• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.3. ÖĞRENME

2.3.2. Öğrenme Stili Modelleri

2.3.2.6. Kolb’un Yaşantısal (Deneyimsel) Öğrenme Stili Modeli

David A. Kolb öğrenme stilleri alanında önde gelen isimlerden birisidir. Bireylerin öğrenme stillerini ölçmek amacıyla geliştirdiği envanterler araştırmacıların en çok tercih ettiği araçlardır. Modelin adı kaynaklarda yaşantısal ya da deneyimsel olarak geçmektedir.

Yaşantısal (deneyimsel) öğrenme kuramı, öğrenme stillerini ortaya koymasının yanı sıra, öğrenme ve bireysel gelişim süreciyle ilgili temel soruları da cevaplama amacı taşır. Deneyimsel öğrenmenin temeli, 1870’lerde ortaya çıkan pragmatist düşüncedir. Pragmatizm, soyutlamalar, sabit ilke ve kapalı sistemlerden, somutluğa, yeterliliğe, gerçeklere ve eylemlere yönelme biçiminde nitelenmektedir (Johns, 1999 Akt: Gencel, 2006:36).

Yaşantısal öğrenme kuramı, öğrenmenin gerçekleşmesinde deneyimi temel alan John Dewey'in, öğrenmede bireylerin etkin olması gerektiğini vurgulayan Kurt Lewin'in ve zekânın yalnızca doğuştan gelmediğini bireyin etkileşiminin ve çevresinin ortak ürünü olduğunu söyleyen Jean Piaget'in fikirlerine dayanmaktadır (Kolb, 1984).

Dewey, Piaget ve Lewin’in görüşleri değerlendirildiğinde, öğrenmeyi bir süreç olarak tanımladıkları, bireylerde yaşantılar yoluyla oluşan kavramların sürekli bir değişim içinde olduğunu ve bu gelişmenin bir döngü şeklinde devam ettiği söylenebilir. Buna bağlı olarak da öğrenmenin doğasının da gereği olarak gerilim ve çatışmalarla dolu bir süreç olduğu sonucuna ulaşılabilir. Dewey’in görüşlerine göre çatışmalar, düşünceleri harekete geçiren içsel tepkiler ile bilinç arasında ortaya çıkarken, Lewin’e göre somut deneyim ve soyut kavramlar ile gözlem ve davranışlar arasında gerçekleşir. Piaget’e göre ise yaşantıların özümsenerek zihinsel şemalara yerleştirilmesi süreci çatışmaları doğurur. (Gencel, 2006: 38).

Son yıllarda öğrenme stili terimi, özellikle David A. Kolb’un “yaşantısal öğrenme kuramı” nın devamı niteliğinde öğrenme terminolojisine girmiştir. Kolb, bireylerin kendi yaşantılarından, deneyimlerinden öğrendiklerini ve bunların sonuçlarını doğru bir biçimde değerlendirebildiklerini belirtir (Peker, 2003). Gencel (2006: 39)’in ifadesine göre kuramın en önemli ve temel ilkesini “öğrenme, hali hazırda edinilen deneyimlerin sonucudur” cümlesi oluşturur. Diğer önemli ilkesiyse, bireylerin her zaman aynı yollarla öğrenmediği düşüncesine dayanmaktadır. Bu ilkelere bağlı olarak somut deneyimler kavramlara dönüştürülür, bu kavramlar da yeni tecrübeler kazanılmasında kullanılır.

Deneyimsel öğrenme kuramında öğrenme bir çember olarak düşünülmüştür. Öğrenciler bir konuyu öğrenirken birbirini takip eden dört tane öğrenme aşamasından geçerler. Bu aşamaların tümü art arda gelerek öğrenme çemberini oluşturur. Kısacası bu çemberde döngü hâlinde dört öğrenme biçimi mevcuttur (Kolb, 1984):

 Somut Yaşantı  Aktif Yaşantı  Yansıtıcı Gözlem

 Soyut Kavramsallaştırma

Bu dört öğrenme biçimini temsil eden öğrenme yolları birbirinden farklılık gösterir (Aşkar ve Akkoyunlu, 1993; Peker, 2003).

 Somut Yaşantı için öğrenme yolu “hissetmek”  Yansıtıcı Gözlem için “izlemek”

 Soyut Kavramsallaştırma için “düşünmek”  Aktif Yaşantı için “yapmak”

Tanımlanan bu öğrenme şekillerinin özellikleri ve öğrenme etkinlikleri şunlardır:

Somut Yaşantı: Somut deneyimlerle öğrenmede, önemli olanın kuram ya da genellemelere ulaşmak değil, o an edinilen deneyimi anlamak ve sorun çözmek olduğu vurgulanmıştır. Bu aşamadaki öğrenenin tercihi, sorunlara sistematik olarak yaklaşmaktan çok duygulara dayalı bir yaklaşımdır. Somut deneyim öğrenme yolunu seçen bireylerin yeni görüşlere açık oldukları, sezgilerine dayalı olarak karar verme eğiliminde bulundukları belirtilmektedir (Kolb, 1984). Öğretmen bu öğrenciler için bireysel çalışmalar planlamalı, örnek olay, rol oynama, görsel materyallerle derslerini desteklemelidir.

Yansıtıcı Gözlem: Öğrenme döngüsünün ikinci aşaması olan yansıtıcı gözlemde yer alan kişiler düşünce ve olayları farklı açılardan gruplandırabilirler. Bu öğrenme yolunu benimseyen kişiler, fikir oluşumunda kendi duygu ve düşüncelerine güvenme, sabırlı, objektif, dikkatli düşünerek karar verme, olayın özünü kavrama, doğrunun ne olduğu ve nasıl oluştuğu sorularının cevabını arama, olayları ve düşünceleri sezgi yoluyla anlamaya çalışma konusunda başarılıdırlar (Karakış, 2006). Bu gruptaki öğrenciler için drama teknikleri, grup tartışmaları, beyin fırtınası çalışmaları yaptırılabilir.

Soyut Kavramsallaştırma: Bu aşamada öğrenen, problemleri ya da durumları anlamak için hislerini değil mantığını kullanır. Sistematik planlamayı ve yalnız çalışmayı tercih eder. Dolayısıyla bireysel çalışmalar onlar için en uygunudur.

Aktif Yaşantı: Döngünün bu aşamasında öğrenme yaşantı, etkileşim ya da bir durumu değiştirmeyi kapsar. Bu öğrenme şekline sahip bireyler uygulamalar yapmayı izlemeye tercih ederler. Mutlak gerçek yerine, işe yarayanı benimseme ve diğerlerini reddetme eğilimi gösterirler. Yaparak öğrenme tercih edilir. Bu bireyler için hazırlanan öğrenme öğretme ortamlarında çoğunlukla uygulamaya yönelik, küçük grup tartışmaları, benzetim, bireylere dönük öğrenme etkinlikleri ve projeleri içeren çalışmalar yapılmalıdır (Mutlu ve Aydoğdu, 2003).

Öğrenme hayat boyu devam etmektedir. Bireyin her deneyimi bir sonraki yaşanacakları etkilemekte buna bağlı olarak oluşan yeni durumlarda da birey yeni tecrübeler edinmektedir. Bireyin yaşamı bu şekilde sarmal bir yapı içerisinde şekillenmektedir. Birbiri içine geçmiş bu süreç, insanların bir birey olarak var olmasını ve topluma uyum süreçlerini dolayısıyla da bütün hayatlarını kapsar.

Kolb’un modelinde öğrenme bir döngüdür ve bir birey için dönem dönem bu dört öğrenme biçiminden biri öncelik kazanır ve birey öğrenme yaşantısında bu döngüden birçok defa geçer. Kolb’a göre, bireylerin öğrenme stillerini belirleyen tek bir biçim vardır demek yanlış olur. Bireylerden her birinin öğrenme stili yukarıda bahsedilen dört temel biçimin bileşenidir. Kolb (1984)’un bu bileşenleri temel alarak yaptığı öğrenci sınıflandırmasında 4 farklı öğrenme stili vardır.

 Ayrıştıran  Özümseyen  Değiştiren  Yerleştiren

Şekil 4: Kolb’un Deneysel Öğrenme Döngüsü

Ayrıştıran: Soyut kavramsallaştırma ve aktif yaşantı öğrenme biçimlerinin bileşiminden oluşur. Problem çözme, fikirlerin mantıksal analizi, sistematik planlama,

DEĞİŞTİREN ÖZÜMSEYEN NN AYRIŞTIRAN SOMUT YAŞAN Hisseder ek YANSITICI GÖZLEM İzleyerek AKTİF YAŞAN Yaparak Düşüner ek SOYUT KAVRA YERLEŞTİREN Öğrenme Biçimleri Öğrenme Yolu Öğrenme Stili

Kolb’un Öğrenme Stilleri Modeli

ve karar verme belli özelliklerindendir. Yaparak öğrenme bu stildeki bireyler için önemlidir. Bu bireyler öğrenme sürecinde önce bütünü görüp bütünden parçaya gitmek ihtiyacı duyarlar (Veznedaroğlu ve Özgür, 2005: 10). Bu gruptakilerin daha önce dikkate almadıkları soru ve ihtimalleri fark edebilmelerini sağlamak amacıyla, küçük grup çalışmaları tavsiye edilmektedir. Bilgiyi edinirken aktif olarak öğrenme sürecinin içinde yer alma eğilimi gösterirler (Ergür, 1998: 27).

Özümseyen: Soyut kavramsallaştırma ve yansıtıcı gözlem öğrenme biçimlerinin bileşiminden oluşur. Bu stile sahip bireyler öğrenirken fikirler ve soyut kavramlar üzerinde odaklanırlar. Aynı zamanda öğrenme sürecine katılımları için cesaretlendirilmeleri gerekmektedir (Kolb, Boyatzis, Mainemelis’den Akt: Açık, 2013: 24).

Değiştiren: Somut yaşantı ve yansıtıcı gözlem öğrenme biçimlerinin birleşimidir. Değiştiren stile sahip bireylerin en önemli özelliklerinden biri düşünme yetenekleridir bunun yanında da değer ve anlamları fark etmeleridir. Öğrenirken sabırlı, nesnel, dikkatli yargılarda bulunurlar. Düşünceleri şekillendirirken kendi duygu ve düşüncelerini göz önüne alan bu bireyler genellikle sosyal alanlarda başarılı olurlar (Şimşek, 2007: 60; Oral; Avanoğlu, 2011: 260 ).

Yerleştiren: Somut yaşantı ve aktif yaşantı öğrenme biçimini kapsayan bu stile sahip kişilerin en önemli özellikleri yeni deneyimler içinde yer alma, bunun için planlar yapma, riskten korkmama ve fırsat aramadır. Bu gruptaki bireylerin değişmeler karşısında çabuk uyum gösteren kişiler olması sebebiyle bu stile yerleştiren denilmiştir. Bilgi için kendi analitik yeteneklerinden daha çok diğer insanların yeteneklerine güvenirler, teori ve planları gerçeğe uymadığı takdirde büyük ihtimalle bu plan ve teoriyi terk ederler. Kimi zaman sabırsız görünseler de, insanlarla kolay ilişki kuran bu bireyler, problem çözmede de sezgisel bir deneme- yanılma yolu izlerler (Güven, 2007: 51).

Kolb, yaşantısal öğrenme kuramı ile ortaya koyduğu öğrenme stilleri sınıflamasında, bireylerin güçlü ve zayıf taraflarını belirleyerek, onlar için uygun olan öğrenme şartları hakkında bilgi vermiştir. Ders etkinlikleri hazırlanırken; somut yaşantı, yansıtıcı gözlem, soyut kavramsallaştırma ve aktif yaşantı sıralamasına dikkat edilmelidir. Bir başka ifadeyle kuram, eğitimcilere her ders için çeşitli öğretim yöntem ve tekniklerinin uygulama basamaklarını göstermekte aynı zamanda, kalıcı ve bireysel

öğretimin gerçekleşmesinde alternatif bir çözüm önerisi olarak görülmektedir (Gencel, 2008: 403). Kolb Öğrenme stillerinin; güçlü olan öğrenme yönleri, tercihleri ve tercih edilen aktiviteler aşağıdaki tabloda yer almaktadır:

Tablo 7: Kolb Öğrenme Stilleri Öğrenme

Stilleri

Güçlü Olan Yönleri Tercih edilen

ortamlar

Tercih edilen aktiviteler Somut

Yaşantı • Özel deneyimlerden yola çıkarak öğrenirler. • Öğrenmede sezgilerini kullanırlar

• İnsanlarla ilişki kurma yönleri gelişmiştir •Hislerine karşı duyarlıdır. • Yeni deneyimlerden hareketle öğrenirler. • Geri bildirim ve tartışmalar • Kişisel tavsiyeler • Burada öğretmen yardımcı, rehberdir. • Okumalar • Alan çalışmaları • Örneklendirmeler • Laboratuvarlar • Gözlemler • Simülasyonlar • Metin okumaları • Etkileşimli dersler Yerleştiren Yansıtıcı

Gözlem • Algıları ile öğrenmeleri gerçekleşir. • Karar vermeden önce iyi gözlem yaparlar • İçe dönüklerdir.

• Ders notlarından çalışma

• Aktif gözlemci rolündedir.

• Farklı bakış açılarına göre bilgi sağlamaya çalışır. • Öğretmen, rehber ve yöneticidir. • Geziler • Grup tartışmaları • Beyin fırtınası • Düşündürücü sorular • Görsel destekli dersler • Araştırmalar Değiştiren Soyut Kavramsa llaştırma • Düşünerek öğrenirler. • Fikirlerini mantıksal analiz süzgecinden geçirirler.

• Sistemli bir planlama yaparlar.

• Tümdengelim yöntemiyle düşünürler.

• Teorik okumaları severler.

• Tek başına çalışmayı tercih ederler.

• Açık ve iyi yapılandırılmış fikir sunumlarından hoşlanırlar.

• Onlar için bilginin sunucusu öğretmendir. • Kişisel projeler • Bağımsız araştırmalar • Alan çalışmaları • Laboratuvar • Durum çalışmaları • Simülasyonlar Ayrıştıran Aktif Yaşantı • Yaparak öğrenme • Risk alma • Dışadönüklük • Yaptıklarının sonucunu görmek isterler.

• Geri bildirim alıp onu uygulama • Küçük grup tartışmalarını severler. • Projeler ve kişisel öğrenme aktivitelerini tercih ederler. • Bir şeyin nasıl yapılacağını söyleyen kişi öğretmendir. • Pratik uygulamaları tercih ederler • Problem çözme • Notlar • Dersi anlatma • Proje çalışmaları • Analoglar • Gösteriler • Teorik okumalar yapma • Makale inceleme • Bilgisayar destekli eğitim Özümseyen (Aşkar ve Akkoyunlu, 1993)

Fiziksel ve zihinsel gelişim sürecine bağlı olarak her birey somut düşünme döneminden soyut düşünme dönemine geçiş yapar. Deneyimler, somut yaşantılar durumlara, olaylara göre anlam kazanıp kararlara, tepkilere yön vererek bireyleri

şekillendirmektedir. Kolb’un bu modeli de bir anlamda bu gelişimin yaşantılar yoluyla içselleştirilip bireysel anlam kazanma boyutunun yansımasıdır.