• Sonuç bulunamadı

Lozan Konferansı Müzakere Tarihinin Ertelenmesi Ve İsmet Paşa’nın

Türk heyeti Lozan’a hareket etmeden önce konferansın toplantı günü üzerinde bir anlaşmazlık doğmuştu. İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon, konferansın 20 Kasım’dan sonra yapılmasını istemiştir. Böylece İngiliz Başbakanı Lloyd George’nin koalisyon hükümetinin çekilmesi sonucunda yapılması gereken genel seçim o tarihe kadar bitmiş olacaktı. Bunun yanında diğer önemli husus, müttefikler arasında Lozan Konferansı öncesi birlik oluşturmak için aralarındaki uzlaşılamayan noktalarda zaman kazanılacaktı. L. Curzon İstanbul’daki İngiliz Yüksek komiseri Rumbold’a konferansın açılış tarihi konusunda son bir karar alıncaya kadar Türkiye’den ayrılışını ertelenmesini İsmet Paşa (İnönü)’ya bildirmesini emretmiş fakat İsmet Paşa (İnönü) konferansın bir an evvel toplanması için vaktinde Lozan’a hareket etmiştir74. Fakat Türk delegeleri 14 Kasım’da Lozan’a vardığında hiç kimseyi orada bulamamıştır.

Aslında L.Curzon’un seçimleri bahane ettiğini, konferans öncesi Londra-Paris- Roma üçgeninde mevcut görüş ayrılıklarını gidermek için zaman kazanmak istediği sıkça basın tarafından da zikredilen bir gerçektir. Böylece Lozan’da Türkiye’ye karşı daha sağlam, kuvvetli çıkacaklar ve istedikleri tavizleri koparacaklardı. Nitekim bu konuda İsmet Paşa (İnönü) şöyle söyler:

“…Lozan Konferansı başlamadan evvel oraya gittim. Kimse yok…Oda bir oyun

gibi geldi bana… 75

İngiltere’nin konferansı ertelemek istemesi taleplerine karşın Fransa ve İtalya Hükümeti konferansın biran evvel başlamasını istediklerini gazetelerden çıkan

74 Selâhi Sonyel, a.g.e., s.296-97.

haberlerden öğrenmek mümkündür76. Nitekim bu konuda İtalya baş delegesi Mussolini Londra’ya şu telgrafı çekerek erteleme hakkındaki çekincelerini dile getirmiştir:

“İtalya hükümeti Lozan Konferansı için tespit edilen 13 Kasım tarihi hakkındaki taahüdatını muhafazaya amadedir. Mamafih konferansın te’hîrinin hiçbir mahzura sebebiyet vermeyeceğini vazıhan tayin edilmek şartıyla müttefiklerin talebini kabul için itiraz etmeyeceklerdir. Herhalde te’hîr keyfiyetinin teklif edildiği kadar uzamayacağı tahmin edilmektedir. Binaenaleyh İtalya hükümeti konferansın içtima tarihinin yirmi veya yirmi dört Kasım gibi daha yakın bir zaman olmasını telkin etmektedir 77”.

İsmet Paşa (İnönü) haklı olarak konferansın ertelenmesine bir takım tepkilerde bulunmuştur. Müttefiklere sert bir nota veren baş delegemiz, basın yoluyla da bu tavrını ortaya koyan demeçler vermiştir. İsmet Paşa (İnönü) Lozan’a geldikten sonra müttefiklerin dışişlerine telgrafla yolladığı notada konferansın geciktirilmesinden dolayı doğabilecek tehlikelere karşı devletleri uyarmış tabiri yerindeyse haklı olarak onlara daha konferans başlamadan açıktan açığa meydan okumuştur78.

Notadan sonra basın mensuplarına Türk delegelerinin vaktinde Lozan’da bulunduğunun Türkiye’nin sulhperverliğinin en büyük delili olarak gösteren İsmet Paşa (İnönü), konferansta Türkiye’nin istiklâlini temin etmekten başka bir şey talep etmeyeceğini de ifade etmiştir79. Vakit gazetesi muhabirinin intibalarına göre İsmet Paşa (İnönü)’nın bu beyânatı yabancı basın mensuplarını arasında iyi bir tesir icra etmiştir.

76 Bkz., Hâkimiyet-i Milliye, 13 Kasım 1922, No: 659, s.1. ; İleri, 10 Kasım 1922, No: 1712, s.1.; İleri, 12

Kasım 1922, No: 1714, s.1.

77 Vakit , 10 Kasım 1922, No: 1764, s.2.; İkdâm, 10 Kasım 1922, No: 9213, s.3.

78 Adı geçen notanın tam metni şöyledir: “ Sulh konferansının içtimaı hakkında Fransa, İngiltere ve

İtalya Hükümeti tarafından T.B.M.M. Hükümetine resmen vuku bulan davet ve bu konuda teati olunan notalar üzerine bu konferansın güşadı için 13 Kasım 1922 tarihi kararlaştırılan cihetle Lozan’a muvasalat eden Türk heyeti murahassasının sûret-i müşterekede kararlaştırılan babda bu tarihte müzakereye girişmeye amade bulunduğu zât-ı asıllarına tebliğ ile şeref duyarım. Akd-ı sulhun ta’liki Türk milleti için vüsatı takdir edilemeyecek fedakârlıklar devam ettirecek ve bertaraf edilmesi münehasıren bizim hüsn-ü niyetimize ta’lik etmeyen gayr-i müntazir neticeler doğurabilecek bir mahiyette olduğunu benimle birlikte zât-ı asılaneleri de takdir edecektir. Bu cihetle cihan sulhu namına konferansın muvaffakiyeti için perverde ettiğim en hararetli temennileri zât-ı asılanelerine tebliğ ederim” , İkdam, 18

Kasım 1922, No:9221, s.1.

T.B.M.M.’nin toplantısında konferansın ertelenmesi üzerine Rauf Bey (Orbay), bu ertelenmenin herkesten sonra hükümetin haberi olduğunu, bunun uzun sürmemesini ümit ettiğini belirtmiştir. Aksi takdirde doğan mahzurların mesuliyetinin Türkiye’ye ait olmayacağını sert bir dille ifade ederek müttefiklere gönderme yapmıştır80.

Devletlerin daha konferans başlamadan sözlerinde durmayıp konferansı ertelemeleri Türk basınında da sert yazılar yazılmasına ve çeşitli endişelerin doğmasına sebebiyet vermiştir. Örneğin yazar Ahmet Emin (Yalman), bundan doğacak olumsuzlukların mesuliyetinin Türkiye’ye ait olmayacağını dile getirirken81, İleri

gazetesinden Suphi Nuri (İleri) ise bu ertelenmenin sulh alemi namına arzu edilen bir şey olmadığını bunun uzun sürmemesi gerektiğini ve biran evvel sulh müzakerelerine başlanmasının herkesin menfaatine olacağını dile getirmiştir82.

Görüldüğü üzere müttefiklerin önceden belirtilmiş olan konferans tarihini ertelemeleri, Türk hükümeti ve basını tarafından esefle kınanmış daha konferans başlamadan devletlerin bu tavrı konferans müzakerelerinde de bir takım endişelere yol açmıştır.

İsmet Paşa (İnönü), konferansın ertelenmesinden faydalanmaya çalışarak Fransa Hükümeti’nin daveti üzerine yanında Münir, Tevfik ve Atıf Beylerle birlikte Paris’e gitme kararı almıştır. Fransa başbakanı ve Dışişleri Bakanı olan Poancara ile karşılıklı nabız yoklamaya yönelik bir takım temaslarda bulunmuştur83.

Öncelikle Poancara Lozan Konferansı’nın gecikmesini müttefikler namına izah etmiştir. İsmet Paşa (İnönü), öne sürülen sebepleri kabul etmekle beraber yeni bir ertelemenin asla kabul edilemeyeceğini ve bunun doğuracağı mahzurları izah etmeye çalışmıştır84.

80 Vakit, 17 Kasım 1922, No: 1771, s.1.; İkdam, 17 Kasım 1922, No:9220, s.1.

81 Ahmet Emin (Yalman), “ Mukaddemat-ı Sulhiye”, Vakit, 10 Kasım 1922, No: 1764, s.1. 82İleri, 12 Kasım 1922, No: 1714, s.1.

83 Ali Naci Karacan, a.g.e., s.88

84 Vakit, 17 Kasım 1922, No: 1771, s.1.; İkdam, 17 Kasım 1922, No: 9220, s.1. ; İleri, 17 Kasım 1922,

İsmet Paşa (İnönü), Poancara ile görüştükten sonra Fransa Hükümeti’nin yayın organı olan “Tan” gazetesine verdiği beyanatında, “Türkiye’nin Misâk-ı Milli ile tayin ve tespit edilen hukuka göre riayet edeceğini, Türkiye’nin taahüdlerine özellikle Fransa- Türkiye itilâfnamesine sadık kalacağını Fransız okullarına ve meşrû ticari haklarına zarar vermek istemediklerini Türkiye’nin bizzat Fransa’nın ilân ettiği esaslara göre demokratik bir milli hükümet olduğunu belirttikten sonra hiçbir şeyin dünya barışını daha fazla geciktirmemesini ve Türkiye’nin emel ve gayelerinin de her zaman barışçıl olacağını85” dile getirmiştir.

İsmet Paşa (İnönü), Poancara ile görüşmesinde İstanbul, askeri sınırlamalar, azınlıklar konusunda Misâk-ı Millice belirlenen taleplerimizi izah etmeye çalışmıştır. Poancara bu konularda İsmet Paşa (İnönü)’yı desteklerken kapitülasyonların kaldırılmasına karşı olduğunu bir geçiş döneminin olması gerektiğini ifade etmiştir86.

İsmet Paşa (İnönü), Paris’te bulunduğu zaman zarfında özellikle yerli ve yabancı basın mensuplarına Fransa’nın kapitülasyonlar hakkındaki görüşüne karşı, Türk halkının haklarını sınırlandırdığı gerekçesiyle bu imtiyazların kesinlikle lağvedilmesi gerektiği hususunda ısrar etmiştir87.

Bu dönem Türk basınını incelediğimizde gözümüze çarpan en önemli husus İsmet Paşa (İnönü)’nın Poincara ile görüşmelerinden sonra İsmet Paşa (İnönü)’nın bu mülakattan memnun olduğunu belirtmiş olduğunun gazete sütunlarında yorumlanmış olmasıdır88. Fakat İsmet Paşa (İnönü), bilmediği bir takım şeyleri öğrenip fikirlerini söyleme fırsatı yakaladığı için “memnunum” demiştir. İnönü hatıralarında basının bu konuyu yanlış anladığını ve memnuniyetinin bu noktada olduğunu belirtmiştir89.

İsmet Paşa (İnönü)’nın Paris’e gelişi ve demeçleri Paris basınında geniş bir yankı bulmuştur. Fransız Hükümeti’nin tutumuna paralel olarak Fransız basını da Lozan arifesinde genellikle Türkiye lehine bir tavır sergilemişlerdir. “Journal” gazetesi

85 Vakit, 17 Kasım 1922, No: 1771, s.1.; İkdam, 17 Kasım 1922, No:9220, s.1. Ayrıca bkz., Yahya

Akyüz, a.g.m., s.258.

86 Yahya Akyüz, a.g.m., s.258.; Ali Naci Karacan, a.g.e., 88-89. 87 İleri, 17 Kasım 1922, No: 1719, s.1.

88 Bkz., Vakit, 17 Kasım 1922, No: 1771, s.1.; İkdam, 16 Kasım 1922, No:9219, s.1. ; İleri, 17 Kasım

1922, No: 1719, s.1.; Hâkimiyet-i Milliye, 19 Kasım 1922, s.1.

muhabiri Paris’te İsmet Paşa (İnönü) ile bir mülakatta bulunmuştur. Muhabirin İsmet Paşa (İnönü)’dan etkilendiği yazdığı yazısında açıkça anlaşılmaktadır. “İsmet Paşa

(İnönü)’ya bakarken gözlerinin keskinliği insanın nazar-ı dikkatini çekiyor“ diyen

muhabir, istiklâli için mücadele etmiş Fransa’nın, Türklerin bu yolda mücadelesini en iyi anlayan ve takdir eden bir ülke olduğunu dile getirmiştir90.

Olumlu yazıların yanı sıra aksi iddialarla da karşımıza çıkan Fransız basını kendi içlerinde de Türkiye’ye karşı görüş ayrılıkları içerisine girmişlerdir. Kimi gazeteler “İsmet Paşa İngiliz notasıyla aynı zamanda Paris’e geldi…” gibi manşetler atmışlardır. Ayrıca Fransa’nın ikiyüzlülüğüne değinen Türkiye’nin Paris temsilcisi Ahmet Ferit Bey, Fransız gazetelerinin saldırılarına uğramıştır91.

Bunlara nazaran İsmet Paşa (İnönü), Paris’te gazetecilere Türk nokta-ı nazarını gayet basit ifadelerle izah etmiş, Misâk-ı Millimizin pek makûl şartlar taşıdığını belirtmiş, Fransız ticaretlerinin vs. kanun dairesinde bir takım teminat verildiğini, kapitülasyonların eşitliği tamamen bozduğunu, Türkiye’de yaşayan tebaa ile yabancıların aynı demokratik ve adil kanunlarla idare edileceklerini dile getirmiştir. İleri gazetesinden Suphi Nuri (İleri), Fransızların Türkleri çok iyi tanıdığını, Türklerin sözlerine ne derece sadık olduğunu bildiğini yorumunu yapmış ve bunlara istinaden Türklerin Fransızlardan ümitli olduğunu, güvendiğini sözlerine eklemiştir92. Esasen konferans başlamadan Türk basınında dikkatimizi celbeden hususlardan biri Fransızlara karşı beslenilen güvendir. Bu güven yazarlar tarafından sadece konferansın kesilme sürecine kadar devam edecek, daha sonra bu güvenin yerini ümitsizlik olacaktır.

Netice itibariyle Lozan Konferansı’nın ertelenmesinden doğan süreyi İsmet Paşa (İnönü) iyi değerlendirerek Paris’te Fransa ile bir nevî konferans hakkında ön görüşme yapmış ve sonrasında bu ertelenme fazla sürmeyerek konferans müzakereleri de bir hafta gecikmeden sonra nihayet başlamıştır.

90 Bu mülakatın tam metni için bkz., İleri, 21 Kasım 1922, No: 1723, s.1.

91 Bilâl Şimşir, Dış Basında Atatürk ve Türk Devrimi (1922-1924), C: I, T.T.K. Basımevi, Ankara, 1981,

s.12.

2. LOZAN KONFERANSI’NIN AÇILIŞ MERASİMİ VE SUNULAN