• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: BĠR SĠSTEM OLARAK ÇEVĠRĠBĠLĠM VE ÇEVĠRĠ

2.4. Çiçero‟nun Çeviri Yöntemiyle BaĢlayan ĠĢlevsel Çeviri AnlayıĢının GeliĢimi

2.4.2. Eylem Kuramı

ĠĢbirliği boyutu, Holz-Maenttaeri‟nin kuramının96 çeviribilime kazandırdığı yeni bir

kuramsal anlayıĢı temsil eder. Çeviri süreci bir iĢbirliği süreci olarak iĢler. Maenttaeri‟nin kuramında öne çıkan iĢbirliği kavramı, çeviri sürecinin eylemsel temellerindendir. Holz-Maenttaeri‟nin çeviriye toplumsal bakıĢı, çeviribilim kuramının temellerinden biri olarak bu bölüme yansır. ĠĢbirliği, Holz-Maenttaeri‟nin çeviribilime kazandırdığı bir kavramdır. ĠĢbirliği gereksinimini Vermeer, kültürel açıdan Ģöyle açıklar:

“KültürleĢmiĢ ve toplumsallaĢmıĢ insan, diğer insanlarla iliĢki içindedir. Bu durumda insan, kendini diğer insanlara göre ayarlamak zorundadır (...) Çevirmen kültürler arası iletiĢim için baĢkasının, yani iĢ birliğine istek duyan birinin görevlendireceği bir

uzmandır. Çeviri üzerine bu bağlamda konuĢulmalıdır”.97

Vermeer, eylem kuramı bölümünde Maenttaeri‟den alıntılarla ilerler. Holz-Maenttaeri‟nin kullandığı Lasswell-Formel yöntemini ve Mentrup‟un zincirleme sorularını (kim, nerede, ne zaman, neyi, niçin, hangi amaçla yapıyor) eylem kuramında detaylı olarak ele alır. Vermeer‟e göre, çeviriyi kendi bütünlüğünde sorgulamak isteyen kiĢi, Mentrup‟un soru soru zincirini çok yönlü uygulamalıdır. Mentrup‟un soru zincirinin uygulanacağı alanlar Ģunlardır:

(1) Çeviriye gereksinim duyanlara uygulanır; kim, nerede ve ne zaman, ne amaçla, neye hangi Ģekilde gereksinim duyuyor.

(2) Bir çeviriyi üreten çevirmene uygulanır; kim, nerede, nasıl, niçin, neyi, ne ile hangi araçlarla hangi Ģekilde çeviriyor.

(3) Bir metnin kendisine uygulanır; ne, nerede, kime, ne zaman, ne için hangi Ģekilde

kullanılıyor.98

96 Holz-Maenttaeri, 1984 aktaran: Tosun, s.101.

97 Holz- Maenttaeri, Vermeer, 1986: 196 aktaran: Tosun, s.101.

Vermeer, eylem oluĢumunda gerçeklik ve kurmacayı ayıramayacağımızı belirtir. Çünkü gerçek ve gerçek olmayan arasındaki birlik, her birey için farklıdır. Farklı insanların kendine özgü dünya görüĢleri, sistemsel olarak birbiriyle iliĢkilidir:

“Bu yüzden birbirimizle konuĢabiliyoruz. Fakat bağlantılar nesneyi oldukça karmaĢıklaĢtırırlar. Bir dünya kesiti kendi içinde yapılanmıĢtır. Yöntemsel olarak tek tek bütünler (çözümleme amaç ve hedefine göre) parça birimler olarak ortaya konabilirler.

Örn. Ben, sen, o; benim kahvaltım, senin kahvaltın gibi. Böyle birimlerin eğitimi, her

kültürde farklı farklıdır. Kültüre özgüdür”.99

Vermeer, Holz-Maenttaeri‟nin (1984) kuramında önemli yer tutan durum bağlamının durağanlığı ve devingenliğini Holz-Maenttaeri‟yle aynı Ģekilde değerlendirir:

“Bir gözlemci için varolan bir zaman diliminde, konumların bütünü “durum” olarak adlandırılır. Bir durum esnasında önemli bir değiĢim olmaz. Vermeer olayları, bir

konumun durağan bir durumdan devingen bir duruma dönüĢümü olarak adlandırır”.100

Vermeer, çeviri eyleminde bireyselliğin önem kazanmasının, durumların özneyle bağlantılı oluĢlarından ileri gelmekte olduğunu savunur. Çevirilerin yapıldığı koĢullar ve çevirinin iĢleyiĢi ve bununla birlikte çeviri ürünleri bireyseldirler. Yani kaynak- ve erek koĢulları her çevirmen için farklı farklıdır. Vermeer‟e göre bir çeviri kuramı, bireyüstü ortak özellikleri yansıtan veriler sunmalıdır:

“Bir gözlemci durumun tüm konumunu saptayamaz. Durumlar çok karmaĢıktır. Bu karmaĢıklık, bir gözlemci için bir durumun tüm konumunun tam belirlenmesini engeller. Bilimsel çözümleme, önemli konumları ortaya çıkarır ve onları modelsel olarak çözümler. Bu tür modeller, çözümleme amacına göre birbirlerinden ayrılırlar. Çeviri için bu Ģu anlama gelir; kaynak- ve erekmetin iliĢkisi için koĢullar ve çeviri süreci, matematiksel ve tam olarak ifade edilebilir ve indirgenebilir değildirler. Bir

99 Vermeer, 1986: 203 aktaran: Tosun, s.102.

çeviri kuramı model oluĢumlarıyla bağlantılıdır. Bundan dolayı tüm kuramsal

açıklamalar yalnızca az ya da çok doğru (ya da doğru değil) görecelidirler”.101

Vermeer bir olayın dıĢ ve iç koĢullarından söz eder. DıĢ koĢullar olayı dıĢtan etkileyen etkenlerdir. Ġç koĢullar; yani, direkt olarak gözlemlenemeyen koĢullardır. Ġç koĢullar, olayların amaç gerçekleĢtirme yönüdürler.

Bu anlamda çeviri eylemi, oluĢumu dıĢ koĢullarla gözlenen, fakat iç koĢullarla gerçekleĢtirilen bir eylemdir.

“Her eylem amaca ve hedefe yöneliktir”.102

Vermeer, niyet altında, bir eylemin varsayılan amaç ve hedefe yönelik oluĢunu anlar. Burada Vermeer için, bir eylemin gerçekte amaç ve hedefe yönelik oluĢu ya da hangi amaç ve hedefe yönelik olduğu önemli değildir, aksine önemli olan, bir eylemin amaca yönelik yorumlanıp yorumlanmayacağıdır. Ġlgili eyleme, eylemde bulunanın, eylemin ilgilendirdiği kiĢinin ya da eylemi gözlemleyenin bir amaç ve hedef yükleyip yüklemediği önemlidir, her eylem partneri koĢullara göre baĢka bir niyete sahip olabilir. “Sager eylemi, bir insan bireyinin niyete (hedefe, amaca) yönelik ya da iĢlevsel olarak anlamlandırılabilen aktivitesi olarak tanımlar. Sagere göre bir eylem, eylemde bulunan tarafından amaca yönelik gerçekleĢtirilirse, yaĢanırsa ya da meĢrulaĢtırılırsa ve bir gözlemci tarafından bu Ģekilde çözümlenirse, amaca yöneliktir. Amaca yönelik olma burada, değerlendirici değil, amaca ve hedefe yönelikliği, karar verme koĢullarını

belirtir”.103 Vermeer‟in çeviriyi amaca ve hedefe yönelik eylem olarak görmesi,

Maenttaeri‟nin çeviri tanımına tıpatıp uymaktadır. Bu Ģekilde Vermeer ve Maenttaeri‟nin ortak paydaları olarak nitelendirebileceğimiz eylem, amaç ve iĢlev bir önceki tanımla belirginleĢir. Gösterge ve kültür kuramı ortak paydalarını da kattığımızda, en önemli ve üst ortak payda “Eylem”, “amaç” ve “iĢlev” olarak saptanır.

101 Vermeer, 1986: 207-208 aktaran: Tosun, s.103.

102 Vermeer, 1986: 220 aktaran: Tosun, s.103.

Vermeer‟in eylem kuramıyla ilgili alıntıları ve tanımlamalarında Holz- Maenttaeri‟den etkilendiğini söyleyebiliriz. Holz-Maenttaeri‟nin 1984 yılında yayınladığı kuramı, bu eserden iki yıl önce yayınlanmıĢtır.