• Sonuç bulunamadı

2. KAZAKİSTAN TURİZM VE ULAŞTIRMA ALTYAPISI HAKKINDAKİ

2.4. Kazakistan’ın Kültürel Yapısı

Asya’da merkez konumunda yer alan Kazakistan dünyanın en eski uygarlıklarının, ticaret yollarının birleştiği, birçok bitki ve hayvanın evcilleştirildiği, modern şehirlerin kurulduğu yerde bulunmaktadır. Modern Kazakistan anayasasına göre din ve dil özgürlüğünün güvence altına alınması sonucunda diğer etnik gruplar mevcudiyetini muhafaza etmiş ve ülke çok kültürlü bir mozaiğe bürünmüştür (DEİK, 2007:22).

Özellikle siyasi olarak Çin, Rus ve diğer Slavlar, dini olarak Arap medeniyetleriyle olan karşılıklı ilişkiler Kazak kültürüne zarar vermemiştir. Etnik, siyasi, askeri, coğrafi olaylar

düzeni bozmamıştır. Diğer kültürlerle kesif ilişki içinde olan Kazak kültürü özgünlüğünü korumayı başarmıştır (DEİK, 2007).

Kazakistan’da bulunan Hun Devletine ait Sarıgöl, Cengiz Dağı, tarihi mezar taşları içinden çıkan yazılar Yenisey kültürünün izlerinin taşındığını göstermektedir. Göktürk kitabeleri üzerinde çalışmalarına yoğunluk veren Türkolog ve arkeologlar Kazakistan’daki Türk varlığının ne kadar eskilere dayandığı konusunda çok önemli belgeler bulmuştur (DEİK, 2007).

Kazakistan bozkırlarına gelen birçok etnik unsurla kaynaşmış kültürün adıdır Kazak Kültürü. Diğer gruplarla kaynaşmış, siyasi, askeri, ekonomik, kültürel etkileşime girmiş ve hoşgörülü tavır sergilemiştir. Halkın hep beraber kültürel mirası koruması kendi kültürlerinin gelenekselleşmesini sağlamıştır. Kazak halkı doğu ve batı toplumunun sentezi olarak sayabiliriz. Birçok kültürle etkileşim halinde olan bu kültür yaşayışıyla ve inancıyla hem doğunun hem de batının izlerini bize göstermektedir (DEİK, 2007).

2.4.1. Gelenekler ve Görenekler

Gelenekler insanın doğduğu coğrafyayla, ülkenin ekonomisiyle ve yönetimiyle, eğitimle ve şehirleşmeyle yakından alakalıdır. Bu durum Kazakistan’da da aynıdır. Bugün Kazak toplumuna bakıldığında kırsal alanda yaşayan insanlar şehirde yaşayan insanlara göre geleneklere daha sıkı bağlıdır. Çocuk doğumu kutlama, düğün ve avcılığı Kazak geleneğine örnek olarak verebiliriz.

Öncelikle Kazak toplumu steplerde yaşamaktadır. Yaşam koşulları bu gibi yerlerde zor olduğu için güç, cesaret, hayatta kalma gibi kavramlar çocukluk çağından itibaren öğretilmeye başlanır ve çocuk Kazak toplumunda çok önemli bir yere sahiptir. Çocuk doğumu Kazakistan’da büyük şölenlerle kutlanmaktadır. Komşu köylerdeki insanlar bile bu kutlamalara katılır ve deyim yerindeyse kırk gün kırk gece eğlenilir (Tülbasiyeva, 2004:20).

Her toplumda olduğu gibi Kazak toplumu da kendi soyunu erkek evlatları üzerinden devam ettirmektedir. Eskiden Kazak toplumunda sadece oğlan çocuğunun oğlu torun olarak kabul edilmekteydi. Günümüzde ise hem oğlan hem de kız çocuğunun çocukları torun olarak kabul edilmektedir. Kazak toplumunda aileyle yedi göbek yakın biriyle

evlenmek yasaktır. Bu yüzden bir kabileden biri mütemadiyen başka kabilelerden biriyle evlenmiştir (Artıkbayev, 2004:103).

Kazak toplumunda çocuğun doğumu ve gelişimi arasında muhtelif törenler düzenlenir. Besikke Salu çocuğu beşiğe yatırma geleneğidir. Bu gelenekte Çocuğun hızlı büyümesi, güçlü ve sağlıklı olması amaçlanır. Tusau Kesu ise adında diğer gelenek ise çocuğun adımını atmaya başladığı zamanlarda yapılır. Bu geleneğe göre köyün en çok sevilen ve sayılan insanı çocuğun bacağındaki kurdeleleri keser. Buradaki amaç ise, çocuğun hiçbir engelle karşılaşmadan amacına ve hayallerine ulaşması, aileye, topluma ve devlete hayırlı evlat olmasıdır. Ata binme, sünnet gibi durumlarda da tören yapılır ve misafirler davet edilir. Genel olarak ev sahibine misafirler hediye getirirler (Artıkbayev, 2004:159). Düğün geleneğine bakıldığında dikkati ilk çeken olay evlenecek olan kişinin evlenmek istediği kişiye direk olarak değil de bir yakını aracılığıyla söylemek istemesidir. Bu duruma sebep olarak ise bozkır kurallarının sıkı olmasıdır. Kız evleneceği erkeği tanımadan evlenir. Düğün zamanında kız evden giderken şölen yapılır ve sınsı vedalaşma şarkısı söylenir. Daha sonra ise damat adayının evinde şölen yapılır. Yapılan şölenler yörelerin durumuna göre farklılıklar gösterebilir (Kişibekov, 1997:45).

Son olarak avcılık Kazak kültüründe önemli bir yere sahiptir. Özellikle bozkır iklimi düşünüldüğünde bunun ne kadar hayati bir önem taşıdığı anlaşılır. Kazak avcılığını diğer avcılardan ayıran olay kartalların av zamanında yardımcı olması için eğitilmesidir. Bu avcılara Kuş-beyi veya Bürkütşü adı verilir. Evcilleştirme olayı Kazak toplumunda yüzyıllar boyunca süregelen bir gelenektir ve babadan oğla geçer. Bugün kuş eğitmenlerinin sayısında oldukça bir düşüş gözlenmektedir. Eğitilmiş kartallar tavşan, tilki, keklik gibi hayvanları çok rahatlıkla avlayabilir (Kişibekov, 1997:65).

Avcı olmak isteyen bir kişi mutlaka bürkütşiderleri almıştır çünkü yırtıcı bir hayvana av yapmayı öğretmek çok zahmetli bir iştir. Bürkütşi sırları nesilden nesile aktarılan bir ders yöntemidir. Yerlere kar düşmesi kartal ile ava çıkma zamanının geldiğinin göstergesidir. Eski dönemlerde kartallarla beraber kürklü hayvanları avlamak için çıkılardan günümüzde basit avlarda bile bazen bu yöntem kullanılmaktadır (Kişibekov, 1997:68). Kartal ile av yapmanın sırrı şu şekildedir: avcı altındaki atı dörtnala sürerek kartalın başındaki tımağını çıkarır ve avlanacak hayvanın yönüne doğru kartalı uçurur. Kartal hızlı

bir şekilde hedefine doğru gider ve avı yakalar. Tazı köpeği av yapılırken diğer önemli bir unsurdur. Bu bölgedeki tazı köpeğinin ava yatkın olması nedeniyle diğer bölgedeki tazı köpeklerinden ayrılır. Av esnasında kartalın yanında tazı köpeğinin de bulunması avın başarılı geçme şansını yükseltmiştir (DEİK, 2007).

2.4.2. Kazakistan’da Konukseverlik ve Yemek Kültürü

Türk toplumunun geleneksel en büyük özelliklerinden bir tanesi gem geçmişte hem de günümüzde misafirperverliktir. Konukların ağırlanması ve memnun edilmesi için gerekli bütün hazırlıklar öncesinden yapılır. Bazı zamanlarda yapılan hazırlıkların bütçeyi aştığı tespit edilmiştir. Bu durum aynı şekilde Kazak kültüründe de geçerlidir. Kazaklar hem konuk ağırlamayı hem de konuk olmayı seven bir millettir. Kazaklarda “yemeğin varsa yedir halkı tanı, atın varsa gez vatanı tanı” anlayışı vardır (Doğan, 2007:28).

Konuk ağırlama Kazak toplumunda o kadar ehemmiyetli bir konudur daha henüz çocuk yaştayken misafirin nasıl ağırlanması gerektiği öğretilir. Gelen misafirler çocuklarla hoş vakit geçirirler. Eğer konuk şiir biliyorsa şiir okur, enstrüman çalabiliyorsa enstrüman çalar ve dombıra söyler. Her nesil boyunca konuk ağırlamak çocuklara erken yaşta öğretildiği için gelenek günümüzde Kazak kültüründe kalıcılığını korumaktadır (Doğan, 2007:33).

Toplumun içinde yaşadığı jeopolitik, jeo-ekonomik ve jeo-coğrafik durumu yemek kültürünü de doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle Kazakistan da içinde bulunduğu koşullardan etkilenmiştir ve bazı bölgeler ile farklılık gösterir. Av kültüründen de anlaşılacağı üzere et ve et yemekleri Kazak kültürünün vazgeçilmezidir. At, sığır, koyun, tavşan, geyik, ördek başlıca tüketilen etlerdir. Kavurma, karta, sirne, ülperşek, kuyruk bağı başlıca et yemekleridir (Doğan, 2007:32).

Kazak kültürünün sütlü tüketim ürünleri tereyağı, ayran, yoğurt, ak irimşik, kırmızı irimşiktir. İçeceklerin başında kımız gelmektedir. Diğer içecek ürünleri ise ayran, şubat, kırman, katık ve şalaptır. Kazak kültüründe çorbanın yeri de oldukça önemlidir. Başlıca çorbaları, jassorpa, ak sorpa, külçe sorpa ve bozbaştır.67 unlu mamulleri ekmek, baursak, şelpek, atala, cauma ve katala, tahıl yemekleri; taklan, arı, cent, mısır, carma ve buğday kavurmasıdır. Bizim tatlılarımıza benzeyen tatlıları da vardır (Doğan, 2007:37).