• Sonuç bulunamadı

2. Kadim Dünyada Rüya Tabiri İle Oluşmuş Rüya Algısı

2.1. Kutsal Metinlerde Rüya Olgusu

Kutsal metinlerde ise rüya olgusu ilahi kaynaktan gelen vahyin peygamberlere ulaĢtırıldığı âlemler olarak karĢımıza çıkmaktadır. Eski Ahit‟te rüya vahyin en alt düzeyi olarak ele alınır. Buna rağmen rüya vasıtasıyla gelen peygamberlik meĢru kabul edilmiĢtir. Yahudi geleneğinde dini rüyalar ile ilgili öne çıkan iki görüĢten biri dini anlamda yalnızca peygamber rüyalarını dikkate değer bulurken diğer görüĢ baĢkalarının da dini içerikli rüya görebileceğini kabul eder. Ġslami gelenekte de kabul edildiği üzere rüyanın yorumlandığı gibi Ģekil alacağı inancı Tekvin, 41/13 ayetiyle desteklenmiĢ ve böyle kabul edilmiĢtir. Bu nedenle rüya yorumu Yahudilikte de oldukça önem arz etmektedir. “Eski Ahit‟ten sonra

42

Talmud rüyalar konusunda en önemli kaynaktır. Talmud‟ta geçen “yorumlanmamıĢ rüya okunmamıĢ mektup gibidir” ibaresi rüya yorumunun önem kazanmasına neden olmuĢtur.”27

Hristiyanlıktaki rüya anlayıĢı ise birçok farklı tecrübeden etkilenmiĢtir. Hristiyanlık Yahudi kültürü içinde ortaya çıkmıĢ ve yayılmıĢ olması, Hristiyanlığın Roma ve Bizanstaki mevcut rüya anlayıĢıyla etkileĢime girmesi gibi faktörler Hristiyanlıktaki rüya olgusunun oluĢmasına katkı sunmuĢtur. Ġncil‟de rüya anlamına gelen yaklaĢık olarak on iki farklı kavaram kullanılmıĢtır. Bununla beraber daha çok “görüm” kavramı kullanılmıĢtır. Bu kavramla kastedilen ise uyanık halde iken bir takım farklı görünümler elde etmek anlamında kullanılmıĢtır. Ġncil‟de geçen rüyalar daha ziyade düĢmana karĢı koruyucu mesaj içeren, haber verme rüyalarıdır.

Ġslamiyet‟teki mevcut rüya anlayıĢı da elbette ki birçok farklı kaynaktan beslenmiĢ ve bu Ģekilde Ġslami Rüya Geleneği oluĢmuĢtur. Rüya bütün insanlar tarafından görülen bir olgu olduğu için hemen her coğrafyada rüya dair bir gelenek oluĢmuĢtur. Ġslamiyet‟ten önceki Arap Yarımadası‟nda da rüya ile ilgili önemli bir bilgi birikimi vardır.

Mezopotamya, Mısır, Roma, Bizans, Pers kültürüyle etkileĢim sonucu oluĢmuĢ bir rüya kültürü olduğu gibi bu coğrafyada yaĢayan farklı dinlere mensup kiĢilerin de rüya olgusuna katkısı olmuĢtur. Ġslamiyet‟te rüya olgusuna karĢı kayıtsız kalmamıĢtır. Zira Hz.

Muhammed‟in (s.a.v.) rüya yoluyla doğumunun annesine müjdelenmiĢ olmasından peygamberlik dönemlerindeki önemli birkaç olaya kadar birçok önemli meselede rüyanın rolü vardır. Hem Kur‟an-ı Kerim‟de hem de hadisler dolayısıyla bize ulaĢan sünnette

27 Özer Çetin, “Dinî Tecrübenin AnlaĢılmasında Rüyanın Rolü: Yusuf Sûresindeki Rüyalar Üzerine Psikolojik Bir Yorum”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 21 (2012), s. 100

43

rüyalara dikkate çekilmiĢ ve özellikle sünnet yolu ile rüya yorumunun genel hatlarıyla ne Ģekilde yapılması gerektiği tarif edilmiĢtir. Bu nedenle Ġslami Rüya geleneğinin temel kaynakları olarak Kur‟an ve sünnet olarak ele alınabilir. Müslümanların önceki kültürlerden yararlanmalarının daha çok metodolojik olduğu söylenebilir. Rüyaların tasnifi, yorumlama teknikleri vb. konularda benzerlikler vardır, fakat Müslümanlar, bu kültürleri taklit etmenin yerine rüya konusunda özgün dönüĢümler gerçekleĢtirmiĢlerdir. Günlük hayatlarındaki ve inanç dünyalarındaki değiĢim rüyalarına da yansımıĢtır. Bu nedenle her konuda olduğu gibi rüyalar konusunda da Kur‟an ve sünnete baĢvurmuĢlardır. Rüyalardaki semboller Kur‟an ve sünnetten yola çıkılarak yorumlanmıĢ bunun sonucunda da Ġslami rüya geleneği oluĢmuĢtur. Mevcut rüya tabiri kitaplarındaki bilgilerin tamamının Müslüman düĢünceye özgü olduğunu söylemek güçtür. OluĢan birikimin büyük bir kısmını Kur‟an ve sünnet temelli rüya yorumları oluĢturmuĢ olsa da bazı çeviri eserler yoluyla baĢka kültürlere ait rüya yorumlarından da faydalanılmıĢtır. Rüya kelimesi Kur‟an-ı Kerim‟de farklı kelimelerle karĢılanmıĢtır. “Rüya” olarak altı defa, rüya anlamında kullanılan bir diğer kelime “ahlâm” kelimesi ise üç defa geçmektedir. Rüya ile iliĢkili olarak kullanılan ve uyku yeri, göz anlamına gelen "menâm" kelimesi de Kur‟an-ı Kerim‟de iki yerde geçmektedir. “Kelimenin rüya anlamında kullanıldığını, Hz. Ġbrahim‟in gördüğü rüyanın anlatıldığı 37. sure olan Sâffât suresindeki kullanımdan anlaĢılmaktadır. Suresinin 102.

ayetinde Hz. Ġbrahim‟e rüyasında oğlunu kesmesi emredildiği anlatılırken "menâm"

kelimesi, kullanılmıĢtır.”28 Hz. Muhammed (s.a.v.) görmüĢ olduğu rüyalardan, Hz.

Yusuf‟un rüyasından ve ayrıca rüyaları tabir etme ilmine sahip oluĢundan da

28 Özer, Dini Tecrübenin AnlaĢılmasında Rüya, s. 103

44

bahsedilmektedir. Bedir savaĢı öncesinde Hz. Muhammed (s.a.v.) rüyasında karĢılaĢacakları ordunun az sayıda askere sahip olduğunu görmüĢ ve beraberindeki sahabelere bunu anlatmıĢtır. Böylece Ġslam ordusunun kendine güveni artmıĢ ve korkuları dinmiĢtir. Bunu iĢaret eden ayet Ģöyledir: “Hani Allah, sana rüyanda onları az gösteriyordu.

Eğer sana onları çok gösterseydi, gevĢer ve o iĢ konusunda çekiĢirdiniz. Fakat Allah, sizi bunlardan kurtardı. O, bütün kalplerdekini bilir.”29

Hz. Muhammed‟e hitapla uyarıcı bir rüyanın varlığından söz edilmektedir: “Hani sana,

„Muhakkak Rabbin, insanları çepeçevre kuĢatmıĢtır‟ demiĢtik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da Kur‟an‟da lanetlenmiĢ bulunan o ağacı da sırf insanları sınamak için vesile yaptık. Biz onları korkutuyoruz. Fakat bu sadece onların azgınlıklarını artırdı.”30

Yine Hz. Muhammed‟e hitaben gelen ve Müslümanların Mekke‟ye Kâbeyi tavaf için gireceğini müjdeleyen bir rüyadan ve gerçekleĢmiĢ olduğundan bahsedilir: “Andolsun ki, Allah gerçekten peygamberinin o rüyasını doğru çıkardı. Eğer Allah dilerse Mescid-i Haram'a güvenlik içinde baĢlarınızı kazımıĢ, saçlarınızı kısaltmıĢ bir Ģekilde korkusuzca gireceksiniz! Allah, sizin bilmediğiniz Ģeyleri bildi ve size bundan baĢka yakın bir fetih daha verdi.”31

Bir diğer ayette ise Mekke‟de Ġslam‟ı kabul etmeyenlerin Hz. Muhammed‟in peygamberliğini inkâr etmek için ona yakıĢtırdıkları sıfatlar ve ayeti inkâr etmek için öne sürdükleri bahanelerden bahsedilir: “(Onlar): “Bunlar bir takım karmaĢık rüyalardır. Hayır,

29 Özer, Dini Tecrübenin AnlaĢılmasında Rüya, s. 103

30 Özer, Dini Tecrübenin AnlaĢılmasında Rüya, s. 103

31 Özer, Dini Tecrübenin AnlaĢılmasında Rüya, s. 104

45

yok onu kendisi uydurdu. Hayır, o bir Ģairdir. Eğer öyle değilse, önceki peygamberlerin gösterdikleri gibi, bize bir mucize göstersin! dediler.”32

Hz Ġbrahim‟in rüyası ise oğlu Hz. Ġsmail‟i kurban etmesi ile ilgilidir ve ayette geçmektedir: “Çocuk koĢma çağına gelince Ġbrahim ona, “Yavrum, ben seni rüyamda boğazladığımı gördüm. Bu konuda ne düĢünürsün?" dedi. O da, "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap. Beni inĢallah sabredenlerden bulacaksın!" dedi.” Bu ayetin devamında ise Allah‟ın Hz. Ġbrahim‟in rüya karĢı gösterdiği sadakatten dolayı oğlu Ġsmail‟in canını bağıĢlamıĢ olmasından bahsedilir: “Gerçekten rüyaya sadık kaldın. Biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız.”

Kuran-ı Kerim‟de ve özellikle diğer dini kitaplarda ve birçok anlatıda geçen Hz.

Yusuf‟un rüyası da Ġslami rüya geleneği içerisinde oldukça öneme sahip olmuĢ bir diğer rüyadır. Hz. Yusuf‟un gelecekte iyi bir mevkiye geleceğini bahtının açık olduğunu iĢaret eden rüyası yıllar sonra babası Hz. Yakub‟un tabir ettiği Ģekilde aynen gerçekleĢmiĢtir.

Kuran-ı Kerim‟de bu rüyaya ve gerçekleĢme süreci ile ilgili olan bütün bir hikâye anlatılmıĢtır. Ayrıca Hz. Yusuf‟a rüyaları ve olayları tabir etme ilminin/kabiliyetinin verildiğinden de bahsedilir. “Hani bir zaman Yusuf babasına: “Babacığım, gerçekten ben (rüyamda) on bir yıldızla, GüneĢ‟i ve Ay‟ı gördüm; (hepsini) bana secde etmektelerken gördüm demiĢti.”33 Sonrasında gelen ayette ise Ġslami rüya geleneğinin önemle üzerinde durduğu bir konu olan rüyanın kimlere anlatılıp anlatılamayacağı ile ilgili bir ayettir:

32 Özer, Dini Tecrübenin AnlaĢılmasında Rüya, s. 104

33 Özer, Dini Tecrübe AnlaĢılmasında Rüya, s. 106

46 Babası:

“Yavrucuğum, rüyanı kardeĢlerine anlatma, yoksa (haset damarıyla) sana bir tuzak kurarlar. Çünkü Ģeytan, insan için apaçık bir düĢmandır” diye (uyarıvermiĢti). Bunu takiben gelen ayette ise yorum yapabilme kabiliyetinin Hz. Yusuf‟a verilmiĢ olmasından bahseder:

(Bu rüyandan anlaĢılıyor ki;) “ĠĢte böylece Rabbin seni seçecek, hadiselerin, (sözlerin, düĢlerin ve geliĢmelerin) yorumundan (kaynaklanan bir bilgiyi) sana öğretecek ve daha önce ataların Ġbrahim ve Ġshak‟a (nimetini) tamamladığı gibi, Senin ve Yakub ailesinin üzerindeki nimetini de tamama erdirecektir. Elbette Rabbin, (her Ģeyi hakkıyla) Bilendir, Hüküm ve Hikmet sahibidir.”34

Kuran-ı Kerim‟de rüyanın yer yer olayların merkezine oturmuĢ olması gerçeği rüyayı Müslümanlar nazarında önemli kılmıĢtır. Bununla beraber Hz Muhammed‟in (s.a.v.) rüya ile ilgili verdiği bilgiler de Ġslami rüya geleneğinin oluĢmasına önemli ölçüde katkı sağlamıĢtır. Özellikle rüyanın ilahi bir mesaj taĢıdığını ifade eden hadislerden ötürü rüyanın mahiyeti ve anlamı oldukça önem kazanmıĢtır. Hz. Muhammed (s.a.v.)‟in rüyanın önemine binaen Ģöyle dediği hadis yoluyla rivayet edilmiĢtir: Ebu Said (radiyallahu anh) anlatıyor:

“Mu‟minin rüyası nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür.”35 Burada iĢaret edilen Ģey mümin birisinin gördüğü rüyanın doğru ve gerçek olma ihtimalinin bulunduğudur. Yine Hz. Muhammed bizzat kendisi rüyayı tasnif ve tarif etmiĢtir:

Rüya üç kısımdır: Birincisi sâlih rüya olup Allah‟tan bir müjdedir;

ikincisi Ģeytanın verdiği korku, (vesvese) ve hüzündür; üçüncüsü de

34 Özer, Dini Tecrübe AnlaĢılmasında Rüya, s. 106

35 Muhammed b. Ġsmail el-Buhari, Sahihu'l-Buhari, Çağrı Yay. , Ġstanbul 1401/1981, Kitabu'tTa'bir, 5

47

kiĢinin kendi kendine konuĢtuğu Ģeylerdir. Kim rüyasında hoĢlanmadığı bir Ģey görürse, onu baĢkalarına anlatmasın; hemen kalkıp namaz kılsın…36

Rüya yorumuna da ehemmiyet veren Hz. Muhammed (s.a.v.) hem diğer insanların rüyalarını dinleyip yorumlar hem de zaman zaman kendi rüyalarını aktarır:

Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sık sık: "Sizden bir rüya gören yok mu?" diye sorardı. Görenler de, O'na Allah'ın dilediği kadar anlatırlardı.

Bir sabah bize yine sordu: "Sizden bir rüya gören yok mu ?" Kendisine: "- Bizden kimse bir ġey görmedi!" dediler. Bunun üzerine: "Ama ben gördüm" dedi ve anlattı.

Ġslam rüya geleneğinde önemli bir yer edinmiĢ olan bir diğer hadis ise Hz. Muhammed‟in rüyada görülmesi ile ilgili olan hadistir: “Kim, beni rü‟yâsında görürse; gerçekten beni görmüĢ olur. Zira Ģeytan kesinlikle benim Ģeklime girmez.”37 Rüya ile ilgili olan bir kısım hadisin ve ayetlerin iĢaret ettiği doğrultuda oluĢan Ġslam rüya ve tabir geleneği devletlerin kuruluĢ hikâyesinden, önemli birtakım olay, kiĢi ve yerlerin bilinmesinde, doğru anlaĢılmasında ve insanların kiĢisel yaĢantılarına yön vermeleri gibi mevzulara kadar nüfuz etmiĢ bir rüya olgusunu kapsamaktadır.

36 Buhârî, Ta‟bîr, 26

37 El-Buhari, Kitâbu't-Tâ'bir, 10

48