• Sonuç bulunamadı

2.5. MEDYADA NORMATĠF KURAMLAR

2.5.2. Liberal Özgürlükçü Kuram

Liberal düĢünce, feodal düzenin baskılarına tepki olarak doğmuĢ ve bireyin hak ve özgürlüklerini temel almıĢtır. Liberal düĢünce 1789 Fransız Ġhtilali‟yle ortaya

çıkmıĢ, öncelikle insanların ekonomik özgürlükler üzerine inĢa edilmiĢ, daha sonra toplumsal yaĢamın tümüne etkili bir ideoloji Ģeklini almıĢtır. Fransız Ġhtilali sonrasında siyasi yapıda kendini gösteren liberalizme ait “bireysel özgürlük” kavramı zaman içerisinde toplumsal yaĢama ait kurumlarda da kendisini göstermiĢ ve kurumsal yapılar tarafından varlığı benimsenmiĢtir.

Siyasi yapıda etkili olan liberal düĢünceyle birlikte basın alanında da bireysel özgürlükler noktasında değiĢimler görülmeye baĢlamıĢtır. Gerek kurumsal gerekse de bireysel anlamada basına tanınan hareket alanı liberal görüĢle birlikte belirlenmiĢtir. Otoriter sistemin basın üzerinde uyguladığı sert ve baskıcı mutlak egemenlik anlayıĢı liberal düĢünceyle birlikte sona ermiĢtir (Bardakçı, 1968: 21).

Devletin müdahalelerine karĢı duran liberalizmde, iktisadi anlamda en fazla özgürlüğün bireyin kendisine tanınması gerektiği savunulmaktadır. Liberal Kuram‟a göre merkezde birey vardır ve birey akılcı bir varlıktır. Devletin amacı bireyin mutluluğunu sağlamak ve bireyin çıkarlarını gözetmektir.

Liberal toplumlarda iletiĢim araçları demokratik yaĢam tarzının vazgeçilmez bir parçası konumundadır. Liberal anlayıĢta kiĢi siyasi ve toplumsal açıdan özgürdür ve ifade özgürlüğü bulunmaktadır, hangi dine mensup olursa olsun dinini serbestçe yaĢayabilmektedir, yatırımlar yapmakta mülk sahibi olmakta kendi kararlarını özgürce verebilmektedir. Bu anlayıĢta bahsi geçen özgürlük herhangi bir baskı olmaksızın insanların isteklerini yapabilmesi ve ifade edebilmesidir. (Göze, 1987: 246).

Liberal sistem fikirlerin özgürce dolaĢmasını esas almaktadır. Liberal ve özgürlükçü düĢüncelerin dıĢarıda bırakılması durumunda kiĢiler yanlıĢ, manipüle edilmiĢ düĢünce ve bilgilere maruz kalacaklar ve değiĢik düĢüncelerin dile getirilmesi engellenmeye çalıĢılacaktır. Fikir özgürlüğünü esas alan liberal sistemde medya, fikirlerin yayılmasını ve son kararı kamuoyunun vermesini sağlayacaktır (Falay, 1992-1993: 52).

Liberal Kuram‟ın felsefi temelleri John Milton, John Locke, Mathew Tindal, John Stuart Mill, Thomas Erskine ve Thomas Jefferson gibi düĢünürlerin görüĢlerine dayanmaktadır. Liberalizm akımının basın ve haberleĢme özgürlüğü alanındaki ilk

önemli temsilcisi John Milton‟dur. Milton‟un 1644 yılında yayınladığı “Areopagitica” isimli çalıĢma tüm baskılardan ve sansürlerden uzak basın özgürlüğünü savunmaktadır. Gerçeğin aktarılabilmesi ancak baskının ve sansürün olmadığı bir ortamda mümkündür, bu noktada basının siyasal otoriteden bağımsız olması Ģarttır. Milton, kendi döneminde basın özgürlüğünü savunan açıklamalarda bulunmuĢ olsa da basın özgürlüğü 1776 yılında Amerika‟da “Virginia Bill of Rights”da açıkça belirtilmiĢtir. 1789 tarihli “Fransız Ġnsan ve YurttaĢ Hakları Bildirisi”nin 11. maddesinde de, fikir ve düĢüncelerin serbestçe ifade edilmesi ve yayınlanmasının insanın en değerli hakkı olduğu açıklanmıĢtır (Ġçel, 2001: 23-24). Locke ve Mathew Tindal Liberal Kuram ve medyanın özgürlüğünü desteklemiĢler ve basının davranıĢlarının bireyin haklarına uygun olması gerektiği, siyasal otoritenin çıkarlarının bireyden üstün olamayacağı, iletiĢim özgürlüğünün doğal haklardan olduğu düĢüncelerinin savunucuları olmuĢlardır.

Liberal düĢünce çevresinde toplanan iletiĢim sistemlerinin en belirgin ortak ilkelerden biri serbest giriĢimciliktir. Medyanın özgür bir yapılanma olması, özgürce kendini var edebilmesi için medya serbestçe iĢletilebilmeli ve medya kuruluĢları serbestçe kurulabilmelidir. Gerekli düzenlemelerle iletiĢim alanında üretim ve dağıtım serbestçe gerçekleĢebilmelidir. Bu ilkelerden bir diğeri ise medya aracılığıyla iletilecek mesajların serbest dolaĢımıdır. Bu ilkenin gerçekleĢtirilmesi için yayın üzerinde medya dıĢında hiçbir güce denetim ve sansür uygulama hakkı verilmemesi gerekmektedir. Kaya, serbest dolaĢım ilkesinin genel hatlarıyla üç öğeden oluĢtuğunu belirtmektedir. Birinci öğeyi medyanın haberi, bilgiyi elde etme özgürlüğü ve olaylara serbestçe ulaĢımı, ikinci ögeyi toplanan bilgi ve belgeleri aktarma özgürlüğü, üçüncü ögeyi de toplanan, aktarılan bilgilerin, mesajların alınması özgürlüğü oluĢturmaktadır (Kaya, 1985: 45-46-47).

Liberal Kuram‟ların belirlediği ilkeler doğrultusunda medya sisteminin iĢleyiĢinde medya yayınlarına üçüncü bir güç tarafından sansür uygulanamaz, medya kurumlarının hükümete, bürokratlara ya da partilere yaptıkları saldırılar cezalandırılamaz, yayınlanacak haber konusunda sınırlama yapılamaz, yayınların toplanması kuralları sınırlandırılamaz, dağıtım ve yayın hakkı ruhsat ya da izne tabi olmadan her bireye verir. McQuail, eğitim, sanat, kültür gibi iletiĢim dünyasının

diğer bölümlerinde kuramın ne kadar geçerli olduğunun bilinmediği ve insan hayatına giren televizyonculuğun ne kadar destekleneceği konusunda Liberal Kurama eleĢtirenlerde bulunmaktadır. McQuaiıl‟in kurama karĢı yönelttiği bir diğer eleĢtiri ise kuramın medya patronlarını koruduğu ve bilgi üzerinde bir birikime sahip olmadığı yönündedir. Kuramın insan hayatının gizliliği ve toplumsallaĢmayla ilgili kurallar içermemesi, medya tarafından saldırıya uğrayanlara cevap hakkı tanınmaması buna karĢın medyanın her durumda korunuyor olması ise eleĢtirilen diğer noktalardır. (McQuaıl, 1994: 125).

Liberal sistem özgürlükçü anlayıĢı temel alan ve kamu yararına hareket etme prensibini benimseyen bir kuram olarak oluĢturulsa da serbest pazarın beraberinde getirdiği daha fazla izleyici/okuyucuya ulaĢmak için girilen rekabette demokrasi ilkelerine zarar verebilecek bazı hususlar doğurmuĢtur. Basının serbest pazar sisteminde bilgilendirme iĢlevini yerine getirememesi, kamu yararına hizmet edecek Ģekilde örgütlenememesi “Toplumsal Sorumluluk Kuramı”nın ortaya çıkmasına neden olmuĢtur.