Rusların Panslavizm ve asimilasyon politikalarına karşılık Rusya Türklerini, Türkçülük
ideolojisi altında “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” sloganıyla harekete geçiren, milli uyanışın
sembolü olan İsmail Gaspıralı, 8 Mart 1851 tarihinde Mustafa Ağa ve Fatma Sultan
Hanım’ın ilk oğlu olarak Kırım’da dünyaya gelmiştir
117. Babası Mustafa Ağa’nın
Gaspıra köyünden olması hasebiyle İsmail Bey’e de Gaspıaralı lakabı verilmiş ve tüm
hayatı boyunca da bu isimle tanınmıştır
118. İlk eğitimini Bahçesaray’da ki Zincirli
Medresesinde almış, daha sonra Akmescit’teki askeri okula gitmiştir. O yıllarda
panslavizm fikrinin her yerde egemen olmaya başlamasıyla Gaspıralı’nın tanıştığı Türk
karşıtı Rus milliyetçileri onun kendi kimliğine daha çok sarılmasına neden olmuştur
119.
1867 yılında Giritli Rumların Osmanlıya karşı başlattıkları isyanda Türklüğe hizmet için
okulu bırakan Gaspıralı, eğitimini bırakarak arkadaşları ile Odessa gitmiş, ancak
pasaportu olmadığı için yakalanıp geri gönderilmiştir. Bu başarısız teşebbüsün ardından
Bahçesaray’a geri dönen Gaspıralı bir zamanlar eğitim gördüğü Zincirli Medrese’sinde
Rusça öğretmenliği yapmaya başlamıştır
120. 1872 yılında Fransa’ya gidip burada eğitim
hayatına devam etmiş, Fransızca öğrenmekle yetinmemiş aynı zamanda ünlü Rus yazar
116 Gündoğdu, a.g.m. s.14, Kalsın, a.g.m. s. 99.
117 Nadir Devlet, İsmail Bey Gaspıralı (1851-1914), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 1988, s.15. 118 Mehmet Saray, Türk Dünyasında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey (1851- 1914), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara 1987, s.1.
119 Gündoğdu, a.g.m. 17. 120 Devlet,İsmail Bey..., s.17.
Turgenyev’in de yardımcılığını yapmıştır
121. Bu seyahat sırasında Avrupa’yı ve
Avrupalı düşünürleri yakından tanıma fırsatı yakalayan İsmail Bey, bir süre İstanbul’da
kaldıktan sonra Kırım’a geri dönmüş ve 1878-1884 yılları arasında belediye başkanlığı
görevinde bulunmuştur. Lakin bu görev sırasında Bahçesaray’ı güzelleştirmek adına
yaptığı ışıklandırma faaliyetlerinden dolayı “yersiz masraf” iddiasıyla suçlanmış ve
istifa etmek zorunda kalmıştır
122.
İsmail Gaspıralı, Zincirli Medresesinde görev yaparken medresede verilen eski usul
eğitim metotlarına yakınen tanık olmuştur bu da onun Türklerin eğitim konusunda ne
derece geri kaldıklarını görmesini sağlamıştır. Dini eğitimlerin verildiği, pozitif
bilimlerden uzak, gündelik hayata dair bilgilerden yoksun olan bu okulların ıslah
edilmesini gerektiğini düşünmüştür. Rusların Slavlaştırma ve Hristiyanlaştırma
politikalarına karşı kendilerini ancak milli kimliklerine sarılarak koruyabileceklerini
savunmuş ve bunu gerçekleştirip, varlıklarını devam ettirebilmenin yolunun eğitimli
bireylerden geçeceğini söylemiştir. Bu düşüncelerle yola çıkan İsmail Gaspıralı, milli
uyanışı gerçekleştirmek için ilk olarak 1879 yılında bir gazete yayınlamak istemiş lakin
Ruslar buna izin vermemiştir. Bunun üzerine 1881 yılında Akmescit’te çıkarılan
Tavrida gazetesinde Genç Molla takma adıyla Rusça olarak yayınlanan meşhur Rusya
Müslümanlığı makalesinde kendi programını ilan etmiştir
123. Buna göre:
1.
“Milli okulların geliştirilmesini ve eğitimde reform yapılmasını;
2.
Milli eğitim merkezlerinin maddeten desteklenmesi için “ Cemiyet-i
Hayriye”lerin kurulmasını;
3.
Bütün Türklere ortak dilde hitap edecek milli basının faaliyete geçirilmesini;
4.
Müslüman hayat tarzının modernleştirilmesini;
5.
Müslüman kadının hürriyete kavuşturulmasını;
6.
Milli aydınlar zümresinin yetiştirilmesini talep ediyordu”
124.
Tavrida’da başladığı yayıncılık mücadelesine Tonguç, Şafak, Kamer, Ay, Yıldız,
Güneş, Hakikat ve Latail gibi küçük gazete ve broşürler çıkardıktan sonra asıl teşebbüsü
olan Tercüman Gazetesinin ilk sayısı Kırım’ın Rus hakimiyetine girmesinin yüzüncü
yılı olan 1883 yılında çıkarmıştır
125. Adını İstanbul’da yayınlanan Tercüman-ı
121 Mehmet Arslan ,” Gaspıralı İsmail Bey’in Eğitim Reformu ve Usul-i Cedid Gaspıralı İsmail Bey’in Yaşam
Öyküsü ve Türk Fikir Hayatına Etkileri”, GAU Journal of Social and Applied Science, Sayı-8, s.9
122 İzzetullah Zeki, Türkistan Ceditçileri, Çizgi Kitabevi, Konya 2019, s.39. 123 Devlet, Rusya Türkleri...., s.25,
124 Devlet, Rusya Türkleri...., s.25, Gündoğdu, a.g.m. s.18. 125 Devlet, İsmail Bey Gaspıralı, s. 22.
Ahval’den alan bu gazetenin Rusça ismi ise Perevotçik’tir. Türkçe ve Rusça olarak iki
kısımdan oluşan gazete, 10 Nisan 1883’ten 1918 yılına kadar yayın hayatına devam
etmiştir. Türk gazeteleri arasında en uzun süre yayında kalmayı başaran gazete olma
özelliği dışında Rusya’da yayınlanan ilk gazete olmasa da yarattığı etki bakımından bir
ilk özelliği taşımaktadır
126. Tercüman gazetesinin yayın izni alabilmesi için bazı
kurallara riayet etmesi gerekmiştir bu nedenle de Gaspıralı Tercüman’ı çıkarabilmek
için rejime karşı olumlu davranmak zorunda kalmıştır. Fikirlerini ve dilini oldukça
yumuşatarak yazmak zorunda kalmıştır. Belki de bu ihtiyatı onu diğer gazeteler gibi
sansüre girip kapanma tehlikesinden korumuş, uzun soluklu yol almasını sağlamıştır.
“Dilde, Fikirde, İşte Birlik” şiarıyla yola çıkan gazete, Kahire’den Hindistan’a, Osmanlı
ülkesinden Rusya’ya birçok noktada takip edilmiştir. Bu nedenle de tüm Türklerin
anlayabileceği ortak bir yazı dili yaratmanın, milli uyanışı gerçekleştirmek adına
zorunlu bir gereklilik olduğunu düşünen Gaspıralı bu fikrini gerçekleştirmek için
çalışmalar da bulunmuş ve bunu büyük oranda başarmıştır. Bu dilin; mümkün olduğu
kadar sadeleştirilmiş, yazana ve okuyana büyük zorluklar çıkaran Arapça ve Farsça
tabirlerden arındırılmış, Osmanlı Türkçesi çatısı altında birleşen bir dil olması amaç
edinilmiştir
127. Tercüman yayın hayatı boyunca Türk ve Müslüman dünyanın sorunları
ile ilgilenmiş ve sorunlara somut öneriler sunarak insanları var olan durumlardan
haberdar etmiştir.
İsmail Gaspıralı’nın ikinci hamlesini ise 1884 yılında Bahçesaray’da açtığı “Usul-i
Cedit” ya da “Usul-ı Savtiye” adını verilen okulları açarak gerçekleştirmiştir
128. Cedit
kelimesi sözlük anlamı olarak eskinin karşıtı, yeni manasına gelmektedir. Tatar- Cedit
hareketi içersinde ise bu tabir dini yenileşmenin yanı sıra eğitimdeki yenileşmeyi de
anlatmak için kullanılmıştır
129. Buna göre bu anlayışla hareket eden aydınlar bozulan,
zamanın ihtiyaçlarına cevap veremeyen, kaliteli öğrenci yetiştiremeyen ve çağdaşlarını
takip etmekte zorlanan bu medreseleri ıslah ederek ve yeni okullar açarak çağı
yakalamayı amaçlamışlardır. İsmail Gaspıralı’nın tanımlaması ile Usul-i Cedit
anlayışının temel unsurları şunlardır:
126 Kalsın, a.g.m. 105-106, Devlet, Rusya Türkleri...., s.26, 127 Gündoğdu, a.g.m. s.19.
128 Zeki, a.g.e. s.40. 129 Maraş, a.g.t. s.15.
1.
Okuma yazma öğrenmede uygulanan yeni bir metod, yani eski harf usulünden,
ses (avaz) metoduna geçmek,
2.
Eski medreselerde yer verilmeyen imtihan sistemini getirmek,
3.
Öğretim yılının sınırlarını belirleyip, seneyi iki öğretim yılına ayırmak,
4.
Talebelere kendi ana dilini öğreterek, okuma yazmaya kendi ana diliyle
başlamasını sağlamak,
5.
Ders programlarında zaruri din derslerinin yanında fen bilimlerine yer
vermek,
6.
Ders kitaplarını kademeli şekilde özel olarak hazırlamak,
7.
Sınıflara bölünme anlayışını getirmek,
8.
Mektep ve medreselerin fiziki şartlarını uygun hale getirmek
130.
Ancak her yenilikte olduğu gibi bu yenilik anlayışına da karşı çıkanlar olmuştur. Cedit
anlayışının yeni nesilleri Ruslaştırmasından endişe duyan ve alıştıkları eski usul eğitim
anlayışını devam ettirmek isteyen gelenekselciliği savunan kadimcilik adı verilen bir
sınıf doğmuştur
131.
Gaspıralı’nın açtığı yeni usul mektebe sekiz ile on iki yaşları arasında olan çocuklar
alınmıştır. İlköğretim dört senedir, kız ve erkek çocuklar ayrı yerlerde eğitim
görmüşlerdir. Erkeklere, ilk olarak matematik ve din dersleri verilmiş ardından ziraat,
fizik, kimya ve hayatlarını idame ettirmekte onlara kolaylık sağlayacak zanaatlar
öğretilmiştir. Kızlara ise okuma yazma öğretilmiştir
132.
Bahçesaray’da açılan ilk okulun ardından çığ gibi büyüyen Usul-i Cedit mektepleri kısa
zamanda cehalet karşısında bir duvar gibi örülmüş ve tüm Rusya’ya yayılmıştır.
Gaspıralı’nın ölümüne (1914) kadar sayısı beş bini bulmuştur
133. Önemli eğitim
kurumları haline gelen bu merkezler sayesinde okur yazarlık oranı artmış ve siyasi
alanda eşitlik isteyen Tatarları Ruslar karşısında önemli bir güç haline getirmiştir.
İsmail Gaspıralı hayatı boyunca Türk-İslam dünyasını içinde bulunduğu cehalet
kozasından çıkarmak için uğraşmıştır. Çünkü bunun bir kader olmadığına uyuşukluğa,
karanlığa, tembelliğe, geri kalmışlığa ve bu atalete karşı koyabilecek tek unsurun birlik
130 Maraş, a.g.t. s. 18 - 19.
131 Zeki, a.g.e. s.12. 132 Kalsın, a.g.m. s. 109. 133 Gündoğdu, a.g.m. 21.