• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ARKA PLAN

2.2. Çağdaş Kuramlar

2.2.1. Henderson

Henderson, 1974 yılında “The Sizes and Types of Cities” ismi ile yayınladığı çalışmasında kent kademelenmesi ile ilgili teorisini ortaya koymuştur. Bu çalışmasında özellikle kent türlerine ve büyüklüklerine yönelik değerlendirmelerde bulunmuştur.

Henderson, kent büyüklüğü ile kentte yaşayan halkın refahı arasında bir ilişkinin varlığından bahseder. Bu ilişki çerçevesinde kentlerin ideal (optimal) büyüklüğe ulaşacaklarını belirtir. Henderson’a göre her insanın refah seviyesi16

aynıdır ancak bu refah seviyesini etkileyen kent büyüklüğü, kentte bulunan firmaların üretim türüne göre değişiklik göstermektedir (Krugman, 1996).

Henderson çalışmasına neo klasik yaklaşımın eksik yönü olan mikro ekonomik bakış açısı ile yaklaşmıştır ve ekonominin/ pazar güçlerinin kenti nasıl şekillendirdiklerini, kent büyüklüğünü nasıl etkilediklerini sorgulamıştır. Bu sorgulama sonucunda kentteki üretim ve tüketimin optimal kent büyüklüğünü ortaya koyduğunu savunmaktadır (Henderson, 1974).

16Henderson refah seviyesini, insanların elde ettikleri gelir ve yaptıkları giderler kapsamında,

28

Henderson, Christaller ve Lösch gibi, kuramını oluştururken bazı kabullerde bulunmuştur (Henderson, 1974), (Rahman, 2003);

Coğrafya tamamen düzdür Herhangi bir tarım alanı yoktur

Nüfus aynı yoğunluktadır- nüfus arttıkça kent büyür

Üretim sadece merkezde bulunan firmalar tarafından yapılmaktadır ve kent bu firmaların etki alanı ile oluşmaktadır

Ürünlerin ulaşım masrafı yoktur

Kentte yaşayanların işe gidiş- geliş ve konut yapım harcamaları vardır

Kentte yaşam için harcanan miktar kent büyüdükçe artar (işe gidiş- geliş maliyeti uzaklık arttıkça artar, arsa maliyeti de merkeze uzaklık arttıkça artar, çünkü merkezden uzaklaştıkça altyapı maliyeti artar)

Firmalar kârını maksimize etme amacındadır Elde edilen gelir aynı kentte harcanır

Kentteki çalışma alanı merkezi iş alanıdır

Tüm yaşayanlar için aynı bir refah seviyesi vardır

Henderson çalışmasına temelde 4 soru ile başlamıştır (Henderson, 1974);

1. Ekonominin neden kenti vardır? 2. Kent büyüklüğünü ne sınırlar? 3. Kent büyüklüğü neden değişir?

4. Üretim ve tüketim yapısının oluşturduğu kent büyüklüğü en uygun mudur? Bu sorulara cevap olarak ise şunları belirtmiştir (Henderson, 1974);

1. Kentlerde üretim ve dolayısı ile tüketim bulunmakta, bu nedenle ekonomi mekânı doğrudan etkilemekte

2. Kentte temel olarak bir iş alanı vardır (merkezi iş alanı- central business district) ve bu iş alanının çevresinde, burada çalışan insanlar yaşar. İş alanı büyüdükçe çalışan sayısı artar, konut ihtiyacı artar, dolayısıyla kent büyür. Kent büyüdükçe insanların harcamaları artacaktır (ulaşım ve arsa). Bu süreç dengeye geldiğinde kent büyüklüğü belirlenmektedir

29

3. Kent büyüklüğü, kentin sahip olduğu üretim türüne göre değişir. Daha yüksek katma değere sahip ürün üreten kentler, çalışanlarına daha fazla para öder ve bu durumda çalışanlar kent harcamaları kapsamında daha fazla para harcamayı göze alarak kent merkezinden daha uzak noktalarda yaşar ve bu durum da kent büyüklüğünü etkiler.

4. Üretim ve tüketim yapısı tek başına ideal kent büyüklüğünü oluşturmayabilir. Burada firmaların ve firma sahiplerinin davranışları önemlidir.

Henderson’un yaklaşımında merkez ve merkezin etkisi altındaki alanda iki farklı itici güç bulunmaktadır ve bu güçlerin dengelendiği noktada optimum kent büyüklüğüne ulaşılmaktadır (Krugman, 1994);

Merkezcil (centripetal) kuvvet: Ekonomik açıdan olumlu bir etkiye sahip olan merkezcil kuvvet ölçek ekonomileri kapsamında firmaların yığılmasını sağlar. Kentlerde firmalar ölçek ekonomilerinden yararlanmak amacıyla bir noktada yığılırlar ve bu yapı Henderson yaklaşımında merkezi iş alanı olarak ortaya çıkmaktadır.

Merkezkaç (centrifugal) kuvvet: Ekonomik açıdan olumsuz bir yapıdır, kentte yaşamanın maliyetlerini kapsamaktadır. Henderson yaklaşımında işe merkezi iş alanında çalışanların işe gidiş- geliş harcamaları ile arsa maliyeti bu kapsamda alınmıştır.

Bu iki kuvvet arasında bir gerilim söz konusudur ve bu gerilimin dengeye geldiği nokta optimal kent büyüklüğünü ortaya koyar.

Firma yığılmaları ile firmalar merkezde yoğunlaşır, merkezde firma sayısı/ büyüklüğü arttıkça çalışan sayısı artar, çalışan sayısının artması ile kent büyür, kent büyüdükçe merkezi iş alanında çalışan insanların konut alanları kent merkezinden uzaklaşır ve işe gidiş- geliş masrafları artar. Bu süreç sonunda çalışanların kazandıkları miktar ile kentte yaşamak için harcadıkları miktar arasındaki ilişkinin dengelenir ve kent optimal büyüklüğe ulaşır.

Kentlerin optimum büyüklüklerinin farklı olmasının temel nedeni farklı üretim türlerine, farklı sektörlere sahip olmalarıdır. Farklı sektörlerin, çalışanlarına farklı ücret ödemeleri, tüm yaşayanlar için aynı olan refah seviyesine farklı kent

30

büyüklüklerinde erişmesine neden olmaktadır. Örneğin, optimal kent büyüklüğüne sahip iki farklı kentten çalışanlarına daha fazla maaş sağlayan sektörün bulunduğu kentin büyüklüğü daha fazladır (Bkz: Şekil 2.10) (Krugman, 1996).

Şekil 2.10: Kent büyüklüğü ve refah arasındaki ilişki17

Şekilde görüldüğü gibi 2 farklı kent iki farklı nüfusta optimal kent büyüklüğüne (refah seviyesine) erişmektedir. Finans kentinde yer alan firmaların çalışanlarına, tekstil kentinde bulunan firmaların çalışanlarına sağladığından daha fazla ücret sağlaması bu kentin optimal büyüklüğünün tekstil kentinin optimal büyüklüğünden daha fazla olmasına neden olmaktadır. Finans kentinde daha fazla ücret alan çalışanlar, daha fazla kent harcaması (işe gidiş- geliş ve arsa maliyeti) yapabileceği için merkezden daha uzak bir alanda ikamet ederler. Tekstil kentinde çalışanlar ise daha düşük ücret aldıkları için daha az kent harcaması yaparak merkeze daha yakın alanlarda ikamet eder. Merkez ile merkeze en uzak konut arasındaki mesafe finans kentinde, tekstil kentine göre daha fazladır.

Optimal kent büyüklüğünü geçen kentlerde refah seviyesi düşmektedir, nitekim kent harcamaları artmaktadır.

Henderson yaklaşımında yeni kentlerin oluşumundan da bahsetmiştir. Yeni kentlerin oluşumu firmaların davranışına bağlıdır. Optimal kent büyüklüğü aynı zamanda kentte bulunan firmaların kârlarını maksimize ettikleri aşamadır. Bu aşamanın ardından firmaların kârında düşüşler meydana gelir. Bu durumda firmanın tercihi

31

önemli olmaktadır ve firmaları kâr odaklı düşündükleri için mevcut kentin dışında yeni bir yere yerleşme kararı alırlar. Firmanın yer seçimi diğer yeni firma yatırımlarını ve bu firmalarda çalışacak kişileri de çekerek yeni bir kent oluşmasına olanak sağlar.