• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: MÜSLÜMAN KARDEŞLER HAREKETİ VE YAPISI

3.8 Müslüman Kardeşler ve Demokrasi

Politikada ahlaki açıdan temizlik isteyen ve “hedeflerine ulaşabilmek için kullanılan tüm araçlar iyidir” parti prensibini reddeden Müslüman Kardeşler, kendilerini siyasi bir parti olarak görmemişlerdir.279

Hasan el-Benna, çok particilik konusunda radikal fikirlere sahiptir. Sosyal bozulma ve yozlaşmanın müsebbibi ve bir fesat kaynağı olarak partileri görmüştür. Partilerin diğer ülkelerdeki gibi olmadığını, parti programları ve yöntemlerinin eksikliğini ifade

276

Hasan el-Benna, Risaleler, s.270-271

277

İ. M. Ebu Rebi, İhvan-ı Müslimin Hareketi'nin Entelektüel Kökenleri, s.144-154

278

A.Z. Al-Abdin, “The political thought of Hasan Al-Banna”, s.223

279

90

etmiştir. Bu şartlarda Mısır’da siyasi particiliğin asla caiz olmadığını belirtmiştir. Ona göre derhâl bu partiler kaldırılmalı ve ümmetin bütün gücü ülkenin dahili sorunları için çalışan tek bir çatı altında toplanmalıdır.280 Particiliğe şiddetle karşı çıkan el-Benna, siyasetide islamın ayrılmaz bir parçası olarak görmüştür. Ona göre,siyasetle ilgilenmedikçe, ümmetin durumu ve geleceğini düşünen ileri görüşlü biri olmadıkça, ümmetin derdini dert edinmediği ve onu savunmadığı sürece her Müslümanın İslam’ı eksik kalacaktır.281

Siyasal partilere hayır diyen el-Benna, islamın birleştirici yönünün yeterli olduğunu ifade ederek, bütün siyasi partilerin kapatılması gerektiğini söylemiştir. Bununla beraber selefi salihinin uyguladıkları konusunda ısrarcı değildir. Toplumların sosyo-tarihsel durumlarına göre değişikliklerin yapılabileceğini belirtmiştir.282 Hasan el-Benna tartışmalı bir demokratik düzenin parçası olmak istemediğini ifade etmiştir. Gerekçe olarak da İslam’daki Şura anlayışı ile bugün uygulanan demokratik anlayışın örtüşmediğini düşünmektedir.

Kuruluşundan, Sedat Rejimi’nin sonuna kadar olan süre içinde anlaşılan odur ki Müslüman Kardeşler, başta politikadan uzak bir düşünceyle kurulmuş ve sosyal bir İslami reformu hedeflemiştir. Bu reformun sonucu, bir İslami Devlet olacaktır. Fikir bazlı aksiyon düşüncesine bağlı olarak İslami yönetim konsepsiyonu belirsizdir ve yetersiz tarif edilmiştir. Pek çok mevzuda belirgin bir hükûmet ve yönetim anlayışından daha çok devletle sonuçlanan her derde deva bir ütopyadır.283

Müslüman Kardeşlerin açıklığa kavuşturamadığı bir konu da nihai ilahi otoriteyle, seçilmişlerin seçmen talebine göre kanun yapma yetkilerinin çelişkisidir. Popüler ama Şeriat’a uymayan istekler karşısındaki tutumları netlik arz etmemektedir. İkinci konu ise kendi ajandalarına uymayan Müslümanların ya da diğer din mensuplarının hakları ne olacaktır? Tek problem çoğulcu politik arenayı destekleyip desteklememeleri değil, entelektüel ve sanatsal özgürlüğe bakış açıları nedir, özel hayata ve tercih özgürlüğüne hangi açıdan bakmaktadırlar? Üçüncü belirsizlik ise mevcut politik kurumlara ve

280

Hasan el-Benna, Risaleler, s.396-398, 501-506, İbrahim Beyyumi Ganim, Hasan el-Benna’nın Siyasi

Düşüncesi, s.304-307 281

Hasan el-Benna, Risaleler, s.489

282

Richard P. Mitchell. Society of the Muslim Brothers, s.274-286

283

91

partilere nasıl bakmaktadırlar? Bir taraftan Müslüman Kardeşler mevcut elit düzenini, İngiliz etkileşimini ve politik sistemi kınamakta ancak 1941’de ise seçimlere milletvekili aday göstermeye karar vermektedir.284

Batılılaşmayı ve demokrasiyi reddetmekle birlikte el-Benna’nın, uygun bir reçete sunabildiği söylenememektedir. Dini eğitimi teşvik etmekle birlikte, talebelerinin laik eğitim kurumlarına gitmesine müsaade etmiştir. Cemaat müntesipleri modern dünyanın tüm argümanlarını kullanmıştır.285

Siyasetin içinde olmayı tavsiye eden Hasan el-Benna, bunun nasıl olacağını ifade etmemiştir.286 Parti kapatmak demokrasi ile nasıl telif edilebilir.Partiler tek bir çatı altında birleştiğinde çok seslilikten ziyade tek seslilik hakim olmaktadır. Yönetimin tabandan tavana mı yoksa tavandan tabana mı olacağı konusunda tam bir kanaati oluşmamıştır. Kişisel inisiyatifle olan idarenin nasıl sonuçlanacağı bilinememektedir. Müslüman Kardeşler, El-Benna öncülüğünde birçok yayın ve propaganda makalesi yayınlamışve hatta kendi gazetelerini kurmuşlardır. Bu çalışmanın kilit noktası, El-Benna’nın “Mesaj” (Risaleler) adlı derlemesinin yayınlanması olmuştur. Bu derleme, belirli olaylara yönelik gösterilen bir tepki olarak yazılmıştır. Müslüman Kardeşlerin her geçen gün büyüyen hedeflerini ve sorumluluklarını açıkladıkları, fikirlerini ilan ettikleri araçları, Mısırlı yetkililere yazılan mektuplardan yergilere kadar çeşitlendirilebilir. El-Benna kendi hatıralarıyla birlikte kaleme aldığı “Risaleler” adlı derlemesinde, İslam’ın siyasi fikirlerinin özelliklerini açıklamaktadır. Bu denemelerde yazılan bazı mesajlar, İslam kelime hazinesinin iyi bilinen konu retoriği hâline gelmiştir.Bu mesajlarda, Batı hakimiyeti, maddi zenginlik ve manevi açıdan iflas yarışı tespit edilmektedir. Burada yazar, İslam’ın evrensel hayat tarzını, bir taraftan yabancı güçlerin ve Batı kültürünün yayılması, diğer taraftan ise Müslümanların çaresizliği ve ilgisizliği nedeniyle çarpıtılan

284Carrie Rozefski Wickham, The Muslim Brotherhood: Evolution of an Islamist Movement, s.25

285

Richard P. Mitchell. Society of the Muslim Brothers, s.274-286

286

İhvan Hareketinden etkilenen Gannuşi bu konuda farklı düşünmektedir; İslam özgürlük ve hürriyete önem vermiştir. Hatta Müslüman ülkelerde kilise açılmasına bile müsaade göstermiştir. Dinin içinde fikir ve düşünce ayrılıkları olabilir, diyerek demokrasi vurgusu yapmıştır. İktidar olmak için değil, özgür ortamda fikirlerini ifade edebilmek için siyasete girmiştir. Farklılıklar haktır, demokrasi kişiye göre değişmemelidir, vurgusunu yapmıştır. bk. Raşid Gannuşi, Min Tecribet'il Hareketi Elislamiyye Fi Tunus, s.265-280

92

dini ve siyasi kuralların hazinesi olduğunda ısrar etmektedir. Burada cihadın287 barışçıl algısının, inanmayanlara karşı verilen silahlı mücadele olarak değiştiği görülmektedir. Yukarıda hatırlatıldığı gibi el-Benna hakkında, Batı ve Müslüman söylemlerinde, Batı’yla olan ilişki konusuna daha çok önem verilmiştir. El-Benna, Batı ülkelerinin, İslam âleminin zayıflığını kullandıklarını düşünmektedir ve Müslüman topraklarını yavaş yavaş ele geçirerek kendi duygu ve düşüncelerinin yayılmasını sağlamışlardır. Arap milliyetçilerin aksine el-Benna, Osmanlı Devleti'nin yıkılmasına razı değildir.288 El-Benna, Fas’tan Türkistan’a kadar yabancı devletlerin sömürgesinde bulunan ve yıkılmakta olan bütün İslam âlemi için endişe etmektedir.

Sonuç olarak el-Benna’nın çalışmaları, ümmetin devam eden ve çok yönlü olan krizleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Geleneksel ve yararsız polemiklerdeğil, gerçek faaliyetler; sloganlar değil, pratik bilgiler; boş teoriler değil, bir olma; alışılagelmiş parçalanma değil, belli bir hareket üzerine çağrı yapmak gerekmektedir. El-Benna’nın bilgiye olan düşkünlüğüne rağmen, kendisi, bilgi ile uğraşmak yerine eylem yapmayı tercih etmiştir. Onun büyük ilmi kitaplar yazacak vakti olmamıştır.289Ancak ilimde söz sahibi olan birçok insan yetiştirmiştir. Seyyid Kutup ve Faradj gibi, diğer siyasi İslam liderleri için eylem üstünlüğü fikri, anti entelektüel eğilimin çıkış sebebi olacaktır.290 Aynı zamanda, el-Benna’nın eğitim metodunda ve vermiş olduğu pratiklerde, onu takip eden, diğer radikal İslamcılardan ayıran en önemli özellikler; pragmatizm, hoşgörü, tolerans, uzlaşma ve barışseverlik çizgileri taşımasıdır.291

Zeki, siyasi içgüdüleri sağlam bir kişi olan el-Benna, Müslüman Kardeşlerin faaliyetlerini, her zaman, bulunmuş olduğu ortamın şartlarına uygun olarak yapması gerektiğinde ısrarcıdır. Hayatının çoğu kısmında el-Benna, problemlerin çözümünü anlaşma şeklinde düzenleme yoluna girmiştir. Aşırı ve pervasız isteklerden, özellikle de

287

Cihat konusu da Filistin gibi Hareket'in ana gündemlerindendir. Seyyit Kutup başlığında gündeme geleceği için orada açıklanacaktır.

288

A.Z. Al-Abdin, “The Political Thought of Hasan Al-Banna”, s.222, İbrahim Beyyumi Ganim, Hasan

el-Benna’nın Siyasi Düşüncesi, s.214-233 289

Elmeşru Elislahi Lil İmam Hasan, s.475

290

Princeton Readings in Islamist Thought: Texts and Contexts from al-Banna to Bin Laden. Edited by

Roxanne L. Euben&Muhammad Qasim Zaman. Princeton University Press.2009, s.54

291

93

şiddetten kaçınıp zaferini ikna yolunu kullanarak kazanmayı tercih etmektedir.292 El-Benna, toplumsal dönüşüm aşamalarını, sırasını tam olarak tahmin edebilmiştir. Yeni etaplara geçerken takip edilmesi gereken aşamalar ona göre şöyledir: Propaganda, eğitim, vaaz, seçim, şekillenme ve hareket kabiliyeti.293 Sosyal bütünleşme aşamalarındaki söylemlerini bir Hadisle ifade etmeye çalışmıştır: “Sizden biri bir kötülük gördüğünde, gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin. Yetmezse diliyle düzeltsin. Onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle ona buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir.”,294 Kur’an ayetiyle de: “Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.” (Nahl Süresi/125. ayet).295

El-Benna’nın hayatı anlaması ve anlamlandırmasına göre kendisi de Muhammed Abduh ve Cemaleddin Afgani gibi düşünürlerin yer aldığı 19. yüzyılın reformistleri ile 20. yüzyıldaki gelecek siyasi İslam düşünürleri arasında bulunmaktadır.296 Önceki reformistlerin yapmış olduğu eleştirilere rağmen, el-Benna’nın genel çizgisi, İslam’ın yeniden doğuş fikrinin devamı, yabancı güçlerin istilasından ümmeti korumak ve içteki problemlerden kurtulmak yönündedir. El Benna, iki çağrıyı da kabul ederek İslam reformu ve İslam’ın ilmin hakikatiyle uyumunu aramıştır. El-Benna bilimi yok saymanın, İslam’ın gerilemesi için birincil sebeplerden biri olacağını, fen ve teorik bilimlerin eğitiminin, İslam geleneklerine muhalif olmayacağını belirterek yeniden doğuşun, şüphesiz ayrılmaz birer parçası olacağını belirtmiştir.297

Hasan el-Benna, İslam’ın bütün konuları kapsayan ahlaki bir sistem olduğunu, kişisel ve sosyal hayatta, onun kurallarının takip edilmesi gerektiğini ve Müslümanların, asıl

dinden uzaklaşmalarından kaynaklanan problemleri çözebileceğini

292

İbrahim Beyyumi Ganim, Hasan el-Benna’nın Siyasi Düşüncesi, s.174-179

293

Hasan el-Benna, Risaleler, s.47-64

294

İbn-i Recep, Camiul Ulum vel Hikem, Tahkik, Mahir yasin el Rahif, Dar İbn-i Kesir, Dımaşk, 2008, s.698, Müslim, “İman” 78, Tirmizi , “Fiten” 11

295Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, haz. Hayrettin Karaman, Ali Özek vd., TDV Yayınları, Ankara, 2007,

s.280

296

Princeton Readings in Islamist Thought: Texts and Contexts from al-Banna to Bin Laden. Edited by

Roxanne L. Euben& Muhammad Qasim Zaman. Princeton University Press. 2009, s.54

297

Hasan el-Benna’nın siyasi ve ilmi yönü kadar manevi yönü de vardır. Bu yüzden onun Müceddid olduğunu iddia edenler de olmuştur. bk. İbrahim Beyyumi Ganim, Hasan el-Benna’nın Siyasi Düşüncesi, s.175, Said Havva,

94

düşünmektedir.298Müslüman bir fert, Müslüman bir aile, Müslüman bir toplum ve yönetim şekli hedeflemektedir.

Teşkilat, uzun vadeli hedefleri arasında, ideal İslam toplumunu bölgesel alanda değil, halifelik formatında bütün dünyaya yaymak olduğunu ilan etmiştir. El-Benna, Batı’nın “hırs ve sömürge gururu” yüzünden parçalanan “İslam toprakları”nın bütün parçalarını birleştirme çağrısı yapmıştır. Müslüman yurdunun siyasi, politik ve diğer sınırlarının olmadığı fikri, Batı anlayışındaki milliyetçiliği, kategorik olarak reddetmiştir.299 El-Benna realist biri olarak insanların kendi ülkelerine duydukları sevgiye ve milliyetçilik300 duygularına bağlı olduğunu belirtmiştir. El-Benna’nın söylediği gibi, mücadele, ulusal kurtuluş sloganlarıyla yapılmaktadır. Çünkü, diğer İslam ülkelerinin kurtarılmalarının ilk adımlarından biri, tek bir din altında toplanabilmeleridir.301

Özellikle el-Benna’nın fikirleri, Müslümanları aşağılayan anlayışlara karşı yapmış olduğu savunma, Mısır toplumunda ilgi görmüş, bu fikirler özellikle az gelirli kesimde idol hâline gelmiştir.

Hasan el-Benna, İslam’ın gerçek anlamının, Mısırlılar tarafından unutulduğunu düşünmektedir. Müslüman Kardeşlerin ilk liderinin fikirlerine göre İslam, sonuçta kendine zengin bir entelektüel potansiyel edinmiştir. Özellikle İslam, Müslüman ülkelerin Batı etkisinden kurtularak ideal bir toplum olma yolunda ilerlemelerine sebep olacaktır. El-Benna’nın yazdıklarına göre, kurulacak olan bu toplumun temelinde, İslam düzeninin olması, yani İslam kurallarının uygulanması ve anlaşılması gelmektedir. Bu yoldaki en büyük engel, bazı Müslüman bölgelerdeki Batı değerlerine, yabancı etkisine olan bağlılıktır. Müslümanlar, yabancı kültürlerin etkisine güçle karşılık verememişlerdir. Buna karşılık el-Benna, Müslüman toplumunda var olan manevi üstünlüğü kullanmayı teklif etmiştir. Bu yüzden ilk yaptığı işlerden biri, inananlar arasında dini eğitim çalışmalarına ağırlık vermek olmuştur. Bazı müntesiplerinde ise zaman içinde hayal kırıklıkları yaşamıştır.302

298

Hasan el-Benna, Risaleler, s.44, 90, 197, 292-295

299

Hasan el-Benna, Risaleler, s.332

300

Hasan el-Benna, Risaleler, s.65-70,93-97,221-222

301

A.Z. Al-Abdin, “The Political Thought of Hasan Al-Banna”, s.224

302

Princeton Readings in Islamist Thought:Texts and Contexts from al-Banna to Bin Laden. Edited by Roxanne

95

Son dönemlerinde Hasan el-Benna’nın siyasi düşüncesinde bazı değişiklikler olmuştur. Habib Ali el-Cifri, Mısri el-Yevm gazetesine verdiği röportajda önemli düşünür Muhammed Ferit Abdulhalik’ten alıntı yaparak, Hasan el-Benna’nın şu sözünü ifade etmiştir: “Bugünlerden tekrar başa dönsem ilk başladığımız noktaya tekrar döner, insanlara İslamı anlatırdım. Mısır’ın köylerinden birine gidip Kuran’ı Kerim ve dinin esaslarını öğretirdim. Anladığım İslam adında bir kitap yazardım. Tabiki ben insanların hayatla irtibatlarının olmasını reddetmiyorum. Fakat siyaseti esas ve asıl olarak kabul etmeyi doğru bulmuyorum. Bugün olsa cemaati siyasete sokmazdım”.303