• Sonuç bulunamadı

Kuva-yı Seyyare’nin Usulsüz Yargılamaları ve Hareketleri

2. Kuva-yı Milliye

1.6. Kuva-yı Seyyare’nin Usulsüz Yargılamaları ve Hareketleri

Çerkez Ethem’in yaptığı bir diğer kanunsuz hareket ise yaptığı keyfi yargılamalardır. Çerkez Ethem, yaptığı yargılamaların yanlışlığını kabul etmekle beraber gerekli olduğunu savunuyordu. “Kuvvetlerimin bulunduğu yerlerde irtikâp,

rüşvet, gasp, hırsızlık pek az olurdu. Bunun sebebi suçluları ara sıra sehpay-ı adalete havale etmekliğimdir.”139

Bu sorun asker ve para toplamada olduğu gibi sadece Çerkez Ethem’e mahsus değildi. Birçok Kuva-yı Milliye reisi Çerkez Ethem gibi usulsüz yargılamalar yaptı.

135 Mümtaz Şükrü Eğilmez, Milli Mücadele’de Bursa, İstanbul 1980, s.37.

136 Sarıhan, Age., İstanbul 1998, s.47; Sabahattin Özel, Kocaeli ve Sakarya İllerinde Milli Mücadele

(1919–1922), İstanbul 1987, s.82-83.

137 Abadan, Age., İstanbul 1972, s.106-107. 138 Miralay Mehmet Arif Bey, Age., s.53. 139 Çerkes Ethem, Anılarım, s.8.

Verilen cezalar ise genelde asker kaçaklarına yönelikti. Fakat bu tür uygulamalar halk üzerinde milli mücadeleye inanmışlık açısından olumsuz tesir yapıyordu.

Çerkez Ethem ve kardeşleri Kuva-yı Seyyare üzerinde inanılması güç derecede otorite tesis etti. Kendilerinden habersiz yapılan en küçük disiplinsizliği bile acımasızca cezalandırdı. Çerkez Ethem bulunduğu bölgede yalnız kumandan gibi değil, aynı zamanda bağımsız bölgenin idari ve askeri amiri gibi hareket ediyordu. Kütahya ve Eskişehir’de idari kurumları, okulları ziyaret ediyor, hediyeler dağıtarak taraftar kazanmaya çalışıyordu.140

Çerkez Ethem ve Tevfik Bey Salihli’de Kaymakam Hasan Fikret Bey’le problem yaşadı. Salihli Kaymakamı Hasan Fikret Bey Salihli kazasına 19 Ekim 1918’de atanmıştı.141 Salihli’deki ilk icraatı, milli kuvvetlerin muvaffak olamayacağını, bu tür hareketlerin Avrupalıları büsbütün aleyhimize çevireceğini söyleyen, Salihli Kaymakamı Hasan Fikret Bey’i muhafaza altında Alaşehir’e göndermek oldu. Çerkez Ethem 25 Kasım 1919’da Tevfik Bey’i bir grup askerle Salihli Kaymakamı’na yollayarak, karargâh olarak kullandığı köşke davet etti. Davete icabet eden Hasan Fikret Bey’i köşkte Tevfik Bey karşıladı. Tevfik Bey, Hasan Fikret Bey’i “Sen kimsin bre!” dedikten sonra dövmeye başladı ve bir süre kırbaçladıktan sonra yanındaki askerlerine hapsettirdi. Yarım saat sonra Hasan Fikret Bey’i yanına dört asker takarak münasebetsiz, yersiz davranışlarından dolayı Alaşehir’e gönderdi. Ev eşyası Kuva-yı Seyyare tarafından yağma edildi. Alaşehir’de Kuva-yı Milliye reisine teslim edilen Hasan Fikret Bey, ertesi gün Alaşehir Havalisi Kumandanlığı’na teslim edildi. Hasan Fikret Bey 9 gün sonra ancak serbest kalabildi. Hasan Fikret Bey’in sonradan işittiğine göre tevkif sebebi, Salihli’deki Fransız memuru Mösyö Rişar’a iade-i ziyarette bulunduğu sırada bazı istihbaratta bulunmasıydı. Salihli Kazası’nın ekseri kimlerden oluştuğu, halkın hangi dine mensup oldukları, kazadaki hayır binalarından, resmi dairelerden, eğitim kurumlarından, madenlerinden, ziraatından bahsetmesiydi. Kaymakama göre Fransız memurunun sorduğu şeyler her kazada yaptıkları bir istatistikti ve söylenmesinde hiçbir mahzur yoktu!142

140 Abadan, Age., İstanbul 1972, s.108. 141 BOA, İ.DUİT, DN:48, GN:73. 142 BOA, DH. KMS, DN:53/-4, GN:23.

Hasan Fikret Bey Alaşehir’de de doğru durmamayı tercih etti. Aklına gelen her şeyi söylemekten çekinmedi. Burada milli kuvvetlerin başarılı olamayacağını, bu durumun Avrupalıları tamamen aleyhimize çevireceğini söylüyordu. Bezmi Nusret Bey, Hasan Fikret Bey’in başına bir felaket gelmesinden korkarak, biran evvel İstanbul’a gitmesine yardımcı oldu. Hasan Fikret Bey’den boşalan Salihli Kaymakamlığı’na Salim Özdemir atandı.143

Çerkez Ethem 21 Aralık 1919’da gece saat 2.00’de Akhisar’ın Marmara köyü Kumçayı geçidinde geçmekte olan Akhisarlı pazarcılardan Gümülcineli Yusuf oğlu Mehmet, Mustafa oğlu Mehmet, Şahbaz oğlu Mehmet, Peynircizade Abdullah, Şahbaz oğlu İsmail, Arabacı Bahri’nin 17.435 lirasını ve 15 kalem eşyasını gasp eden Acem Abbas ve Acem İsmail’i yakalandıkları Marmara karakolundan, haklarında tahkikat yapıldığı sırada, yani hükümetin elinden alarak, 4 Ocak 1920’de kurşuna dizdirmek suretiyle idam etti. Bunun üzerine hükümetçe Çerkez Ethem hakkında işlem yapılmasına karar verildi.144 İstanbul Hükümeti Çerkez Ethem’in askeri sıfatı bulunmadığından adliyece yargılanması gerektiğini tartışıyordu. Fakat gerçekte Çerkez Ethem’i alıp yargılama gibi bir kudreti yoktu. Yapılan yazışmalar sadece kâğıt üzerinde kalacaktı.145

Çerkez Ethem Eskişehir’de bulunduğu sırada, Bursa’nın Yunanlar tarafından işgali üzerine kaçıp bir bakkal dükkânında gözlemlerini anlatan arabacıyı, bozgunculuk yaptığı gerekçesiyle olaydan bir saat sonra idam ederek çarşıdaki armut ağacına astırdı. Çerkez Ethem’in Yunanlara iltihakından sonra ağaç halk tarafından kesildi. Ertesi gün bir Eskişehirlinin saatini gasp eden çete mensubunu da aynı muameleye tabi tuttu.146

Çerkez Ethem bir diğer keyfi yargılamasını Alaşehir Milli Kuvvetler Kumandanı Mustafa Bey’i bertaraf etmek için geldiği Alaşehir’de, terör havası estirmek ve gözdağı vermek için yaptı. Hapishaneden getirttiği üç mahkûmu askerlik dairesinde sorguya çekti. Çarşı kenarında üç sehpa kurdurarak mahkûmları idam ettirdi.147

143 Kaygusuz, Age., s.177.

144 BOA, DH. KMS, DN:53/-4, GN:32. 145 BOA, DH. KMS, DN:53/-4, GN:46. 146 Abadan, Age., İstanbul 1972, s.155. 147 Kaygusuz, Age., s.184.

Salihli’de Çerkez Ethem’in adamlarından olan Koçine’li Gözlüklü İbrahim Çavuş, 22.8.1919’da Alaşehirli Kel Komiseroğlu Yusuf’u kendi ailesine tecavüz ettiği iddiasıyla çarşı ortasında öldürdü.148

Kuva-yı Seyyare askerleri Salihli’ye gelerek Çerkez Ethem’le görüşen Akıncı Süvari Müfreze Kumandanı Abdurrahman Bey’in askerlerinin atlarına göz dikti. Askerler arasında küçük bir çatışma oldu.149

Çerkez Ethem’in 23. Tümen Komutanı Aşır Bey’le arası iyi değildi. Çerkez Ethem Aşir Bey’e hükmetmek isteyince aralarında şu konuşma geçti:

«Asker isen ben senden büyük rütbeliyim, Çerkezliğini öne sürmek istiyorsan ben daha muteber bir çerkez ailesindenim…»

Bu durum üzerine Aşır Bey, Ethem’in tavırlarını 12 Temmuz 1920’de Fahrettin (Altay) Bey’e bildirdi. Çerkez Ethem ise Aşır Bey’in tutumuna, Yunan taarruzunda bir avuç piyadeden ibaret olan 23. Tümen’e yardım etmeyerek karşılık verdi.150

16 Mayıs 1920’de Bursa’ya gelen Çerkez Ethem ve Kuva-yı Seyyare’si büyük nümayişle şehrin 15 km ötesinde Vali, Tümen Komutanı ve şehrin ileri gelenleri tarafından karşılandı. Kuva-yı Seyyare uzun kollar halinde gösteriş ve caka ile şehrin sokaklarından geçip en güzel otellere ve binalara yerleşti. En lüks lokantalarda ikram gördü. Kuva-yı Seyyare askerleri karşılama sırasında Kuva-yı Seyyare Kumandan Vekili Tevfik Bey’e selam vermediği gerekçesiyle, Merkez Kumandanı Bnb. Eşref Bey’i sürükleyerek, Tevfik Bey’in misafir edildiği Osmaniye otelinde bir odada hapsetti. Kuva-yı Seyyare’den iki er Eşref Bey’in göğsüne doğrulttukları silahla bekliyorlardı. Bu duruma şahit olan Rahmi Bey (Apak) formalarını sökerek, “Böyle

subaylık etmektense ölmek daha iyidir” diyecekti. Rahmi Bey, Eşref Bey’in Kuva-yı

Seyyare’nin hışmından kurtarılması için Çerkez Ethem’in eniştesi Hafız Bey’den yardım etmesini isteyerek, bu tür uygulamaların subaylar arasında üzüntü yarattığını söyledi. Hafız Hüseyin Bey verdiği cevapta üzüntü duyanların hepsini kurşuna dizebileceklerini söyledi. 22 Mayıs 1919’da Bandırma’da Bekir Sami Bey’in ayaklarını öpen Çerkez Hafız, şimdi isterlerse Bekir Sami Bey’i bile belediyenin kapısına asacaklarını söylemekten çekinmiyordu. Bekir Sami Bey Çerkez Ethem’in

148 Çarıklı, Age., s.42. 149 Özgen, Age., s.44. 150 Sorgun, Age., s.252.

yanına giderek uzun konuşmalardan sonra Bnb. Eşref’in serbest kalmasını sağladı. Olayın aslı sonra anlaşıldı. Eşref Bey 1913’de Balkan Savaşı’ndan sonra Harbiye Nezareti’ne gelirken Beyazıt civarında öldürülen Sadrazam Mahmut Şevket Paşa’nın yaveriymiş ve suikast esnasında sadrazamın yanındaymış. Kurşun atanları görmüş, bunlar arasında bulunan Yzb. Kazım adında birinin asılmasına sebep olmuş. Asılan Yzb. Kazım’da Çerkez kardeşlerin akrabası oluyormuş. Aradan geçen 7 yıl sonra Çerkez kardeşler Eşref Bey’den intikamlarını almışlardı.151

Çerkez Ethem için Yozgat’ta adam asmak serbestti. Çerkez Ethem hiçbir karara bağlı olmaksızın suçlu veya suçsuz bütün halkın malına el koydu. Karşı koyanların evlerini yaktırdı. Çerkez Ethem yakaladığı 50 asiyi Yozgat Harp Divanı’nda yargıladı ve 22’sini idam etti. Çerkez Ethem’in merkezi otoriteden uzak, keyfi yargılamaları halkı tedirgin ediyor, meclis ve hükümete olan güveni sarsıyordu.152

Çerkez Ethem astığı adamların neden asıldığı noktasında hiçbir bilgiyi üst kumandanlıklara vermedi. Kurduğu divan-ı harpte cezaya çarptırdığı kişileri hiçbir evraka dayandırmadan sözlü emirleriyle astırdı. İsmet Bey’in Yozgat İsyanı sırasında kaç kişinin, neden asıldığına ilişkin istediği evrakları vermedi. Ankara’nın ısrarlı evrak talebine karşılık, idam cezalarının evrağı infaz gerçekleştikten sonra düzenlendi. İdam cezalarının gereğini Serez kıptilerinden olan cellâtları yerine getiriyordu.153

İstiklal Mahkemeleri’nin 18 Eylül 1920’de kuruluşunun ardından cephelere gönderilen yazıyla firarilerin ve casusların bundan sonra İstiklal Mahkemelerinde yargılanacakları bildirildi. Tevfik Bey 23 Kasım’da bu yazıya şiddetle karşı çıktı. Tevfik Bey’e göre cephelerden kaçan askerler diğer askerlerin gözleri önünde asılmaz, casuslarda aynı şekilde cezalandırılmazsa olayların önü alınamayacaktı. Casuslar derhal asılmayacak olursa, aynı fikirde olup fırsat gözeten bazı niyeti bozuklarda bir uyarma meydana gelmeyeceğini ileri sürerek, bunların derhal asılmalarının zaruri olduğunu ve Kuva-yı Seyyare’nin başarısının buna dayandığını ileri sürdü.

151 Selçuk, Age., C.2, s.200–201; Rahmi Apak, Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları, Ankara 1988,

s.194; Apak, Age., Ankara 1990, s.161-162.

152 Ergün Aybars, İstiklal Mahkemeleri, İzmir 2006, s.43.

İstiklal Mahkemesi’nin cepheden uzakta olmasından dolayı mahkemenin vereceği cezaların cephedeki askerler üzerinde etkisinin olmadığını düşünüyordu. Tevfik Bey emirde diretilmemesini aksi halde uygulamayacağını bildirdi.154

Kuva-yı Seyyare’nin adamlarından Kaplan Naci, Müdafaa-i Hukuk adına topladığı paraları yerinde kullanmamak, halkın mallarını zorla gasp etmek ve silahlı olarak firara sebebiyet suçlarından tutuklanmak isteniyordu. Fakat Çerkez Ethem MSB’nin yazısına rağmen Kaplan Naci’yi İstiklal Mahkemesi’ne teslim etmedi.155

Çerkez Ethem’in adamlarından Sarı Edip Efe, Aznavur İsyanı sırasında girdiği Biga’da Kara Hasanların arkadaşlarından olan, gerek eşkiyalık gerekse Anzavur’un isyanı sırasında fenalık yapan 5-6 kişiyi hapishaneden alarak öldürdü.156