• Sonuç bulunamadı

Depresyon: Depresyon, geniş anlamda çöküntü anlamında kullanılmaktadır.

Tektonik hareketler sonucunda çökerek çukur haline gelmiş alanlara depresyon denilmektedir. Çalışma alanımın da içerisinde bulunduğu Eber-Akşehir kapalı havzası da bir depresyon alanıdır.

Yerleşme: Barınmak yada belli bir faaliyeti sürdürmek amacıyla bir saha üzerine inşa edilmiş bir veya birden fazla sayıda meskenden (konuttan) oluşan kümeye yerleşme denir (Özçağlar,1997).

Köy Yerleşmesi: Köy idari alanları içerisinde tarım, hayvancılık, ormancılık, avcılık, toplayıcılık gibi ekonomik faaliyetlerin hâkim olduğu köy muhtarlığına bağlı yerleşmelerin tamamına köy yerleşmesi denilmektedir. Köy idari alanları içerisindeki yerleşmeler tek yerleşmeden oluşabildiği gibi birden çok yerleşmeye sahip köy idari alanları da bulunabilmektedir.

Mahalle: Köy idari sınırları dahilinde birden fazla köy özellikli sürekli yerleşme bulunuyorsa bu yerleşmelerin her biri idari yönden “mahalle” olarak isimlendirilmektedir (Özçağlar, 2000: 69).

Şehir Yerleşmesi: Bünyesinde barındırdığı insanların hemen hemen bütün ihtiyaçlarını başka yerleşmelere muhtaç olmadan yerinde karşılayabilen bütün fonksiyonlara haiz olan, alt ve üst yapı bakımından fazla eksiği olmayan 20.000 üzerinde yada 20.000 in biraz altında nüfusa sahip olan belediye örgütlü yerleşmelere şehir denir (Özçağlar,1997: 9). Çalışma alanım içerisinde ki Bolvadin yerleşmesi de sahip olduğu özellikleri bakımından şehir yerleşmesi özelliği göstermektedir.

Köy İdari Alanı: Belirli bir idari sınırı bulunan ve bu sınırlar içerisinde yer alan sürekli ve dönemlik kır yerleşmeleriyle ekonomik faaliyet sahalarından oluşan, nüfusu 2000 den az yada fazla olan, hammadde üretimi (tarım, hayvancılık, ormancılık, avcılık, toplayıcılık) ve evsel sanayi ile ilgili faaliyetlerin egemen olduğu ülkemizin kırsal kesimini oluşturan en küçük idari sahalara köy idari alanı denilmektedir (Özçağlar,2000: 68).

Kentsel İdari Alan: Belediyeler tarafından yönetilen kasaba ve şehir alanlarına kentsel idari alan adı verilmektedir. Kent, günümüz Türkiye’sinde yaygın olarak şehir karşılığı kullanılan ve şehirle eş anlamlıymış gibi algılanan bir sözcüktür.

İlçe: Bir veya birden fazla bucak alanından oluşan ve merkezden atanan kaymakamlar tarafından yönetilen mülki idari alanlarına ilçe denilmektedir(Özçağlar,2000: 114). Günümüz Türkiye’sinde ilçeyi, bucak idari alanları kaldırıldığı için köy idari alanlarının birleşmesiyle oluşan merkezden atanan kaymakamlar tarafından yönetilen mülki idari alanlar olarak tanımlayabiliriz.

Genel Arazi Bölünüşü: Genel arazi bölünüşü, bir alandaki arazi bütünü üzerindeki yararlanma biçimlerinin genel hatlarıyla, ayrıntıya inilmeden belirlenmesidir. Bu amaçla arazideki tarım alanları, otlak alanları ve doğal bitki örtüsü ile kaplı alanlar belirlenir. Bu kullanım gruplarının toplam alan içindeki dağılışları ise arazi bölünüşünü göstermektedir.

Arazi Kullanımı: Arazi kullanımı geniş anlamda, arazinin halihazır kullanma tespiti, değer bakımından sınıflandırılması ve kullanma tarzının planlanması şeklinde tanımlanır (Gözenç, 1980:37). Kuramsal çerçeve bölümünde de üzerinde durulduğu gibi, arazi kullanımı, insanla doğal ortam arasındaki etkileşimlerin bir yansımasıdır.

Arazi Kullanım Plânlaması: Her ölçekte plânlamaya temel oluşturmak üzere, toprağın ve diğer çevresel kaynakların bozulmasını önlemek için ekolojik, toplumsal ve ekonomik şartlar gözetilerek sürdürülebilirlik ilkesine uygun, farklı arazi kullanım şekillerini oluşturmaya yönelik toprak ve su potansiyelinin belirlenip, sistematik olarak değerlendirilmesini ve birbirleri ile olan ilişkilerini ortaya koyan rasyonel arazi kullanım plânlarıdır.

Ekili Alanlar: Tohum ekerek üzerinde yıllık veya sezonluk zirai bitki yetiştirilen, her ürün alınıştan sonra yeniden işlenen tarım alanlarına ekili alanlar denilmektedir (Özçağlar, 2003:129). Özçağlar’a göre, ekili alanlar kendi içerisinde sulanan ekili alanlar ve sulanmayan ekili alanlar olarak iki gruba ayrılmaktadır.

Sulanan tarlalar, sebze ve çiçek bahçeleri sulanan ekili alanları meydana getirirler.

Nadasa bırakılan kuru tarım alanları ile nadasa bırakılmayan kuru tarım alanları ise, sulanmayan ekili alanları oluşturur.

Dikili Alanlar: Üzerinde uzun ömürlü kültür bitkilerine yer veren tarım alanlarına dikili alanlar denir. Dikili alanlar da sulama durumuna göre sulanan dikili alanlar ve sulanmayan dikili alanlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Ekonomik amaçlı olarak sulu tarım alanları içerisinde oluşturulan kavaklıklarda, dikili alanlar içerisinde yer almaktadır (Özçağlar, 2003:129).

Sulu Tarım Alanı: Yeraltı suları ile akarsular gibi su kaynakları aracılığıyla sulanan tarım alanlarına sulu tarım alanları denir. Sulu tarım yapılan alanlar, ekili sulu alanlar ve dikili sulu alanlar olarak sınıflandırılabilir.

Kuru Tarım Alanı: Yıl içinde kurak dönemlerin yaşandığı ve yeraltı suları, göletler ve akarsular gibi su kaynaklarından yoksun yerlerdeki tarım alanları, kuru tarım alanları olarak nitelendirilmektedir.

Çayır: Taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli, yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yeri ifade eder.

Mera: Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri ifade eder.

Otlak Alanları: Küçükbaş ve büyükbaş hayvanların doğal ortamdaki beslenme alanlarına otlak alanları denilmektedir. Otlak alanları, sahip oldukları niteliklere göre çayır ve mera alanları olarak iki gruba ayrılmaktadır. Çayırlar taban suyunun yüzeye yakın olduğu yerlerde yılın büyük bir bölümünde yeşil kalabilen alanlardır. Mera alanları ise daha yüksek kesimlerde yer alırlar ve çayırlarda olduğu gibi uzun süre yeşil kalamayan alanlardır.

Orman Alanları: Yeryüzünde parçalar halinde geniş alanlar kaplayan sık ve gür ağaçlardan oluşmuş bitki örtüsüne orman denir(Özçağlar, 2003:239).

Fundalık: Çalı formasyonu veya küçük ağaççıklar halindeki doğal bitki örtüsüne fundalık denilmektedir(Özçağlar, 2003:139).

Benzer Belgeler