• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ARKA PLAN

2.2. Çağdaş Kuramlar

2.2.2. Krugman Fujita

Öncülüğünü Krugman’ın yaptığı ve daha sonra ekonomistler ve coğrafyacılar tarafından kabul gören yeni ekonomik coğrafya kavramı, kent kademelenmesi, kent optimal büyüklüğü ve kent türü ile ilgili teoriyi de kapsamaktadır.

Krugman’ın ortaya koyduğu model Fujita tarafından da desteklenmiştir.

Krugman (1996), ortaya koyduğu modelin amacını şu şekilde açıklamaktadır: “Bu modelin amacı dinamik bir süreç içerisinde kent kademelenmesinin nasıl gerçekleştiğini göstermektir. Christaller ve Lösch’ün ortaya koydukları yaklaşımlar kenti durağan bir yapıda ele almakta ve bu yaklaşımlar gerçekte dinamik olan kentler için eksik kalmaktadır”. Ayrıca neo klasik modellerdeki mikroekonomi bakış açısı eksikliği, Henderson modelinde olduğu gibi bu yaklaşımda da giderilmeye çalışılmıştır.

Ortaya konulan modelde ilk aşamada kentin nasıl oluştuğu ve daha sonra kentin nasıl değişerek kademelenmeyi oluşturduğu açıklanmaktadır. Yaklaşımın, kentin oluşumu ile ilgili bölümü Henderson modeli, kademelenmenin oluşumu ile ilgili bölüm ise Christaller ve Lösch modeli ile paralellik göstermektedir.

Modelin varsayımları ise şöyledir (Krugman, 1994), (Fujita ve diğ. 1998), (Krugman, 1996), (Fujita ve Krugman, 2004);

Yeryüzü sınırsız ve düzdür

Kent dar ve uzun bir makroforma sahiptir (çizgi şeklinde) Kent, merkez ve çeper şeklinde bir yapıya sahiptir

Kent tek merkezli bir yapıya sahiptir

Kentin merkezinde üretim firmaları ve çevresinde tarım alanları bulunur Kentin ilk oluşumunda iki temel çalışan grup vardır; çiftçi ve merkezde çalışan işçi

32

Tüm çalışanların gelirleri aynıdır İşgücü homojen dağılmıştır Nüfus doğal olarak artmaktadır Nüfus yoğunluğu aynıdır

Elde edilen gelir aynı kentte harcanır

Firmalar kârını maksimize etme amacındadır Uzaklık arttıkça ürünlerin ulaşım masrafı artar

Modelde, Krugman kenti düz bir aks üzerinde düşünmekte ve kentin izole bir yapıda olduğundan bahsetmektedir. Kentin düz aks üzerinde olması, kentin iki doğrultuda büyüyeceğini göstermektedir, kentin izole olması ise kazanılan ücretin yine kent içinde harcanacağını ve kentin tarım alanlarında üretilen tarımsal ürün kentte tüketildiğini belirtmektedir (Fujita ve diğ. 1998).

Krugman, kent oluşumunu açıklarken kentin tamamen bir tarım alanı üzerinde kurulduğunu varsayar. Bu tarım alanlarından elde edilen ürünlerin işlenmesi için ise firmaların kentte yer seçtiğini belirtir ve firmalar, homojen olan tarım alanından en fazla yararlanabilmesi ve dolayısıyla kârını maksimize etmesi için merkezde yer seçer18

. Bu durumda firmalar ölçek ekonomileri kapsamında kentin en ideal noktasında yığılırlar ve kent tek merkezli (monocentric) bir yapı kazanır (Fujita ve diğ. 1998).

Krugman, kentin ilk oluşumunda ortaya çıkan bu firmalara “seviye 1” demektedir. Seviye 1’deki firmalar en küçük kente hizmet etmektedir. Kent büyüdükçe firma seviyeleri farklılaşmaktadır

Firmaların harcamaları, ürünü üretme ve üretilen ürünü ulaştırma masrafıdır. Kentte bulunan firmaların tümü aynı maliyete bir birim ürün üretmektedir, bu nedenle firmalar için maliyet farkını oluşturan temel etken uzaklık olmaktadır (Krugman, 1996).

18 Krugman bu görüşünde VonThünen’in 1826 yılında yaptığı “Der Isolierte Staat in Beziehungauf

Landtschaftund Nationalökonomie” ( “vonThünen’s Isolated State”- İngilizce çeviri, Wartenberg C.M.,1996) çalışmasından yararlanmıştır. Thünen bu çalışmasında kentin tarım alanı üzerinde kurulu merkez ve çeper alanlarını kapsayan bir yapı olduğunu belirtmiştir.

33

Krugman, ulaşım masrafını “icebergs”19

modeli ile açıklar. Bu modele göre herhangi bir ulaşım masrafı yoktur ancak gönderilen ürün miktarı her bir birim uzaklıkta, bir birim azalmaktadır- erimektedir. Bu varsayım ile ulaşım masrafı modele dâhil edilmeyerek, model basitleştirilmiştir (Fujita ve Krugman, 2004).

Bu varsayım ile firmalar ne kadar uzağa ürün gönderirlerse kârları o derece azalır, bu nedenle firmaların yer seçim kararları önemlidir.

Firmanın büyümesi/ firma sayısının artması çalışan sayısını arttırır ve kent büyür. Bu büyüme, firma tarafından belirli bir noktaya kadar istenen bir durumdur. Henderson modelinde olduğu bu büyümenin kritik noktaları bulunmaktadır. Henderson modelinde, kentte yaşayan insanların refah seviyesi kritik bir nokta iken Krugman modelinde firmanın en yüksek kâr oranı kritik seviyedir. Kent bu kritik seviyeyi aştığında firma kârı azalacaktır (Fujita ve diğ. 1998), (Henderson, 1974).

Şekil 2.11: Krugman kent modeli20

Şekil 2.11’de görüldüğü gibi A ve B noktaları merkezde bulunan firmaların kritik sınırını oluşturmaktadır.

Kentin firmalar için kritik sınıra ulaşması sonucunda yeni merkezlerin ortaya çıkması söz konusudur. Nitekim kentin kritik sınırı aşması merkezde bulunan firmanın kârını azaltacaktır, bu durumda merkezde bulunan firma (seviye 1) daha kârlı gördüğü farklı bir noktada yeni bir üretim tesisi kurmayı hedefler (veya yeni bir girişimci farklı bir noktaya üretim tesis kurar) ve kendisi ile paralel yapıda olan yeni bir üretim tesisini (seviye 1) kentin uç noktalarına (A ve B) kurar (Fujita ve diğ. 1998). Bu süreç bu şekilde devam eder. Bu yapı Krugman modelinin ilk bölümü olan kentin büyümesini açıklamaktadır.

19 Bu model 1952 yılında Paul Samuelson tarafından ortaya konulmuştur 20 Krugman, 1996 verisinden oluşturulmuştur

34

Krugman modelinin ikinci bölümünde ise merkezlerin kademelenmesi söz konusudur. İlk kentin ortaya çıkışı ve büyümesi sürecinde seviye 1 firmalar, dolayısıyla birinci kademe merkezler etkilidir. Bu merkezler süreç içerisinde değişip gelişerek seviye 2 firmalara dönüşmekte ve dolayısıyla yer aldıkları merkezleri ikinci kademe merkeze dönüştürmektedir (Fujita ve diğ. 1998).

Merkezlerin kademelerinin yükselmesinde mikro ekonomik faktör olarak firma kararları etkilidir. Kent büyüdükçe yeni birinci kademe merkezler ortaya çıkmaktadır. Bu süreç devam ederken, firma daha kârlı olduğunu gördüğünde kendi yapısını seviye 2 firmaya dönüştürür ve içerisinde bulunduğu birinci kademe merkezi ikinci kademe merkez yapar. İkinci kademe merkez, Christaller modelinde olduğu gibi, hem birinci kademe merkezin sunduğu hizmeti sunmakta hem de yeni hizmetler sunmaktadır, bu nedenle etki alanı daha geniştir ve etkisi altında birden fazla birinci derece merkez barındırır. İkinci kademe merkezlerden bazıları da süreç içerisinde üçüncü kademe merkezlere dönüşmekte ve süreç bu şekilde devam ederek merkezler arasında kademelenmeyi oluşturmaktadır (Fujita ve diğ. 1998).