• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ARKA PLAN

2.3. Bölüm Değerlendirmesi

Bu bölümde neo klasik ve çağdaş kademelenme kuramları incelenmiştir.

Ekonominin mekân ile birlikte incelendiği durumda ortaya çıkan kent kademelenmesine yönelik ilk teoriler neo klasik dönemde Christaller ve Lösch tarafından ortaya konulmuştur. Neo klasik dönemde bu çalışmalar dışında Zipf tarafından da bir çalışma yapılmıştır, ancak bu çalışma yerleşmeler arası ilişkilerden farklı olarak nüfusa yönelik olması nedeniyle diğer çalışmalardan ayrılmaktadır.

Neo klasik teorilerden çağdaş teorilere geçiş aşamasında ortaya konulan en önemli çalışma Henderson’un çalışmasıdır. Çağdaş döneme ait, kademelenme ile ilgili temel kuram yeni ekonomik coğrafya kapsamında Krugman ve Fujita tarafından ortaya konulmuştur.

Kademelenmeye yönelik ilk çalışma Christaller tarafından tüme varım yönetimi ile yapılmıştır. Güney Almanya’da yapılan gözlemler sonucunda ortaya çıkan bu çalışmada yerleşmenin kendinde bulunmayan ihtiyacını hangi yerleşmeden

35

karşıladığı sorusu temel bir sorudur. Bu sorunun cevabı o yerleşmenin hangi yerleşme etkisi altında olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım diğer kademelenme çalışmaları (Zipf kuramı hariç) için de geçerlidir. Christaller yaptığı çalışma sonucunda 7 kademeli bir yapı ortaya koymuş ve merkezlerin sahip oldukları fonksiyonlar ve sağladıkları hizmet türleri ile farklılaştıklarını belirtmiştir.

Neo klasik kuramlardan bir diğeri Christaller kuramına eleştirel bir bakış açısı yaklaşımı ile Lösch tarafından ortaya konulmuştur. Lösch, Christaller’ın çalışmasının katı olduğunu ve nitelik açısından yeterli derecede merkez türü içermediğini öne sürmektedir. Lösch’e göre 150 kademe merkez bulunmaktadır. Mekânsal organizasyon olarak bu merkezlerden en etkini/ en fazla fonksiyon barındıranı merkezde yer almakta ve diğerleri kademelerine göre bu merkezin etrafında bulunmaktadır.

Neo klasik dönemin etkilerinin 1960’lı yıllarda zayıflaması ve dolayısı ile pazar güçlerinin etkisinin artması kademelenmeye yönelik teorilerin de değişmesine neden olmuştur. Neo klasik dönemden çağdaş döneme geçişteki, kademelenme kuramına yönelik önemli çalışmalardan birisi Henderson’un çalışmasıdır.

Henderson, Christaller ve Lösch’ün çalışmalarının mikro ekonomik faktörleri göz önünde bulundurmamaları nedeni ile eksik olduğunu belirtmektedir ve yaptığı çalışmada mikro ekonomik faktörlere önemle yer vermiştir.

Henderson, yerleşme büyüklüğü ile refah arasında bir ilişkinin olduğunu öne sürmektedir. Henderson’a göre yerleşmede bulunan üretim türleri/ firma türleri optimum refah seviyesinde farklı yerleşme büyüklükleri oluşturur. Merkezinde firmanın/ üretimin bulunduğu yerleşmenin büyüklüğü firmanın kârını maksimum duruma getirdiğinde firma bu yerleşme dışında farklı bir noktada yer seçer, nitekim bu yerleşme içerisinde firma daha belirtilen kârın üzerine çıkamayacaktır. Yerleşmenin optimum büyüklüğe ulaşması, yerleşmede bulunan insanların merkeze gitmek için harcadıkları ulaşım tutarı, barınma maliyeti, işçi ücreti ve firmanın maksimum kârda ürünü en uzak nereye gönderebileceği gibi faktörlere bağlıdır.

Çağdaş dönemde, Krugman ve Fujita’nın ortaya koyduğu çalışma ise dinamik bir süreç içerisinde kent kademelenmesinin nasıl değiştiği ile ilgilidir. Nitekim

36

Christaller ve Lösch’ün çalışmaları statik bir yapıya sahiptir. Bu yapı Henderson tarafında biraz kırılmıştır, ancak bu yeterli değildir. Buna çözüm olarak Krugman ve Fujita neo klasik yaklaşımlar ile Henderson’un yaklaşımını sentezleyerek yeni bir çalışma ortaya koymuşlardır. Ortaya konulan çalışma Henderson’un çalışması gibi pazar güçlerinin yerleşme büyüklüğünü ve yapısını, kademesini etkilediği ile ilgilidir. Merkezde bulunan firma kâr maksimizasyonu kapsamında ürünü en uzak nereye götüreceği yerleşmenin büyüklüğünü belirleyen en önemli faktörlerdendir. Yerleşme büyüklüğü firma için optimum seviyeye geldiğinde ve daha fazla büyümesi firmanın kârını azaltacak durumda ise firma bu yerleşmenin sınırında yeni bir birim açar. Bu şekilde yerleşmeler oluşur ve bu yerleşmelerin herhangi birinde/ bir kaçında bulunan firmalar daha kârlı gördüklerinde farklı hizmetler de sunarak bünyesinde bulunduğu merkezin kademesini arttırır ve yerleşmeler arası kademelenme bu şekilde oluşur.

Neo klasik kuramlar ile çağdaş kuramlar arasında temel fark neo klasik kuramların talep eksenli, çağdaş kuramların ise arz eksenli olmasıdır. Bu fark şu şekilde açıklanabilir; neo klasik kuramlarda insanlar ihtiyaçları kapsamında, maliyetleri en aza düşürmek nedeni ile, bu ihtiyaçları sağlayan merkezlerden en yakın olana gider, dolayısı ile burada insan hareketleri/ talebi mekânsal organizasyonu/ kademelenmeyi etkiler. Ancak çağdaş kuramlarda merkezde bulunan firma kârını maksimuma çıkarmak amacı ile ürünü kendisi için optimum bir mesafeye kadar gönderir (nitekim daha uzağa gönderdiğinde ulaşım maliyeti kârını azaltacaktır) ve eğer daha kârlı görüyorsa yeni bir noktada yeni üretim alanı oluşturacaktır, bu yapı firma kararının/ arzının mekan organizasyonunu/ kademelenmeyi etkilediğini ortaya koymaktadır.

Çağdaş kuramlarda bulunan bu yapı, tez kapsamında incelenen lojistik ve kademelenme arasındaki temel bağlantı noktasıdır. Nitekim lojistik ürünün yaşayanlara ulaşmasını sağlayan bir yapı üzerine kuruludur ve böylelikle lojistik kapsamında oluşan dağıtım merkezleri, kademelenme teorilerinde bahsedilen merkezler ile paralel özelliktedir. Burada bahsedilen dağıtım merkezleri bir firma gibi hareket etmekte ve kârını maksimize edeceği bir etki alanı oluşturmaktadır.

37

Bahsi geçen tüm teorilerin temel ortak noktası, coğrafya düz kabul etmelerinden dolayı, nüfus yoğunluğunun sabit olduğunu kabul etmeleridir. Bu kapsamda alan ile nüfus arasında doğrusal pozitif bir ilişkinin var olduğu bu teorilerin ortak noktasıdır.

39