• Sonuç bulunamadı

Kesin Mühletin Alacaklılar Bakımından Sonuçları

II. BÖLÜM KONKORDATO ĠLE ĠLGĠLĠ YENĠ YAPILAN DÜZENLEMELERĠN

2. YENĠ DÜZENLEMELERE GÖRE KONKORDATO SÜRECĠ

2.11. Kesin Mühletin Alacaklılar Bakımından Sonuçları

Öncelikle belirtmek gerekir ki geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurduğundan (ĠĠK md 288/1), geçici mühlet kararı verilmesi halinde de alacaklılar açısından kesin mühlet verilmesi ile aynı sonuçlar doğacaktır. Yani geçici mühlet kararı verilmesi ile birlikte alacaklıların durumu etkilenmeye baĢlayacaktır. Bu nedenle aĢağıda kesin mühlet verilmesinin sonuçları ele alınırken söz konusu sonuçların geçici mühlet kararından itibaren sonuç doğuracağına dikkat edilmelidir.

ĠĠK.294. Maddesine göre;

 Mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce baĢlamıĢ takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaĢımı ve hak düĢüren müddetler iĢlemez.

 Ġ.Ġ.K.‟nun 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.

 Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiĢ her türlü alacağa faiz iĢlemesi durur.

 Geçici mühletin ilânı tarihi esas alınmak suretiyle, bu sürenin verilmesi ile birlikte borçlunun alacakları borçları ile takas edilemez.

 Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düĢtüğü ölçüde yani Ġ.Ġ.K.‟nun 186. Maddesine göre Konkordato mühletinin verilmesinden evvel paraya çevrilmiĢ bulunan mahcuz malların bedeli, haciz koyduran alacaklılara paylaĢtırılır, Ġhtiyaten haczedilmiĢ mallarla Konkordato mühletinin baĢladığı zaman paraya çevrilmemiĢ mahcuz mallar konkordato sürecine tabidir.

 Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleĢmesi yapılmıĢ ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuĢ ise, bu devir hükümsüzdür.

 Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eĢit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. ġu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.

Bu maddede kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları düzenlenmektedir. Bu sonuçlar, geçici mühlet bakımından da geçerlidir. Yapılan bu düzenleme ile, kesin mühlet içinde alacaklıların haklarında bazı sınırlamalar yapılmaktadır. Alacaklıların haklarında yapılan bu sınırlamaların temel nedeni, konkordato mühleti içinde borçlunun rahat hareket edebilmesi ve alacaklıların baskısı altında olmadan konkordato projesinin hayata geçirilebilmesi için faaliyetlerine devam edebilmesinin sağlanmasıdır. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı ve evvelce baĢlamıĢ takiplerin de duracağı belirtilmektedir. ĠĠK. 289 uncu maddesinde de borçlu aleyhine takip baĢlatılamayacağı, baĢlamıĢ takiplerin de duracağı belirtilmekteydi. Takip yasağının en temel gerekçesi, borçlunun bu süreçte konkordato müzakerelerine hazırlık yapabilmesine olanak sağlanması ve alacaklıların baskısından kurtularak iyileĢme olanağının kendisine verilmesidir.

Gerçekten de konkordato mühleti içinde alacaklının ‘takip talebi’nde bulunması, alacaklıya -kural olarak- hiçbir yarar sağlamamakta, bilakis bazen gereksiz yere aylar önce (yani; konkordato talebinin reddinden önce) icra dairesine „takip talebi‟ ile beraber «peĢin harç» ödemesine neden olmakta ve aylar sonra (konkordato talebinin reddinden sonra) –borçlu tarafından takip konusu borcun kısmen ödenmiĢ olması nedeniyle, alacaklının ödenen kısımdan –feragat harcı ödeyerek- takipten feragat etmesini gerektirmektedir.

Konkordato mühleti içinde, ‘takip yasağı’ nedeniyle, „zamanaĢımı ve hak düĢürücü süreler iĢlemediği‟nden (ĠĠK mad. 294/I), alacaklının mühlet içinde „takip talebi‟nde bulunmasının bir anlamı kalmamaktadır.

Hemen belirtelim ki; „takip yasağı‟ «konkordato mühleti verilmesinden önce doğan alacaklar ile, mühlet verildikten sonra konkordato komiserinin onayı olmaksızın doğan alacaklar için» uygulanır (Uyar, 2019:295).

Ayrıca belirtelim ki, „takip yasağı‟ sadece borçluya karĢıdır. Alacaklı, „borçlu ile birlikte borçlu olan‟ müĢterek borçlular ve borçlunun kefilleri hakkında takip yapabilir. Kefalet‟in, «âdi kefalet» niteliğinde olması da durumu değiĢtirmez. Çünkü, TBK. mad. 585/I-4 uyarınca; borçluya konkordato mehli verilmiĢ olması halinde, doğrudan doğruya kefile baĢvurulabilir (Pekcanıtez ve Erdönmez, 2018:33).

Ancak, Alacağın „teslime bağlı taĢınır rehni‟ ile (TMK. m. 939) veya „alacak rehni‟ ile güvence altına alındığı durumlarda «rehnin paraya çevrilmesi yolu ile» (ĠĠK. m. 145-147) takipte bulunulmasından, kefile baĢvurulamaz (TBK. m. 586/II) ise de, borçluya „konkordato mehli‟ verilmiĢ olması halinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile baĢvurulabilir (TBK. m. 586/II, c: 2). Keza kefil aleyhine ihtiyati talep edilebilir (MuĢul, 2017:386).

Ġlgili fıkrada ayrıca, borçluya karĢı ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanamayacağı da hükme bağlanmaktadır. Mühlet içinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasının sebebi, takip yasağındaki sebeple benzerlik taĢımaktadır. Bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaĢımı ve hak düĢürücü sürelerin konkordato mühleti içinde iĢlemeyeceği hususu da ilgili fıkrada yer almakta ve bu Ģekilde mevcut Kanunun 289 uncu maddesi hükmü muhafaza edilmektedir.

Bu yönde kesinleĢmiĢ alacak için müĢterek borçlu müteselsil kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı talebinin ilk derece Mahkemesince red edilmesi neticesinde istinaf talebi üzerine Ġstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. hukuk dairesi 21/03/2019 tarihli 2019/163 Dosya No, 2019/183 Karar Sayılı Kararında; “(…) ĠĠK' nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiĢ ve vadesi gelmiĢ bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü Ģahısta olan taĢınır ve taĢınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Yasa' nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiĢ bir alacağın borçlusu iflasa tabi Ģahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. 6098 sayılı TBK'nın 586. maddesi uyarınca da, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmiĢse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taĢınmaz rehnini paraya çevirmeden

kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taĢınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmıĢsa, rehin paraya çevrilmesinden önce kefile baĢvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karĢılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile baĢvurulabilir. Belirtilen yasa maddeleri uyarınca ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli koĢullardan biri de alacağın rehinle temin edilmemiĢ olmasıdır.

Somut olayda, asıl borçlu XXX Ltd. ġti.' ne alacaklı banka tarafından kredi kullandırılmıĢ, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenler de kredi sözleĢmelerini müĢterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıĢ, kredi borcu vadesinde ödenmediği için borçluya hesap kat ihtarnamesi gönderilmiĢtir. Her ne kadar konkordato talep eden ve mahkemece tedbir kararı verilen asıl borçlu için, ĠĠK'nın 289. maddesinde konkordato mühleti içinde ihtiyati haciz istenmeyeceği açıkça belirtilmiĢ ise de, BK TBK'nın 586. maddesinin değerlendirmesi sonucu kefil için konkordato mühleti için de ihtiyati haciz talep edilebileceği, talep dilekçesi, hesap kat ihtarnamesi ve ekli diğer belgeler uyarınca ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı Ģekilde red kararı verilmesinin doğru olmadığı anlaĢıldığından, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf baĢvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin red kararının kaldırılarak, HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca (…) ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak hüküm kurulmuĢtur.(…)” denilmiĢtir.

Diğer yandan ĠĠK.206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabileceği hükme bağlanmaktadır. Bu alacaklar için, mühlet içinde olsa da takip baĢlatılabilecek ve baĢlamıĢ takipler devam edecektir.

ĠĠK. 206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar Ģunlardır;

- ĠĢçilerin, iĢ iliĢkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiĢ ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iĢ iliĢkisinin sona ermesi üzerine hak etmiĢ oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,

- ĠĢverenlerin, iĢçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teĢkilatı kurulması veya bunların yaĢatılması maksadıyla meydana gelmiĢ ve tüzel kiĢilik kazanmıĢ bulunan tesislere veya derneklere olan borçları,

- Ġflâsın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiĢ olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.

Bunların yanında, tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiĢ her türlü alacağa faiz iĢlemesinin duracağı hükme bağlanmaktadır. Ancak, „konkordato projesinde, bu kuralın aksi öngörülebilir. Bu durumda, rehinle temin edilmemiĢ alacaklar için de faiz iĢlemeye devam eder (Uyar, 2019:295).

Takas ve mahsuba iliĢkin ise ĠĠK. 200 ve 201 inci maddelere atıf yapılmıĢtır. ĠĠK. 289 uncu maddesinin beĢinci fıkrasında da aynı hüküm yer almıĢtır. Bu hükümden farklı olarak yeni düzenlemede, 200 ve 201 inci maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilanı tarihinin esas alınacağı belirtilmektedir. Ġflastaki sıkı takas yasakları konkordato mühletinde de geçerli olacaktır. Buna göre, Alacaklı alacağını müflisin kendinde olan alacağı ile takas edebilir. Ancak, Müflisin borçlusu iflas açıldıktan sonra müflisin alacaklısı olursa, Müflisin alacaklısı iflas açıldıktan sonra müflisin veya masanın borçlusu olursa, Alacaklının alacağı hamile muharer bir senede müstenit ise, takas yapılamaz. Anonim, limited ve kooperatif Ģirketlerin iflasları halinde esas mukavele gereğince verilmesi lazım gelen hisse senedi bedellerinin henüz ödenmemiĢ olan kısımları veya konması taahhüt edilen ve fakat konmamıĢ olan sermayeler bu Ģirketlerin borçları ile takas edilemez. Müflisin borçlusu iflasın açılmasından evvel alacaklısının aciz halinde bulunduğunu bilerek masanın zararına kendisine veya üçüncü bir Ģahsa takas suretiyle bir menfaat temin etmek için müflise karĢı bir alacak ihdas ederse bu takasa mahkemede itiraz olunabilir.

ĠĠK. 289 uncu maddesinin beĢinci fıkrasına göre, konkordato mühletinden önce tatbik edilmiĢ hacizlerde haczedilmiĢ mallar için, elverdiği ölçüde Kanunun 186 ncı maddesi hükmü uygulanacaktır. 186 ncı maddede iflasın açılmasının mevcut hacizlere olan etkisi düzenlenmiĢtir. Bu düzenlemeden çıkan sonuç, konkordato mühletinin, daha önce konulmuĢ hacizleri kaldırıcı bir etkisinin bulunmadığıdır.

Mühlet kararı devam ettiği sürece alacaklının haciz hakkı baki kalacaktır. Hacizlerin düĢmesine sebep olan Ģey, konkordatonun tasdiki veya mühletin kaldırılması kararıdır.

Konkordato mühleti verilmesinden evvel yapılan ve ileride doğacak alacağın devrine iliĢkin olan sözleĢmelerin, devredilen alacağın konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğması halinde hükümsüz olacağı hakkındaki mehaz Kanunun 297 nci maddesinin dördüncü fıkrasıyla uyumlu bir düzenleme yapılmıĢtır. Bu hükmün amacı borçlunun konkordato alacaklılarının müracaat edebileceği malvarlığını korumaktır. Her ne kadar bu fıkra ile elde edilmek istenen amaca ĠĠK.277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ile de ulaĢılabileceği düĢünebilirse de, tasarrufun iptali davası Ģartlarının (özellikle aciz vesikası alma Ģartının) pek çok olayda gerçekleĢemeyebileceği dikkate alınarak Ġsviçre Ġcra ve Ġflas Kanunundaki çözüm Ģeklinin daha uygun olduğu sonucuna varılarak, böyle bir düzenleme yapılmıĢtır.

ĠĠK.nun 297.maddesinin gerekçesinde, maddeye yapılan atfın sınırlı Ģekilde anlaĢılmaması gerektiği, mahkemenin gerekli görür ise borçlu aleyhine baĢlatılmıĢ veya talepten sonra baĢlatılacak icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına veya yasaklanmasına da karar verebileceği ifade edilmiĢ ve buradaki yasaklamanın icra ve iflas takibinin baĢlatılamaması değil, baĢlatılıp yürütülememesi, örneğin ödeme emri gönderilememesi olarak anlaĢılması gerektiği, belirtilmiĢ ise de kanunun açık hükümleriyle uyumlu olmayan bu durumun 288 ve 294 maddeler dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. 288/1.madde hükmüne göre geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğurur. 294.maddeye göre kesin mühletin sonuçlarından biri borçlu aleyhine yeni takip yapılamaması ve yapılan icra takiplerinin durmasıdır. Kanun hükmü gereğince ortaya çıkacak takip yasağının "icra ve iflas takiplerinin baĢlatılmaması değil, baĢlatılıp yürütülmemesi, örn;ödeme emri gönderilmemesi olarak anlaĢılması" mümkün değildir. Ġcra dairelerinin geçici mühlet kararından haberdar olması, borçlunun geçici mühlet kararını icra dairelerine ibraz etmesiyle gerçekleĢebilecektir. Her halükarda eğer geçici mühlet kararından sonra takip baĢlatılmıĢ ve borçluya ödeme emri gönderilmiĢ ise, bu takip geçici mühlet kararını veren Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde (süresiz) Ģikayet yoluyla iptal

edilebilecektir. Gerekçede ki ifadenin bu ihtimali öngördüğü kabul edilmelidir. (Öztek, Budak,Yücel, Kale,YeĢilova, 2018:152)

Konusu para olmayan alacakların para alacağına çevrilmesini, fakat bu alacakların aynen ifasının da iflas tasfiyesine benzer Ģekilde komiserin onayıyla borçlu tarafından üstlenilmesini düzenleyen düzenleme yapılmıĢtır. Mühletin alacaklıların hakları bakımından önemli etkilerinden bir diğeri, gecikmesinde sakınca bulunan haller dıĢında konkordatoya tabi alacaklara iliĢkin idari davalar ve borçlunun davalı olduğu hukuk davalarının mühlet içinde duracak olmasıdır. Mühlet içinde duracak olan davalar, konkordatoya tabi alacaklara iliĢkin idari davalar ile borçluya karĢı açılan her türlü hukuk davalarıdır. Mühlet içinde davaların durmasının temel sebebi, borçluya konkordato projesini hazırlaması için rahat bir çalıĢma alanı yaratma düĢüncesidir. Bu düĢünce mühlet içinde takiplerin durmasında da etkili olmuĢtur. Mühletin etkilerine iliĢkin maddenin bu fıkrası, iflasın açılmasıyla duran borçlunun taraf olduğu hukuk davalarına iliĢkin ĠĠK.194 üncü maddesi hükmü ile benzerlik göstermektedir. Dolayısıyla bu fıkraya iliĢkin sorunlar ĠĠK.194 üncü madde hükmü uygulaması dikkate alınarak çözülebilir. Ġlgili hükümde dikkati çeken ayırım, duran idari davaların konkordatoya tabi alacağa iliĢkin olmasının yeterli bulunması, hukuk davaları bakımından ise sadece borçlunun davalı olduğu hukuk davalarının durmasıdır.