• Sonuç bulunamadı

163

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

KATILIM BANKALARI VE GELENEKSEL BANKALARIN FİNANSAL İSTİKRARI İLE FİNANSAL REGÜLASYON DEĞİŞKENLERİ ARASINDAKİ

İLİŞKİNİN AMPİRİK ANALİZİ

Tezin bu bölümünde, araştırmanın amacı, örneklemi oluşturan geleneksel ve katılım bankalarının seçimi, analizde kullanılan finansal değişkenlere ait veri seti, kullanılan ekonometrik analiz yöntemi ve kurulan regresyon modeli ele alınmıştır. Son olarak, yapılan ekonometrik analizlerden elde edilen istatistiki bulgular ve yorumlarına yer verilmiştir.

164

Chowdhury ve Islam (2011) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, finansal istikrarı sağlamaya yönelik olarak uygulanan makro ihtiyati tedbirlerin de aralarında bulunduğu makro iktisadi politika bileşenleri kavramsal boyutlarıyla ele alınmaktadır.

Buna göre, gelişmekte olan ülkelerde uygulanan makro ihtiyati politika bileşenleri finansal şokları azaltmaya yönelik olarak belirli bir etki yaratabilmekte ancak söz konusu etkiler iktisadi yapıyı bir bütün olarak istenen hedeflere ulaştırmada yetersiz kalmaktadır.

Elsiefy (2012), 2006-2010 yıllarını kapsayan çalışmasında, Katar’daki Katılım ve Geleneksel Bankacılık sisteminin finansal istikrarına yönelik olarak gerçekleştirdiği analizinde, stres testine ait yöntemlerden faydalanmıştır. Buna göre ele alınan dönemde Katar’da bulunan Katılım Bankalarının kredi riskine Geleneksel Bankalara nazaran daha fazla maruz kaldıkları saptanmıştır. Dolayısıyla yapılacak düzenlemelerde bu hususun göz önünde bulundurulmasının fayda sağlayacağı düşünülmüştür.

Galati ve Moessner (2013)’ün bir finansal regülasyon aracı olarak makro ihtiyati politikaların etkinliğini, kullanımını ve ortaya çıkardığı sonuçları ele aldıkları çalışmalarında, finansal sistemin ihtiyacına yönelik olarak belirlenen makro ihtiyati politikaların finansal istikrar üzerinde genel itibariyle olumlu etki yarattığını ileri sürmüşlerdir. Kavramsal bir çalışma gerçekleştiren araştırmacılara göre söz konusu politikaların finansal stresi azaltıcı etkileri bulunmaktadır.

Buiter (2014), katılım bankalarının finansal istikrarını sağlamaya yönelik olarak uygulanan regülasyon politikalarını merkez bankaları üzerinden değerlendirerek tartışmıştır. Buna göre, katılım bankalarının finansal istikrarını sağlamaya yönelik tedbirlerin alınması fayda sağlayacaktır. Ancak bu hususta önemli olan etkin politikayı ve araçlarını belirleyebilmektir. Buna göre, katılım bankalarının finansal istikrarını sağlamaya yönelik olarak, ülkeden ülkeye farklılık gösterse de sermaye yeterlilik rasyosu ve borç-gelir dengesini yansıtan oranların kullanılması fayda sağlayacaktır.

Blundell vd. (2014), farklı ülkelerdeki mevcut bankacılık sisteminin özelliklerinden hareketle, makro ihtiyati tedbirlerin, sermaye kısıtlamalarına yönelik uygulamaların ve sistemik riskin belirleyicileri arasındaki ilişkiyi panel veri analizi yöntemi ile incelemişlerdir. Buna göre, makro ihtiyati tedbirlerin faydalı olabilmesi için özellikle gelişmekte olan ülkelerin içinde bulundukları finansal koşulların net bir

165

biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca çalışmaya göre sermaye kısıtlamaları bankaların finansal istikrarında fayda yaratsa dâhi iktisadi büyümeyi olumsuz etkilemektedir.

Kammer vd. (2015) tarafından gerçekleştirilen çalışmada kavramsal tartışmalar yürütülmüş ve bu bağlamda regülasyon politikaları ile araçlarının Katılım Bankaları ve İslami finans uygulamaları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Buna göre, Katılım Bankacılığının mevcut olduğu ülkelerde, makro ihtiyati politikalar uygulanması özellikle sistemik risklerin giderilmesi açısından oldukça önemlidir.

Al-Khouri & Arouria (2015) çalışmalarında, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (GCC)’nde yer alan ülkeler için 2004-2012 yılları arasındaki verilerden hareketle, banka istikrarı, kredi büyümesi ve banka performansı arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. İki aşamalı genelleştirilmiş moment yöntemini kullanan yazarlar, bankaların finansal istikrarını Z-skoru değişkeni aracılığıyla ölçmüşlerdir. Buna göre kredi büyümesinde meydana gelen artışlar GCC ülkelerindeki bankaların finansal istikrarı üzerinde dikkate değer bir etkiye sahip değildir. Ancak kredi büyümesinde artış meydana geldikçe bankalar daha az istikrarlı duruma gelmekte ve Katılım Bankaları Geleneksel Bankalara nazaran bu durumdan daha fazla etkilenmektedirler. Çalışmada, özellikle kriz dönemlerinde meydana gelen kredi büyümesinin kârlılık üzerinde olumsuz etki yarattığı ileri sürülmektedir.

Cagliarini (2016), makro ihtiyati politika değişkenlerini ve söz konusu politikaların etkinliğini metodolojik olarak tartıştığı çalışmasında, finansal istikrar hedefini gerçekleştirmek amacıyla kullanılan söz konusu regülasyon araçlarının istikrarsızlığa yönelik zayıflıklarını tespit etmede eksik kaldıklarını ileri sürmektedir.

Ayrıca yazara göre, söz konusu politikaların etkileri ve yan etkileri hususunda yeterli düzeyde analitik çerçeve bulunmamaktadır. Dinamik stokastik denge modelleri dâhi, politika araçlarını incelemede yetersiz kalmaktadır.

Ghosh (2016), GCC için 1996-2010 yılları arasındaki verilerden hareket ettiği çalışmasında, finansal regülasyon amacıyla kullanılan makro ihtiyati politika araçlarının kredi riskine yönelik etkilerini GMM yöntemi aracılığıyla araştırmıştır. Makro ihtiyati politika araçlarının farklı etkilere sahip olduğu sonucuna ulaşılan çalışmada, sermaye yeterlilik oranlarının risk potansiyelini azalttığı ileri sürülmektedir. Ayrıca çalışmaya

166

göre katılım bankaları, geleneksel bankalara nazaran daha düşük kredi büyümesinde ve daha yüksek kaldıraç oranlarına sahiptir. Bu sebeple iki bankacılık sektörünün riske yönelik verdiği tepkiler de değişkenlik göstermektedir.

Ascarya ve Karim (2016) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, Endonezya’daki makro ihtiyati tedbirlerin, katılım ve geleneksel bankaların konjonktürel dalgalanmalara yönelik verdikleri tepkileri üzerindeki etkilerini araştırmaktadırlar. 2004(A1)-2014(A8) tarihlerini kapsayan araştırmada, ampirik olarak OLS, ECM ve ARDL yöntemlerinin kullanıldığı görülmektedir. Buna göre, konjonktürel genişlemenin olduğu dönemlerde Katılım Bankalarının finansal büyüme hızı, geleneksel bankalara nazaran daha hızlıdır.

Ayrıca, katılım bankaları konjonktürel dalgalanmalara daha kolay uyum sağlamaktadır.

Bu nedenle makro ihtiyati tedbirlerin katılım bankalarının finansal istikrarı üzerinde olumlu bir etki yarattığının söylenmesi mümkün olmaktadır.

Hadiyan (2016), bir finansal regülasyon aracı olarak makro ihtiyati politikaların katılım bankalarının finansal istikrarı üzerindeki etkisini ve uygulanabilirliğini kavramsal olarak incelemiştir. Buna göre, makro ihtiyati politikaların kapsamı hâlen tartışmalıdır. Ayrıca, katılım bankalarına yönelik olarak uygulanacak düzenleme faaliyetlerinde, İslami iktisadın prensiplerine göre hareket edilmesi gerekmektedir.

Lajis vd. (2016), Malezya’daki düzenleyici mekanizmanın, katılım bankalarının finansal istikrarı üzerindeki etkinliğini ve reel sektöre yönelik etkilerini inceledikleri kavramsal çalışmalarında, mevcut finansal regülasyon araçlarının yetersiz kaldıklarını ileri sürmektedirler. Buna göre, Malezya’daki katılım bankalarının finansal istikrarının sağlanabilmesi ve reel sektöre faydalı olunabilmesi için mevcut finansal regülasyon politikalarının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Hassan vd.(2016), 2006(A1)-2014(A10) tarihleri arasındaki verilerden hareketle, Türkiye’deki katılım bankalarının finansal istikrarına yönelik olarak yaptıkları çalışmalarında, stres testlerinden faydalanmışlardır. Özellikle sermaye yeterlik rasyosundan hareket edilen çalışmada, katılım bankalarının döviz kurundaki ani değişimlere karşı oldukça hassas oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca çalışmaya göre katılım bankalarının sermaye yeterlilik düzeyi geleneksel bankalara nazaran strese karşı daha duyarlıdır.

167

Zülkhibri ve Naiya (2016), geleneksel ve katılım bankacılığı sisteminin aynı anda var olduğu ülkelerdeki makro ihtiyati tedbirlere yönelik literatürü sentezlemişlerdir. Buna göre, özellikle ikili bankacılık sisteminin olduğu ülkelerde, herkese uyan tek bir model ya da tedbir politikasının olduğunu söylemek doğru değildir.

Uygulamada, genel itibariyle, birçok ülkenin katılım ve geleneksel bankaların istikrarına yönelik ayrı regülasyon politikaları belirlemediği gözlemlenmektedir. Söz konusu ayrımın etkinliğine yönelik tartışmalar mevcuttur. Ancak, yazarlar katılım bankalarına yönelik olarak belirlenen regülasyon politikalarının sermayeye dayalı değil kârlılığı ön planda tutan araçlar olması gerektiğini savunmaktadırlar.

Yoshida (2016) çalışmasında, makro ihtiyati tedbirlerin katılım bankacılığı Sistemi’nin istikrarı üzerinde ne denli etkin olabileceği yönünde kavramsal bir tartışma yürütmüştür. Buna göre Yoshida, uluslararası komiteler tarafından belirlenen makro ihtiyati tedbir araçları ile İslam iktisadi prensiplerini benimseyen bankaların çatışmalar yaşayabileceğini ve söz konusu düzenleme faaliyetlerinin etkinsiz olabileceğini ileri sürmektedir.

Sakarya ve Akkuş (2017), çalışmalarında Türkiye’deki katılım bankalarının ve geleneksel bankaların finansal istikrarını stres testi ile araştırmışlardır. 2005 (Ç1) – 2016 (Ç2) dönemini kapsayan çalışmada, katılım bankalarının ani şoklar karşısında geleneksel bankalara nazaran daha istikrarlı oldukları sonucuna ulaşılmıştır.

Louhichi vd. (2018), 2005-2014 yıllarını kapsayan çalışmalarında, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Suudi Arabistan, Türkiye, Bahreyn, Katar, Ürdün, Endonezya, Malezya ve Bangladeş’te yer alan katılım bankaları ile geleneksel bankalara ait verilerden hareket ettikleri çalışmalarında, GMM ve Panel VAR yöntemlerinden faydalanmışlardır. Regülasyon değişkenin yanı sıra rekabete yönelik oranların da kullanıldığı çalışmada söz konusu ülkelerde yer alan farklı bankacılık sistemlerinin finansal istikrarı araştırılmaktadır. Çalışmada, finansal istikrar göstergesi olarak kullanılan Z-Skoru ile regülasyonların ve rekabetin arasında her iki bankacılık sektöründe de pozitif bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Thatch vd. (2019), 2008-2009 yılları için Vietnam’da uygulanan maliye politikaları, makro ihtiyati tedbirler ve finansal istikrar arasındaki ilişkiyi, yapısal eşitlik modeli (YEM) aracılığıyla araştırmıştır. Buna göre, Vietnam’da hem makro ihtiyati

168

politikaların hem de maliye politikasının finansal istikrar üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır. Ancak maliye politikasının negatif, makro ihtiyati politikaların etkisi ise pozitif olarak ortaya çıkmaktadır.

Hoque ve Liu (2020), 2004-2015 yılları arasında, ikili bankacılık sistemine sahip 22 ülkedeki 455 Geleneksel, 95 katılım bankasına ait verilerden hareketle, bankalara yönelik olarak geliştirilen regülasyonların, finansal istikrarsızlığı ortaya çıkaran farklı risk türleri ile olan ilişkilerini incelemişlerdir. Z-Skoru, sermaye yeterlilik rasyosu, varlık büyümesi, borç oranı gibi değişkenlerden hareketle gerçekleştirilen çalışmada, EKK yönteminden faydalanılmıştır. Buna göre finansal regülasyonların, riskleri ve dolayısıyla finansal istikrarsızlıkları azaltabilmesi için ikili bankacılık sisteminin olduğu ülkelerde katılım ve geleneksel bankalara yönelik ayrımın net bir biçimde yapılması gerekmektedir.

Atellu vd. (2021), 1990-2017 yılları arasındaki verilerden hareketle finansal regülasyonların, finansal istikrar üzerindeki etkisini YEM aracılığıyla araştırmışlardır.

Finansal istikrar değişkeni olarak Z-Skorunun, finansal regülasyona yönelik olarak ise sermaye yeterliliği, likidite miktarı ve varlık kalitesi gibi değişkenlerin kullanıldığı çalışmada, finansal regülasyonlar ile finansal istikrar arasında kuvvetli ve anlamlı bir ilişkinin var olduğu tespit edilmiştir.