• Sonuç bulunamadı

2.2. Harun Güngör‟ün AraĢtırmalarında Filolojik Metot

2.2.6. Karamanlıca Kitabeler ve Bir Mektup

Güngör, Karamanlıca yazılmıĢ bazı kitabeler ile bir mektubu konu alan çeĢitli çalıĢmalar yapmıĢtır. ÇalıĢmalarında Karamanlıların menĢei konusunda bazı araĢtırmacıların görüĢlerine yer vermiĢtir. Karamanlıların soyunu Anadolu‟da kurulmuĢ olan Karamanlı Beyliği‟ ne dayandıranlar olduğu gibi onları Grek sayanların da bulunduğunu belirtmiĢtir. O‟nun tespitine göre Anadolu‟da yaĢayan Rumlara “Rum” dendiği halde Karaman‟da yaĢayan Rumlara “Karamanlılar” denmesinin sebebi, diğer Rumlardan farklı olarak onların sadece Türkçe bilen Hıristiyan Türkler olmalarıdır.160 O, Grek alfabesiyle Türkçe yazılan yazılara “Karamanlıca” dendiğini belirtmiĢtir.161 Güngör, Karamanlıların ortaya çıkıĢını Türk-Bizans iliĢkilerine dayandırmaktadır. Bizans Ġmparatoru Theophile (829-842) devrinde Bizans‟a Türklerin geldiğini ve

159

H. Güngör, “ġamanizmde Bitkiler”, Türk Din Etnolojisi, s. 107-115.

160

H. Güngör, “Karamanlıca (Grek Alfabeli Türkçe) Bir Kitabe”, Türk Bodun Bilimi Araştırmaları, s. 225-226.

161

bunların HıristiyanlaĢtırılarak Vardar Nehri kıyılarına yerleĢtirildiklerini ifade eder. Güngör, Göktürk Ġmparatorluğu dağıldıktan sonra Orta Asya‟dan çıkan Türklerin bir kısmının Anadolu‟ya geçip Müslüman olduklarını, bir kısmının (Peçenekler, Uzlar ve Kumanlar) ise Karadeniz‟in kuzeyine giderek Bizans Ġmparatorluğu‟na akıncı, paralı asker ve mülteci olarak yerleĢtiğini belirtmiĢtir. Güngör, bu ikinci grubun bir kısmının yerli halkın içine karıĢarak HıristiyanlaĢtığını, bir kısmının da “Türkopol” adı verilen Türk askeri kıtalarını oluĢturduklarını ifade etmiĢtir. Bu paralı askerlerin, Müslüman Türk fetihleri sonrasında da o bölgede kaldıklarını, Selçukluların ve Osmanlıların engin hoĢgörüleri sayesinde Hıristiyanlıklarını devam ettirdiklerini, ancak 1923 yılında yapılan Lozan AntlaĢması gereğince Yunanistan‟a gönderildiklerini belirtmiĢtir. Güngör, menĢeini açıkladığı bu insanların, Hıristiyan olmalarından dolayı Grek sayılmalarının mümkün olmadığını ifade etmiĢtir.

Güngör, Grek alfabesiyle yazılmıĢ en eski Türkçe kelimenin, II. yüzyılda Ġskenderiyeli matematikçi Ptolemaios‟un kaydetmiĢ olduğu Ural Nehri‟nin Türkçe adı olan ve Yayık anlamına gelen “Daiks (Dayıks)” olduğunu belirtmiĢtir. Daha sonraki dönemlerde Göktürk hakanı Ġstemi Kağan‟a Bizans‟ın gönderdiği notlarda “yuğ” kelimesinin Grek harfleriyle yazıldığını belirtmiĢtir. VI. Yüzyılda Ġran‟a karĢı Bizans ile ittifak oluĢturan Türklerin bazı isimleri Grek harfleri ile yazdıklarını da belirten Güngör, Ġstanbul Rum Patriği II. Gennodios Skolarios‟un Fatih Sultan Mehmet‟e Karamanlıca olarak yazılmıĢ bir Ortodoks itikadnamesi gönderdiğini ifade etmiĢtir.162

Güngör, ülkemizin pek çok yerinde Karamanlıca yazılmıĢ eserlerin ve özellikle Kayseri, NevĢehir, Niğde ve Konya‟da Karamanlıca kitabelerin bulunduğunu ifade ederek Kayseri ve ilçelerinde tespit etmiĢ olduğu beĢ kitabe ile bir mektubu çalıĢma konusu yapmıĢtır.163

O‟nun incelediği ve transliterasyonunu yapmıĢ olduğu kitabelerden birisi Talas ilçesine bağlı Endürlük (Andronike) köyündeki bir kilisenin kitabesidir. Kitabenin mermer bir taĢ üzerine 13 satır olarak yazıldığını belirten Güngör, kitabenin bugünkü dildeki karĢılığını da çalıĢmasına almıĢtır. Güngör, kitabenin tarihinden, onda sözü edilen hükümdarın II. Mahmut olduğu tespitinde bulunmuĢtur. O, kitabenin metninde övülen padiĢahın II. Mahmut olmasını da Büyük Yunan Ayaklanmasını Ġstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesinin desteklemesi ve bunun üzerine II. Mahmut‟un

162

H. Güngör, “Karamanlıca (Grek Alfabeli Türkçe) Bir Kitabe”, Türk Bodun Bilimi Araştırmaları, s. 225-227.; Ü. Günay-H.Güngör, Türklerin Dini Tarihi, s. 217-221.

163

H. Güngör, “Karamanlıca (Grek Alfabeli Türkçe) Bir Kitabe”, s. 228.; “Karamanlıca (Bir Kitabe, Bir Mektup)”, s. 231.; “Karamanlıca Üç Kitabe”, Türk Bodun Bilimi Araştırmaları, s. 234-236.

Ortodoksları korumasına bağlamaktadır. Güngör, kitabede X Ģeklinde kısaltılarak kullanılan kelimenin Karamanlıca Hatzı ve Hatzh olarak yazılan “Hacı” kelimesinin karĢılığı olduğunu tespit etmiĢtir. O, kitabede “Kayseri kâhini (dini lideri) fazıletlü Paisios” olarak bahsedilen kiĢinin önceden Zincidere baĢrahibi ve sonradan Kayseri Metropolit‟i olan Paisios olduğu tespitinde bulunmuĢtur.164

Güngör‟ün incelemiĢ olduğu baĢka bir Karamanlıca kitabe, Özvatan ilçesine bağlı Kavak köyünde günümüzde cami olarak kullanılan eski bir kilisedeki iki kitabedir. Güngör, bu kitabeler hakkındaki açıklamalarından önce Kavak köyünde önceden Rumların yaĢadıklarını düĢündüğünü ve 1923 yılında imzalanan Lozan AntlaĢması ile Türkiye‟deki Rumların Yunanistan‟a, orada yaĢayan Türklerin ise Türkiye‟ye getirildikleri bilgisine yer vermiĢtir. Sözü edilen ve bugün cami olarak kullanılan kilisenin avlusunun kapısındaki mermer kitabede Karamanlıca olarak “Hacı Vasil Kilisesi” yazdığını tespit eden Güngör, diğer kitabenin çan kulesi üzerinde bulunduğunu ve bu kitabede 1600 ile 15 Ağustos 1910 tarihlerinin yer aldığını belirtir. Güngör‟ün tespitine göre bu tarihlerin ilkinin kilisenin yapım tarihi, ikincisinin ise tamir edildiği tarih olması muhtemeldir.165

Güngör, Talas ilçesinde bugün cami olarak kullanılan bir kilisenin tamiri ile ilgili olarak yazılmıĢ Karamanlıca bir kitabeyi incelemiĢ ve bazı tespitlerde bulunmuĢtur. Kitabede “Hz. Meryem” isminin geçtiğine ve Arapça yüksek anlamına gelen bir kelimenin kullanıldığına dikkat çekmiĢtir. Ayrıca kitabenin ilk satırında “P.P.P.P.P.P.P” Ģeklinde yer alan yedi tane P harfinin dua formülü olabileceğini tespit etmiĢtir.

Güngör‟ün Kayseri‟de tespit ettiği Karamanlıca kitabelerden biri, Kayseri Arkeoloji Müzesi‟ndeki 6223 numarada kayıtlı olan taĢtır. O, transliterasyonunu yaptığı bu kitabenin mezar kitabesi ya da nasihat için yazılmıĢ bir kitabe olduğunu belirlemiĢtir. Güngör, Ġncesu ilçesinde bulunan bir evin kapısının üzerinde Karamanlıca olarak sadece “MaĢallah” yazan bir kitabenin olduğunu ve Müslümanlar tarafından kullanılan bu kelimenin Hıristiyan Türkler tarafından da aynı anlamda kullanıldığını tespit etmiĢtir.166

Kayseri merkez ve merkeze bağlı köyler ile Bünyan, Develi, Talas,

164

H. Güngör, “Karamanlıca (Grek Alfabeli Türkçe) Bir Kitabe”, Türk Bodun Bilimi Araştırmaları, s. 228-229.

165

H. Güngör, “Karamanlıca (Bir Kitabe, Bir Mektup), Türk Bodun Bilimi Araştırmaları, s. 231-232.

166

Özvatan ilçeleri ile bu ilçelere bağlı köylerde de aynı yazıyı içeren kitabelerin bulunduğundan söz etmiĢtir.

Güngör‟ün incelemiĢ olduğu Karamanlıca bazı kitabeler dıĢında bir de mektup bulunmaktadır. Mektubun Yordan Mahayıl adındaki birine ait olduğunu tespit eden Güngör, bu metinde Yunanca m harfinin yerine i harfinin kullanıldığını, daha da önemlisi Karamanlıcanın haberleĢmekte de kullanılmıĢ olduğunu ifade etmiĢtir. O‟nun dikkat çektiği bir nokta da kitabelerde ve mektupta fonetik iĢaretlerin kullanılmamıĢ olması, bu durumun da halkın bunu çok iyi bilmesi ile açıklanabileceğidir.167