• Sonuç bulunamadı

KarakaĢoğlu (2008: 9)’e göre karar verme eylemi, kararları etkileyen etmenlerin gerçekleĢme ihtimalinden, alternatiflerin sonuçlarının tam olarak bilinip bilinmemesinden ve hangi alternatifin en iyisi olduğunu belirlemek için yeterli bilginin bulunup bulunmamasından önemli ölçüde etkilenmektedir. Bazı durumlar kontrol edilemeyebilir, bazı durumlar ise kısmen rassallık özelliği taĢıyabilir. Buna bağlı olarak karar verme koĢulları, değiĢkenlerin doğasına, alternatiflerin ve sonuçların ortaya çıkma Ģekline bağlı olarak değiĢiklik gösterebilir. Karar verme koĢulları arasındaki farklılık ise karar vericinin sahip olduğu bilgi miktarından ve

63

derecesinden kaynaklanmaktadır. Karar vericinin bilgi düzeyine göre karar verme koĢulları Ģekilde sınıflandırılmaktadır (S. ġen, 2014: 10):

1. Saf kesinlik altında karar verme

2. Risk altında karar verme

3. Saf belirsizlik altında karar verme.

3.3.1. Saf Kesinlik Altında Karar Verme

Karar teorisinde, çeĢitli bilinmeyen yabancı etmenler, doğanın koĢulları olarak isimlendirilen bir dizi durumla özetlenmektedir. Doğa koĢulları kavramını basit bir örnek ile açıklamak gerekirse; karar verici dıĢarı çıktığında yanına Ģemsiye alıp almama konusunda bir karar verecek olsun. Bu kararın sonucu yağmurun yağmayacağına bağlıdır. ―Yağmur yağar‖ ve ―yağmur yağmaz‖ koĢulları bu kararın teorik olarak ele alınmasında doğanın koĢulu olarak ele alınabilir. Bir kararın olası sonuçları, seçilen bir alternatifin ve elde edilen doğal sonucun birleĢik etkisi olarak tanımlanır. Bu nedenle, karar verici tarafından Ģemsiye alınmaz ve yağmur yağarsa, bu kararın sonucu ıslanmak olacaktır. Diğer taraftan karar verici tarafından Ģemsiye alınır ve yağmur yağarsa, sonuç ıslanmamak olacaktır. Karar verici, doğanın koĢulunu kesin olarak biliyor ise, sadece bir doğa durumu göz önüne alındığında, bu durum saf kesinlik altında karar verme olarak adlandırılmaktadır. Buna karĢın, doğa koĢulu eğer her bir alternatif için biliniyorsa, o zaman eylem kesin olan bir Ģekilde atanacaktır (Hansson, 2005: 26).

Saf kesinlik altında karar vermede karar verici, doğal koĢulların ne olacağını kesin olarak bilir ve zaman içerisinde en iyi seçimi yapmak için bu koĢulu kabul eder. Ancak, bilme kavramı kontrol etme kavramı ile aynı anlamı ifade etmemektedir (Whalen ve Churchill, 1971). Bu türde alternatiflerin hangi koĢullar altında gerçekleĢeceği kesin olarak bilindiğinden, ortaya çıkacak olayın olma olasılığı 1’dir (KarakaĢoğlu, 2008: 9).

Keskinlik altında verilmiĢ olan kararlar gerçekleĢecek olay hakkındaki bilginin eksiksiz olarak bilindiği sayıltısına dayanan kararlar olarak tanımlanmaktadır.

64

Keskinlik durumunda bilgi miktarı artıĢ gösterir. Keskinlik altında karar veren karar verici olası sonuçları bilmekte ve kendisine en yüksek faydayı sağlayan alternatifi tercih etmektedir (Ecer, 2007: 24-25).

3.3.2. Risk Altında Karar Verme

Risk altında karar verme, alternatifler hakkında bilgilerin eksik olduğu, gerçekleĢmesi muhtemel durumların öngörülemediği koĢulları içermektedir. Karar verici, doğanın hangi koĢulunun var olacağını tanımlayamamakta, ancak her bir doğa koĢuluna olasılık atayabilmektedir. Bu olasılıklar geçmiĢ ya da deneyimlenmiĢ verilerden kapsamlı olarak türetilen nesnel olasılıklar olabilir. Ayrıca, karar vericinin kümülatif deneyimine ve bu gibi durumları anlamaya dayalı becerilerine bağlı öznel olasılıklar da olabilir (Whalen ve Churchill, 1971). Dolayısıyla risk altında karar vermede alınacak karara yönelik olarak değiĢik sayıda koĢulun varlığı söz konusudur. Karar verme sürecinde alternatiflerin seçimi belirli olasılıklara dayandırılarak yapılmaktadır (KarakaĢoğlu, 2008: 14)

Risk altında karar verme, karar vericinin alternatiflerin sonuçları hakkında tam bir bilgi sahibi olmaksızın karar vermesi olarak tanımlanmaktadır. Risk altında karar verme durumu ile sıklıkla karĢılaĢılmaktadır. Bu durumda mevcut alternatifler arasından tercih yapmak oldukça zor olmaktadır. Risk o kadar büyük boyutta olabilir ki karar vericinin alternatifleri kıyaslayarak karar vermesi bile mümkün olmayabilir (Ecer, 2007: 25-26).

Riabacke (2006: 3)’ya göre, problem hakkında doğru ve yeterli bilgiye sahip olan ve yüksek deneyime sahip olan yöneticiler, karar verme sürecinde, riskin yönetilebileceğine inanmaktadırlar.

3.3.3. Saf Belirsizlik Altında Karar Verme

Saf belirsizlik altında karar vermede, karar vericinin herhangi bir doğa koĢulunun meydana gelme olasılığı hakkında hiçbir bilgisi bulunmamaktadır. Bu gibi durumlarda, karar vericinin davranıĢı tamamen bilinmeyene karĢı olan tutumuna dayanmaktadır. Bu davranıĢlar bazen iyimser, bazen karamsar, bazen ise piĢmanlık

65

verici olabilmektedir. Ġyimser bakıĢ açısına sahip olan karar vericiler her problemde bir fırsat görürken, karamsar bakıĢ açısına sahip olan karar vericiler ise problemi her fırsatta belirleyebilmektedir. Her iki davranıĢ türüne sahip olan karar vericiler topluma katkıda bulunmaktadırlar. Örneğin iyimser bir karar verici uçağı icat ederken, karamsar bir karar verici paraĢütü icat etmektedir (Damghani vd., 2009: 3).

Saf belirsizlik altında karar verme, karar verme koĢulları içerisinde en zor ancak en yaygın olarak gerçekleĢen durumdur. ĠĢletme yöneticileri genel itibari ile belirsizlik ortamında karar vermektedir (KarakaĢoğlu, 2008: 10).

Belirsizlik durumunda kararların verildiği ve aynı zamanda amaç ve sınırlılıkların belirli olmadığı ortamlara bulanık (fuzzy) ortamlar ismi verilmektedir. Bulanık ortamlar, var olan bilginin yorumlanması ile farklı sonuçların ortaya çıkmasından dolayı oluĢmaktadır. BaĢka bir ifadeyle, karar alternatifleri hakkında bilgi sahibi olan karar vericilerin mevcut bilgileri farklı yorumlamaları sonucu bulanık ortamlar oluĢabilir (Ecer, 2007: 26).

3.4. Karar Verme Modelleri

Genel olarak sistemlerin verimlilikleri deneysel yollarla belirlenebilir. Ancak gerçek sistemler, üzerinde deney yapamama eksiklikleri nedeniyle modeller kurularak analiz edilebilir. Modeller ise gerçek nesnelerin veya sistemlerin soyutlanmıĢ benzetim gösterimleridir ve gerçek sistemlerin daha iyi anlaĢılmasını sağlayan araçlardır. Ġnsanların karar verme süreçlerini belirleyebilmek için ise üç temel model kullanılabilir: rasyonel karar verme modeli, sınırlı rasyonel karar verme ve sezgisel karar verme modeli.

3.4.1. Rasyonel Karar Verme

Rasyonel karar verme modelinde karar vericilerin olabilecek tüm alternatifleri ve sonuçlarını bilerek en uygun kararları verdiği varsayılmaktadır (Tural, 1988: 502). Klasik rasyonel yaklaĢımına göre bireysel ekonomik çıkarlarını ön planda tutup hareket eden bireyler (ekonomik insan olarak) rasyonel seçimlerde bulunmaktadır. Burada Ģu varsayımlar söz konusudur (Bakka and Fivesdal, 1986: 171-178):

66

 Rasyonel birey, karar verme öncesinde tüm alternatifleri ve sonuçlarını bilmektedir.

 Bireyin tespit ettiği alternatifler yarar seviyesine göre sıralanmıĢtır.

 Rasyonel birey, rasyonel bir biçimde en iyi alternatifi seçerek karar vermekte ve yoluna devam etmektedir.

 Aynı durum her tekrarlandığında ekonomik insan nosyonuna sahip olduğu varsayılan rasyonel bir yönetici, her zaman aynı seçeneği çözüm olarak seçecektir.

3.4.2. Sınırlı Rasyonel Karar Verme

Simon klasik rasyonel karar alma yaklaĢımın aĢırı idealize etmiĢ olduğu koĢulları eleĢtirmiĢ ve modeli gerçekçi bulmadığı için yeniden ele alarak mümkün olduğunca uygulanabilir ve gerçekçi hale getirmeye çalıĢmıĢtır (Öğüt ve Öztürk, 2007: 43-44). Simon’a göre (1957: 198) insanoğlunun sınırlı kapasitesi modern dünyadaki iĢ iliĢkilerinin karıĢıklığını analiz ederek sorunları ―tamamıyla‖ ortadan kaldırabilmek için yetersizdir. Bu noktada sorunların ―tamamıyla‖ tespit edilmesi ve rasyonel, nesnel bir yordamla çözülmesi düĢüncesinden, bu süreci daha basite indirgemek suretiyle ―en tatmin edici,‖ çözümleme ve zamanlamayla hareket edilmesine geçilmesini savunmaktadır (Koc, 2009: 156). Simon tarafından öne sürülen sınırlı rasyonellik kavramında, insanın karmaĢık problemlerin formüle edilmesi ve çözülmesinde sınırlı kaldığı vurgulanmaktadır (Davut, 1997: 169)

3.4.3. Sezgisel Karar Verme

Sezgisel model temel olarak sezgi, yargı ve deneyime dayanır. Bilimden çok sanat özelliği taĢır. DavranıĢsal boyutların öne çıktığı bir modeldir. Sezgisel karar verme modeli genelde biliĢsel psikoloji, sosyal psikoloji ve sosyolojinin kesiĢimidir. Bu model insanı esas alır. Ġnsanın karar verirken geçirdiği zihinsel ve psikolojik evrelerle ilgilenir. Bu evrelere etki eden faktörleri ve faktörlerin etkilerini inceler.

67

Yönetim bilimi, en iyi ve tek yol olarak nitelendirilen ―akılcılık-rasyonellik‖ varsayımına dayandırılmıĢtır. Mantık ve rasyonellik üzerine yapılan bu derece önemseme, son iki asırdır batı kültürünün teknoloji ve bilimde baĢarılı olmasıyla da desteklenmiĢtir. Zira rasyonel davranma batı kültürünün vazgeçilmez bir özelliği olarak karĢımıza çıkmaktadır. Fakat 1970’lerin sonlarına doğru yapılan bir dizi araĢtırma sonrasında, eskiden sadece sanatçıların ―anormal‖ varsayılan bir özelliği olan ―sezgi‖, düĢünce sistematiğinde yer bulmaya baĢlamıĢtır. Bu düĢünme biçimi, ―sezgisel düĢünme modeli‖ Ģeklinde adlandırılmıĢtır.