• Sonuç bulunamadı

Çerkez Ethem-Demirci Mehmet Efe Yakınlaşması

5. BÖLÜM-KUVA-YI SEYYARE’NİN TASFİYESİ

5.2. Çerkez Ethem-Demirci Mehmet Efe Yakınlaşması

Ekim 1920 sonlarından itibaren Kuva-yı Milliye yerine düzenli ordu birlikleri kurma çalışmalarının hız kazanması Demirci Mehmet Efe’yi de huzursuz etti.

467 TİH. 2/3, s.69; Atatürk, Age., s.342.

468 Meclis memurluğu sırasında lise öğrencisi olan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu temize geçtiği bir yazı

sırasında bu yazışmaları gördüğünü ve ruhunda şok etkisi yaptığını söylemektedir. Velidedeoğlu,

Age., s.87; Yakın Tarihimiz, C.1, s.36.

Demirci Mehmet Efe M. Kemal Paşa’ya gönderdiği telgrafta, vatan ve milletin kurtuluşu için çalışmaktan başka gayesinin olmadığını vurguluyordu. 10 Kasım’da İsmet Bey’in Batı Cephesi, 11 Kasım’da Refet Bey’in Güney Cephesi Komutanlıklarına atanmasıyla Demirci Mehmet Efe’nin tedirginliği büsbütün arttı. Fakat Ankara Hükümeti Demirci Mehmet Efe ile olan ilişkilere önem veriyor, açıkça cephe almak istemiyordu.470

Çerkez Ethem, Demirci Mehmet Efe ile anlaşma teşebbüsünde bulundu. Demirci Mehmet Efe ile gizli haberciler vasıtasıyla görüşmeye başladı. Kır atlı siyah yamçılı bir adamın Demirci Mehmet Efe ile görüştükten sonra Kütahya’daki Çerkez Ethem’in yanına gittiğini öğrenen Fahrettin (Altay) Bey bu atlının yakalanması emrini verdi. Fakat takip edildiğini anlayan haberci Çerkez Ethem kuvvetlerine katılmayı başardı. Bu takipten haberdar olan Çerkez Ethem Fahrettin Bey’i Ankara’ya şikâyet etti. Ankara’dan Fahrettin Bey’in görevden alınmasını talep eden Çerkez Ethem’in istediği olmayınca Fahrettin Bey’e olan hıncı büsbütün arttı.471

57. Tümen Kumandanı M. Şefik Bey, Çerkez Ethem’in Demirci Mehmet Efe gibi cahil olmadığını, aklı başında ve kıymetli kardeşlerinin yanında şuurlu hareket ettiğini zannediyordu. 57. Tümen Komutanı M. Şefik Bey 5 Aralık 1920’de aldığı telgrafta, Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem’in işbirliği yaptığı haberini aldı.

«Ethem Bey kuvvetleriyle Demirci Efe kuvvetlerini birleştirerek bir inkılâp yapmak teşebbüsünde oldukları ve bu maksadın husulü için en ziyade gayret eden olduğunu istihbar ettiğimi arz ederim.»

Şefik Bey 14 Aralık’ta İğdecik’e gelerek Demirci Mehmet Efe ile görüştü. Demirci Mehmet Efe’yi kederli ve üzüntülü halde buldu. Hükümete karşı herhangi bir asi tavrına rastlamadı.472

Çerkez Ethem’le Demirci Mehmet Efe arasındaki gizli haberleşmeyi sağlayan kişi Vacit473 Bey isminde biriydi. Yakalanan Vacit Bey’in üzerinden çıkan şifreli mektupta şunlar yazıyordu:

«Demirci Mehmet Efe’ye

Muhterem Mücahit Kardeşim Demirci Mehmet Efe, 9.12.1920

470 Nuri Köstüklü, Milli Mücadele’de Denizli, Isparta ve Burdur Sancakları, Ankara 1999, s.225. 471 Sorgun, Age., s.274.

472 Aker, Age., s.267, 268.

Bizim çalışmamızın, fedakârlığımızın emaresi olarak dışarıya ve içeriye karşı ihtilâlin ve memleket müdafaasının lazım gelen intizamında cereyan etmesi için teşkil ettirilen Ankara Hükümeti, birkaç muhteris şahsın aleti olmaktan kurtulamamakta ve günden güne keyif, şahsi ihtiraslar ve menfaat hükmünü ileri götürmektedir. Memleketin bu gidişle maalesef kurtulması imkân haricindedir. Dış vaziyet Anadolu harekâtına müsait bulunmakla beraber istifade edilme şöyle dursun, haset ve fesatlıkla kalınmayarak, yakışıksız hareketlerine mani teşkil edeceklerini tahmin ettikleri seni, Yörük Ali’yi, beni ve bazılarını her ne şekilde olursa olsun imhaya karar vermişlerdir.

Daha evvel Yörük Ali ile sizin imhanızı memleket hesabına lüzumun, hissettirmek gafletinde bulundular. Ben, gayri ihtiyari bu vicdansızca düşünceden müteessir olduğumu, memleket adına müşterek olan gayemizin elde edilmesi uğrunda her gün hizmet ve fedakârlık eden ve edeceklerin, neden yok edilmeğe layık görüldüğünü bahis mevzuu ettiğimde: “Seni biz kendimizden biliyoruz, onlar ne vakit olsa başımıza beladır” demek kadar makul olmayan cevap ve mütalaalarla meseleyi kapadılar. Ailesini Söke’ye nakletmek üzere olan Eşref Beyi daha o zaman sizi ikaz etmek üzere göndermiştim. Hâlbuki bu defa aynı icraatın gerçekleştirilmek üzere olduğu tamamıyla meydana çıktı ve dolayısıyla sübut bulmuş oldu.

Size memur Refet Bey’dir. Bana memur da Garp Cephesine tayin edilen İsmet Bey’dir ki, bu namussuzlar hazıra konmuş ve İsmet dün İstanbul’dan gelmiştir. Refet’in senin yanında son zamanlarda emir zabiti gibi bulunduğunu bilirsiniz.

Hâsılı selâmetiniz ve memleketin kurtuluşu, elele vermek ve birbirimizle sıkı bir irtibat temin ederek hareket birliğinde ve kuvvetlendirmededir. Kuvvetleriniz arasında kat’iyen ordunun vereceği kimseyi almayınız. Mazlum halkın hukukunu koruyunuz. Müteyakkız olunuz. Allah doğrunun yardımcısıdır kardeşim. Birer birer rezil olmamak ve vatani emeklerimizin boşa gitmemesi için birbirimize sarılmalıyız. Cevabınızı bekliyorum. Gözlerinizden öperim.

Kuva-yı Seyyare ve Kütahya Havalisi Kumandanı Ethem»474

Kâtip ve muhasip sıfatıyla mektubu alan Süleyman Turgut (Akkaş), durumu Demirci Mehmet Efe’ye anlattı. Demirci Mehmet Efe “Ben vatansız değilim. Böyle

bir şey yapamam” diyerek cevabının aynen iletilmesini istedi. Fakat Çerkez Ethem’e

herhangi bir cevap yazılmadı. Süleyman Turgut Bey mektuptan Ankara’yı gizlice haberdar ettikten sonra Demirci Mehmet Efe’nin isyan fikrinin olmadığını, ileride belki yapabileceğini, en sağlam yolun teşkilatının dağıtılması olduğunu söyledi.475 Demirci Mehmet Efe ile Çerkez Ethem’in beraber hareket etme davranışları üzerine Demirci Mehmet Efe’nin yanında bulunan Mülazım Kazım Bey, Şefik Aker’e gönderdiği telgrafta kaldırılan Burdur Heyet-i Merkeziye eski üyelerinden bazılarının Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem’in birleşerek Ankara Hükümeti’ne karşı inkılâp yapma teşebbüsünde olduklarını bildirdi.476

6 Aralık’ta Güney Cephesi Komutanı Albay Refet Bey, 12. Kolordu’ya gönderdiği yazısında Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem’in ayaklanarak, Ankara Hükümeti’ni devirme niyetinde olduklarını ileri sürdü. Haberleşmelerine engel olunmasını istedi.477

Demirci Mehmet Efe’nin etkisiz hale getirilmesindeki asıl amaç Kuva-yı Seyyare’yle birleşme ihtimalinin ortaya çıkmasıydı. Kuva-yı Seyyare ve Demirci Mehmet Efe’nin birleşmesi durumunda ortaya çıkacak süvari kuvvetinin yapacağı isyanın bastırılması daha güç olacaktı.478

Çerkez Ethem 12 Aralık 1920’de Yörük Ali Efe ile temas aradı. Kendisiyle beraber hareket etmesi için adamlar gönderdi. Çerkez Ethem Yörük Ali Efe’ye yolladığı şifreli telgrafta şöyle diyordu:

“Mücahidini Muhterem Kardeşim Yörük Ali Efe’ye

Bizim çalışmamızın ve fedakârlığımızın verimli olması, iç ve dışa karşı ihtilalin ve memleket savunmasının gerektirdiği iyi bir düzen içinde yürütülmesi için kurulan Ankara Hükümeti, birkaç muhterisin aleti olmaktan kurtulamamakta günden güne keyfi ve şahsi ihtiras ve menfaatler çoğalmaktadır. Memleketin bu gidişle kurtarılması imkânsızdır. Dış durum Ankara Hükümeti’ne elverişli bulunmakla beraber, bundan faydalanmak şöyle

475 Köstüklü, Age., s.226. 476 Aker, Age., s.267.

477 Sarıhan, Age., C.III, s.314. 478 HTVD, S.74, BN.1607.

dursun, hareketlerine engel teşkil edeceklerini tahmin ettikleri Demirci ve Sarı Efe’yi ve daha bazılarını, her ne şekilde olursa olsun, yok etmeye karar vermişlerdir. Daha önce Demirci Mehmet Efe’nin ortadan kaldırılmasının güya memleket hesabına lüzumunu bana hissettirmek istediler. Bu düşünceden üzüntü duyduğunu ve ortak olan amacımızın elde edilmesi uğrunda her gün hizmet ve fedakârlık edenlerin ve edeceklerin neden yok edileceklerini sordum. Orasını biz kendimiz biliyoruz dediler. Onlar ne vakit olsa başımıza beladır demek kadar uygun olmayan bir cevapla meseleyi kapadılar. Harcadığımız emeklerin boşa gitmemesi için birbirimize sarılmalıyız. Cevabınızı bekliyorum. Şifreyi alır almaz yanımıza, Denizli’ye yaklaşmanızı ve benimle sıkı temasa gayret etmenizi ayrıca rica ederim”479

Güney Cephesi Komutanı Albay Refet Bey, 10 Aralık’ta M. Kemal Paşa’ya telgraf yolladı. Refet Bey Demirci Mehmet Efe’den aldığı mektupta, Çerkez Ethem ve taraftarlarının M. Kemal Paşa ve kendisinin bir dakika bile yaşamasını istemediklerini, hükümeti devirerek arzu ettikleri adamları başa geçirmek istediklerini, vaziyetten Çerkez Ethem ile Demirci Mehmet Efe’nin anlaşmak için haberleşme yapmakta olduklarını çıkardığını söyledi.480

Çerkez Ethem İzmit-Düzce taraflarında bulunan Sarı Edip Efe’yle de temas kurdu. Sarı Edip Efe’den bir an önce Kütahya’ya gelerek Kuva-yı Seyyare’ye katılmasını istedi. Fakat Sarı Edip Efe Kütahya’da bulunan Çerkez Ethem kuvvetlerine katılmayı reddetti.481

Çerkez Ethem 13 Aralık’ta Reşit Bey’le uzun bir görüşme yaptı. Bu görüşmesinde Sarı Edip Efe’nin müfrezesiyle Gök Bayrak Taburu’na katılması için haber gönderilmesini, meclis vasıtasıyla cephe komutanlarının değiştirilmesini, meclis kararıyla olmasa bile bir yolunu bulup isteklerinin yerine getirilmesini istedi. Reşit Bey, Çerkez Ethem’e verdiği cevapta Kuva-yı Seyyare’nin düşmana karşı savunma yapmamasını, bunu tümenlere bırakmasını ve Sarı Edip Efe ile haberleşmesini, buna engel olunduğu takdirde cephe komutanı ile yeniden ilişkinin kesilmesini istedi. Bunun üzerine M. Kemal Paşa, Reşit Bey’i yanına çağırtarak ne istediklerini sordu. Reşit Bey’de cephe komutanlarının değiştirilmesini, yerine ise

479 TİH. 2/3, s.74; TBMMZC, C.7, s.226; HTVD, S.73, BN.1578. 480 Sarıhan, Age., İstanbul 1998, s.59.

kendisinin tayin edilmesini istedi. M. Kemal Paşa teklifi kabul etmedi. Çerkez Ethem’e kardeşi ile haberleşmelerinde söz ettikleri konuların kabul edilemeyeceğini belirtti. Çerkez Ethem 19 Aralık’ta M. Kemal Paşa’ya yolladığı telgrafta Sarı Edip Efe’nin kendisine katılmasını rica etti:

“Anadolu’daki isyan hareketlerinin bastırılması sırasında, durum icabı Biga dolaylarında bıraktığım ve sonradan geçici olarak Düzce’ye gönderilen Birinci Kuva-yı Seyyare’ye bağlı ve büyük bir kısmı İzmir ve dolayları gönüllülerinden oluşan 250 süvari, 200 piyade, bir dağ topçu takımı, iki makineli tüfek, 30 kişilik karargâh süvari erlerinden kurulu Edip Bey müfrezesinden, İzmir sınırına yaklaşmamız dolayısıyla daha çok yararlanılacağı tabiidir. Bununla birlikte, sürekli müracaat yapılmakta olduğundan ve Edip Bey tarafından, o bölgede güvenliğin tam olarak sağlandığı bildirildiğinden, bu bölgenin uygun görülecek başka bir birliğe teslim edilerek, Edip Bey’in müfrezesinin savaş vasıtalarıyla birlikte Kuva-yı Seyyare’ye katılması hususunun ilgili makamlara emir ve havalisini rica ederim.”

Telgraf üzerine M. Kemal Paşa, 19 Aralık’ta Düzce’de bulunan Edip Bey’e bir telgraf göndererek, Çerkez Ethem’in isteğinden ve bunun kendisince de istendiğinden bahsettikten sonra, bulunduğu bölgede kalmasının kesin ihtiyaç olduğunu belirtti. Edip Bey verdiği cevapta, müfrezesiyle Düzce’de kalacağını, fakat müfrezesindeki askerlerin Kuva-yı Seyyare’deki askerler gibi aynı ödenekle çalıştırılmasını istedi.482

M. Kemal Paşa Çerkez Ethem’in isteğine verdiği cevapta, Edip Bey müfrezesinin 70 kişiden ibaret olduğunu, bu kuvvetteki müfrezenin Kuva-yı Seyyare’ye önemli faydasının olamayacağını, Edip Bey’in aynı zamanda Düzce Kaymakam Vekilliği görevini yürütmekte olduğu için bulunduğu yerden ayrılmasının mümkün olmayacağını belirtti.483

Çerkez Ethem, Sarı Edip Efe’yle temas ararken Hacı Şükrü Bey’inde aracılık yaptığı M. Kemal Paşa tarafından 9 Ocak 1921’de BMM gizli oturumunda gündeme getirildi. Hacı Şükrü Bey hakkındaki iddiayı kabul etmedi. M. Kemal Paşa’yla arasında sert bir tartışma yaşandı.

482 Atatürk, Age., s.355; TBMMGCZ, C.1, s.285; Nadi, Age., İstanbul 1955, s.62. 483 Nadi, Age., İstanbul 1955, s.66.

“M. KEMAL PAŞA- …Yalnız bir şey sormak istiyorum; mademki kendinizi müdafaa ediyorsunuz, belki izah edersiniz. Demin verdiğim izahatta birçok zevatça malûm mesele hakkında ve Ethem Beyin Reşit Beyle görüşürken Sarı Efe hakkında ki muharebeyi arz etmiştim. Haber veriniz, adam-ı mahsus gönderiniz, derhal terk etsin orasını, öteki efe ile birleşsin ve beriki de demiş ki; belki ben yapamam siz yapınız ve icap ederse isyan edesiniz. O muharebeyi müteakip de Hacı Şükrü Bey makine başında görüşmüştür ve cereyan eden muharebede şu sözler vardır:

— Sen nasılsın? — Bildiğin gibi.

— Söylediğim şeylerle de görüştüm, iyi cevap aldım, Sarı Efe çok iyi, sıhhati yerindedir.

— Evet, ben çalışıyorum.

HACI ŞÜKRÜ BEY (Diyarıbekir)– Cevap vereyim müsaade ediniz; bunları zatı âlinize kim vermiş ise namussuzdur; alçaktır. Ben muharebelerden bile haberdar değilim. Yanımda kim varmış ise söyleyiniz…

M. KEMAL PAŞA (Devamla)– Biz divanıharp heyeti değiliz. Kendinizi orada, divan-ı harpte müdafaa edersiniz. Tamik-i tahkikat yapılıyor, başka bir şey söylenmez; işi tahkikata bırakıyoruz.”484