• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: BĠR SĠSTEM OLARAK ÇEVĠRĠBĠLĠM VE ÇEVĠRĠ

2.4. Çiçero‟nun Çeviri Yöntemiyle BaĢlayan ĠĢlevsel Çeviri AnlayıĢının GeliĢimi

2.4.8. Çeviri EleĢtirisi Kuramları

2.4.8.12. Faruk Yücel

Faruk Yücel beĢ aĢamalı bir çeviri eleĢtirisi modeli önermektedir:

1. Metin odaklı çözümlemeyi kapsayan birinci aĢamada, eleĢtirmenin öncelikle kaynak metnin makro ve mikro yapısını çözümleyerek metni biçimsel ve içeriksel açıdan irdelemesi gerekmektedir. Kaynak metnin türüne, geleneğine ve

202 Wilss, 1981: 273 aktaran: Muharrem Tosun, Çeviri EleĢtirisi Kuramı, Ġstanbul: Aylak Adam, 2013,

yapısına iliĢkin sorunsallarla birlikte metinde geçen bütün dilsel ve dilbilmisel yapıları gözden geçirilmelidir.

2. Birinci aĢamaya göre daha soyut ve bütüncül bir nitelik taĢıyan ikinci aĢamada, metinde doğrudan dile getirilmeyen ancak metnin anlamını etkileyen kültürel, toplumsal, bireysel ve tarihsel etmenler ortaya konmalıdır. Okurun genel kültür düzeyine olduğu kadar ön bilgisine de yönelik olan bu tür etmenler, yazarın metinde doğrudan ya da dolaylı olarak yaptığı göndermeleri içermektedir. Bu

göndermelerin yoğunluğu metnin türüne ve konusuna göre değiĢebilmektedir.203

3. Çeviri eleĢtirmeni bir metin yerine iki metinle karĢı karĢıya olması nedeniyle daha karmaĢık bir çözümleme sürecine girmektedir. Bu aĢamada çeviri eleĢtirmeni, öncelikle çeviri metnini, kaynak metinde uyguladığı aĢamaları izleyerek, çözümlemektedir. Ardından metinlerin hangi oranda ve nasıl örtüĢtüğünü ortaya koymalıdır. Burada önemli olan, metinler arasındaki dilsel ve dil dıĢı sapmaları belirlemektir. Çevirideki sapmaların, dilsel göstergelerden mi, yoksa çevirmenin metin dıĢı verileri tam olarak yorumlayamadğından dolayı ortaya çıkan bilgi eksikliğinden mi kaynaklandığı irdelenmelidir.

4. Dördüncü aĢamada ise, çevirmenin çevirideki amacı ve niyeti sorgulanmalıdır. Üçüncü aĢamada belirtilen sapmaların hangi nedenlere bağlı olarak gerçekleĢtiği bu aĢamada ortaya çıkmaktadır. Çünkü çevirmen, ideolojik, kültürel neden ve farklılıklar yüzünden bilinçli olarak çeviride bazı sapmalara baĢvurmuĢ olabilir. 5. EleĢtiri modelinin son aĢamasında, eleĢtirmen, kaynak metnin varlığını dikkate

almadan, baĢka bir söyleyiĢle, çeviriyi özgün dilde yazılmıĢ bir metin gibi okuyarak, çevirinin erek dil okurunda nasıl bir tepki yaratmıĢ olabileceğini

ortaya koyabilir.204

Çeviri eleĢtirisinin kime seslendiği, eleĢtirinin kim tarafından yapıldığı, nerede yayımlandığı kadar, hangi amaçla yapıldığı da çeviri eleĢtirisinin niteliğini/içeriğini

belirleyen önemli bir etmendir.205

203 Yücel, 2007: 54 aktaran: Muharrem Tosun, Çeviri EleĢtirisi Kuramı, Ġstanbul: Aylak Adam, 2013,

s.203

204 Yücel, 2007: 55 aktaran: Muharrem Tosun, Çeviri EleĢtirisi Kuramı, Ġstanbul: Aylak Adam, 2013,

s.203

205 Yücel, 2007: 56 aktaran: Muharrem Tosun, Çeviri EleĢtirisi Kuramı, Ġstanbul: Aylak Adam, 2013,

Yücel‟in modeline getireceğimiz ilk eleĢtiri, eleĢtirmenin kaynak metin ve onun dilsel ve dildıĢı özelliklerini araĢtırarak baĢlamasının eleĢtiri süreci için doğru bir eleĢtirel yaklaĢım olmayacağıdır. Çeviri süreciyle eleĢtiri süreci aynı süreç değil, birbirinin tersi süreçlerdir. Çevirmen çevirisine ne kadar kaynak metinden baĢlamalıysa, eleĢtirmen de eleĢtirisine bir o kadar erek metinden baĢlamalıdır. Çevirmenin çıkıĢ noktası kaynak metinken, eleĢtirmenin çıkıĢ noktası erek metindir. Kaynak metnin çözümlenmesinden yola çıkan bir yöntem, ancak bir çevirmenin çeviri amaçlı metin çözümlemesi (ÇAMÇ) için, makro strateji geliĢtirme amacıyla uyguladığı bir yöntem olabilir. EleĢtirmenin kaynak metni özellikle eleĢtirinin baĢlangında bir bütün olarak inceleyerek, derinlemesine çözümlemesi, bir eleĢtiri süreci değil bir çeviri yöntemidir. Kaynak metnin detaylı bir inceleme ve çözümlemesini yapabilecek bir eleĢtirmen, bu kadar uzun bir emek sonucunda eleĢtirme yerine çeviri yapmayı tercih edecektir. EleĢtiri sürecinde eleĢtirmen tarafından kaynak metnin bir kısmının incelenmesi ve çözümlenmesi, eleĢtirmenin çeviride saptadığı sorunlardan kaynaklanmalıdır. Esasen bir eleĢtirmen, bir metnin kaynak dilini iyi bilemeyebilir de. EleĢtirmen kaynak dili iyi bilse ve kaynak metni iyi çözümleyebilse bile eleĢtirmenin kaynak metni böyle detaylı okuyup çözümlemesinin çeviri eleĢtirisi için anlamı nedir? EleĢtirmen kaynak metni okuyup incelediğinde çevirmenden, kendi anladığını yansıtmıĢ olmasını bekleyecektir, her bir okurun bir metni farklı anlaması dolayısıyla bu zaten mümkün değildir. Ġster yorumbilimsel ilke olarak olsun, ister Derrida‟cı mantıkla olsun eleĢtirmenin anladığı çevirmenin anladığıyla birebir örtüĢemez. O zaman eleĢtirmen kendi anladığını çeviride bulamayınca çevirideki her bir farklılığı hata olarak değerlendirecektir. Zaten bir kaynak metinle baĢlayan çeviri eleĢtirisinde dilsel bir eleĢtiriye dönme tehlikesi her zaman yüksektir. Kaynak metnin göndergeleri, kültürel bireysel vd. öğelerinin anlaĢılıp, eĢdeğerlerinin araĢtırılması eleĢtirmenin değil, çevirmenin iĢidir. Çeviri sürecinde kaynak metinden bakarak, bir “sapma” ya da “sapmama” Ģeklinde bir eleĢtiri yapılamaz. Çeviri sürecinde sapmalardan söz etmek, dilbilimsel bir bakıĢ açısının sonucudur. Çeviriler “sapmadan” yapılamazlar. Çevirmenin görevi çeviride gerekli sapmaları yapabilmesidir ve bunun adı da yorumdur. EleĢtirmenin görevini, “sapmaları saptamak” olarak gördüğümüzde, yine IĢın Bengi-Öner‟in sözünü ettiği “hata avcılığı” na dönmek zorunda kalırız. Metnin “sapmalarını saptamak”, metni bütün olarak değil, tek tek sözcük ve cümlelerle değerlendirmemek anlamına gelir. Oysa eleĢtirmen bir metni bir

okur gibi bütünsel olarak görmelidir. Esasen çeviriyle bir okur gözüyle hesaplaĢmak sadece çevirmen için değil, çeviri eleĢtirmeni için de geçerlidir.

Çeviri eleĢtirmeni kaynak metnin eleĢtirmeni değil, erek metnin eleĢtirmenidir. Çevini eleĢtirmeninin görevi, bir kaynak metnin yapılmamıĢ çevirilerinin olası çevirileriyle ilgili görüĢ belirtmek değil, bitmiĢ çevirileri, çeviri olarak eleĢtirmektir.

Kaynak metinden bakarak, çeviriyi eleĢtirme, çeviri eğitimi için söz konusu olabilir, çünkü çeviri dersinde öğrencinin yaptığı çeviri hocası tarafından böyle bir yöntemle değerlendirilip eleĢtirilebilir. Fakat çeviri eleĢtirisinde söz konusu olan “uzman çevirmen” ise, kaynak metnin mikro ve makro incelemesi, çevirmenin sapmalarının saptanması ve eleĢtirmenin çevirmen gibi herĢeyi yapması, ikinci bir çeviri faaliyeti anlamına gelir. EleĢtirmenlik metni bir kere daha çevirmek veya iyi çevirinin nasıl olacağını göstermek değildir. Çeviri eleĢtirmeni ne çevirmen olmak, ne de iyi bir çeviri yapmak zorundadır.

Yücel‟in modeline göre eleĢtirmen bir çeviri eylemi gerçekleĢtirmektedir. Oysa eleĢtirmenler genelde, çeviri uzmanı olmaktan çok, ilgili metnin uzmanlarıdır ve uzmanlık alanları çeviri değildir. EleĢtirmen çevrilen metin konusunda, metni okumadan önce, bir uzman olarak çok fazla bilgiye sahip değilsi o metnin eleĢtirmeni olamaz. Çeviri eleĢtirisinde yanlıĢ anlaĢılan konu, çeviri eleĢtirmenlerinin çeviri alanından geldikleri ve çevirmen olduklarıdır. Çeviri eleĢtirmenleri çevirileri eleĢtirirken, ilgili metnin okuru ya da çevirmeni gibi metni okusa da, baĢka bir çevirmenin kaynak metni yeniden ele alması Ģeklinde bir görevi yoktur. Çeviri eleĢtirmeni, çevirinin ikinci çevirmeni değil, çeviri metnin kalitesini kaynak metinden bağımsız olarak değerlendirebilecek kadar birikimi olan bir uzmandır. Çevirileri bir uzmanlık alanında yazılmıĢ metinler olarak alan uzmanlarının eleĢtirmesiyle, bir uzmanlık alanında yazılmıĢ metinleri çeviri olarak salt dilsel açıdan çevirmenlerin

incelemesi çok farklı bir eleĢtirel bakıĢ gerektirir.206