• Sonuç bulunamadı

180

Ayrıca, Çin ve ABD'nin paydaş olarak arabuluculuk yapması, askeri çatışmaya yol açabilecek gerginliği etkisiz hale getirmesi için manevra alanı sağlamaktadır. Kuzey Kore’nin nükleer silah geliştirme programları Kore Yarımadası’nın karmaşıklığını arttırmış ve bu alandaki güvenlik ortamını ciddi şekilde gerginleştirmiştir.

Bu yarımadadaki gerilimler, askeri sınır çizgisi boyunca daha düşmanca hale geldiğinden yoğun askeri ihtiyatla kademeli olarak tırmanmıştır. Kırılgan güvenlik ortamında iki Kore arasında önemli bir iletişim eksikliği olduğu için savaş riski yüksek olmuştur. ABD-Güney Kore ortak askeri tatbikatları, Kuzey Kore tarafından sürekli yapılan nükleer ve füze testlerine yanıt olarak sürekli daha yüksek seviyelere yükseltilmiştir. Bu tehdit edici tatbikatlar, Kuzey Kore'yi nükleer kapasitesini korumaya devam etmeye yönlendirmiştir.

Konjonktürel gerçeklikte bölgedeki karmaşık ilişkiler çerçevesinde, Çin’in kendi çıkarları ve talepleri vardır. Çin’in Kore Yarımadası’na yönelik politikası üç terimle özetlenebilmektedir: “Savaş Yok”, “Kaos Yok” ve “Nükleer Silahlardan Arındırma”.

Bu üç terim istikrar kavramının genişletilmesi ve derinleştirilmesi olarak görülmektedir.

Daha spesifik olarak, Kore Yarımadası'ndaki istikrar üç arayışı barındırmaktadır.

Bunlar; birbirlerinin endişelerine karşılıklı saygı, birbirlerinin gelişimine karşılıklı yardım ve birbirlerinin güvenliğinin karşılıklı korunmasını içermektedir.630

181

Şimdiye kadar, Pekin yönetiminin Kuzey Kore ile bağlantı kurma çabaları nükleer meselenin çözümüne yönelik olumlu adımların atılmasını kolaylaştırmıştır. Ayrıca, ABD'nin yarımadayı istikrara kavuşturmak adına Pyongyang'a daha dikkatle yaklaşmasını sağladığı görülmüştür. Genel olarak, iki Kore ve Çin arasındaki bağlar, Pekin'i bölgede statü yanlısı bir politika izlemeye motive eden Çin-Amerikan ilişkisinden etkilenmiştir.631

Yakın vadede, Çin-Amerikan ilişkisinde ve Çin’in içişlerinde herhangi bir aksilik yaşanmazsa, Çin'in Kore Yarımadası'na yönelik politikasında istikrarlı olmaya devam edeceği beklenmektedir. Pekin, politik ve stratejik ihtiyaçları için Kuzey Kore’nin varlığını devam ettirmesini arzu ederken, diğer yandan ekonomik çıkarları ve jeopolitik düşünceleri için Japonya ve ABD'ye karşı bir ağırlık oluşturması adına Güney Kore ile her zamankinden daha yakın ilişkiler geliştirmektedir.632

Pekin yönetimi diplomasideki genel amacına uygun olarak, düşünce ayrılıkları ve belirsizlikler arasında ABD ve Kore Yarımadası'ndaki diğer büyük dış güçlerle ortak stratejik çıkarlarda buluşmaya çalışmaktadır. Pekin’in Kore Yarımadası'na yönelik sabırlı ve uzun vadeli politikası hem yaşanabilecek zorlukları hem de fırsatları göstermektedir.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana Çin, iki Kore’yle de ayrı ilişkiler kurmuş ve her biri ile olumlu ancak çok farklı bağlar geliştirmeye çalışmıştır. Durumu ustalıkla idare etmesiyle, son derece pragmatik politikaları ve büyük yatırımları ile Çin, aynı zamanda her iki Kore ile de yakın ve dostane bir ilişkiye sahip tek dış güç olmaktadır.633

Pyongyang'ın itirazlarına rağmen Çin, 1992 yılında ABD ve Japonya tarafından Kuzey Kore’nin tanınmasını güvenceye almadan Güney Kore ile bağlantıya geçmiştir.

O zamandan itibaren, Güney Kore ile Çin arasındaki ekonomik faaliyetlerde büyüme

631 Fei Ling Wang, Op.cit, s.167

632 Sung Chull-Kang, Op.cit, s.48

633 Sung Chull-Kang, Op.cit, s.55

182

gözlenmiştir. Hatta 2004 yılına gelindiğinde Çin, Güney Kore'nin en büyük ticaret ortaklarından olmuştur.634

Bu gelişmelere ilaveten Pekin, Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan arındırılmış olması tercihini açıkça ifade ederken, ABD'nin Kuzey Kore’yi yok etmek amacıyla veya Kuzeydoğu Asya'da askeri bir çatışmaya neden olması bağlamında bu konuyu kullanmaması gerektiğini beyan etmektedir.635 Pekin’in bakış açısına göre, Kore Yarımadası şu anda stratejik manevra kabiliyeti ve ekonomik faydalar getirmektedir.

Kuzey Kore, Pekin’in çok taraflı diplomasisi için bir aşama sağlamakta ve Pekin’in Washington’la paylaştığı ortak çıkarı, Yarımadanın nükleer silahlardan arındırılması konusunun temel noktasını oluşturmaktadır .636

Kuzey Kore’nin nükleer provokasyonlarına karşı Çin, koşullara göre farklı durumlarda farklı tepkiler göstermiştir. Kuzey Kore NPT’den çekilme isteğini duyurduğunda ve 1993-1994'te ilk nükleer krizi kışkırttığında, Çin nispeten yumuşak bir şekilde karşılık vermiş ve ilk aşamada seyirci kalmayı tercih etmiştir.637Bununla birlikte, Çin 2003 yılında Kuzey Kore NPT'den resmi olarak çekildiğinde tekrar nükleer krize neden olduğu süreçte oldukça farklı tepki vermiştir. Örnek olarak, krizi çözmek için aktif olarak müdahale etmiş ve uluslararası toplumla işbirliği yapmıştır.638

Kuzey Kore, her zaman Çin’in istekleri doğrultusunda hareket etmese de, Çin, Kuzey Kore'nin karar alma sürecini en çok etkileyen ülkedir. Kuzey Kore sık sık Çin ile muhalefet etmiştir. Bazı uzmanlar, özellikle Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un, Pekin'den siyasi olarak bağımsızlaşması için kararlı göründüğünü ve 2011'de iktidara geldiğinden beri, Çin ile Kuzey Kore arasındaki siyasi ilişkilerde sık sık çelişkiler yaşandığını ifade etmiştir.639

634 Hongguo Waijiao Gailang (Survey of Chinese Diplomacy), 2007; Sung Chull Kim, David Kang,

“Engagement With North Korea”, s.55

635 Wang Yiwei, “China’s Role in Dealing with the North Korean Nuclear Issue,” 2005, s.469

636 Op.cit, Sung Chull-Kang, s.48

637 Dongjin Jeong, “ China’s Foreign Policy Towards North Korea: The Nuclear Issue”, Calhoun: The NPS Institutional Archive, 2012, s.2

638 Ibid

639 Stephanie Kleine-Ahlbrandt, “The Diminishing Returns of China’s North Korea Policy,” 16 Aug 2012,

183

Bununla birlikte Çin, Kuzey Kore’nin davranışından duyduğu kaygıya rağmen, Kuzey Kore’ye ekonomik desteğe devam etmiştir. Haziran 2012’de Pekin, 20.000 Kuzey Korelinin kuzeydoğu Jilin eyaletinde çalışmasına izin vermiş ve tahminlere göre, Kuzey Kore sınırında Kuzey Kore’ye ait mineral rezervine erişimini iyileştirmek için 10 milyar dolarlık bir altyapı projesi üstlenmiştir. Pekin, ayrıca önemli miktarda yakıt ve gıda yardımı konusunda da Kuzey Kore'ye el uzatmıştır.640

Ayrıca, Kuzey Kore’nin yarattığı nükleer kriz dönemlerinde Çin’in farklı tepkiler vermesinin altında değişen politika anlayışları yatmaktadır. Bu değişikliği çeşitli faktörler etkileyebilmektedir; örneğin Çin, ikinci Kuzey Kore nükleer krizini ABD ile ilişkilerini geliştirmek için iyi bir fırsat olarak görmüş veya Güney Kore ile artan ticaret hacmi doğrultusunda ziyaret diplomasisini arttırmaya yönelmiş olabilir.641

Ancak, Çin’in dış politika değişikliği tek bir faktörün sonucu olmamıştır. Çin, diğer ülkelerle iyi ilişkiler kurmaya çalışırken, Asya bölgesindeki etkisini de artırmaya çalışmıştır. Ayrıca, Çin iki Kore arasında bir denge kurma niyetinde olmuştur, bu nedenle Çin’in Kuzey Kore’nin nükleer gelişmeleri doğrultusundaki dış politika değişikliğini anlamak için, önce Çin’in genel dış politikasındaki değişimleri de göz önünde bulundurmak gerekmektedir.642

Çin’in Politikasını Etkileyen Faktörler

Çin’in Kuzey Kore’ye yönelik politikasında farklı görüşler bulunmaktadır. İlk olarak, bazı bilim adamları giderek artan bir güvenlik endişesinin Çin'in dış politikasını değiştirdiğini iddia etmiştir. Ok-joon Kim, Kuzey Kore nükleer programının Japonya, Güney Kore ve hatta Tayvan'a askeri güçlerini geliştirmesi için bir bahane vermesiyle Kuzeydoğu Asya'da istikrarsızlığı tetikleyeceğinden Çin'in endişe duyduğunu ifade etmiştir. Böylece Çin, Kuzey Kore’nin nükleer testini durdurmak için bazı önlemler alması gerektiğini fark etmiştir.643

http://www.crisisgroup.org/en/regions/asia/north-east-asia/north-korea/op-eds/kleine-ahlbrandt-the-

diminishing-returns-of-china-s-north-korea-policy.aspx. (e.t 7.09.2020)

640 Ibid

641 Dongjing Jeong, Op.cit, s.3

642 Ibid

643 Ok-joon Kim, “The Major Reasons of China’s Active Role in North Korea Nuclear Issue,” The Korean Journal of Unification affairs vol.16, no. 1 (2004)

184

Hong-seo Park, Çin’in politika değişikliğini ittifak perspektifinden incelemiştir.

Çin'in ABD ve Kuzey Kore arasında ittifaklar çerçevesinde bir denge kurmaya çalıştığını savunmuştur. Kuzey Kore'nin ortadan kaldırılmasından kaçınmak için Çin, Washington’un daha iddialı önlemler, ekonomik yaptırımlar ve askeri harekât yapma isteğine karşı çıkmaya devam etmiştir.644

Ancak, ikinci Kuzey Kore nükleer krizinde zayıf müttefiki olan Kuzey Kore ve güçlü düşmanı olan ABD arasındaki çatışmanın neden olabileceği kapana kısılma olasılığı arttığında Çin, Kuzey Kore'ye baskı yapmış ve ABD ile istenmeyen bir durumun ortaya çıkmasını önlemek adına ilişkilerini geliştirmiştir.645

Çin ve Kuzey Kore arasındaki ilişki genellikle çok yakın olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, Kuzey Kore’nin provokasyonlarıyla bölgesel güvenlik tehdidini arttırması sebebiyle yeni nesil Çinli liderler Kuzey Kore'yi farklı bir perspektiften görmeye başlamıştır. Çin’in yeni neslinde bazılarının Kuzey Kore’yi bir tampon bölge yerine bir yük olarak görmeye başlamasıyla bu durum Kuzey Kore nükleer krizine yönelik politikaya yansıtılmıştır.646

Bazı uzmanlara göre, Çin, ABD ile dostane ilişkiler kurmasının uluslararası toplumdaki faaliyeti için faydalı olacağını değerlendirmesi sebebiyle ABD-Çin ilişkilerini güçlendirmek adına Kuzey Kore nükleer krizine müdahil olmuştur.647 Bu bağlamda, ABD’nin tek kutuplu sistemi altında Çin’in hem dengeleme hem de peşine takılma (bandwagoning) politikalarını benimsediği savunulmaktadır. Bandwagon politikalarının bir parçası olarak Çin, Kuzey Kore nükleer meselesi konusunda ABD ile işbirliği yapmıştır.648

Bazı kaynaklara göre de, 1990'ların ortalarından itibaren Çin ulusal kimliğinin üçüncü dünya ülkesinden büyük bir sorumlu güce dönüştüğü ifade edilmektedir. Kuzey

644 Hong-seo Park, “China’s Management of Alliance Dilemma over the Nuclear Crisis in the Korean Peninsula: Its Theory and Practice,” The Korean Journal of International Relations 46, no. 1, 2006

645 Ibid

646 You-en Kim, “Understanding China’s calculus of Nuclear Issue in North Korea: Focused on the SixParty Talk, 2004

647 Suk-hee Han, “Six-Party Talks and China’s Diplomatic Dilemma.” The Korean Journal of International Relations 45, no. 1, 2005, s.179

648 Dongjin Jeong, s.6, Kwan-ok Kim, “U.S. Unipolarity and Change of Chinese Foreign Policy,” The society of China Culture in Korea vol. 27, 2009, Op.cit, s.234