• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM I: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.12. Duygusal Zekâ- Çevirmen Tatmini İlişkisi

1.12.4. Çeviride Psikolojik Beceriler

1970’li ve 80’li yıllarda çevirmenler genellikle kamu kurum ve kuruluşları ya da büyük şirketlerde çalışırdı ve düzenli işleri vardı. Ancak 1980’lerde başlayan dış kaynak kullanımı ve uzmanlaşmayla birlikte, kurum içi çeviri işlerinin çoğu ortadan kalktı. Günümüzde ise çevirmenlerin çoğu web sitelerine verdikleri reklamlarla serbest olarak çalışmakta ve interneti iş yapmak için aktif bir şekilde kullanmaktadır. Çevirmenlerin müşterilerle direkt iletişime geçerek, çeviri pazarlama işini kendilerinin yapması beraberinde birtakım zorlukları getirmektedir. Çevirmenler artık uluslararası düzeyde çalıştıklarından, aldıkları işte rekabet fazladır. Bu durumda özellikle serbest çevirmenlerin çevirmen olmanın yanında aynı zamanda satış elemanı gibi çalışmaları gerekebilmektedir. Diğer bir ifade ile çevirmenler içinde teknik zorlukları barındıran çeviri işini rakiplerine göre daha hızlı ve yüksek kalitede ve aynı zamanda daha düşük fiyatla, müşterilerine en uygun hale getirerek sunmak durumundadırlar. Dolayısıyla

79

çevirmenlerin yalnızca çeviri işi yapmakla kalmayıp, aynı zamanda özgüvenli bir şekilde kendilerini müşterilere iyi tanıtmaları gerekir. Çünkü müşterilerin çoğu özellikle de yeni müşteriler çeviri işinin gerektirdiği beceri ve yetenekler konusunda pek bilgileri olmadığından çeviri işinin otomatik bir süreç olduğunu düşünebilmekte ve çevirinin kopya makinesinden çıkmış gibi çok hızlı bir şekilde bitirilmesini talep etmektedirler. Çevirmen ancak, müşterilere kendi reklamını yaparak bu durumun ya da çeviri işinin aslında sanıldığından daha fazla bilişsel yük gerektirdiğini ve karmaşık bir süreç olduğunu aktarabilir. Bununla birlikte, çeviri piyasasında doğrudan müşteriyle iletişim kurmanın zorlukları vardır. Çünkü çeviri pazarında yüksek oranda bir rekabet söz konusudur. Çevirmenler uluslararası düzeyde çalışmaya başlamıştır. Ayrıca çevirmenlerin daktilo, sıradan kalem kâğıt gibi araçlar yerine çeviri sürecinde bilgisayar kullanmaya başlaması da çeviri işini bilgisayar aracılı ortamlarda yapmasına katkı sağlamıştır. Çeviri sürecinde bilgisayar kullanımı, çevirmenlerden beklenen iş sorumluluğunu arttırdığı gibi, onların yeni işlemlerle uğraşmasını ve farklı şeyler öğrenmelerini zorunlu kılmaktadır. Bilgisayar yazılımları sürekli olarak değişmekte veya güncellenmektedir. Metinlerin bilgisayar diliyle kodlanması, çevirmenlerin yeni metin türleriyle uğraşmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu nedenle bazı çevirmenler bu ve benzeri işleri yürütme konusunda kendine daha az güvenebilir ve bazı endişeleri olabilir (ayrıca bkz. Atkinson, 2012). Çevirmenlerin üzerindeki baskı, endişe, özsaygılarının düşük olması vb. durumlar çeviride psikolojik becerilerin de en az dilsel, teknolojik, kültürel, stratejik, edinç kadar önemli bir alan olduğunu göstermektedir.

Çeviride psikolojik becerilerin çevirmen performansı üzerine etkisinin ölçüldüğü bazı araştırmalar mevcuttur. Çeviribilimci Atkinson, bir araştırmasında haftada alınan çeviri işi sayısı, çeviriden kazanılan gelir gibi birtakım faktörleri dikkate alarak ölçtüğü çevirmenlerin iş performansı ve çevirmenlerin tutumları, inançları olarak tanımlanabilecek “psikolojik becerileri” arasında bir ilişkinin var olup olmadığını, iş psikolojisinden yola çıkarak ortaya koymuştur. Yapılan araştırmanın sonunda da gelir düzeyleri, iş tatminleri, haftada üstlendikleri iş sayısı çevirmenlerin mesleki başarıları gibi faktörlerle ölçülen çevirmenlerin mesleki başarıları ile psikolojik beceriler arasında pozitif yönlü korelasyon bulunmuştur. Atkinson’a göre psikolojik beceri kavramı; çevirmenlerin yaşam ve çalışma hayatlarında karşılaştıkları yeni zor durumlara karşı

80

takındıkları tutumları ifade eden özyeterlilik; yaşanılan olayların kişinin kendi eylemleri tarafından ya da çevresel dış faktörler tarafından kontrol edildiğine dair beklentileri ifade eden kontrol odağı; çevirmenlerin yaşadıkları olay ve davranışları nasıl anlamlandırdıkları ve açıkladıklarını ifade eden psikolojik bir terim olan yükleme tarzı gibi kavramlardan oluşmaktadır. Atkinson (2012), ayrıca psikolojik becerilerle çevirmenlerin iş performansları, iş yapabilme becerileri ve motivasyonları arasında bir ilişki olduğunu savunmaktadır. Ayrıca psikolojik becerilerin çeviri sürecinde potansiyel olarak önemli bir rolü bulunmaktadır. Bilişsel olmayan beceriler kendi içinde psikolojik becerileri de barındırabilir; bu beceri türleri kişiler arası beceriler veya duygusal beceriler olarak da tanımlanabilir, tecrübe ve teknik beceriler gibi farklı yetenekleri kapsayan iş konusundaki profesyonel beceriden (hard skill) farklılık göstermektedir. Herhangi bir çeviri projesi yönetimi için gerekli olan söz konusu “teknik beceriler” süreç, yöntem, araç ve tekniklerin kullanımını kapsarken, bilişsel olmayan beceriler de projenin insan ilişkileri ilgili kısmıyla alakalıdır. Bu tür beceriler aynı zamanda duygusal zekâ kavramıyla bağlantılıdır. Duygusal zekâ kavramı daha önce de belirtildiği gibi sosyal yönden insanların diğer insanlarla nasıl iletişim kurduğunu ölçen bilişsel olmayan beceriler grubundadır. Çeviri sürecinde proje yönetimi ve kişinin kendi kendini yönetmesi, yani özdisiplini olması kendilerini denetleyecek bireylerin olmadığı durumlarda kendi kendilerine çalışan çevirmenler için önem arz etmektedir. Çeviri mezunları genellikle eğitimlerini bu becerilerden yoksun olarak tamamlarlar. Diğer bir ifade ile çeviri eğitiminde teknik, bildirimsel ve yordamsal bilgiyle donatılırlar ancak bilişsel olmayan (psikolojik beceriler) kısmı eksik kalmaktadır. Bu becerilerin mezunlarda eksik kalması öğrencilerin kendi suçu değildir. Bu beceriler çeviri eğitiminde programlarda yer almaz ve de önemsiz sayılır (ayrıca bkz. Atkinson, 2012).

Bu doğrultuda, çevirmenlerin salt bilişsel beceriler kadar psikolojik becerileri de içine alan bilişsel olmayan becerilerle donatılması gerekir çünkü çevirmenlik mesleği özellikle çeviri piyasasında çevirmenlerden aynı zamanda zayıf ve güçlü yönlerinin farkında olmasını, motivasyon, esneklik, açık fikirlilik, gelişime açıklık ve uyumluluk beklemektedir. Bunun yanı sıra, çevirmenlik mesleği ciddi anlamda özdisiplin gerektirmektedir. Özellikle ülkemizde, çevirinin meslek olarak kabul edilmesi Ocak 2013 yılında mümkün olabilmiştir. Bu durum, çeviride halen meslekleşme sorunu

81

olduğunu gösterdiği gibi, çeviri meslek odaları henüz kurulmamıştır ve mesleğin sosyal statüsü oldukça düşüktür. Bu nedenle her dil bilen, çeviribilim mezunu değilse bile noterden yeminli tercümanlık alarak, bazen de korsan yollarla çeviri yapabilmektedir. Ayrıca işlevci çeviri kuramları gibi kuramlar çeviri sürecini uzmanlık gerektiren bir süreç olarak ele almalarına karşın, çevirmenin işine çok kolay müdahale edilebilmesi çeviri mesleğinin profesyonelleşmesi yolunda bir engel oluşturmaktadır. Çeviri işinin beraberinde getirdiği zorluklara ek olarak, çevirmenlik mesleğinin de bünyesinde birtakım zorluklar barındırması çevirmenlerin psikolojik becerilerinin daha güçlü olmasını gerektirmektedir. Çevirmenler, gerek mesleki anlamda gerekse de bireysel anlamda eğer güçlü durur, mesleklerine sahip çıkar, özgüvenli olurlarsa piyasada tutunmaları ve çevirmenlik mesleğinin meslek olarak statüsünün yükselmesi de o kadar hızlı ve kolay olur.

1.12.5. Çeviride Kişisel Beceriler: Özyeterlilik, Benlik Kavramı, Özfarkındalık,