çeşitli medreselerde devam ettirmiştir

138

. Anne ve

babasının vefatı üzerine Kazan’da ki Kaşkar medresesine gitmiş ve burada zamanın ünlü

alimlerinden biri olan Damolla (Büyük molla)dan eğitim almıştır. Bu sırada 1877-1878

Osmanlı- Rus savaşı başlamış ve özellikle Türklerin yaşadığı bölgelerde Rus denetimi

kendini iyiden iyiye hisstermiştir. Pasaportunun süresi biten ve yakalanan Abdürreşid

İbrahim, Çeboksarı, Kazan ve Tara hapishanelerinde yaklaşık bir yıl kadar yatmıştır.

Buradaki hapishanelerde Rusya’nın çeşitli bölgelerinden gelen Müslüman soydaşları ile

Rusya Türklerinin durumu hakkında müzakerelerde bulunmuştur. Bu görüşmeler onun

ilerki yıllarında izleyeceği yolu belirlemesinde adeta bir pusula olmuştur

139

.

Hapishaneden çıktıktan sonra Kazak bozkırlarında bir süre amaçsızca dolaşmış, bu

sırada Kazak dilini öğrenmiştir. Dolaştığı köylerden birinde tanıştığı zengin bir Kazak

köylüsünün çocuklarına ders vermiştir. Eğitimine Medine’de devam etmek istemiş,

Odessa üzerinden İstanbul’a geçmiştir. Parası bittiği için yoluna devam edemeyen

Abdürreşid İbrahim, bir süre İstanbul’da ikamet etmek zorunda kalmış ve burada Rusya

Müslümanlarının önemli şahsiyetlerinden olan Kazanlı İshak Hacı Apanev ve

Şehabettin Mercani gibi pek çok alimle görüşmüştür

140

. Bir süre sonra Tatar bir zenginin

hizmetkarlığını üstlenerek Medineye geçmiştir. Eğitim hayatının en önemli safhasını

oluşturan bu zaman diliminde aldığı dini eğitimin yanı sıra siyaset eğitimi de almıştır.

Medine’de bulunduğu sırada her sene hac görevini de gerçekleştirmiş, böylece dünyanın

her yerinden gelen Müslümanlarla görüşmüş onların ahvalinden haberdar olmuştur

141

.

Hac mevsimi sırasında Abdürreşid İbrahim’in ilgi ve dikkatini çeken en önemli

hadiselerden biri Müslümanların ortak bir dile sahip olmamasından kaynaklı olarak

verilen hutbelerden yeterince faydalanamamaları olmuştur. Hac sırasında karşılaştığı bu

Konya Hayatı,” Merhaba Gazetesi Akademik Sayfalar, Cilt-14, Sayı-19, 2014,s.290, Mustafa Uzun,

“Abdürreşid İbrahim”, TDVİA, cilt-1, İstanbul 1998, s.295-297.

137 İsmail Türkoğlu, “Rusya Türklerini Uyandıran Adam: Abdürreşi İbrahim (1857- 1944), ”, Uluslararası Abdürreşid İbrahim ve Türk Japon İlişkileri Bilgi Şöleni, (22-23 Mayıs 2012/ Konya), Konya Japon Kültür Merkezi, Konya 2012, s. 18. Uzun, a.g.m. s.295.

138 Uzun, a.g.m., s.295.

139 Türkoğlu, a.g.t. s.3, Türkoğlu, a.g.m. s.21.

140 Nadir Özbek, “Abdürreşid İbrahim İslamcı Bir Eylem Adamı” , Toplumsal Tarih, Cilt: 4, Sayı:19, 1995, s.8. 141 Türkoğlu, a.g.m. s.21-22.

manzaraya ileride çıkaracağı İslam Dünyası Dergisinde “Ana dil ile hutbe” adlı

makalelerle sık sık yer vermiştir. Bu günlerde yaşadıkları onun ileride takip edeceği

Pan-İslamist siyasetin ilk kıvılcımlarını oluşturmuştur. Tercüme-i Hâlim adlı eserinde

de bu durumdan bahsetmiş ve müslümanlar için ortak dil olması gerektiğini

savunmuştur. Yaşadığı dönemde politik pragmatizmin bir sonucu olarak Pan-Türkizm

ve Pan-İslamizm düşüncelerini aynı anda savunmuştur.

142

Medine’de ki yedi yıllık

eğitim hayatının ardından 1884 yılının sonlarına doğru İskenderiye üzerinden İstanbul’a

geçmiş, oradan da 1885 yılı başında doğduğu kent olan Tara’ya dönmüş ve burada Usul-

ı Cedit mektebi açarak öğrencilere ders vermeye başlamıştır. Aynı yıl içersinde evlenen

Abdürreşid İbrahim’in Münir, Kadriye ve Fevziye adında üç çocuğu olmuştur.

143

İsmail Gaspıralı tarafından geliştirilen Usul-i Cedit hareketinin yaygınlaşmasında

önemli neferlerden biri olan Abdürreşid İbrahim bu doğrultuda Rusya Müslüman-

Türklerinin milliyet bilincinin gelişmesi için çalışmalar yapmıştır. Cemalettin Afgani,

Şehabettin Mercani, Rızaeddin Fahrettin gibi kişilerle yazışarak, İstanbul’da bastırıp

Rusya’da dağıttığı “Liva-ül Hamd” adlı eserinde Çarlık Rusyasının baskısı altında

yaşamak zorunda kalan Rusya Türklerinin Anadolu’ya göç etmesini önermiştir

144

.

Yazdığı yazılar ve yaptığı çalışmalarla Rus hükümetinin dikkatini çeken ve istifaya

zorlanan İbrahim, Rusya’da daha fazla kalamayacağını anlamış ve İstanbul’a gitmek

zorunda kalmıştır. Burada Rusya Türklerinin siyasal amaçlı yayınlanan ilk metni olma

özelliği taşıyan “ Çolpan Yıldızı” adlı eserini yazmıştır. Rusya Müslümanlarına baskı

uygulayan Rus Hükümetini şiddetle eleştirip, onları mücadeleye çağıran bu eser II.

Abdülhamit’in uyguladığı sansür uygulaması nedeniyle gece yarısı bastırılmış ve

Odessa üzerinden Rusya’ya kaçırılmıştır

145

. İstanbul’da birkaç yıl kaldıktan sonra 1896

yılı başlarında Buhara’ya giderek burada ki Müslüman liderlerle görüşmüş, Rusya’da

yaşayan Müslümanların siyasi ve kültürel hakları için mücadele fikrini yaymıştır.

İstanbul’a geri döndükten bir süre sonra Rusya’nın baskıları sonucu İstanbul’dan

ayrılmak zorunda kalmış ve Mısır, Suriye, Hicaz, Filistin, Avusturya, Bulgaristan,

Sırbistan’ı kaplayan üç yıllık bir seyahate çıkmış, burada gezip gördüklerini uzun notlar

142 Özbek, a.g.m. s.12.

143 Abdullah Gündoğdu, “Abdürreşid İbrahim’in Oğlu Ahmed Münir ve Japonya Mektupları”, Uluslararası Abdürreşid İbrahim ve Türk Japon İlişkileri Bilgi Şöleni, (22-23 Mayıs 2012/ Konya), Konya Japon Kültür Merkezi, Konya 2012, s.139.

144 Özbek, a.g.m. s. 8-9 145 Türkoğlu, a.g.m. s. 24.

halinde kaleme almış ancak yayınlama fırsatı bulamamıştır. Seyahat sonunda Sibirya

üzerinden Doğu Türkistan’a oradan da doğduğu kent Tara’ya geri dönmüştür

146

.

1900 yılında St. Petersburg’a yerleşen Abdürreşid İbrahim, burada bir gazete

yayınlamak için Rus Hükümetinden izin istemiştir ancak gerekli izinleri alamasının

ardından1900-1902 yılları arasında Mirat’ı yayınlamıştır

147

. Japonya’ya gidip

İslamiyeti yaymak adına çalışmalarda bulunan İbrahim’in faaliyetleri üzerine Rus

büyükelçisinin isteği dahilinde Japonya’dan sınır dışı edilip tutuklanmıştır. Petersburg’a

yerleştikten sonra kendisine ait bir matbaa kurmuş ve burada Rusya Müslümanlarını

uyandırmak ve aralarındaki birlik ve beraberlik fikrini güçlendirmek adına “Ülfet” ve

“Tilmiz” gazetelerini neşretmiştir

148

. 1905 yılında gerçekleşen Rus ihtilalinin ardından

yaşanan özgürlük havası içersinde Rusya Türkleri de çeşitli siyasi faaliyetlere

girişmişlerlerdir. Tüm Rusya Türklerini bir araya getirmek için girişilen bu çabanın

önderliğini de Abdürreşid İbrahim yapmıştır

149

. 1907 yılında çıktığı Japonya seyahatini

1910 yılında tamamlamış, buralarda gördüklerini ve düşüncelerini Alem-i İslam

kitabında toplamıştır

150

.

Halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmenin en iyi yolunun basın- yayın faaliyetlerinden

geçtiğinin farkında olan Abdürreşid İbrahim, Rusya Müslümanlarını birleştirmek ve

onlarda bu fikri uyandırmak amacıyla pek çok basın yayın faaliyetinde bulunmuştur.

Japonya seyahati dönüşü 1910-1911 yılları arasında İstanbul’da Osman Cudi, Troyskili

Ahmet Taceddin ve Yakup Kemal’le birlikte Tearüf-i Müslimin dergisini çıkartmış,

ardından 1913-1914 yılları arasında çalışmanın asıl konusu olan İslam Dünyası dergisini

çıkartmıştır. Yine aynı dönemde İstanbul’da Tatar Cemiyet-i Hayriyesi adıyla kurulmuş

olan örgütün yönetim kurulu başkanlığını yürütmüştür

151

.

Abdürreşid İbrahim, 1915 yılında askere moral vermek amacıyla Sarıkamış Harekatına

katılmış, ardından Sofya, Budapeşte, Viyana ve Almanya’da bir takım temaslarda

bulunmuştur. 1923 yılında Rusya’dan Çin’e uzanan seyahati sonrasında önce İstanbul’a

146 Özbek, a.g.m. s. 9

147 Maraş, a.g.m. s. 76.

148 Mustafa Balcıoğlu, Teşkilat-ı Mahsusa Yahut Umur-ı Şarkiye Dairesi, Dinamik Yayınları, Ankara 2011, s. 62.

149 Balcıoğlu, a.g.e. s.63, Alp, a.g.m. s.174.

150 Müzeyyen Altunbay, “Sibirya’dan Japonya’ya Bir Türk Seyyah: Abdürreşid İbrahim Efendi ve Te’arüf-i

Müslimin Dergisinde Eğitim Meselesi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt:9, sayı: 45, Ağustos 2016,

s.529.

ardından Konya’ya yerleşmiştir. 1928 yılında önce Mısır’a ardından Japonya’ya

geçerek 1944 yılında ki ölümüne kadar burada yaşamıştır

152

.