• Sonuç bulunamadı

ÖDP’nin Laiklik İlkesine Yaklaşımı

ÖDP’de yer alan özgürlükçü laiklik kavramı, laikliğin farklı tanımlamasını içermektedir. Bu tanımlama özgürlük kavramı üzerinden yapılmaktadır. Var olan devletçi, statik laiklik kavramının sınırlarının genişletilmesi ve dinamiklik kazanmasıdır. Bu tanımlama ne devletçi, ne de devletçiliğin antitezi olarak görülebilecek içi boşaltılmış bir laiklik (şeriat düzeni) değildir. İnsan hakları bazında düzenlenmiş kurallar bütünüdür.

Devletçi laiklik eleştirisi, ÖDP ilk programında “Şeriatçı hareket gelişiyor” başlığı altında şu şekilde eleştiriliyordu: “… Alevi, Sünni, Hıristiyan, Musevi, Ateist

vb. farklı inanışlara sahip olan insanlardan aldığı vergilerle ayakta duran devlet, din konusunda sadece resmileştirilmiş Sünni İslam’a olanak sağlıyor ve özellikle Alevileri baskı altına alıyor.”226

Özgürlükçü laiklik anlayışı çerçevesinde, “Sınırsız Din ve Vicdan Özgürlüğü!” başlığı altında şu taleplerde bulunulmuştu:

“Her tür inanç ve vicdan özgürlüğü kayıtsız şartsız güvence altına alınmalı; insanlar, ibadet, inanış, giyim ve yaşam tarzlarında tam serbestliğe sahip olmalı; hiç kimse farklılığından ötürü ayrıma tabi tutulmamalı ve aşağılayıcı muameleye uğratılmamalıdır.

Hiçbir din ve inanç devletçe resmen benimsenmemeli ve kayırılmamalıdır. Devlet bütün dinler, mezhepler ve inançlardan kendisini ayırmalı ve hepsiyle eşit uzaklıkta durmalıdır.

225 Yeni Gündem; 10 Temmuz 2000; Ufuk Uras’ın Kürt sorununa ilişkin benzer açıklamaları için

bkz. Sosyal Demokratik Değişim, Temmuz-Ekim 1997; V Özgürlük, 15 Ocak 1999; V Özgürlük, 3 Mart 1999; V Özgürlük, 24 Nisan 1999; Sosyalist Demokrasi İçin Yeniyol, Mayıs-Haziran 1996; Mürekkep, Sayı: 7, 1997.

Devlet okullarından din eğitimi dersleri kaldırılmalıdır. 8 yıllık laik bir temel eğitimin yanı sıra, laik ve bilimsel eğitim kamuya ait bütün öğrenim kurumlarında zorunlu kılınmalıdır.

Din eğitimi ve öğretimi, ibadet yerlerinin bakım ve onarımı, dinsel eğitim fonları ve kadrolarının sağlanması mezhep, cemaat ve kişilerin kendilerine bırakılmalıdır.”227

Türkiye’de 1980 sonrası siyasal İslam’ın, sola karşı kullanılması (özellikle komünizme karşı) ve Türk-İslam sentezi ideolojisinin yaygınlaştırılması; yine aynı şekilde dünyada ABD’nin ortaya koyduğu Rusya’ya karşı etki alanını genişletmek vb. amaçlar için ortaya koyduğu “Yeşil Kuşak” uygulamaları özgürlükleri kısıtlamıştır. Özgürlükçü laiklik anlayışı, siyasal İslam’a karşı bir kalkan olarak sunulmuştur. ÖDP’ye göre mevcut statükocu düzene karşı muhalif olma durumu, siyasal İslam’da yani RP’de aranmamalıdır. Çünkü RP, İslam ekonomisi demogojisi ile çalışanların bütün kazanımlarının ortadan kaldırılacağı totaliter bir sömürü düzenini önermektedir. RP, şeriatı nihai hedef olarak ortaya koymakta, başta kadınlarınki olmak üzere bütün kazanımları/özgürlükleri yok etmeyi hedeflemektedir. RP ve genel olarak siyasal İslam, ortaya çıkışından bu yana Türkiye’deki işçi hareketi, sol hareket, bağımsızlık ve özgürlük mücadelelerine karşı takındığı düşmanca tavır ve bütün baskı dönemlerinde askeri yönetimlerin yanında yer alışıyla ve savaşa verdiği destekle siyasal gericilik tarafında yer aldığını ortaya koymuştur.228

ÖDP’ye göre, Siyasal İslam’ın etkisi altındaki kitlelerin RP çevresinde toplanmalarına son vermek bakımından, devletçi yaklaşımdan ayrı, özgürlükçü bir laiklik odağı yaratmak son derece önemlidir. ÖDP bu doğrultuda I. Kongrede “Özgürlükçü Bir Laiklik İçin” başlığı altında şu kararları aldı:

• Ezilen kitlelerin toplumsal ihtiyaçlarını ve somut özlemlerini karşılayacak dayanışma kurumlarını yaratıp örgütlemek,

• Kitlelerin kültürel kimlik bunalımına cevap verebilen özgürlükçü ve dayanışmacı bir kültürü oluşturup yaygınlaştırmak,

227 ÖDP, Program ve Tüzük, Ordem yay., Basım yeri belirtilmemiş, 2003, s. 15-16.

• Diğer yandan kitlelerin dinsel dogmalara ve hurafelere karşı mücadele içerisinde aydınlatmak için sürekli çaba gösterir ve siyasal İslam’a karşı mücadelenin ön saflarında yer alır.

• ÖDP, devletin dinle ilişkilerinin kopartılması, idari ve hukuki önlemler alınması, dini inançlara ve vicdanlara kısıtlama getirilmemesi için, ancak siyasal İslam’ın evrensel insan hakları ve hukuk normlarını reddeden çok hukukluluk anlayışına karşı:

• Din derslerinin kaldırılması,

• Devlet eliyle kuran kursları ve dinsel amaçlı okullar açılmaması,

• Dini devlet hizmetine sokan bugünkü uygulama ve düzenlemelerin sona erdirilmesi,

• Siyasi Partiler Yasası’nın Diyanet İşleri ile ilgili ve demokrasiyle bağdaşmayan hükmünün229 kaldırılması için mücadele eder.

• ÖDP, yeni liberalizmin ve savaşın yıkıcı etkileri karşısında savunmasız kalmış, düzenden umudunu yitirmiş bu nedenle kurtuluşu siyasal İslam’da gören kent yoksullarının bu akımdan kopuşunu sağlamak, onları özgürleşme mücadelesinin bir öznesi kılmak için çaba gösterir.

• ÖDP, siyasal İslam’ın Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya, Kafkasya ve Kuzey Afrika’da da faaliyet sürdürdüğünün bilincinde olarak, bu bölgelerdeki özgürlükçü laiklikten yana akımlarla ilişkisini geliştirerek, bu bölgelerdeki gelişmeler karşısında açık tavır alır.230

Partinin yeni programında “Sınırsız Din ve Vicdan Özgürlüğü!” başlığına özgürlükçü laiklik odaklı bazı değişiklikler ve eklemeler yapıldı. Yapılan eklemeler şunlardır: Zorunlu temel eğitim şartı 8 yıldan, 12 yıla çıkarılmalıdır. “Kamu

kaynaklarından özel teşvikte bulunmamalı, devlet işleri ile din işlerinin birbirinden ayrı tutulması özenle korunmalıdır. Kamu hizmeti verenler, inanç ve kültürel

229 Bkz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yerinin korunması ile ilgili Siyasi Partiler Kanunu Madde 89-

Siyasi partiler, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek özel kanunda gösterilen görevleri yerine getirmek durumunda olan Diyanet İşleri Başkanlığının, genel idare içinde yer almasına ilişkin Anayasanın 136 ncı maddesi hükmüne aykırı amaç güdemezler. Bu bilgi http://www.anayasa.gen.tr/2820sk.htm sitesinden alınmıştır.

kimliklerini kamu hizmeti alanlar karşısında bir tercih ve baskı aracı olarak kullanamamalıdır. Kamusal alanda hizmet alan yurttaşlar kılık kıyafetlerinden ötürü ayrımcılığa uğratılmamalıdır.”231

1999 seçim bildirgesinde de özgürlükçü laiklik vurgusu “Siyasal İslam’a Karşı Mücadele Özgürlükçü Laiklik Anlayışıyla Yürütülmelidir” başlığı altında yer aldı.

Ufuk Uras devletçi laiklik anlayışına karşı özgürlükçü laiklik anlayışını şu şekilde savunuyordu:

“Türkiye’de despotik bir laiklik anlayışı karşısında, özgürlükçü bir laikliğin savunulması da son derece önemlidir. 21. yüzyılda, artık o Bizans geleneğinden gelen, devletin dini denetlediği ve bir resmi din çerçevesinde toplumu şekillendirdiği geleneği sorgulamamız gerek. Özgürlükçü laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı, devletin dine müdahale etmediği bir alanı tanımlamalıdır. Bugüne kadar aslında insanların ontolojik kaygılarını, inançlarını merkeze alan bir çerçevede, insanların temel değerlerini ön plana çıkaran anlayışlar yerine, dinin siyasallaşmış formatıyla, otantik halini ayırıp, siyasal İslam’a ya da dini gericiliğe karşı bir tutum almak önemli. Buna karşı bizim Anadolu Müslümanlığı dediğimiz, içinde Aleviliği ve diğer dini toplulukları da içeren, farklılığı gözeten bir yerde durmamız da önemli. Karşı olduğumuz anlayışlara yasakçı bir yöntemle değil, her zeminde ideolojik ve politik mücadeleyi içeren, bunların bir sosyal gerçeklik olduğunun bilinciyle bir karşı sosyal gerçeklik ve tahayyül kurgulamaya yönelen, onların kendi iç eksenleri olduğu bilinciyle kendi dayanışma ağımızı örmeyi içeren bir politik duruşa sahip olmamız da önemli.”232

Doğu Perinçek, ÖDP programında yer alan “Sınırsız din ve vicdan özgürlüğü” başlığına atıfta bulunarak, şeriat devleti kurma özgürlüğü anlamı taşıdığını belirtmiş ve ÖDP’yi eleştirmiştir.233

231 Program ve Tüzük, s. 40. (9 Nisan 2006’da kabul edilen program ve tüzük)

232 Metin Gülbay, Murat Ören, Geleceğin Solu, Solun Geleceği, Alan Yayıncılık, İstanbul, 1997, s.

277-278. ; Uras’ın benzer açıklamaları için bkz. Sosyal Demokratik Değişim, Temmuz-Ekim 1997; Artı Haber, 10 Ekim 1998; V Özgürlük, 15 Ocak 1999; Gerçek Hayat, Yıl: 2, Sayı: 2002-41, 11 Ekim 2002.

Dinin, devletten ayrı ve özerk/özelleştirilmiş olmasını savunan ÖDP, denetim mekanizmasını bireye/topluma bırakmaktadır. Bu noktada ÖDP’nin laiklik kavramını, sekülarizm kavramına yaklaştırdığını söyleyebiliriz.