• Sonuç bulunamadı

I. Dünya Savaşı’ndan Paris Barış Konferansı’nın Açılışına Kadar Ermen

1. BÖLÜM

1.1.3. Konferans’ta Ermeniler ve İstekleri

1.1.3.2. Ermeni Talepleri

Aralarında birtakım çatışmalar ve görüş ayrılıkları bulunmasına rağmen iki Ermeni heyeti, birbiriyle mücadele etmek yerine müşterek bir heyetle çalışmaya ve Konferans’a tek bir talep listesi sunmaya karar verdiler30.Bu sebeple Avetis Aharonian

ve Boghos Nubar Paşa, 12 Şubat 1919’da, Ermeni isteklerini içeren ortak bir memorandumu Barış Konferansı’na sundular31. Bu memorandum, çok geniş bir süreci

kapsıyordu. Ermenilerin Türkler hâkimiyetindeki döneminden bahsediyor, bu dönemi I.

25 Bournoutian, Ermeni Tarihi…, s. 249. 26 Kazemzadeh, The Struggle For…, s. 254.

27 Hovannisian, The Republic of Armenia, Volume I, s. 255. 28 Hovannisian, The Republic of Armenia, Volume I, s. 255. 29 Hovannisian, The Republic of Armenia, Volume I, s. 256. 30 Suny, Ararat’a Bakmak…, s. 211.

Dünya Savaşı’na değin ele alıyordu. Ermenilerin bu memorandumdaki taleplerine göre Ermeniler, beş yüzyıldan bu yana zorbayla yönetilmişti. Heyete göre, Sultan Abdülhamid döneminde başlayan Ermeni katliamları, I. Dünya Savaşı’nda en üst seviyeye çıkmıştı. Ermeni nüfusu Trabzon ile birlikte Doğu Anadolu’daki altı vilayetlerde ve Kilikya’da toplamda 1.403.000 kişi idi. Bu nedenle Ermenilerin zikredilen bölgelerde çoğunlukta olduğu ve bu yüzden ölmüş ve yaşayan tüm Ermenilerin sesinin işitilmesi gerektiği memorandumda açıkça belirtilmişti32.

Memorandumda görüldüğü üzere ayrıntılı bir şekilde gerekçeler anlatıldıktan sonra asıl olarak toprak taleplerine değinildi. Bu topraklar, Ermenilerin düşledikleri “bağımsız Büyük Ermenistan” topraklarını oluşturacaktı. Memorandumda Heyet, aşağıdaki bölgeleri kapsayacak şekilde toprak talebinde bulundu33:

“Birincisi: Dicle Nehri’nin güneyine ve Ordu-Sivas hattının batısına yerleştirilen bölge bundan hariç olmak üzere Van, Bitlis, Diyarbakır, Harput, Sivas, Erzurum ve Trabzon vilayetleri.( 1914 Şubat ayındaki reform tedbirleriyle uyumlu).

İkincisi: Dört Kilikya sancağı: Maraş, Kozan, Cebel-i Bereket ve İskenderun kasabasıyla Adana.

Üçüncüsü: Erivan vilayeti, eski Tiflis Hükümeti’nin güney kesimi, eski Elizavetpol vilayetinin güneybatı kesimi, Ardahan’ın kuzey bölgesi hariç Kars vilayetinden oluşan Kafkas Ermenistan Cumhuriyeti’nin bütün bölgeleri. Görüldüğü üzere Ermeniler delegasyonu ortaklaşa sundukları memorandumda açık bir şekilde “Büyük Ermenistan”ı, Barış Konferansı’nda Avrupalı güçlere kabul ettirmeye çalışıyordu. Yukarıda sunulan maddelerin aslında ilki ve sonuncusu Aharonian tarafından yeterli görülüyordu. İkincisi ise Boghos Nubar tarafından “Büyük Ermenistan” için toprakları bereketli olması dolayısıyla olmazsa olmaz olarak konmuştu.

Ermenilerin memorandumdaki talepleri sadece bundan ibaret değildi. Onlar, kendilerine yapılan haksızlıkların tüm masraflarının karşılanmasından sözde katliam suçlularının cezalandırılmasına ve öte yandan Ermenistan’ın bir manda idaresine girebileceğine kadar bütün isteklerini sıralamışlardı. Buna göre34:

32 The Armenian Question Before The Peace Conference, Versailles (26 Şubat) 1919, s. 7. 33 The Armenian Question…, s. 8-9.

“Birincisi: Kafkas Ermenistan Cumhuriyeti’nin bölgeleriyle yedi vilayet ve Kilikya’dan oluşan bağımsız bir Ermenistan Devleti’nin tanınması.

İkincisi: Bu sebeple kurulan Ermenistan Devleti’nin İtilaf Güçleri’nin toplu garantisi ve Birleşik Devletler ya da kendilerinin bir üye olarak kabul edileceği Milletler Cemiyeti’nin garantisi altına girebilmesi.

Üçüncüsü: Geçici bir dönem için özel bir mandanın Ermenistan’a yardım sağlamak için Barış Konferansı tarafından bir güce verilebileceği. Mandater gücün seçiminde şu an Paris’te toplanan ve tüm Ermeni milletini temsil eden Ermeni Konferans’ına danışılmalı. Mandanın azami süresi yirmi yıl olmalı. Dördüncüsü: Katliamlar, sürgünler, yağma ve malların yıkımı gibi olaylara maruz kalan Ermeni milletine tüm zararlarını ödemesi için Barış Konferansı tarafından uygun görülecek bir ödeme.

Beşincisi: Yardım edecek güç aşağıdaki gibi sorumlu olmalı:

(a) Bütün Ermeni bölgelerinin Türkler, Tatarlar ve diğerleri tarafından boşaltılması sağlamak;

(b) Nüfusun genel anlamda silahsızlanmasını gerçekleştirmek.

(c) Katliamları yürüten, yağmalara katılan ve yağmalardan ganimet alanları cezalandırmak ve sürmek.

(d) Rahatsız edici unsurları ve meşru olmayan göçebe kavimleri ülkeden sürmek.

( e) Sultan Abdülhamid rejimi ve Jön Türkler zamanında ülkeye getirilmiş tüm muhacirleri (Müslüman koloniler) evlerine geri göndermek.

(f) Haremlere kapatılanların özgürlükleri ve zorla din değiştirenler ve kadın ve çocukların sadakatlerini geri getirmek için gerekli tüm adımları atmak.”

Ermeni Delegasyonu, iddialarında da görüldüğü gibi kendilerini mazlum ve acı çekmiş bir millet olarak bir acındırma siyasetiyle isteklerini bu duygusallık politikasıyla kabul ettirebileceklerini düşünmüşlerdi. Delegasyonun istemlerine bakılırsa, “Büyük Ermenistan”ı kendi başlarına yönetemeyecekleri ortadadır. Bu yüzden onlar, bir mandacı gücün yönetimine olan ihtiyaçlarını belirtmişlerdi. Böylece Ermeniler, hem yirmi yıl içerisinde tam anlamıyla bağımsızlıklarını kazanacaklar hem de mandacı gücün kendi istemleri doğrultusundaki uygulamalarıyla bölgeyi tamamen Ermenileştireceklerdi.

Bu arada 12 Şubat tarihinde memorandum sunulduktan sonra 24 Şubat 1919’da Paris’te Ermeni Birliği Kongresi gerçekleşti. Bu kongreye, Rusya ve Türkiye Ermenilerinden başka İran, Mısır, Suriye, Avrupa ve Amerika gibi ülkelerdeki Ermeni

temsilcileri de katıldı. Konferansta Ermeni delegasyonlarının birleştirilmesi ve Ermeni talepleri konusu etraflıca konuşuldu. Kongre’de, Ermenilerin iddiaları kesinleştirildi ve Boghos Nubar Paşa’nın başkanlığında altı kişiden oluşan bir temsilciler heyeti seçildi35.

Ermeni ortak delegasyonu, 26 Şubat 1919’da ortak taleplerini, bu defa Quai d’Orsay’da Fransız Cumhurbaşkanı Pichon’un odasında Onlar Konseyi önünde savundu. İlk söz alan Aharonian oldu. Verdiği uzun beyanatta, Ermenilerin I. Dünya Savaşı’nda müttefikler için türlü fedakârlıklarda bulunduğunu belirtti. Gerek Rus ordusu emri altındaki gönüllü birliklerle gerekse Fransız ordusundaki lejyonlarda Ermenilerin müttefiklerin çıkarları için kahramanca savaştıklarını dile getirdi. Ayrıca Aharonian, bu fedakârlıklar karşısında şimdi Ermenilerin isteklerinin yerine getirilmesinin en doğal hakları olduğunu savunuyordu. Aharonian’a göre, savaştan önce sadece Transkafkasya’daki Ermenilerin nüfusu yaklaşık iki milyondu36.

Aharonian’dan sonra Boghos Nubar, söz aldı ve ekseriyetle nüfus ile ilgili ayrıntılı bir açıklama yaptı. Nubar, memorandumdaki gibi, Rus Ermenistan’ı ve Türk Ermenistan’ı yanında Kilikya’nın da Ermenilere verilmesinin gerekliliğinden söz etti. Bundan başka, Ermenilerin Suriye ve Filistin cephesinde Fransız lejyonlarında kahramanca savaştığını hatırlattı. Yine müttefik devletlerin savaş sırasında Ermenilere yönelik bağımsızlık sözlerini yineledi ve konuşmasını bitirdikten sonra her iki delegede salondan ayrıldılar37.

Ermenilerin ortak talepleri, gerçekten dikkate değerdi. Buna ilaveten Ermeniler, toprak taleplerine ek olarak önemli ölçüde tazminatta istemişlerdi. Heyet, katliam olarak addettikleri 1915 olaylarında ve sonrasında kendilerine verilen zarara karşılık Türkleri 19 milyon frank gibi yüklü bir miktarda borç yükümlülüğü altına sokmak istedi38.Bu abartılı talepler hiç şüphesiz, bazı Ermeniler tarafından da hoş karşılanmadı. Ermeni Parlamentosunda Sosyal-Devrimci biri olan Vahan Minakhorian, Ermeni şovenizminin Türk şovenizmi kadar kötü olduğunu vurgulayarak, talep edilen tazminat

35 Uras, Tarihte Ermeniler…, s. 657.

36 Papers Relating to the Foreign Relations of the United States The Paris Peace Conference 1919,

Volume IV, Government Printing Office, Washington 1943, s. 147-151. Bundan sonra FRUS olarak kısaltılacaktır.

37 FRUS, Volume IV, s. 151-157; Harry N. Howard, The Partition of Turkey A Diplomatic History 1913-

1923, New York 1966, s. 225-226.

miktarını da aşırı bulmaktaydı. Ona göre, Ermeniler bu aşırı sayılabilecek taleplerinden vazgeçmeliydiler. Ancak Ermeni liderleri zafer sarhoşluğu içerisindeydiler39.

Ermeniler, bir süre sonra bu taleplerini kabul ettirmek için müttefik devletler nezdinde birtakım faaliyetlere giriştiler.