• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: BĠR SĠSTEM OLARAK ÇEVĠRĠBĠLĠM VE ÇEVĠRĠ

2.4. Çiçero‟nun Çeviri Yöntemiyle BaĢlayan ĠĢlevsel Çeviri AnlayıĢının GeliĢimi

2.4.5. Holmes‟un Alan Kuramı

1980‟li yıllarda çeviribilimin sadece dilbilimin bir parçası olarak kabul görülmemesine, tam tersi bir baĢka disipline bağımlı kalmaksızın, baĢlı baĢına bir bilim dalı olmasına yönelik gereksinim ortaya çıkmıĢtır. BaĢlangıçta çeviribilim, “eĢsüremli ve betimleyici

dil karĢılaĢtırmasının yeni bir dil disiplini” olarak ifade edilmiĢti113. Ancak, çeviribilim

ve onun inceleme alanlarıyla ilgili görüĢü ilk gündeme getiren James Holmes, önceleri fikirlerini yazın çevirisi alanında uygulamaya geçirmiĢ ve farklı araĢtırma alanlarına sahip olan bir çeviribilim vizyonu ortaya çıkarmıĢtır. Holmes, çok yönlü tek tek araĢtırma alanlarını bir dizgeye yerleĢtirme denemesini yaparken çeviri araĢtırmasını,

gözlem verilerinden çıkarımlar yapan deneysel bir bilim olarak kabul etmiĢtir114.

Holmes, Kopenhag 1972‟de Uygulamalı Dilbilim kongresinde sunduğu bildirisinde; “çevirinin bir bilim dalı olarak kabul görmesinin temelinde diğer disiplinlerin izinden gitmesinin var olduğunu öne sürmüĢtür. Buna göre, çeviribilimin de diğer bilim dalları gibi uygulama ve kuramsal olarak iki inceleme alanı bulunduğunu var sayarak, bu disiplinin de ancak bu iki alan arasındaki sürekli iletiĢim aracılığıyla geliĢebileceği”

fikrini savunmuĢtur115. Bir baĢka ifadeyle, bilim dalının sadece uygulama alanıyla sınırlı

kalması, mikro düzeyde sorunları ele alınıp tartıĢılmasına yol açacağından, bilim dalının akademik varlığının kanıtı kuramsal tabanı zayıf kalacak ve çeviri konusu, geçmiĢte olduğu gibi etkinlikten öteye geçemeyecektir. Buna göre, Holmes çeviribilimin inceleme alanlarını Ģu Ģekilde belirlemiĢtir (ġekil, 1):

112 Vermeer, 1986: 323 aktaran: Tosun, s.107.

113 Wolfram Wills, Übersetzungswissenschaft, Probleme und Methoden, Stuttgart: Klett, 1977, s.9.

114 Stolze, s.188.

ġekil 7: Holmes Kuramı

Kaynak: Yazıcı, 2005: 18‟den uyarlanmıĢtır.

“ġekilden de anlaĢılacağı üzere, kuramsal alan Holmes‟un kuram ve betimleyici alan olarak ikiye ayırdıktan sonra kuram alanındaki araĢtırmaları da genel ve kısmi olarak ikiye ayırdığı görülür. Genel olarak kuramsal araĢtırma, hipotez, aksiyon, çeviribilim kavram ve kuramlarının soyut olarak irdelenerek onların daha açımlanması ve ilgili konulardaki olasılıkların daha da zenginleĢtirilmesi anlamına gelirken, “Kısmi araĢtırma” Ģekilde inceleme alanlarında sıralandığı gibi “gözleme dayalı” araĢtırmayı gerektirir. Betimleyici alan ise, kısmi alanda yapılan araĢtırmaların temelini oluĢturur. Örneğin; “zaman sınırlı” kısmı bir araĢtırmada belirli bir zaman aralığında çıkan çeviri ürünler üzerinde (ürün odaklı) betimleme yapmak kaçınılmazdır. Yine aynı Ģekilde “Çeviri aracı bağımlı” araĢtırma da, bilgisayar programının ve bilgisayarda yapılan çevirinin incelenmesi, hem ürün, hem de süreç odaklı betimlemeyi gerektirir. Öte yandan, çevirilerin alıcı kültür üzerindeki etkisinin incelenmesi anlamına gelen iĢlevsel amaçlı betimleme, dil ya da kültür bağımlı kısmı araĢtırmada kullanılabilir.

Bu bağlamda, çevirileri ürün, süreç ve erek kültürdeki iĢlev olarak araĢtıran betimleyici alana özel bir önem verilmektedir. Betimleyici kuramın temelleri aĢağıda görüldüğü

gibi sıralanabilir”116; 116 Holmes, s.95. Genel Araştırma Kavramsal ve kuramsal çalıĢmalar. Soyut kavramları yeniden yorumlayıp, açımlayarak özel alanla ilgili soyut düĢünce yeteneğinin geliĢmesini hedefler.

Kısmi Araştırma

- Çeviri aracı bağımlı (bilgisayarlı çeviri-çevirmen elinden) - Dil-kültür bağımlı

- Dilbilgisi bağımlı (sözcük, tümce, metin düzeyinde)

- Metin türü/söylem türü bağımlı inceleme

- Zaman sınırlı inceleme

- Çeviri sorunu bağımlı (eĢdeğerlik, eğretileme gibi) Betimleyici Alan - Ürün - Süreç - Ürün+süreç KURAMSAL ALAN

 Çeviri süreci kuramı; yani bir bir kiĢinin bir Ģeyi çevirmek istemesi durumunda neleri gerçekleĢtireceğine iliĢkin karar verme süreci kuramı,

 Çeviri ürünü kuramı; var olan çevirilerin betimlenmesidir. Yani çevrilmiĢ olan metni, metin olarak karakterize eden unsurlara iliĢkin kuram,

 Çeviri iĢlevi kuramı, yani çevirinin alımlayıcı kültürde nasıl bir etki bıraktığıdır. Belli bir dönemde hangi metinlerin çevrildiği / çevrilmediği ve çevrilen metinlerin yarattığı etki bu alt alandaki çalıĢmaların ana konusudur.

Burada ilgili alanların kendi aralarındaki iliĢkiler de söz konusudur. Böylece bir çevirinin bir erek kültür dizgesi içinde (iĢlev) amaçlanan konumunun, onun uygun yüzey yapısı gerçekleĢimini (ürün) belirlediği ve bunun da çeviri stratejilerine (süreç) hükmettiği kabul edilmektedir.

Betimleyici araĢtırmalar elbette salt kuramsal yaklaĢımları da etkileyebilir ve tam ters yönde bir etkileĢim de gerçekleĢebilir. Evrimsel süreçler olarak çevirmen davranıĢının düzenliliklerinin saptanması, araç, sıra, metin tipi, zaman, sorun gibi alanlarla sınırlı olan kısmi kuramlardan yavaĢ yavaĢ genel bir çeviri kuramına doğru bir geçiĢe neden

olabilir117. Ayrıca kuramsal sorunsallar yardımıyla, betimleyici tanımlamaya yeni görev

alanları da yaratılmaktadır.

“Salt kuram, soyut ve betimleyici biçimiyle, çevirmen eğitimi, çeviri eleĢtirisi ve çevirinin pratik yardımcı araçları gibi uygulamalı alanlara etki etmektedir. Ancak bu çalıĢma alanları daima dilbilimin özel etkilerine ve baĢka bir bakıĢ açısından ortaya konulan sorunsallara da tabidir. Tekil görünümlerin bakıĢ açılarının kuramsal patlaması ve bunların çeĢitli düzlemlerde birbirine, çeviri araĢtırmasına iliĢkin olanakların daha geniĢ bir yelpazesini oluĢturacak biçimde karıĢması, disiplinin daha net bir Ģekilde yapılanmasını sağlamaktadır. Bu Ģekilde tekil araĢtırma yaklaĢımları bilim kuramsal olarak tam konumlanabilir. Böylece deneysel yaklaĢım, olaylara daha karmaĢık bir

açıdan bakılmasına iliĢkin bir taleptir.”118

Çevirinin bilimsel olarak irdelenmeye baĢladığı 1960‟lı yıllardan itibaren 70‟li yıllara kadar daha çok kaynak odaklı yaklaĢımların ön planda olduğunu görebiliyoruz. Ancak

117 Holmes, s.74-77.

James Holmes‟un 1972 yılında geliĢtirmiĢ olduğu Alan Kuramı çeviribilimin baĢlangıç noktası olarak kabul görmesi ve bu nedenle de bir dönüm noktası olması itibariyle çeviri tarihinde önemli bir yer tutar.

Alan Kuramı‟nın çeviribilim adına bilimsel bir baĢlangıç noktası olması kendisinden

sonraki kuramsal çalıĢmalarda da temel olarak alınmasını sağlamıĢtır. Holmes‟un Alan Kuramı‟nı temel alarak yapılan sonraki çeviri yaklaĢımları kaynak odaklı çeviri yaklaĢımlarından birçok noktada farklılık göstermektedir. Alan Kuramı ile birlikte sadece kaynak metne odaklanmak yerine erek metni temel alma anlayıĢı benimsenmiĢ görünmektedir. Çeviride o zamana kadar geçerli olan yaklaĢımlardan tamamen farklı ve yeni olan, “erek-odaklı” bir çeviri yaklaĢımı benimsenmesi ile birlikte artık kaynak kültür, erek kültüre göre ikincil bir önem kazanmıĢtır ve kaynak odaklı yaklaĢımlar yerini erek-odaklı yaklaĢımlara bırakmıĢlardır. Itamar Even Zohar‟ın Çoğuldizge kuramı (1978), Hans Vermeer ile Katharina Reiss‟in Skopos kuramı (1984) Gideon Toury‟nin (1980) erek metin odaklı betimleyici çeviri yaklaĢımı bu dönüĢüme bir örnek olarak verilebilir.