• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM I: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.9. Bar-On’a Göre Duygusal Zekânın Boyutları

1.9.1. Kişisel Beceriler

Bu bölümde “duygusal benlik bilinci”, “kendine güven”, “kendini gerçekleştirme”, “bağımsızlık”, “kişiler arası beceriler”, “empati”, “kişiler arası ilişkiler”, “sosyal sorumluluk”, “uyumluluk”, “problem çözme”, “stresle başa çıkma”, “stres yönetimi”, “gerçekçilik”, “esneklik”, “dürtü kontrolü”, “genel ruh durumu”, “mutluluk” ve “iyimserlik” gibi duygusal zekâ ile ilişkisi bulunan kavramlar açıklanacaktır.

1.9.1.1.Duygusal Benlik Bilinci66

Benlik gelişimi bireyin kendisini değerli bir insan olarak görmesini, becerilerine güvenmesini ve farklılıklarına değer vermesini sağlar. Benlik kavramının gelişmesinde akademik, sosyal, duygusal ve bedensel olmak üzere dört boyut vardır67. Bu boyutlar tezin ilerleyen bölümlerinde ayrıntılı olarak açıklanacaktır. Ancak tezin bu kısmında duygusal boyuta yer verilmesi uygun görülmüştür. Duygusal boyut duygusal zekâ kısmında verilen beş özellikle ilgilidir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir (Özden, 2011: 30):

1. Öz bilinç: Kendini tanıma, erken aşamada duyguları fark edebilme.

66“Duygusal bilinç kendi duygularını ve bu duyguların etkilerini tanımak demektir” (Goleman, 2015: 38).

Ayrıca Benlik bilinci, “duyguları fark etme tam ve doğru biçimde kavrayabilme ve tanımlayabilme

yeteneği” demektir (Özdemir yaylacı, 2008).

32

2. Duyguları idare edebilme: Kendini sakinleştirme, yoğun endişeden, karamsarlıktan ve alınganlıklardan kurtulmakla alakalıdır.

3. Kendini harekete geçirme: Bireyin kendini belli bir amaç doğrultusunda toparlayabilmesi ve bir noktada odaklanabilmesi.

4. Empati: Empatik bireyler başkalarının neye ihtiyaç duyduğunu ve ne istediğini gösteren sosyal sinyallere karşı hassastır.

5. İlişkileri yürütebilme: İlişki sanatı, başkalarının duygularını idare edebilme becerisidir.

Benlik kavramı68,“sağlıklı ve belirgin bir kimlik kazanma, başkalarından kendine yönelen saygıyı fark edebilme, kendini ve başkalarını sağlıklı bir biçimde kabul edebilme, iç bastırılan negatif mesajları yakalayabilmek için içsel konuşmaların farkına varabilme, kendisinin ve başkalarının doğal yeteneklerini ve güçlerini kabul edebilme” şeklinde tanımlanabilir (Schilling, 2009: 22). Söz konusu kavram, bireyin kişiliğine ilişkin kanıları ve kendi kendini görüş tarzından meydana gelmektedir. Diğer bir ifade ile benlik bireyin kendini algılaması, yorumlayıp, değerlendirmesidir. Bireyin kendisine ilişkin değer yargılarının birleşimidir. Bu acıdan benlik, kişiliğin öznel yanı şeklinde tanımlanabilir. Ayrıca benlik bireyin nitelikleri, becerileri, değer yargıları, bakış açısı, amaç ve ideallerine ilişkin kanılarının devingen bir örüntüsüdür. O halde benlik birtakım yaşantılar veya tecrübeler sonunda edinilen edinik bir oluşumdur (Baymur, 2014: 285-286, Topses, 2009: 123). Bununla birlikte “benlik tasarımı (self concept) bireyin genel kişilik özelliğinin temel bir boyutudur. Kendini algılama ve değerlendirme biçiminin anlatımıdır” (Topses, 2009: 258). Özden benlik yapısıyla ile ilgili şunları belirtmektedir:

“İnsan doğasının temelde iyi ve doğruya meyilli olduğunu kabul eden ve insana insan olarak değer veren, insancıl yaklaşımı benimseyen psikologlara göre benlik yapısı, öz ben ve benlik tasarımından oluşur. Öz ben, yapı olarak iyiye yöneliktir. Kötü olarak nitelendirilen tutum, düşünce ve davranışların nedeni temel gereksinimlerin doyurulmaması veya engellenmesidir. Doğuştan gelen ve “iyi” kabul edilen öz beni baskı altına almaktan çok, cesaretlendirmek ve gerçekleşmesine uygun bir ortam sağlamak gerekmektedir. Benlik tasarımı ise kişinin kendisini algılayış biçimiyle ilgilidir. Doğuştan başlayarak kişinin içinde bulunduğu sosyal çevre içerisinde yavaş yavaş gelişir. Benlik tasarımı dinamik bir yapıya sahiptir. Kişinin yaşadığı olaylar ve edindiği tecrübeler benlik tasarımını etkiler. Benlik tasarımı kişinin özellik, yetenek, duygu, düşünce, inanç ve tutumlarının dinamik bir

görüntüsü olarak tanımlanabilir” (Özden, 2011: 31).

68 Benlik kişiliğin merkezinde bulunan temel bir ögedir. Kişilik benliğin gelişimine bağlı olarak gelişir (Topses, 2009: 120).

33

İnsanlar benlik bilinçlerini geliştirerek kendilerini daha iyi yönetebilir, kendilerini daha iyi gözlemleyebilir ve davranışlarını kendi faydalarına olacak şekilde yönlendirebilir. İnsanların haklarında edindikleri duygular, yargılamalar, algılamalar, istek ve eylemler kanalıyla gelen bilgiler sağlıklı olduğu müddetçe benlik bilinci de sağlıklı olmaktadır. Zira bu bilgiler davranışların, iletişim biçiminin, tepkilerin ve farklı durumlardaki uygulamaların anlaşılmasını sağlar (Güney, 2013: 175). Bununla paralel olarak, Cüceloğlu’na (1990: 432) göre “kişi benlik bilinci ile davranışı arasındaki farklılığı görüp, kabul edip, davranışını gerçekçi olarak değiştirmeye yöneldiği zaman sağlıklı yöne gitmiş olur”. Topses (2009: 126) ise kişide olumlu veya olumsuz benlik tasarımı (self concept) gelişiminin dıştan gelen uyarıcıların niteliği ve niceliğiyle ilişkili olduğunu vurgular. Birey olumsuz bir ortamda, olumsuz benlik tasarımı geliştirir. Olumlu bir ortamda ise tersi meydana gelir. Benlik tasarımı, ekonomik ve toplumsal durumdan, çeşitli çevresel uyarıcılardan, gelir durumundan, baba ya da anne mesleğinden, ana babanın sağ ya da ölü, boşanmış veya boşanmamış olmalarından vb. farklı değişkenler tarafından etkilenmektedir.

1.9.1.2.Kendine Güven

Kendine güven veya özgüven (self-confidence), bireyin yeterliliklerinin bilincinde olarak, sahip olduğu beceri ve yetilerle “değerli olduğuna” inanmasıdır (Titrek, 2013: 106). Özgüven kendi becerilerimiz, değerlerimiz ya da hedeflerimizden emin olmaktan kaynaklanan cesaret şeklinde de tanımlanabilir (Goleman, 2015: 71). Doğan’a göre duygusal zekânın temel bileşenlerinden biri de özgüven kavramıdır. Özgüveni yüksek olan bireyler, bilgi eksikliklerini araştırıp, telafi etmekteyken özgüveni düşük olanlar ise bunun tersini yapmaktadır (Doğan, 2005: 110-111). O halde, özgüveni yüksek bireylerin iş hayatları ve özel yaşamlarında düşük olanlara göre daha büyük oranda başarı yakaladığı söylenebilir.

1.9.1.3.Kendine Saygı (Özsaygı)

Kendine saygı veya özsaygı (self-esteem) “kendini olduğundan aşağı ya da üstün görmeksizin kendinden memnun olma durumudur. Kendini değerli, olumlu, beğenilmeye ve sevilmeye değer bulmaktır” (Baltaş, 2005: 20). Stein ve E-Book’a göre ise, özsaygı bireyin zayıf ve güçlü yanlarının farkında olarak, kendini eksikleri ve hatalarıyla

34

benimseyebilmesidir69 (Stein ve E-Book, 2003: 36)70. Özsaygı iş ve özel hayattaki başarıda önemli bir konuma sahiptir. Burger’a göre, özsaygısı yüksek bireyler zor bir görevin üstesinden gelemeyeceklerini anladıklarında, bu onları çok fazla etkilemez. Öte yandan özsaygısı düşük olanlar sorunla karşılaştığında, başkalarına göre başarısız olduklarını düşünme eğilimindedir. Bu tip bireylerin başarısız olma durumunda hemen cesaretleri kırılır, motivasyonları düşer. Hatta düşük özsaygılı bireyler bir işe başlarken başarısız olacaklarını düşünme eğilimine bile girebilir. Bu da onları daha fazla başarısız yapacaktır (bkz. Burger, 2006: 490). Özsaygısı yüksek bireyler ise övünmeyi sevmez, egoları doğrultusunda hareket etmez ve başkalarına bağırmaz (Stein ve E-Book, 2003: 116). Bu tip bireyler iş hayatında ve özel yaşamlarında istikrarlı bir ilerleme ve olumlu gelişmeler kaydederler.

1.9.1.4.Kendini Gerçekleştirme71

Kendini gerçekleştirme72 (self-actualization), bireyin kendisini ve başkalarını olduğu gibi kabul edebilmesi, özerk, yaratıcı olması ve yaşamdan zevk alması, kişinin potansiyelinin bilincinde olarak iş ve özel hayatından memnuniyet duyması, gizil gücünü geliştirmesi için adım atması şeklinde tanımlanabilir (Özden, 2011: 28; Stein ve E-Book, 2003: 36, Türk, 2007: 84). Kendini gerçekleştirme, kavram olarak ilk defa Maslow tarafından kullanılmıştır. Maslow’a göre, insan değerlidir, kendine özgü ve iyiye yönelik bir öz bene sahiptir. Maslow ayrıca fizyolojik güvenlik, sevme ve sevilme, statü kazanma, bir gruba ait olma temel gereksinimlerini karşılayan insanın kendisi olabileceğini, diğer bir ifade ile kendini gerçekleştirebileceğini ifade eder73 (Özden, 2011: 36). Kendini gerçekleştiren insan dolu bir hayat yaşamaktadır. Eğlenceli aktivitelere kalır, hayatı dinamik olur. Bu

69 Bireyin kendini özünde iyi hissetmesi, kendine saygı duyması ve kendini olduğu gibi kabul edebilmesi özsaygıyla alakalıdır. Özsaygı, olumlu özelliklerin takdir edilerek, olumsuzların ve eksikliklerin farkına varılması ve kabul görmelerine dayanmaktadır (bkz. Stein ve E-Book, 2003: 113).

70 Ayrıca bkz. Kesin, Akgün ve Yılmaz, 2013.

71“Benlik gelişiminin amacı kendini gerçekleştiren insandır. Kendini gerçekleştiren insan, kendini ve

başkalarını olduğu gibi kabul eder. Özerktir, yaratıcıdır ve yaşamdan zevk alır” (Özden, 2013: 70).

72 Kendini gerçekleştirme psikolojik bir terim olmakla beraber, Abraham Maslow 1940’lı yıllarda “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” teorisiyle söz konusu kavramı ilk örneklendiren kişi olmuştur (Stein ve E-Book, 2003: 124).

73 Maslow’a göre her bir insanın kendini gerçekleştirmeye (self actualization) yönelik doğuştan bir eğilimi bulunur (Maslow, 1970). En yüksek (Schultz ve Schultz, 2004: 672) dereceye sahip insan ihtiyacı olan bu hali yetenek ve özelliklerimizi etkin şekilde kullanmayı ve potansiyelimizi geliştirip gerçekleştirmeyi kapsamaktadır. Maslow’un önerdiği ve sırasıyla doyurulması gereken ihtiyaçlar içinde fiziksel güvenlik, ait olma ve sevgi, saygı ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçları vardır (Schultz ve Schultz, 2004: 673).

35

süreçte birey yeteneklerini de sürekli geliştirir. Hoşlanılan şeylere duyulan ilgi de paralel şekilde hoşlanma duygusunu motive eder (Stein ve E-Book, 2003: 122). Türk’e göre “kendini gerçekleştirme gereksinimi diğer gereksinimlerin bir sonucudur ve diğer gereksinim kümelerini de içine alır. Kültürel çevreden çok etkilenen bu gereksinim, kişiden kişiye büyük ayrımlar gösterir. Herkesin kendine özgü bir kendini gerçekleştirme gereksinimi vardır” (Türk, 2007: 84).

1.9.1.5.Bağımsızlık

Bağımsızlık (independence) kendini denetleyebilme, kendi kendine yetebilme ve kendini yönlendirebilme becerisi şeklinde tanımlanabilir. Diğer bir ifade ile düşünce ve eylemlerde bireyin kendini kontrol edebilmesi, yönlendirebilme becerisi bağımsızlık kavramıyla bağdaştırılır (Stein ve E-Book, 2003: 104).