• Sonuç bulunamadı

4. Eserleri

4.2. Doktrinel Eserleri

Origen vaaz ve kutsal metinlerin yorumu ile ilgili çalışmalar yanında Hıristiyan ilahiyatı ve ibadetleri ile ilgili eserler de kaleme almıştır. Bu bağlamda onun Temel İlkeler Üzerine, Stromata (Miscellanies), İbadet Üzerine, Şehitliğe Teşvik, Paskalya Üzerine, Diriliş Üzerine, Candidus ile Diyalog gibi eserleri bu grupta yer almaktadır. Bu başlık altında tezimiz kapsamında onun en önemli ve aynı zamanda en tartışmalı çalışması olan Temel İlkeler Üzerine hakkında bilgi vereceğiz.

Temel İlkeler Üzerine, Origen’in günümüze ulaşan eserleri arasında en önemli metinlerinden biridir. Origen’in, Hıristiyan ilahiyatına dair temel öğretilerin Kilise tarafından henüz belirlenmediği bir dönemde Hıristiyan doktrinlerini ortaya koymak amacıyla kaleme aldığı bu çalışmanın Hıristiyanlığın şekillenme sürecine önemli katkıda bulunduğu ifade edilmektedir. Origen’in sistematik bir yapıda kaleme aldığı bu eser, onun ölümünden sonra çok fazla tartışmaya yol açmış olsa da, birçok araştırmacı tarafından sıklıkla sistematik Hıristiyan teolojisini oluşturmada ilk girişim olarak değerlendirilmektedir.173

Eserde geçen kendi ifadeleri ve Eusebius’un ifadelerinden hareketle Origen’in bu metni 220-230 yılları arasında İskenderiye’den ayrılmadan önce kaleme aldığı

172 McGuckin, s. 30; Crouzel, s. 42.

173 Charles Kannengiesser, “Systematician in De Principiis”, Origeniana Quinta Papers of the 5th International Origen Congress Boston College 14-18 August 1989, ed. Robert J. Daly, Brussel Leuven University Press, 1992, s. 395; s. 57; McGuckin, s. 36.

57

anlaşılmaktadır. 174 Tefsirleri ile eş zamanlı olarak yazdığı bu eser temel Hıristiyan doktrinleri ile ilgili sistematik izahlar oluşturmayı amaçlamaktadır. Origen eserinin önsözünde inanç akidesinin çeşitli unsurlarını sıralayarak niyetinin bunlarla ilgili çözülmemiş bazı problemlere kutsal kitap ve akıl çerçevesinde cevap aramak olduğunu açıklamaktadır. Origen’in bu eseri oluştururken kendisini, eğitimli kültürlü insanlara Hıristiyan geleneğinin yorumculuğunu yapan bir öğretmen olarak gördüğünü ifade etmek gerekir.175

Temel İlkeler Üzerine, Origen’in gnostik heretiklere karşı ortodoks Hıristiyanlığın savunulmasında Hıristiyan doktrinlerinin geniş, tutarlı izahlarının sağlanması girişiminin bir ürünüdür. Onun, bu izahlarını oluştururken kutsal metin ve apostolik geleneğe bağlı kalmak kaydı ile Yunan felsefesinin kavramlarından faydalandığı görülmektedir.

Origen’in sıradan halktan ziyade iyi eğitimli kişilere hitap eden ve Hıristiyanlığın temel doktrinlerinin ele alındığı bu eseri, önsöz ve dört kitaptan oluşmaktadır.176 Önsözde dokuz başlık halinde inanç esasları ile ilgili açıklamalar yer almaktadır. İlk kitapta teslisin unsurları, akıllı varlıklar ve âlem konuları ele alınmaktadır. İkinci kitap maddi evren, ruhların düşerek bedene bürünmesi, insanlığın İsa’nın kefareti ile kurtuluşa ermesi, yeniden diriliş ve yargılanma gibi konuları içermektedir. Üçüncü kitapta insanın kaderi ve görevleri çerçevesinde özgür irade konusunu ele almaktadır. Dördüncü kitap ise temel

174 Temel İlkeler Üzerine’nin birinci ve ikinci kitabındaki bazı cümlelerinden Origen’in bu eseri Tekvin, Mezmurlar ve Yeremyanın Mersiyeleri üzerine tefsir çalışmaları ile eş zamanlı olarak yürüttüğü anlaşılmaktadır. Bu tefsir çalışmaları onun İskenderiye yıllarına ait çalışmalardır. Eusebius’un 6. Kitabı 14-24. bölümleri arasında geçen benzer ifadelerde Origen’in bu eseri İskenderiye’de yazdığına işaret edilmektedir (Ayrıntılı bilgi için bkz. Origen, On First Principles, ed. G. W. Butterworth, New York Harper&Row Publishers 1966, ss. xxviii-xxix).

175 Origen, De Principiis, ss. 1-6.

176 Antonia Tripolitis, Origen A Critical Reading, New York: Peter Lang Publishing, 1985, s. 15; Malaty, s. 123.

58

teolojik metot olarak kutsal kitabın yorumlanması konusu ve Origen’in teslisin unsurları ile ilgili oluşturduğu doktrininin özeti ile sonlanmaktadır.

Eserin Yunanca orijinal tam nüshası kayıptır. Bu Yunanca nüshanın bazı pasajları Philocalia ve İmparator Justinian’ın fermanları içerisinde yer almaktadır. Eserin tam nüshası Rufinus of Acquileia tarafından çevrilen Latincesi ile günümüze ulaşmıştır.

Rufinus çeviri için kullandığı Grekçe nüshanın her detayının güvenilir olduğuna inanmıyordu. Ona göre yazarının sapkın olduğunu kanıtlamak için sürekli alıntılar yapılan bu metnin dönemin kabul gören teolojik görüşünden oldukça farklılık arz ettiği açıktı. Ancak Rufinus, Origen’in IV. yüzyıl teolojisinin temel noktaları ile ilgili farklılık arz edeceğini düşünmüyordu. Bu nedenle o, metnin heretikler tarafından değiştirilmiş olduğunu iddia etmiştir. Bu görüşünü desteklemek için Methodius ve diğerleri tarafından Origen’e yöneltilen itirazları çürütmek amacı ile yapılmış bir çalışma olan Pamphilus’a ait Origen için Apoloji isimli eserin ilk kitabını da Latinceye çevirerek Temel İlkler Üzerine’nin çevirisi ile birlikte ile yayınlamıştır. Pamphilus eserinde Origen’e yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu kendi ifadesi ile değil, bizzat Origen’in cümlelerini aktararak göstereceğini belirtmektedir.177 Dolayısıyla Rufinus’un gayesi Latin dünyasında itibar sahibi olan Pamphilus sayesinde Origen’in eleştirilmesine sebep olan ifadelerin heretikler tarafından metne dâhil edildiği iddiası çerçevesinde kendi yaptığı çeviriyi muteber kılmaktır.178

Rufinus metnin Latince çevirisini yaparken başkalarının sonradan eklediğini iddia ettiği ve yanlış bulduğu ifadeleri Origen’in eserleri içerisinde farklı yerlerde bulunan ortodoks nitelikle uyumlu olduğunu düşündüğü ifadeler ile değiştirmiştir. Rufinus

177 Pamphilus, s. 47.

178 Origen, De principiis, ss. xxxıv-xxxv; Crouzel, s. 44.

59

tercümesine eklediği Origen’in eserlerinin tahrifi ile ilgili risalesinde179 bunun gerekçelerini özetle şöyle ifade etmektedir: “Onun genç yaşta kaleme aldığı eserleri ile yaşlılık döneminde kaleme aldığı eserler arasında fark olması doğaldır, çünkü bu süre zarfında onun da fikirleri değişmiş olabilir. Ancak Origen’in çelişki gösterdiği yerler aynı pasaj içinde neredeyse peş peşe cümleler içinde olmaktadır… Oysa Origen gibi oldukça akıllı birinin kendisi ile çelişmesi imkânsızdır. Ortodoksluğundan şüphe edilmeyen Romalı Clement, İskenderiyeli Clement ve İskenderiyeli Dionysius gibi yazarların da eserleri tahrif edildiğine göre bu çelişkili ifadelerden anlaşılacağı gibi Origen’in eserleri de birileri tarafından tahrif edilmiştir. Nitekim Origen’in kendisi de mektuplarından birinde metinlerinin tahrif edilmesinden şikâyetçi olmuştur.”180

Rufinus’un Origen’in kitabında asıl metinle çelişki oluşturan ifadelerin heretikler tarafından metne eklendiği iddiasına karşın Jerome ise bu konuda Rufinus’un çelişki olarak gördüğü ifadeleri Eusebius ve Didymus’un ortodoks olarak görüp sakıncalı bulmadığını ve herhangi bir şekilde heretiklerin onun metnine müdahalede bulundukları gibi bir şikâyetleri olmadığını nakletmektedir. Jerome bir mektubunda ise eserdeki bazı kısımların Rufinus tarafından çıkarılmış olduğunu söylemektedir.181

Yukarıda ifade ettiğimiz husus sebebiyle Temel İlkeler Üzerine metni okunurken Rufinus’un düzeltme amaçlı müdahaleleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bunun yanı sıra G. W. Butterworth, Origen’in yukarıda bahsi geçen çelişkili ya da ucu açık olarak nitelendirilen ifadeleri ile ilgili dile getirdiği şu cümleler de dikkate değerdir: “De Principiis’de olduğu gibi kuramsal teoloji üzerine çalışırken bir yazara ilkelerini dogmatik değil, tartışmaya açık bir şekilde belirtme özgürlüğü verilmelidir. Eğitimsiz

179 Rufini Liber de adulteratione librorum Origenis başılığı ile Patralogia Graeca Volume 17 (ed. J. P.

Migne, Paris 1857) içinde 615-632 arasında yer alan metindir.

180 Origen, De Principiis, ss. xxxviiii- xxxix.

181 Bkz. Origen, De Principiis, ss. xxxviiii- xl, http://www.newadvent.org/fathers/27102.htm. 10.06.2017.

60

kalabalığa pratik öğretim başka bir şeydir. Gözü pek öğreticilere dogmaların kuramsal sonuçlarının azaltılması ile ilgili baskı uygulanmamalıdır. Özellikle bir mektubunda De Principiis’in ilk başta Ambrose tarafından bilgisi dışında yayınlandığı iddiası doğru ise Origen de bu kapsamda değerlendirilmelidir… Tercümanlar açısından değerlendirildiğinde Rufinus gerçekten çalışmasını savunma adına çok fazla özgürlük kullandı ise çevirisinin kendisini eleştirel gözle açıkça incelemeye tabi tutmalıyız. Bizim arzumuz Origen’in öğretisini keşfetmektir. Sadece gerçeklere sıkı sıkıya bağlı kalarak Origen’in Kiliseye yaptığı hizmet ve Hıristiyan doktrinlerin gelişimindeki konumu hakkında doğru bir tahmin yürütebiliriz.”182