• Sonuç bulunamadı

I. Dünya Savaşı’ndan Paris Barış Konferansı’nın Açılışına Kadar Ermen

1. BÖLÜM

1.1.3. Konferans’ta Ermeniler ve İstekleri

1.1.3.3. Konferans Sürecinde Ermenilerin Faaliyetleri

Ermeni delegasyonları, Paris’e geldikten sonra hemen iddialarını kabul ettirmek için müttefikler nezdinde harekete geçmiştiler. Ermenistan Cumhuriyeti’ni temsilen Aharonian, Fransızlarla Konferans’a katılmak için görüşmeler yaparken, Ermeni Milli Heyeti Başkanı Boghos Nubar da, müttefiklere Ermenistan’ın bağımsızlığının tanınması isteminde bulunmuştu. Konferans daha başlamadan Ermeniler, taleplerini Batı kamuoyu ile paylaşmışlardı. Özellikle bu konuda Ermeni taleplerinin Batı kamuoyuna aktarılmasında Amerikan Ermeni Milli Birliği adlı kuruluş büyük ölçüde rol oynadı. Bir süre sonra da bu kuruluş Ermeni taleplerini şu şekilde kamuoyuna açıklamıştı40:

“Ermeniler, milli miraslarını yabancı hâkimiyetinden kurtarmayı, özgür bir anayasa, kendi kendini yönetme ve bağımsız bir Ermenistan Devleti kurmayı talep ederler. Yani, onlar, konfederasyonun otonom bir üyesi olmak istemezler; onlar, uluslararası kontrol istemezler; onlar, herhangi bir komşu milletle ya da ırkla doğrudan ya da dolaylı olarak bile siyasi bir bağlantı kurmak istemezler. Ermenistan müttefiklerden koşulsuz özgürlük talep ederler…”

Bir taraftan Amerika’daki diaspora Ermenilerini arkasına alan Ermeniler, öbür taraftan da Paris’te de, istemlerini her defasında müttefiklere anlatma çabasına düşmüşlerdi. Barış Konferansı sürecinde Ermeniler, ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi devletler nezdinde yoğun bir lobi faaliyetine girişmişlerdi. Nitekim Batılı yazarlarda Ermenilerin bu tutumunu şu şekilde ifade ediyorlardı41:

“Yüzlerce gazeteci, yazar, şarkıcı, profesör, senatör ve eski bakanın Ermeni davası lehinde uzun konuşmalar yaptığı konferanslar düzenliyorlardı. Wilson, Llyod George ve Clemenceau’nun peşinden bir dakika bile ayrılmayan Ermeni delegeler, devamlı olarak Ermenistan’a borçlu olunduğunu hatırlatıyordu. Arsızlıkları herkesi kızdıracak bir noktaya varmış ve dostları etraflarından kaybolmaya başlamıştı… Loris-Melikov… Paris’te konferansın başladığı sıralarda Ermenistan’a herkesin yürekten bir sempatiyle baktığını yazmaktadır[ama]… bir türlü bitmek bilmeyen talepleri ve bunları ifade ediş

39 Kazemzadeh, The Struggle For…, s. 257. 40 Kazemzadeh, The Struggle For…, s. 254-255. 41 Helmreich, Sevr Entrikaları…, s. 35.

tarzları en sonunda insanları kendilerinden nefret ettirmişti… Bu gidişle, kazanmaları gereken kişileri kendilerine düşman edeceklerdi.”

Ermeni delegasyonları, Konferans sürecinde diğer müttefik devletlerle politikasıyla birlikte ABD’den daha çok destek alabileceklerini düşünmüşlerdi. Bu sebeple Ermenilerin taleplerini gerçekleştirmek için en büyük umudu, ABD’ye yakınlaşma siyaseti idi. Gerek ABD’deki Ermeni diasporası ve yardım kuruluşları gerekse Başkan Wilson’un Ermeniler hakkındaki umut verici açıklamaları, Ermenileri bu yöne itmişti. Hatta Amerikalı bir uzman kişi Ermenilerin ABD temsilcileriyle olan ilişkilerini şu sözlerle açıklıyordu42:

“Gün geçmiyordu ki, kara sakallı, kara cübbeli, sızlanan Ermeniler, Amerikan delegasyonuna (daha seyrek olarak da Başkan’a) yanaşmasın, ülkelerinde ne korkunç koşulların geçerli olduğunu anlatmasın.”

Konferans sürecinde Ermeni taleplerinin propagandasını yapan en etkili faktörlerden biri de Amerika’daki Ermeni sivil toplum ve yardım kuruluşlarıydı. Bunlardan birisi başkanlığını Mihran Sevasly’nin yaptığı “Ermeni Milli Birliği” idi. Ötekisi ise başkanlığını ABD’nin eski Alman Büyükelçisi James W. Gerard’ın ve genel sekreterliğini de Vahan Cardashian’ın yaptığı “Ermenistan’ın Bağımsızlığı İçin Amerikan Komitesi” adlı kuruluştu. Ermeni Milli Birliği’nin Başkanı Miran Sevasly, Barış Konferansı sürecinde Boghos Nubar ile birlikte çalışmıştı43. Hatta I. Dünya Savaşı

biter bitmez Sevasly, Taşnakçı Karakin Pastırmacıyan ile ortaklaşa ABD Senatosu’na, Ermenistan ve Özgürlük ve Milli Bağımsızlık İçin Talepleri adlı bir memorandum sunmuşlardı44. Bu memorandumda, ikili, Ermenilerin Türkler hâkimiyetinde kaldığı

dönemlerden bahsetmiş, I. Dünya Savaşı’ndaki akıbetlerine değinmiş ve Türkiye ve Transkafkasya’daki Ermeni ve Türklerin nüfusunu istatistikî olarak vermişti. Bu nüfus bilgilerine göre onlar, Ermenilerin bölgede çoğunlukta olduklarını iddia etmekteydi. Bundan başka kurulacak bir Ermenistan Devleti’nin müttefik güçler için de bazı çıkarlara sahip olduğu vurgulanmaktaydı45.

“Ermenistan’ın Bağımsızlığı İçin Amerikan Komitesi”, James W. Gerard başkanlığında Amerika’daki en etkin ve seçkin Ermeni yardım kuruluşuydu. Bu komiteye birçok Ermeni hayırsever destek verdiği gibi ABD siyasetinin önde gelen

42 Macmillan, Paris 1919…, s. 370.

43 Grabill, Protestant Diplomacy…, s. 109-110.

44 Memorandum için bkz. Armenia and Her Claims to Freedom and National Independence, Government

Printing Office, Washington 1919.

isimleri tarafından da destek veriliyordu. Örneğin; Cumhuriyetçilerden Henry Cabot Lodge, Charles Evans Hughes ve Elihu Root gibi kişiler, komitenin yönetici kadrosunu oluşturuyorlardı. Bu Komite, başkanlığını James Barton’un yaptığı “Amerikan Yakın Doğu Yardım Komitesi” ile de sıkı bir iletişim içerisindeydi. Hatta Barton’un, Wilson ile direkt bağlantı kurması önemli görülüyordu46. Gerçekten Komite, Ermen taleplerinin

ylmaz savunucusu konumundaydı. Nitekim Komite Başkanı Gerard’a göre, Ermeniler, Yunanlıların çoğu, Kuzey İtalyanlar ve İsviçreliler gibi Hint-Avrupa grubundan olup 3000 yıl önce Küçük Asya’ya gelmişler ve Batı uygarlığını ve Hıristiyanlığı Orta Doğu’da korumuşlardı. Bundan başka Ermeniler, I. Dünya Savaşı’nın kazanılmasında büyük rol oynamışlar, Türklerin özerklik önerilerine kulaklarını tıkamış, 50.000 kişilik güçleriyle 250 millik Kafkas cephesinde Alman-Türk birliklerini tutarak onların Orta Asya’ya gitmelerini önlemişlerdi. Bu sebeple Hıristiyan Amerika’nın Hıristiyan Ermenistan’a yardım etmesi bir görevdi47.

Ermeniler, propaganda yapmak ve kendi yaşadıkları olayların oldukça üzücü olduğunu vurgulamak için film sektörünü bile kullanmıştı. Nitekim Barton’un başkanlığını yaptığı “Amerikan Yakın Doğu Yardım Derneği”, Türkiye’ye bir heyet göndererek Aurora Mardigonian’ın hikâyesini anlatan “Irzına Geçilmiş Ermenistan” adlı filmi çektirmişti. Film çekildikten sonra Yardım Derneği, filmin elli şehirde sinemalarda gösterime girmesini sağlamıştı. Gösterime giren bu filmde, Mardigonian, elleri arkadan bağlanmış bir şekilde bir aygır ile sürüklenirken tasvir edilmişti. Filmin sahnelerinde hareme girmeyi reddeden kızların kamçılandığı ve on iki bakire Ermeni kızının haç üzerine çivilendiği gösterilmişti. ABD’nin eski İstanbul Büyükelçisi Morgenthau, bu filmin gösterime girmesinden sonra yaptığı bir açıklamada, Amerika Ermenilere yardım etmezse onların yok olacağını bildirmişti. Bununla birlikte News Bulletin ve Literary Digest gibi gazeteler yoluyla da, Ermeni talepleri ve Ermenilerin dramatize edilmiş durumları Batı kamuoyuna sunulmuştu48.

Genel itibariyle bakıldığında Ermeniler, büyük umutlarla katıldığı ve taleplerini sunduğu Barış Konferansı’nda onca çabalara rağmen beklediklerini alamayacak, hayal kırıklığına uğrayacaklardı.

46 Grabill, Protestant Diplomacy…, s. 110-111.

47 Nurşen Mazıcı, ABD’nin Güney Kafkasya Politikası Olarak Ermenistan Sorunu 1919-1921, Pozitif

Yayınları, İstanbul 2005, s. 82.