• Sonuç bulunamadı

2. Origen’in Kutsal Kitabı Yorum Metodu

2.1. Literal Yorum Metodu…

Literal yorum, metnin görünen açık anlamı ve tarihsel olarak ifade ettiği manayı esas almak suretiyle yapılan yorumu ifade etmektedir. Origen’e göre üç katmanlı anlam sıralamasında ilk basamakta olan literal veya tarihsel anlam kişinin bedeni ile kıyaslanabilir ve bu tüm Hıristiyanlarca anlaşılır ve basit, sorgusuz taklidi inanca tekabül etmektedir.237 Büyük kitleler tarafından kabul edilen bu inanç, literal veya tarihsel mananın önemsiz olduğu anlamına gelmemektedir. Fakat insanların bu literal veya tarihsel mana ile yetinmeyip kutsal metinlerin derin manalarını anlamaya çalışması gerekmektedir.

Origen’e göre kutsal metinlerin Kutsal Ruh’un ilhamı ile yazılmış olması metnin üslubunu ya da onda yer alan tüm tarihsel olayların gerçekliğini garanti etmemektedir.

Ancak Kutsal Ruh’un ilhamı iletilen mesajın anlam bakımından doğruluğunu garanti etmektedir. Bu anlayışa göre metinlerde yer alan çelişkiler, antropomorfik ifadeler, ahlaki eksikliklerle ilgili anlatımlar Kitabı Mukaddes’in kutsallığına zarar vermez. Bu nedenle kutsal kitap’ta yer alan çelişkileri uzlaştırmaya çalışan diğer yazarların aksine Origen, bu çelişkileri kabul ederek bu ifadelerin mevcut halleri ile gizli bir anlam içerdiğini düşünmektedir. Ona göre ifadelerin fiili doğruluğu önemli değildir ve bazen zahiren yanlış olan bir pasajda bile derin bir anlam yer alabilir.238 Origen’e göre kutsal

237 Origen, De Principiis, 4. 2. 6.

238 Bunun için bkz. Maurice Frank Wiles, “Origen as Biblical Scholar”, The Cambrigde History of the Bible, ed. P. R. Ackroyd & C. F. Evans, Cambridge Cambridge University Press, 2008, C. 1, ss. 463- 464;

Muhammet Tarakçı, “Origen ve Alegorik Kitabı Mukaddes Yorumu”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 19, S. 1, 2010, s. 194.

74

metinlerdeki bir anlatının tarihi gerçeklikle uyuşmazlığı söz konusu ise bu tutarsızlığın amacı, ilahi hakikati tarihsel olmayan bir düzlemde açığa çıkarmaktır. Bu nedenle kişinin literal (tarihsel) anlatı ile kısıtlı kalmaması hayati önem taşır.

Yukarıda ifade edildiği gibi Origen’in literal anlam ile kısıtlı kalmayıp alegorik metoda önem vermesi ve metinleri yorumlamada bu metodu kullanması, onun literal (tarihsel) anlamı kullanmakta gönülsüz olduğu anlamına gelmez. Ona göre literal kayıtları değerli kılan sahip oldukları üstün bir hakikattir. Literal (tarihsel) mana kutsal kitabın bedeni olarak görülmelidir ve bu itibarla ulûhiyeti ile ilişkisi çerçevesinde İsa Mesih’in bedeni ile kıyaslanabilir. Bedenin kendi başına bir değeri yoktur, ancak Tanrı ile olan bağlantısı nedeniyle potansiyel en yüce değere sahiptir. Aynı şekilde yapısal değerinden ziyade potansiyel değeri nedeni ile her pasaj Tanrı’nın buyruğudur. Tanrı boş hiçbir şey yapmayacağından O’nun her kelimesinin bir amacı vardır. Dolayısıyla kutsal kitabın en ufak parçası dahi manevi kazanç sağlamaktan yoksun değildir. Bu anlayış Origen’in kutsal metinlerdeki en küçük ayrıntıyı bile önemsemesine neden olmuştur.239

Origen yukarıda ifade ettiğimiz yaklaşım biçimiyle literal anlatılara başlı başına bir değer atfetmese de, tarihsel her olayın ardında kurtuluşun ön şartı olduğuna inandığı derin, ahlaki, manevi anlamın yattığına inandığından kutsal kitabın her bir ayrıntısının Tanrı’nın buyruğu olduğunu kabul etmektedir. Bu durum ona göre Tanrı’nın planının bir parçasını oluşturmaktadır. Tanrı, tarihi olayları ve buyrukları bazen gerçekleşmesi imkânsız olaylar ile tasvir etmektedir. Bu durumda kutsal metin anlatılarını kelimesi kelimesine anlama imkânının olmadığı ve literal yorumun imkânsız kaldığı ifadeleri, literal anlamaya çalışmak yerine, bunların işaret ettiği manevi anlam ile insanlığı daha yüce bir mevkiye yönlendirmek gayesiyle tasarlandığını düşünmek ve buna göre

239 Bunun için bkz. Wiles, s. 475; Tarakçı, s. 195.

75

yorumlamak gerekmektedir.240 Origen bu tarz bir alegorik yorumun, metnin literal yönüne herhangi bir zarar vermeyeceğini savunmaktadır. Çünkü ona göre literal anlam bedene, alegorik anlam ise ruha benzemektedir. Ruhun bedene zarar vermemesi gibi alegorik mana da literal (tarihsel) anlama zarar vermez.241

Origen literal (tarihsel) anlama yukarıda ifade edilen çerçevede belirli bir önem atfetmekle birlikte yalnızca bu anlam basamağı ile yetinmeyi doğru bulmamaktadır. Bu doğrultuda o, Temel İlkeler Üzerine isimli eserinin 4. kitap 2. bölümünde kutsal kitabın yorumlanması ile ilgili olarak yorumcuların kutsal metinleri yalnız literal olarak okuması şeklindeki genel hatayı tartışmaktadır. Ona göre Yahudiler Septuagint’in cümlelerini literal olarak okuduklarından metinde bulunan Mesih hakkındaki kehanetleri görmekte başarısız olmuşlardır. Hıristiyanlığın sapkın yorumcuları (heretikler) Tanrı ile ilgili antropomorfik pasajları literal okuduklarından Septuagint’in Tanrısı ile İsa tarafından deklare edilen Tanrı’nın aynı olduğunu görmekte başarısız olmuşlardır. Eğitimsiz Hıristiyanlar da bu pasajları literal olarak okumuş ve Tanrı’nın gerçekte nasıl olduğuna dair yanlış bir anlayışı benimsemişlerdir.242 Ona göre bu tür yanlış anlaşılmalardan kaçınmak için bir karşı yorum yöntemi sunmak ve metni alegorik olarak yorumlamak zorunlu olmuştur.

Origen özellikle Tanrı’nın özü, ruhun mahiyeti ve ölümsüzlüğü gibi konulardaki hakikati nakletmek için alegorik metodu etkili ve önemli bir araç olarak görmüştür. O, bu bağlamda Kitabı Mukaddes’in, manevi hakikatin anlaşılması için yorumlanması zorunlu olan alegorik pasajlar içerdiğini savunmuştur. Aynı şekilde İsa Mesih ile ilgili olayların hakikatinin metin ve tarihsel anlatıda tümüyle görülemeyebileceğini ifade etmiştir.

Dolayısıyla, bu tür gizemli hakikatlerin ancak kutsal metinleri akılla, bilgece okuyan ve

240 Origen, De Principiis, 4. 1. 7; 4. 2. 9; Contra Celsum 7. 10-11; De Lubac, s. 113.

241 De Lubac, s. 103.

242 Origen, De Principiis, 4. 2. 1.

76

metinde anlatılan ifadelerin her birinin başka bir şeyin sembolü olduğunu farkedebilenler tarafından anlaşılacağını savunmuştur.243