4.1 Kimya Öğretmen Adaylarının Motivasyonel İnançlarındaki Değişimler
4.1.2 Kimya Öğretmen Adaylarının Özyeterlik İnançlarındak
uygulamalarının nasıl yürütüldüğü yöntem bölümünde açıklanmaktadır (bkz. Bölüm 3.3.2). Yapılan uygulamada kimya öğretmen adaylarının akademik etkinliklere ve hedeflere yönelik olarak uygun özyeterlik inançları geliştirmeleri hedeflendi. Öğretmen adaylarının özyeterlik inançlarının değişimini incelemek için yapılandırılmış günlükler, günlüklerin değerlendirilmesi sonucunda sınıf içinde yapılan tartışmalar ve öğretmen adayları ile bireysel olarak yapılan görüşmeler temel veri toplama aracı olarak kullanıldı (bkz. Bölüm 3.4.1.3, 3.4.1.6). Verilerin analizi (bkz. Bölüm 3.5.1) kısmında da belirtildiği gibi, veriler motivasyon araştırmalarındaki teorik kuramlar doğrultusunda analiz edildi. Kimya öğretmen adaylarının özyeterlik inançlarına ait bulgular Tablo 22’ de sunulmaktadır.
Tablo 22.
Uygulama Öncesi ve Sonrasında Ortaya Çıkan Özyeterlik İnançlarına Ait Bulguların Karşılaştırılması Öğretmen Adayları Kategoriler Uygulama Öncesi (N) Uygulama Sonrası (N)
Akademik özyeterlik inancı Düşük 12 3
Yüksek 6 15 Özdüzenleyici özyeterlik inancı
Düşük Yüksek 13 5 4 14
Akademik Özyeterlik İnancı Kategorisi
Akademik özyeterlik inancı, öğretmen adaylarının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında bilişsel kapasitelerine olan inançlarını ifade etmektedir. Bu çalışmada öğretmen adaylarının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında kendi bilişsel kapasitelerine dair inançlarına ve organik kimya dersine yönelik inançları araştırıldı.
146
Uygulama öncesinde 12 öğretmen adayının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında düşük akademik özyeterlik inancına sahip oldukları görülmüştür. Örneğin;
B. Ö: “Dönem sonunda organikte notumun ne olacağını kestiremiyorum. Ben çok
kendine güvenen bir kişi değilim. Dersler başlayalı 3 hafta oldu şimdilik iyi
gidiyor gibi ama ben daha verilen ödevleri bile tam yapamıyorum. Biraz da
yapamayacağımı düşündüğüm için başına oturamıyorum soruların”. (Öğretmen
adayı ile yapılan görüşmeler, 3. Hafta)
M. D: “Ödevleri çok iyi yapamıyorum. Zor bir soru ile karşılaştığımda konuyu
anlamadığımı yapamayacağımı düşünüp mutsuz oluyorum. Alkil Halojenürler
konusunu anladığımı düşünmüştüm ama ödevleri yaparken hiç de öyle olmadığını anladım. Yapamıyorum ben hele ki zor sorular ile karşılaşınca kendime
güvenmiyorum. Bir sonraki uygulama ödevinde sanırım sadece ilk sayfadaki kolay soruları çözebilirim”. (Öğretmen adayı ile yapılan görüşmeler, 4. Hafta)
F. K: “Ben her zaman kötü olduğumu, yapamayacağımı, başaramayacağımı
düşünürüm. Hep arkadaşlarım bana kızar. Sınavlardan önce yapamayacağımı çok düşük notlar alacağımı söylerim. Notlar açıklanınca yüksek aldığımda da bana
hep kızarlar”. (Öğretmen adayı ile yapılan görüşmeler, 2. Hafta)
Uygulama sonrasında ise sadece 3 öğretmen adayının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında düşük akademik özyeterlik inancına sahip oldukları görülmüştür.
Düşük Akademik Özyeterlik İnançlarının Değişimine Örnek (Örnek Öğretmen Adayı İfadesi)
F. K: “Ben her zaman sınavlardan çıktıktan sonra düşük not alacağımı söylerdim arkadaşlarıma ya da sınavdan önce yeteri kadar çalışamadığımı ve sınavda hiçbir şey yapamayacağımı söylerdim. Aslında çalışırım her zaman. Ama kendime güvenemediğim için öyle söylerdim. Yani ya düşük not alırsam ve rezil olursam diye çalışamadım derdim. Uzun saatler çalışıyordum ben ama çok da gerektiği gibi çalışmıyormuşum bunu anladım. Ve ne kadar çok çalışsam da kendime güvenemiyordum bir türlü yüksek notlar alacağıma inanmıyordum. Günlük tutmaya başladıktan sonra aslında neden kendimi yetersiz hissettiğimi anladım biraz. Yani anlamadığım yerleri ya geçiyordum ya da ezberliyordum sadece ders notlarına çalışıyordum, arkadaşlarımla tartışmıyordum konuları. Yani biraz ezber
147
usulü çalışıyordum. Uygulama sorularında ya da sınavlarda farklı tür sorular geldiğinde de kendimi yetersiz hissediyordum. Çalışma grupları oluştuktan sonra biraz daha kendime güvenim geldi. Biz önce evde kendimiz çalışıyoruz sonra da bir araya gelip önce konular üzerinde anlamadığımız yerleri birbirimize soruyoruz. Ben bu grupta daha çok anlatan konumda olduğumu gördüm. Ve grup arkadaşlarımdan da çok şey öğrendim. Yani bir soru üzerinde ya da bir konu üzerinde tartışırken onların farklı bakış açıları bana hiç düşünmediğim noktaları gösterdi. Ben dediğim gibi ezbere gidiyordum çok yorum yapmaya çalışmıyordum konular üzerinde ama grupta gerçekten de tartışmaya başladık organik konularında hatta diğer kimya konularında. Nasıl çalışmam ve nasıl düşünmem gerektiğini anladım. Birde uygulama soruları ödevleri için her hafta hedef belirliyoruz ya artık daha çok soruyu doğru çözebileceğimi düşünüyorum ve bu hedefime ulaşmak için de kendimi zorluyorum. Ve final sınavı içinde yüksek not
alacağımı düşünüyorum. Çünkü doğru ve iyi çalıştığımda başarılı olabileceğimi biliyorum artık, önemli olan çalışıp daha çok öğrenmeye odaklanmak”. (Öğretmen
adayı ile yapılan görüşmeler, 12. Hafta)
Uygulama öncesinde düşük akademik özyeterlik inancına sahip olan F.K’nın uygulama sonrasında yüksek akademik özyeterlik inancına sahip olduğu uygulama öncesinde ve sonrasında yapılan görüşmeler ile tespit edilmiştir. F.K ile uygulama sonrasında yapılan görüşmelerden elde edilen verilere göre F.K önceleri düşük özyeterlik inancına sahip olmasını daha çok ezbere dayalı çalışmasına ve sadece verilen uygulama soruları ile ders notlarına bakmasına dayandırmaktadır. Çalışma grubu arkadaşları ile beraber çalışmaya başladıktan sonra daha öğrenme odaklı olduğunu, anlamadığı yerleri ezberlemek yerine yorum yaparak grup içinde tartıştıklarını ve günlük kayıtları ile daha verimli çalışmaya başladığını ifade eden F.K bu sayede akademik özyeterlik inancının yükseldiğini ifade etmektedir.
Uygulama öncesinde 6 öğretmen adayının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında yüksek akademik özyeterlik inancına sahip oldukları görülmüştür. Örneğin;
N. A: “İlk dönemde başarılı oldum bu derste, şimdi de böyle çalışırsam başarılı
olacağımı biliyorum. Her zaman çalıştığımda başarılı oldum niye olmayayım ki.
148
çok çalışmam gerektiğini düşünüyorum”. (Öğretmen adayı ile yapılan görüşmeler, 2. Hafta)
B. A: “Bu dersi çok seviyorum. Organik kimya zor bir ders ama bana çok eğlenceli geliyor. Ben çalışınca yaparım bu dersten de bu dönem yüksek bir notla
geçeceğimi biliyorum. Önemlisi de hoca bu dersi çok güzel anlatıyor ve bende
çalışıyorum yani konuları öğrenmemem için hiçbir neden yok”. (Öğretmen adayı ile yapılan görüşmeler, 2. Hafta)
Uygulama sonrasında ise 15 öğretmen adayının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında yüksek akademik özyeterlik inancına sahip oldukları görülmüştür.
Tablo 22 incelendiğinde uygulama öncesinde düşük akademik özyeterlik inancına sahip 12 öğretmen adayının dokuzunun uygulama sonrasında yüksek akademik özyeterlik inancına sahip olduğu görülmektedir.
Özdüzenleyici Özyeterlik İnancı Kategorisi
Özdüzenleyici özyeterlik inancı, öğretmen adaylarının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında bilişsel kapasitelerinin yanı sıra öğrenme süreçlerinde kullandıkları özdüzenleyici stratejilere olan inançlarını ifade etmektedir. Bu çalışmada öğretmen adaylarına organik kimya dersindeki akademik etkinlikler ve hedefler karşısında kullandıkları özdüzenleyici stratejilere dair inançları araştırıldı.
Uygulama öncesinde bu bulguya “Kimya Öğretmen Adaylarının Kullandıkları Öğrenme Stratejilerini Belirlemek ve Bu Stratejilerin Faydalığı Hakkında Bilgi Edinmek İçin Kullanılan Görüşme Soruları” (bkz. Bölüm 3.4.1.3, EK 7) ile ulaşılmaya çalışılmış ve özellikle en son görüşme sorusu ile ortaya konmuştur.
Görüşme Sorusu:
- Çalışma/öğrenme stratejilerine ne kadar güveniyorsun. Bu stratejilerin seni başarıya götürdüğüne inanıyor musun? Başarılı olmak için bu stratejiler yeterli mi?
- Çalışma/öğrenme stratejilerinin etkinliğini değerlendiriyor musun? Başarılı ya da başarısız olduğunda bu stratejileri değiştirebileceğini düşünüyor musun?
Uygulama öncesinde 10 öğretmen adayının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında düşük özdüzenleyici özyeterlik inancına sahip oldukları görülmüştür. Örneğin;
149
M.T: “Organik kimya dersinde başarılı olup olamayacağım biraz da konulara bağlı. Çok zor konular varsa yapamayacağım konular varsa yapamam. Genel olarak hep aynı çalışıyorum. Ben liseden beri yazarak çalışırım. Bu çok vakit kaybettiriyor bana bazen yetiştiremiyorum sınava hazırlanırken konuları ama
çalışma stilim hep aynı. Yeni bir şey dener miyim bilmiyorum, aklıma bir şey de
gelmiyor zaten. Sonuçta alışık olduğum bir stil var. (Öğretmen adayı ile yapılan görüşmeler, 2. Hafta)
G. K: “Arkadaşlarımdan ders notlarını alıp, notlara göz gezdiriyorum. Yani evet bu sadece yeterli olmuyor ama çok zaman harcamak da istemiyorum. Sonuçta bu
yaşıma kadar gelmişim başka ne yapabilirim ki”. (Öğretmen adayı ile yapılan
görüşmeler, 2. Hafta)
İ. S: “Çalışırken not çıkartırım ve bu notlardan çalışırım. Bütün dersler için aynı çalışıyorum genelde. Başarısız olduğumda dersi sevmemişimdir ya da hoca iyi anlatamamıştır diye düşünürüm. Sonuçta diğer derslerde nasıl başarılı oluyorum.
Çalışma stilimi değiştirmeyi değil de belki daha fazla çalışmayı deneyebilirim.
Bazı arkadaşlarım kavram haritası, anahtar kelimeler ne biliyim renkli kalemlerle vurgu yapmalar gibi bir şeyler yapıyorlar ben pek öyle çalışmıyorum. Ben not çıkartıp yazarak çalışmayı seviyorum”. (Öğretmen adayı ile yapılan görüşmeler, 2. Hafta)
Uygulama sonrasında ise sadece 4 öğretmen adayının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında düşük özdüzenleyici özyeterlik inancına sahip oldukları belirlenmiştir.
Düşük Özdüzenleyici Özyeterlik İnançlarının Değişimine Örnek Örnek Öğretmen Adayı İfadesi
İ. S: “Ben genel olarak hep tek başıma çalışırdım bütün derslere. Derste kendi notlarımı tutarım zaten başkasının notlarını anlamak çok zor oluyor. Kendi
notlarımı tekrar edip daha özet notlar çıkartarak sınavlara hazırlanırım. Başka bir
şey denemezdim vakit kaybı olmasın diye. Vize sınavında istediğim notu alamadım ve uygulama sorularında da çok başarılı olamadığımı gördüm. Başlarda çalışma grubunda da zorlandım. Arkadaşlarımla aynı seviyeye gelmek çok zor oluyor. Birisi bir konuyu anlamıyor, ben bir konuyu. Ama zaman geçtikçe alıştık birbirimize. Grup çalışması öncesi mutlaka herkesin konuları tekrar edip gelmesi konusunda
150
anlaştık. Ben konuları anlıyorum ama soruları çözmekte zorlanıyordum. Arkadaşlarımla birlikte daha kolay oldu sanki. Birde G. Y arkadaşımın farklı çalışma tarzı var. Ondan çok yararlandım ve artık bende öyle yapıyorum. Yani bende özet çıkartıyordum ama o ilk dönemden itibaren gördüğümüz organik reaksiyonları mekanizmaları gruplayarak yazmış. Yani hangi fonksiyonel grup hangi reaksiyonu verir, ne tür reaksiyonlar gördüysek hepsini. Mesela bize oyun gibi yapıyor ve soruyor. Örneğin hidroborasyon reaksiyonunu hangi fonksiyonel gruplar da gördük, reaksiyonu yazın diyor. Bizde yazmaya çalışıyoruz. Bir de diğer gruplarla yardımlaşmaya başladık. Onlarla da çalışıyoruz. Finale baya iyi hazırlanıyoruz. Eskiden çalışma takvimi yapardım ve genelde uyamazdım buna. Şimdi daha esnek bir takvim hazırlıyorum ve daha çok uyuyorum. Tabi biraz da mecburen, grup arkadaşlarımdan geri kalmamak için. İlk döneme göre farklı
şekillerde çalışmaya başladım. Yani zorlandığımda, çalışıp da yapamadığımda
artık farklı stillerde çalışmaya çalışıyorum. Sanırım başarılı olabilmek için önemli olan şey, nasıl çalışman gerektiğini bilmek”. (Öğretmen adayı ile yapılan görüşmeler, 12. Hafta)
Uygulama öncesinde düşük özdüzenleyici özyeterlik inancına sahip olan İ.S organik dersine çalışırken derste aldığı notları temize çekerek kendine özel notlar çıkardığını ve bu şekilde bir çalışma stili olduğunu ifade etmektedir. Başka bir çalışma stratejisi kullanmayı vakit kaybı olarak gördüğü için de denemediğini ifade etmektedir. Ancak çalışma grupları ile çalışmaya başlaması ile arkadaşlarından yeni stiller edindiğini ve bunları deneyerek daha verimli çalıştığını söyleyen İ.S, uygulamalar sonrasında başarılı olabilmeyi de çalışmaya ve çalışmayı bilmeye bağlamaktadır.
Uygulama öncesinde 5 öğretmen adayının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında yüksek özdüzenleyici özyeterlik inancına sahip oldukları belirlenmiştir. Örneğin;
B. A: “Bu derste başarılı olacağıma inanıyorum. İlk dönem nasıl olduysam bu dönemde çalışarak başarılı olurum. Her derste farklı çalışıyorum. Sözel ağırlıklı ya da sayısal derslerde tabi ki farklı çalışıyorum. İlk dönem organik dersi ilk başladığında mesela not tutmakta zorlanmıştım. Çünkü hoca kendisinin cümlelerini yazmamızı istemiyordu. Kendi cümlelerimizle ifade etmemizi istiyordu notlarımızı. Buna ayak uydurdum not tutma stratejilerimi geliştirdim mesela. Başarısız olduğumu hissedersem yeni bir şeyler yaparım tabi. Çalışma süreci mi
151
değerlendiririm. Eksiklerimi bulur değiştirmeye çalışım mutlaka”. (Öğretmen adayı ile yapılan görüşmeler, 1. Hafta).
N. B: “Bu derste tabi ki başarılı olacağımı düşünüyorum. Ama 11. ünitenin uygulama soruları ödevinden 29 soruda ancak 15 soruyu doğru yapabilmişim. Daha fazla soru çözebileceğimi düşünüyordum. Konuları anladığımı düşünüyordum. Demek ki yanlış yaptığım bir şeyler var. Anladım sanmışım konuları. Notlarımı gözden geçirmiştim. Ama bu sefer daha ayrıntılı çalışmayı düşünüyorum. Hocanın derste vurgu yaptığı noktaları renkli kalemlerle çizmeye başladım. Soruları çözerken de arkadaşlarımla çalışmayı planlıyorum. Daha iyi
anlamak için başka türlü çalışacağım”. (Öğretmen adayı ile yapılan görüşmeler,
4. Hafta).
Uygulama sonrasında ise 14 öğretmen adayının akademik etkinlikler ve hedefler karşısında yüksek özdüzenleyici özyeterlik inancına sahip oldukları belirlenmiştir.
Tablo 22 incelendiğinde uygulama öncesinde düşük özdüzenleyici özyeterlik inancına sahip 13 öğretmen adayının dokuzunun uygulama sonrasında yüksek özdüzenleyici özyeterlik inancına sahip olduğu görülmektedir.