• Sonuç bulunamadı

2. KURUMSAL KAYNAK PLANLAMASI KAVRAMI, TANIMI, TARİHSEL

2.3 Kurumsal Kaynak Planlamasının Tarihsel Gelişim Süreci

İşletmelerin yapısı, işleyişi, ihtiyaçları, çevresi ile olan etkileşimi ve yaşanan mevcut teknolojik gelişmeler ile birlikte artan rekabet mücadelesi işletmeleri var olan teknolojik imkânlardan yararlanma mecburiyetinde bırakmaktadır. Bu mecburiyet özellikle sürekli gelişen ve değişen teknoloji sahasında kendini çok güçlü bir biçimde hissettirmektedir. Rakipler göz önüne alındığında bilgiye hâkimiyet, bilgiyi yönetebilmek ve bunları doğru ve hızlı bir biçimde gerçekleştirebilmek işletmeler için hayati bir öneme sahip hale gelmektedir. KKP sistemlerinin 1960’lı yıllara kadar dayanan tarihi gelişim serüveni çizelge 2.1’de sunulmaktadır.

Çizelge 2.1: Kurumsal kaynak planlama sistemi gelişim süreci

Sistem Tarih İşlev

Stok yönetim kontrolü ilave edilmiş sistemler

1960’lar Geçmiş verilerden yola çıkarak gelecek stok tahmini yapmak.

Malzeme İhtiyaç Planlaması (MİP) sistemleri

1970’ler Üretim Planlaması için talebe dayalı stok seviyesini tutmak

Kapalı Çevrim Malzeme İhtiyaç Planlaması

1980’ler Satış planlaması, müşteri sipariş sistemi ve malzemeye ilave olarak kapasite planlamak Üretim Kaynakları Planlaması

(ÜKP) veya Malzeme İhtiyaç Planlaması 2 (MİP2)

1990’lar Malzeme ihtiyaç planlamasına ilave muhasebe işlevi eklenerek üretim kaynaklarını planlamak

Kurumsal Kaynak Planlama (KKP) Sistemleri

1990’ların sonu

Tedarik zincirinden, üretime, üretimden pazarlamaya tüm işletme fonksiyonlarını entegre etmek

Genişletilmiş Kurumsal Kaynak Planlama veya (KKP II)

2000’ler İnternet teknolojisi ve E-ticaret ile

bütünleşmiş, müşteri ve tedarikçi sistemleri ile entegrasyon sağlamak.

Kaynak: Sumner, 2013:2’den uyarlanmıştır.

Çizelge 2.1’de görüleceği üzere Kurumsal Kaynak Planlaması (KKP) tarihsel gelişim sürecinin başlangıcı, 1960’lı yıllarda piyasadaki birçok yazılım paketine stok yönetimi işlevselliğinin eklenmesi noktasına kadar geriye götürülmektedir.

12

İşletmeler, mevcut geçmiş verilerden yola çıkarak yeni müşteri taleplerini karşılamak adına gelecek tahminleri yaparak stok seviyelerini belirleyip, stok seviyelerinde meydana gelen azalmalarda ise eksiği karşılayacak stok siparişini verecek COBOL, ALGOL ve FORTRAN gibi programlama dillerine dayalı (Rashid, Hossain, & Patrick, 2002:4) stok kontrol sistemlerini kullanmaya başlamışlardır (Sumner, 2013:3). Stok kontrolündeki en temel prensip; her maldan bir miktar elde tutmak ve bu malları, önceki mevcut bilgilerden yola çıkarak müşteriler tarafından benzer tüketim rakamlarının talep edileceği ön kabulüne göre kurgulanmış bir denetim mekanizması ile kontrol etmektir (Cotteleer, 2003).

Stok kontrolü fonksiyonunun arkasından 1970’lerde ortaya çıkan Malzeme İhtiyaç Planlaması (MİP) ile işletmeler, ana üretim planlaması ve üretilen mamuller için gereksinim duyulan envanter ve malzeme listelerini kapsayan dosya ve planları izleme olanağı yakalamıştır. Sonrasında, bu sistemlere satış planlama, sipariş sistemi ve kabaca kapasite planlaması eklenerek “Kapalı Devre MİP” sistemleri geliştirilmiştir (Somers & Nelson, 2003).

Malzemeyle birlikte iş gücü ve makine ihtiyacının da ayrıntılı bir biçimde nicelik ve zaman olarak hesaplanabildiği Kapasite İhtiyaç Planlaması (KİP) sistemleri 1980’lerde geliştirilmiştir. 1990’lı yıllarda Malzeme İhtiyaç Planlaması (MİP)’ nı da içine alan imalat ve stok yönetimi fonksiyonlarına ilave olarak, genel muhasebe sistemi de eklenerek Üretim Kaynakları Planlaması (ÜKP veya MİP2) sistemleri geliştirilmiştir (Rajagopal & Tyler, 2000).

Geliştirilen bütün bu sistemler stok kontrolü, üretim ve muhasebe kayıtları ihtiyaçlarını karşılamaktan öteye geçemeyip (Brown & Vessey, 2003; Rao Siriginidi, 2000:378), 1990’lı yılların başında, işletmelerin gereksinimleri doğrultusunda gelişen donanım ve yazılım kabiliyetlerinin sunduğu iletişim teknolojileri desteği ile işletmenin bütününde mevcut tüm işlemleri arasında entegrasyonu mümkün hale getiren Kurumsal Kaynak Planlama (KKP) sistemleri geliştirilmiştir (Chou ve diğ., 2014:267).

2000’li yıllardan itibaren ise internet teknolojisinin de yaygınlaşması ile beraber işletmeler içsel sistemlerinde e- ticarete uyumlu, ileri planlama sistemleri, müşteriler (Müşteri İlişkileri Yönetimi, MİY) ve tedarikçi sistemleri (Tedarik Zinciri Yönetimi TZY) arasında entegrasyonu sağlayabilen çözümleri talep etmişler, bunun neticesinde Kurumsal Kaynak Planlaması sistemlerinin geliştirilmiş ve genişletilmiş versiyonu olan ve literatürde “KKP II” veya “genişletilmiş (extended) KKP” olarak adlandırılan uygulamalara doğru gelişme yaşanmıştır (Behesti, 2006:85).

13

Günümüzde gelinen noktada KKP sistemleri yazılımsal olarak, internet vasıtasıyla, bulut teknolojisi (cloud) adı verilen sistemler üzerinden kiralanabilir hale gelmiştir. Bu gelişme ile hizmet sağlayıcı, sistem ve donanım yönetiminin oldukça şeffaf olduğu bulut üzerinden donanım ve depolama kapasitesini kullanıcıların erişimine sunmaktadır. Bulut tabanlı teknoloji ile işletmeler internet üzerinden bir yazılım hizmet sağlayıcı firmanın sitesinde bulunan KKP sistemine erişim sağlayarak işlemlerini burada gerçekleştirmektedir. Güncellemeler, sunucu yönetimi, bakım ve yedekleme işlemleri ile ilgili yükümlülüklerinin yanı sıra sistemin güvenliği, kararlı ve kesintisiz çalışma sorumluluğu da bulut platformu sağlayıcısına aittir (Bjelland & Haddara, 2018:2).

2.3.1 Malzeme ihtiyaç planlaması

1960’lı yıllarda bilgi teknolojilerindeki mekanik sistemlerin gelişmesi ile birlikte işletmelerde kullanılan bilgi sistemlerine stok kontrolü paketleri eklenmiştir. Böylelikle, firmalar her şeyden çok fazla miktarda sipariş vermek yerine gereksinim duydukları malzemelerin tedarikini yapabilecekleri sistemlere geçiş yapmaya başlamışlardır. Geçmiş dönem satışlarından yola çıkarak gelecekteki malzeme ihtiyacının tespiti üzerine kurulu olan bu sistemlerin başarı oranı, talebin doğası gereği karmaşık olmasından dolayı ciddi manada olumsuz olarak etkilenmiştir (Hatipoğlu, 2010:17).

Bilgi sistem teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin ve stok kontrol sistemlerindeki başarısızlıkların, uzmanları yeni arayışlara sevk etmesi sonucu 1970’lerde Malzeme İhtiyaç Planlaması (MİP)= Material Requirements Planning (MRP), sistemleri geliştirilmiştir (Wieder ve diğ., 2006). Malzeme İhtiyaç Planlama sistemleri yardımıyla, işletmeler imalat planlamaları ile imal edilen her mal için gereksinim duyulan tedarik listesini kapsayan malzeme çizelgelerini oluşturabilecek seviyeye gelmişlerdir (Sumner, 2013:2).

2.3.2 Kapalı çevrim malzeme ihtiyaç planlaması

Malzeme İhtiyaç Planlama (MİP) sistemlerinin kapasite planlamasında yetersiz kalması ve kaba kapasitenin tespitinde işletmelere yeterince yardımcı olamayışı, uzmanları yeni gelişmelere zorlamıştır (Palaniswamy & Frank, 2000). Böylelikle, Malzeme İhtiyaç Planlama sistemlerine satış planlaması, müşteri sipariş sistemi ve kaba kapasite planlaması ilave edilerek (Somers & Nelson, 2003), Kapalı Çevrim Malzeme İhtiyaç Planlama Sistemleri adı verilen sistemler geliştirilmiştir (Palaniswamy & Frank, 2000).

14

MİP sistemlerinin gelişimiyle birlikte malzeme ve üretim ile ilgili bilgiler bilgisayara işlenebilir hale gelmiş olsa da, bu sistemlerin kapasite planlamasına duyarsız kalması işletmeleri, malzeme yönetimine ilaveten kapasite planlamasını da dikkate alan Kapalı Çevrim MİP sistemlerine yöneltmiştir. Bu sistemde, MİP kapasite ile kıyaslanıp mevcudun yetersiz olduğu şartlarda ana imalat listesine bu ihtiyaç geri bildirim ile bildirilmektedir ve böylelikle ana imalat gerekleri sürekli karşılanır durumda tutulmaktadır (Gray, 1986).

2.3.3 Üretim kaynakları planlaması

Piyasada hızla gelişen rekabet şartları ve uzman kullanıcıların nitelik kazanmaları neticesinde MİP sistemlerinin işlevselliği eklenen yeni özellikler ile artarak çok daha fonksiyonel hale gelmiştir. Böylelikle, 1980’lerde MİP malzeme planlama ve kontrol sistemleri neredeyse işletme kaynaklarının tamamına yakınını planlayabilir duruma gelmiştir. Sistemin ulaştığı bu yeni teknolojiye, literatürde Üretim Kaynakları Planlaması (ÜKP) veya Malzeme İhtiyaç Planlaması 2 (MİP2) adı verilmektedir (Duchessi, Schaninger, & Hobbs, 1989). Şekil 2.2’de ÜKP ile üretim planı görülmektedir.

Kaynak: Klaus ve diğ., 2000:6.

Bu yeni gelişme ile birlikte sistem; standart, mantıklı işlem ve testler ile üretim iş akış süreç bilgilerini sunarak, alt üretim bölümlerinden işletme yönetimine bilgi akışının gerçekleşmesine yardımcı olmuş, böylelikle bütünleşmeyi ve denetimi kolaylaştırmıştır (Kumar & Meade, 2002:454). ÜKP veya MİP2 ile satış ve imalatın planlanmasına ilave olarak, finans, muhasebe ve ihtiyaç yönetimini de içine alan bütünleşik bir örgüt sistemine doğru gidişin adımları atılmıştır (Somers & Nelson, 2003). Eleştirel anlamda sistemin zayıf yönü olarak, ÜKP sistemlerinin işlevsel

Tahminler Müşteri Sipariş Yönetimi Satın alma Öncelikli İhtiyaç Planlaması İhtiyaç Planlaması Kapasite Listeleme Kapasite Uyarlama Siparişi oluşturma

15

alanlarla iletişim de yetersiz kalmasından dolayı bu sistemler “otomasyon adaları” (Hwa Chung & Snyder, 2000:27) kavramıyla anılmışlardır (Akça, 2007:38).

1990’larda ÜKP sistemlerinin de ihtiyaçlara cevap verme konusunda yetersiz kalması sonucunda işletmenin üretimden pazarlamaya kadar tüm işlev ve bölümlerini entegre ederek bilgi akışını yönetmeye yardımcı olacak Kurumsal Kaynak Planlama (KKP) sistemleri geliştirilmiştir (Somers & Nelson, 2003).

Yönetim ve işlevsellik açısından değerlendirildiğinde, ÜKP veya MİP2 sistemleri için üst yönetime karar verme konusunda yardımcı olacak geri beslemeyi sunabilen, işlevsel boyutları gelişmiş sistemlerdir denebilir. Fakat gelişen ihtiyaçlar ile birlikte ÜKP sisteminin bu gereksinimlere cevap verme konusunda yetersiz kalması KKP sistemlerinin gelişmesine zemin hazırlamıştır.