• Sonuç bulunamadı

Müslüman Kardeşler Hareketi’nin Kuruluşu

BÖLÜM 3: MÜSLÜMAN KARDEŞLER HAREKETİ VE YAPISI

3.2 Müslüman Kardeşler Hareketi’nin Kuruluşu

1881 yılındaki Arabi Paşa Ayaklanması bastırıldıktan sonra Mısır, Büyük Britanya’ya bağlı ve Batılılaşma sürecini kabul eden bir devlet hâline gelmiştir. İngilizler, Fransızlarla aralarında oluşabilecek çatışmadan dolayı Mısır üzerinde bulunan hakimiyetlerini ilan konusunda acele etmemişlerdir. 1914 yılında I. Dünya Savaşı başlamadan önce, Büyük Britanya, daha önce bağımsızlığını kaybetmiş olan Mısır üzerinde hakimiyetini kurmuştur. Bununla beraber I. Dünya Savaşı'na girerken Mısır topluluğunda, millî burjuvazinin gelişmesi gibi çok önemli oluşumlar yaşanmıştır. Millî burjuvazi, toprak sahipleri, memurlar, tarım işleri ve tarımdan elde edilen ürünler sayesinde önemli ölçüde ilerleme katetmiştir. I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında pamuk fiyatlarındaki önemli artış Mısırlı elit tabakanın zenginleşmesini sağlamıştır. Mısırlılar, tahvilleri (obligasyon), devlet kredilerini ve ülkede faaliyet gösteren şirketlerin hisselerini satın almaya başlamıştır. Bununla beraber millî burjuvazinin ekonomik rolüyle birlikte siyasi rolü de artmıştır. Zengin Mısırlıların, vatanseverlik dışında, ülkenin hem bağımsızlığını savunmaları hem de bağımsız olmasını istemelerinin temel sebebi, Mısır’ın, Büyük Britanya’nın hakimiyetinde bulunmasıdır. Mısır’da bulunan bütün kesimlerin ortak isteği Mısır’ın özgür bir ülke olması yönündedir. Mısır burjuvazisinin İngiliz sömürgesinden çıkıp özgürlük için vermiş olduğu dramatik mücadele “Mısır Devrimi”ni (Mısır Ayaklanması) meydana getirmiş ve 1919 yılında Mısır ile Britanya arasındaki ilişkinin durumunu tamamen değiştirmiştir.171

İngilizlerin Mısır’da bulunması, zengin burjuvazilerin Batılılaşma sürecini temsil etmeleriyle ilgilidir. Tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi Batı etkisini kabul eden, (ilk olarak kültürel Batılılaşma) Avrupa’da eğitim almış elit tabaka ile geleneklere bağlı olan kitleler arasında ayrılığa yol açmıştır. Toplumun zihninde modernleşme süreci, yabancıların Mısır’a dayattığı Batı’da eğitim sloganı adı altında, İngiliz sömürgesinin varlığı ile gerçekleşmiştir.

3 Mart 1924’te Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’de halifeliği kaldırmıştır. Din ile devlet işlerini birbirinden ayıran ve ülkesini laik bir devlet olarak ilan eden ilk Müslüman lider

171

Halil İbrahim Canbegi, Mısır'da Müslüman Kardeşler Cemiyeti, s.43-49, İbrahim Beyyumi Gani, Hasan

56

olmuştur. İslam âlemi ilk kez halifesiz kalmış ve dini otorite sembolünü kaybetmiştir.172 Diğer sembolik hareket ise İslam dünyasının düşüşü sırasında faaliyetleri en üst düzeyde olan Hıristiyan misyonerlerle ilgilidir. 3 Nisan 1924’te Kudüs’te Protestan misyoner örgütlerin büyük bir kongresi olmuştur. Kongrenin konusu, İslam dünyasındaki otorite boşluğundan faydalanarak Arapları nasıl Hıristiyanlaştırabilecekle-riyle ilgilidir.173Protestan Hıristiyanlar aktif faaliyetlerine rağmen Orta Doğu’da önemli bir başarı elde edememişlerdir. Müslüman dindar çevre bunu ciddi bir dönüşüm çağrısı ve Yeni Haçlıların Orta Doğu’yu Batı Hıristiyan dünyasına katmak istemeleri olarakalgıladı. Avrupalılar, bütün İslam dünyasındahakimiyetlerini kurmuşlardır. Mağrip’te ve Şam’da Fransızlar güçlenmiş, İngilizler de Maşrık topraklarının büyük bir bölümünü kontrol altına almışlardır. 1917 yılında İngiliz askerlerinin Kudüs’e girmesi, Hıristiyanlığın ve kutsal şehrin Hıristiyanlara dönmesinin zaferi olarak algılanmıştır.174 Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı'nda yenilmesi ve çöküşü, bununla beraber Avrupalıların nihai zaferiyle beraber neredeyse bütün Müslümanlar üzerinde sömürge kurmaları, İslam âleminde büyük bir yenilgi havası oluşturmuştur.

İslami eğitim kurumu olan Ezher’in bir grup ilahiyatçısı, halifeliğin kaldırılmasının ardından Atatürk’ün bu kararının, İslam’a ters düştüğü açıklamasını yapmışlardır. Bu kararı eleştirenler arasında diğer ilahiyatçıların yanı sıra Müslüman reformistlerin en tanıdık isimlerinden biri olan Reşid Rıza da vardır.175

Bazı ilahiyatçılar ve Ezher’in temsilcileri tarafından yapılan bildiriler ve konuşmalar dıştan gelen çağrılara dini cevap niteliğindedir. İlahiyatçıların toplum üzerinde etkisi olmasına rağmen Mısır’ın siyasi hayatında önemli bir rolleri yoktur. Böyle bir ortamda Müslüman Kardeşler Hareketi 1928 yılında Mısır’ın İsmailiye şehrinde kurulmuştur. Müslüman Kardeşler Cemiyeti’nin kuruluşu Hasan el-Benna ile bire bir ilişkilidir. Toplumda aynı fikri paylaşan kişilerden bir grup kurulmuştur. Amaçları; İslami değerlere sözcülük etmek, genç nesli İslam ahlakıyla terbiye etmek, Batı’nın siyasi,

172 İbrahim el- Beyyumi Ganim, Hasan el-Benna’nın Siyasi Düşüncesi, s.44,215,250

173

Conference of Christian workers among Moslems. Chairman of the İnternational Misionarycounsil, New York, 1924, Fuat el-Benna, el- İhvan el- Müslimun ve Essulta Essiyesiyye Fi Misr, Uluslararası Afrika Üniversitesi,

Basılmamış Doktora Tezi, s.57-58 174

A. Vehbi Ecer, Tarihte ve Günümüzde İhvan’ül–Müslimin Örgütü, s.31,32, Tayyar Arı, Geçmişten

Günümüze Ortadoğu,Alfa Yayınları, İstanbul, 2007, s.126-143 175

57

ekonomik ve kültürel etkisine karşı savaş vermek, sömürgeci Hıristiyanlarla mücadele etmek ve Şeriat rejimini yeniden getirmektir. Hasan el-Benna’nın hayatı Müslüman Kardeşler Cemiyetiyle çok yakından ilgilidir, öyle ki örgütün faaliyet raporunun içinde Hasan el-Benna’nın biyografisi yazılıdır ve birbirinden ayrı tutmak imkânsızdır.176 Hasan el-Benna’ya Siyasi İslam'ın kurucusu denmesi ve onun bu şekilde kabul edilmesi ciddi temellere dayanmaktadır. Birçok tarihçi, El-Benna’yı Mısır’ın seçkin sosyo-politik eylemcilerinden biri sayar. Buna karşı çıkılmaz, çünkü Benna 43 yaşında öldüğünde; artık günden güne Mısır topluluğunda kök salan, geniş bir taraftar kitlesine sahip, büyük sosyo-politik bir örgütün kurucusudur. Hareket; sıradan insanlardan üst düzey askeri yetkililere, şehirlilerden kırsal kesim insanına, köy büyüklerinden üniversite öğrencilerine kadar geniş bir kitleye sahiptir.177 Araştırmacıların ve çağdaşların görüşüne göre Benna bitmez tükenmez bir enerjiye, mükemmel bir hafızaya, iş yapabilme kapasitesine sahiptir. İslam tarihini, ilahiyatı ve İslam haklarını çok iyi bilmektedir. Ayrıca parlak bir hatip, iyi bir gazeteci ve yetenekli bir organizatördür.178 Mesleği öğretmenlik olan Benna, olağanüstü bir çalışma kapasitesine, kişisel karizmaya, hatiplik becerisine ve organize yeteneğine sahipti. İlahiyatçıdan ziyade aktivist olan Benna, Siyasi İslam’ın ana fikrine uygun bir şekilde hareket etmeyi kendisine hedef olarak belirlemiştir.179

Hasan el-Benna’nın dini ve millî kimliğinin gelişmesinde babasının tesiri büyüktür. Babası oğluna; dine olan bağlılığı, bilgiye olan aşkı ve öğrenilen şeyleri pratiğe dökmeyi aşılamıştır. Benna, saat atölyesinde babasına yardım ederek saat ustalığını öğrenmiştir. Saatçide çırak olarak çalışan Benna’ya burası konsantrasyon, çalışkanlık ve sabır gibi değerler kazandırmıştır. Benna bu değerleri bütün hayatına taşımıştır.180 13

176

Brynjar Lia, The Society of the Muslim Brothers in Egypt. The Rise of an İslamic Mass Movement

1928-1942. Ithaca Press 1998, s.22, İ.M Ebu Rebi, İslami Hareketin Entelektüel Kökenleri, s.117, Alison Pargeter, The Muslim Brotherhood From Opposition To Power, Saqi Books, London, 2013, s.26

177 Halil İbrahim Canbegi, Mısır’da Müslüman Kardeşler Cemiyeti, s.113-114, Selin Çağlayan, Müslüman

Kardeşler’den Yeni Osmanlılar’a İslamcılık, s.170 178

Ahmet Emin Dağ, Hasan el-Benna, s,99-111

179

İbrahi el- Beyyumi Ganim, Hasan el-Benna’nın Siyasi Düşüncesi, s.174-179

180

İbrahi el- Beyyumi Ganim, Hasan el-Benna’nın Siyasi Düşüncesi, s.132-133, Ahmet Emin Dağ, Hasan el-

Benna, s.16, Halil İbrahim Canbegi, Mısır’da Müslüman Kardeşler Cemiyeti, s.77, Gudun Kramer, Hasan al- Banna, s.6

58

yaşındayken Sufi Hasafiye tarikatına katılmıştır.181Aynı zamanda 1919 yılındaki Mısır Devrimi olarak tarihe geçen İngiliz sömürgesine karşı yapılan grev ve gösterilere dekatılmıştır. El-Benna çok erken yaşlarda, iç disiplinin şekillenmesi ve bozulan ahlaki değerlerin düzeltilmesini sağlamak; Hırıstiyan misyonerlerin baskısını ve İslam’la bağdaşmayan davranışların kökünü kazımak için çalışmalar yürüten Müslüman öğrenci gruplarının aktif bir üyesidir.182

17 yaşında Benna, Kahire’de prestijli pedagoji üniversitesi olan Dar’ul Ulum’a kaydolmuştur.183 Benna, eğitimin toplumun gelişmesinde önemli bir rol oynadığını düşünmektedir. O, öğretmenliği özel bir vazife olarak görmüş, meslekten ziyade dine davet olarak tanımlamış ve kendisini din hocası yani, mürşit olarak ifade etmiştir.184 Genç bir öğrenci olan Hasan el-Benna, birçok tarihi olaya şahit olmuştur. Mitingler ve gösteriler nedeniyle sarsılan Mısır, istikrarsız bir dönemde bulunmaktadır. Ülkesinde gözlemlediği kaos nedeniyle El-Benna, Mısır’ın geleneklerine dönerek gerçek bir siyasi güce sahip olması gerektiği çıkarımını yapmıştır. Hasan el-Benna, İslam âlemi için Batı'nın etkisinin zararlı olduğunu düşünmektedir. Bazı araştırmacılar, onun Batı dünyasına karşı zenofobi (yabancı düşmanlığı) beslediğini isnat etmektedir.185 Aslında Benna, Batı kültürüne ait olan bazı değerleri inkar etmemektedir ama ona göre Batı, insanları egoizme ve bireyselliğe iten sınıflar arası çatışma çıkaran, aile kurumunu yıkan ve diğer toplumsal illetlere maruz bırakan bir kültürdür. El-Benna sosyal İslamı, toplum arasında karşılıklı saygı, adalet, yöneticilerin dürüstlüğü, maddi manevi denge olarak idealize etmiştir. Var olan kaosu, İslam düzeniyle değiştirmeyi teklif etmiştir.186

181

Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.29-44, Hayrettin Karaman, İslami Hareket Öncüleri, s.248, Ahmet Emin Dağ,

Hasan eı-Benna, s.21-23, Gudun Kramer, Hasan al- Banna, s.12-15, Richard P. Mitchell. Society of the Muslim Brothers, s.6-7, Abdullah Ennefesi, Hamid Kuveysi, Ennekdu Ezzati Lilhareketi Elislamiyye, Darul

Şuruk, Kahire, 2009, s.83- 85, Ahmet Varol, Müslüman Kardeşler, Eleştiriler-Cevaplar, Nida Yayınları, İstanbul, 2013, s.33-49

182

Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.50, , Ahmet Emin Dağ, Hasan el-Benna, s.23-26, Halil İbrahim Canbegi,

Mısır’da Müslüman Kardeşler Cemiyeti, s.79, Richard P. Mitchell. Society of the Muslim Brothers, s.9-11 183

Ahmet Emin Dağ, Hasan el- Benna, s.29-42

184

Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.56-67

185

Harris С.P. Nationalism and Revolution in Egypt: the Role of the Muslim Brotherhood. Westport, 1986, s.148

186

59

El-Benna, Dar’ul Ulum’dan 1927 yılında mezun olmuş ve Süveyş Kanalı’ndaki İsmailiye şehrinde el-Emiriyye İlkokulunda öğretmen olmuştur.187 Benna, elit tabaka, köylüler, şeyhler, öğrenciler ve işçilerin temsilcilerini kendi tarafına çekebilmek için camilerde, kulüplerde ve kahvelerde farklı kitlelere kendi söylemlerini anlatmıştır. Gerçek İslam’ın yeniden canlanmasıyla ilgili olan konuşmaları, İngilizlere ait olan Süveyş Kanalı şirketinin merkezinin de bulunduğu, İsmailiye şehrinde hedef kitleye ulaşmıştır. Bu sırada yakınlarında da İngilizlerin askeri üsleri bulunmaktadır. Zengin Mısırlıların ve yabancıların yaşadığı evlerin ihtişamıyla, yoksulların yaşadığı bölgedeki sefalet karşılaştırılmaktadır. Benna, burada da tıpkı Kahire’de olduğu gibi İslam ahlakının düşüşünü, İngiliz ve Mısır beyleriyle kendi ülkesinde yabancılar için çalışanlar arasındaki sahip-köle ilişkisini gözlemlemiştir. Benna, hatıralarında İsmailiye’yi, yabancı sömürgesi altında bulunan ve yabancı bir kültürün etkisinde kalan; sadece Mısır’ı değil, bütün İslam âlemini saran bir kötülüğün sembolleştiği yer olarak tarif etmiştir.188

El-Benna, belge ve örneklerin yardımıyla geçmişi tıpkı bir din öğretmeni gibi anlatan hoca özgünlüğündeydi. Öğrencilerine, çocuğuna yaklaşan bir baba gibi davranırdı ve takipçilerinden tam bir sadakat, duygusal bir bağlılık ve koşulsuz itaat talep ediyordu, tıpkı sufilikte şeyhin müritlerinden istediği gibi.189

Böyle bir süreçte 1928 yılında Müslüman Kardeşler Hareketi ortaya çıkmıştır. Benna’nın sözlerine göre, “İhvan-ı Müslimin Hareketi” 1928 yılında, altı Mısırlının, yabancı hakimiyetinin küçük düşürücülüğünden kurtulmak ve İslam'ın güzelliklerine ulaşmak için kendisine başvurmalarıyla ortaya çıkmıştır. El-Benna, onların sahip olduğu inançtan çok etkilenmiş ve bu yüzden onların liderleri olmaya karar vermiştir.190 Hasan

187

Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.106-111, Ahmet Emin Dağ, Hasan el-Benna, s.45, Halil İbrahim Canbegi,

Mısır’da Müslüman Kardeşler, s.84-85, İbrahim el- Beyyumi Ganim, Hasan el-Benna, DİA, s.307 188

Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.122-131, Ahmet Emin Dağ, Hasan el-Benna, s.45-54, Halil İbrahim Canbegi,

Mısır’da Müslüman Kardeşler, s.86, Richard P. Mitchell. Society of the Muslim Brothers, s.9-11 189

Ahmet Emin Dağ, Hasan el-Benna, s.50-52

190

Brynjar Lia, The Society of the Muslim Brothers in Egypt. The Rise of an Islamic Mass Movement

1928-1942, s.36, Richard P. Mitchell. Society of the Muslim Brothers, s.8, Carrie Rosefsky Wickham, The Muslim Brotherhood:Evolution of an Islamist Movement, Princeton University Press, 2012, p.21, Ahmet Emin Dağ, Hasan el- Benna, s.54-56, A. Vehbi Ecer, İhvanı Müslimin Örgütü, s.21, İbrahim el- Beyyumi Ganim, Hasan el-Benna, s.3007, Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.132-134, Selin Çağlayan, Müslüman Kardeşler’den Yeni Osmanlılar’a İslamcılık, s.167-168, Hayrettin Karaman, İslami Hareket Öncüleri, s.276, İbrahim el- Beyyumi

Ganim, Hasan el-Benna’nın Siyasi Düşüncesi, s.145-146, Cenap Çakmak, “Müslüman Kardeşler Bir Sivil Toplum Örgütü mü?”, Akademik Orta Doğu, c.2, S1, İstanbul, s.75

60

el-Benna, verdiği derslerden ve yaptığı toplantılardan etkilenerek gelen altı İsmailiyeli kişinin hepsinin meslek sahibi esnaf olduklarını söylemiştir. Bunlar; Hafız Abdulhamid (marangoz), Ahmed el-Hasri (berber), Fuad İbrahim (ütücü), Abdurrahim Hasbullah (şoför),İsmail Azze (bahçıvan) ve Zeki el-Mağribi (tekerlekçi). 1928 yılı Nisan/Mayıs ayında toplanan bu kişiler Müslüman Kardeşler Hareketi’nin çekirdeğini oluşturmuşlardır.191 Bunlar, İslam için kardeşler olarak çalışmak ve islam yolunda cihat etmek” üzere yeminleşmiş ve biat etmişlerdir.192 Cemiyetlerinin adının da İhvan’ül Müslimin (Müslüman Kardeşler)193 olmasına karar vermişlerdir.194

Aslında 1928 yılında Müslüman Kardeşler Hareketi siyasi bir hareketten ziyade, dini eğitim veren bir topluluk olarak kurulmuştur. Mısır’da bunun dışında toplumsal faaliyetlerde bulunan başka dini teşkilatlar da bulunmaktadır. 1920’li yılların sonunda Mısır’da “Genç Müslümanlar Teşkilatı” adında Benna’nın da üyesi olduğu bir teşkilat kurulmuştur. Fakat “Genç Müslümanlar Teşkilatı” Benna’nın isteklerine cevap verecek nitelikte değildir. Benna topluluğun (derneğin) Hizb el-Vatani, milliyetçilerin partisiyle ve siyasetle doğrudan bağlantısı olduğunu düşünmektedir. Bunun yanı sıra, Genç Müslümanlar Teşkilatı’nın İslami eğitime karşı kayıtsız tutumu El-Benna’nın hoşuna gitmemiştir. Benna ise eğitimi, İslam’ın yeniden yaygınlaşması için gereken en önemli ihtiyaçlardan biri olarak görmektedir.195

Müslüman Kardeşlerin ilk zamanlardaki faaliyetleri, siyasi pozisyonlarının ve liderlerinin ideolojisinin net olmamasından dolayı Hareket’in birçok farklı ismi olmuştur; bu isimlendirmelere, Dini Entelektüeller Kulübü, Hayırsever Müslümanlar Topluluğu, Sufi Tarikatı örnek olarak gösterilebilir. Müslüman Kardeşler henüz hiçbir siyasi hareketi organize etmemiştir. Çünkü net bir siyasi pozisyona sahip değildir.

191

İbrahim el- Beyyumi Ganim, Hasan el-Benna’nın Siyasi Düşüncesi, s.145-146, Abdullah Ennefesi, Hamid Kuveysi, Ennekdu Ezzati Lilhareketi Elislamiyye, s.86

192

Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.133

193

Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.133-134

194

Biz de bu çalışmamızda İhvan’ül- Müslimin Hareketi'ni dilimize uyarlayıp Müslüman Kardeşler olarak isimlendireceğiz.

195

Brynjar Lia, The Society of the Muslim Brothers in Egypt. The Rise of an Islamic Mass Movement 1928-1942, s.55, Said Havva, Allah Erinin Ahlak ve Kültürü, s.51

61

Hareket’in kurucuları, Mısır toplumunun yeniden doğuşunu hızlandırmak için kendilerine hedefler koymuşlardır.196

El-Benna ve onunla hemfikir olan altı kişi, İsmailiye’nin merkezinde gençlerin din derslerini öğrenmeleri için bir araya gelebilecekleri bir oda kiralamışlardır. Burada önemli olan öğrenci sayısından ziyade eğitimin kaliteli olmasıdır. Aslında bu okul, Medrese el-Tezhib, camilerin bünyesinde açılan özel okul niteliğindedir. Ama geleneksel medreseden en önemli farkı, eğitim metodudur. Dini metinlerin mekanik ezberinden ziyade, Kur’an ayetlerinin ve hadislerin anlaşılmasına önem verilmiştir. El-Benna için önemli olan metinleri ezberletmek değil, İslam dininin gerçek anlamını öğrencilerinin bilincine yerleştirmektir. Müslüman Kardeşlerin okullarında öğrencilere bireysel yaklaşım hakimdir. Öğrenciler küçük gruplarda ders almış ve öğretmen her biriyle ayrı ayrı ilgilenmiştir. Nüfusun her kesiminden ve her yaştan olan kişilere dersler açık olduğu için öğrenci sayısında artış olmuştur. Böylece, El-Benna ve arkadaşları İslam'ı, ilahiyat fakülteleri ve medreselerden alıp sosyal hayata çıkararak dini eğitimi geniş insan kitleleri için daha orijinal ve daha ulaşılabilir hâle getirmiştir.197 El-Benna, İsmailiye’deki kahveleri ziyaret eden binlerce insana hitap etmiştir. Kahveler, sadece kahve ya da çay içilen bir yer değil, aynı zamanda Mısırlıların teveccüh ettiği, siyasi ve sosyal problemlerin konuşulduğu yerlerdir. El-Benna, kahvelere gelen ziyaretçilere vaaz ve konferans havasında konuşmalar yapmıştır. Müslüman Kardeşler, kahveler ve diğer sosyal alanları faaliyetlerinin önemli merkezi hâline getirmiştir. Çünkü böylelikle halka daha yakın olmakta, halkın içinde kendi fikirlerini kimseyi rahatsız etmeden, mütevazi bir şekilde yayabilmektedirler.198 Müslüman Kardeşler sadece şehirdeki topluluğa önem vermemişler, aynı zamanda köylerde de aktif olarak çalışmışlardır. Mısır’ın 4000 köyünden yaklaşık 3000 köyü dolaşarak toplumun değişik katmanlarına dair bilgi ve

196 Ziad Munson, “Islamic Mobilization: Social Movement Theory and the Egyptian Muslim Brotherhood”, The

Sociological Quarterly, Vol.42, No.4, 2001, s.487, Carrie Rosefsky Wickham, The Muslim Brotherhood, Evolution of an Islamist Movement, s.24

197

Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.134-142, Ahmet Emin Dağ, Hasan el- Benna, s.56-57

198

Hasan el-Benna, Hatıralarım, s.85-87, 113-115, Ahmet Emin Dağ, Hasan el-Benna, s.47-54, Gudrum Kramer,

Hasan el-Benna, s.26, Hasan el-Benna, Müzekkerat Eddevetu Ve Eddaiye, Daru Eddava, İskenderiyye,

62

deneyimlerini artırmışlardır. Hasan el-Benna'nın, sorunları konuşurken halkın anlayabileceği bir dil kullanması, gönülleri fethetmesini kolaylaştırmıştır.199

Müslüman Kardeşlerin diğer bir özelliği de, kendileri gibi olan gruplardan farklı olarak halkı bilinçlendirme şekilleridir.El-Benna’nın kendisi; becerikli bir politikacı, Müslüman haklarının savunucusu, sufi hocası ve tecrübeli pedagogdur. El-Benna, Mısır toplumundaki farklı gruplar arasında ortak bir yön bulabilmektedir. Müslüman Kardeşler teşkilatında El-Ezher’in şeyhleri, sufi kardeşlerin temsilcileri ve modern pedegoglar bulunmaktadır. El-Benna, El-Gazali'nin çalışmasını özümseyerek sufiliğin etkisini genç yaşta tecrübe etmiştir. Aynı zamanda Mısır'da yaygınlaşan Hasafiye tarikatının zikir topluluğuna üyedir ve Sufi tarikatının temsilcileriyle sohbetlere katılmaktadır.200