• Sonuç bulunamadı

Mağdur ve fail arasındaki uzlaĢma, bugünkü anlamda ilk defa 1974 yılında Kanada‟da açılan bir ceza davasıyla doğmuĢtur. Bu davada, yirmi iki defa mala zarar verme suçu iĢleyen ve daha önce hiç ceza almamıĢ olan çocuklar suçlarını kabul etmiĢlerdir. Davada, kontrol memuru ve gönüllü koordinatör, davaya bakan hâkime, çocuklarla mağdurların görüĢtürülerek terapiye dayalı bir yol izlenmesini önermiĢlerdir. Bu

226 ġahin, a.g.e., s.791-792; Çolak, TaĢkın, a.g.e., s.1142.

227 ġahin, a.g.e., s.792; Çolak, TaĢkın, a.g.e., s.1142; Kaymaz, Gökcen, a.g.e., s.77; Ġpek, Parlak, Ceza Muhakemesinde UzlaĢma, s.30.

228 Bıkmaz, a.g.e., s.41; Soygüt, a.g.t., s.55.

229 Yayla, a.g.e., s.41.

230 Yayla, a.g.e., s.41.

68 teklife baĢlangıçta Ģüpheyle yaklaĢan hâkim, daha sonra çocukların, mağdurlara verdikleri zararı öğrenmeleri amacıyla onlarla görüĢmelerine ve kendisine bilgi verilmesine karar vermiĢtir. Çocukların her iki mağdurla görüĢmesinin ardından, mağdurların sigorta kapsamı dıĢında kalan zararları tespit edilmiĢtir. Bu husus hâkime bildirildiğinde hâkim, çocukların bu zararı bütünüyle tazmin etmelerine karar vermiĢtir. Bu uygulama daha sonra

“mağdur-fail uzlaĢtırma programı” (victim-offender reconciliaiton program, VORP) olarak adlandırılmıĢtır231.

Kanada‟da uygulanan uzlaĢma, ABD‟de uygulanan uzlaĢmayla benzemektedir fakat daha az ayrıntılı düzenlenmiĢtir. UzlaĢma savcı ile müdafi arasında gerçekleĢmektedir. Savcı, hâkimin onayı ile isnadını geri alıp sınırlandırabilir. Ancak hâkimin yer almadığı bir uzlaĢmada yapılan ikrar, cezayı azaltıcı sebep olarak açıkça düzenlenmemiĢtir. Bu durumda, Ģüpheli ikrarın riskini de üstlenmektedir. UzlaĢmada Ģüphelinin edimi, suçunu ikrardan ibaret olmayıp ayrıca, örneğin, muhbirlik veya tanıklık gibi, soruĢturma makamlarıyla iĢbirliğini de içermektedir232.

Kanada Ceza Hukukunda uzlaĢma müessesesi son derece yaygındır. Bunun iki sebebi bulunduğu ifade edilmektedir. Bunlardan birincisi; muhakemenin hızlı bir Ģekilde neticelendirilmesidir. Ġkincisi ise; uzlaĢmaya katılan hukukçuların iĢ yükünü oldukça hafifletmesidir233.

Kanada‟da polis, savcının yapacağı isnadı ilk olarak belirlemesi itibariyle, bir Ģekilde uzlaĢmada etkilidir. Böylece polis, bir yandan müdafinin kendisiyle görüĢmesi gereken taraf konumunda olacak, diğer yandan da isnadı ağır tutmak suretiyle, savcı ile müdafi arasında yapılacak görüĢmelerde savcıya baĢlangıç noktası itibariyle adeta bir avantaj sağlayabilecektir234.

Kanada Hukuku‟ndaki uzlaĢma kurumunda hâkim yer almamaktadır. Onun bu alandaki görevi; sadece, Ģüphelinin ikrarını geçerli saymak ve varsa savcının tavsiyelerini göz önünde bulundurarak cezayı tespit etmektir. Hâkim, ikrarının iradiliğini ve Ģüpheliyi ikrara iten sebepleri denetleyememektedir. Cezanın belirlenmesinde hiçbir rolü

231 Özbek, Ceza Muhakemesi Kanununda UzlaĢtırma, s.290; Yerdelen v.d., a.g.e., s.25.

232 ġahin, a.g.e., s.789; Çolak, TaĢkın, a.g.e., s.1140; Sezer, a.g.e., s.37; Özgenç, Mukayeseli Hukukta UzlaĢma, s.144.

233 ġahin, a.g.e., s.789; Çolak, TaĢkın, a.g.e., s.1141; Sezer, a.g.e., s.37.

234 ġahin, a.g.e., s.790; Çolak, TaĢkın, a.g.e., s.1141; Özgenç, Mukayeseli Hukukta UzlaĢma, s.145.

69 bulunmayan taraflar ise cezaya karĢı kanun yoluna gidebilmektedir. Savcı kanun yoluna ancak, önerdiğinden farklı bir ceza tayin edilmesinde baĢvurabilecektir235.

I. Avustralya Hukuku

Avustralya örneğinde, mağdur ve failin bir araya getirilmesi aslında bütünleĢtirici utanma teorisi üzerine kurulmuĢtur. Bu teorinin sahibi Avustralyalı akademisyen Profesör John Braithwaite‟dir. 1989 yılında kurulan bu teorinin sahibi, geleneksel ceza adalet sisteminin suçlulara uzlaĢma önermekten daha çok onlara bir utanç dayattığını, böyle bir yaklaĢımın suçluyu toplumdan soyutladığını ve suçlu davranıĢını önlemek yerine tam tersine onayladığını belirtmektedir. Braithwaite‟ye göre, kiĢinin toplumun değer yargılarından uzaklaĢıp suç iĢleyerek kendine oluĢturduğu bu utanç, ceza adalet sisteminde uzlaĢma teklif edilerek kiĢiyi toplumdan soyutlayıcı olarak değil, onu tekrar topluma yapıcı olarak geri dönüĢtürmede kullanılabilir. Bu teoriye göre fail, utanç verici davranıĢı ile ilgili olarak, mağdur ve aynı zamanda toplumun bireyleriyle onarıcı bir uzlaĢmaya sokulduğunda, kendisine saygınlık, güven ve değer de geri verilmiĢ olacaktır. Mağdur-fail arabuluculuk toplantıları failin suçu niye iĢlediğini ve mağdurun da suçun üzerindeki etkilerini anlatması, aslında mağdur ve failin birbirleriyle konuĢup birbirlerini dinlemeleri olayıdır236.

Avustralya‟da uzlaĢma sistemi, isnadın sınırlandırılması hususunda büyük bir rol üstlendiği için muhbirler tarafından sıkça kullanılmaktadır. Ġsnat çoğunlukla polis tarafından yapılır. Ayrıca 1984 yılından bu yana, soruĢturmayı yürütecek ve gerektiğinde sona erdirecek ayrı bir makam (Director of Public Prosecutions) vardır. Gerek toplumsal gerek bireysel iddia makamı savunma makamı ile anlaĢarak bir kısım isnatlardan vazgeçebilmektedir. Ancak birçok eyalette bunun için mahkemenin onayı gerekmektedir237.

Avustralya Ceza Hukukunda hâkimin uzlaĢmaya katılması (sentence bargaining) kabul edilmemektedir. Yüksek Mahkeme kararlarında bu konuyla ilgili, tarafsız olması gereken bir hâkimin, ikrar hâlinde verilebilecek olası ceza hakkında konuĢması ve bu çerçevede müdafiye bir taahhütte bulunması yasaklanmaktadır238.

UzlaĢmaya karĢı çıkanlar, uzlaĢmanın yargılama makamının iĢlevini sınırlandırdığını, gizli pazarlıklar yapılarak aleniyet ilkesinin ihlal ettiğini, fiile uygun ceza

235 ġahin, a.g.e., s.790; Çolak, TaĢkın, a.g.e., s.1141; Sezer, a.g.e., s.37.

236 Yayla, a.g.e., s.42.

237 ġahin, a.g.e., s.793; Çolak, TaĢkın, a.g.e., s.1142; Sezer, a.g.e., s.47.

238 ġahin, a.g.e., s.793; Çolak, TaĢkın, a.g.e., s.1143; Sezer, a.g.e., s.48.

70 tayini kuralının içini boĢalttığını ve hiçbir suçu olmayan insanların dahi herhangi bir suçu kabule zorladığını ileri sürmektedirler239.

Bununla birlikte, Hukuk Reformu Komisyonu, ikrarın ceza tayini sırasında failin lehine değerlendirilmesini uygun görmüĢtür. Avustralya‟da mahkemeler, sanığın ikrarını piĢmanlığın bir göstergesi olarak kabul etmektedir. Ancak delil durumunun mahkûmiyete yeteceği anlaĢıldıktan sonra gelen ikrar, daha uygun bir ceza alma maksadına yönelik olduğu gerekçesiyle, cezada indirim nedeni saymamaktadırlar240.

II. MEVZUATIMIZDA UZLAġTIRMANIN DÜZENLEME BĠÇĠMĠ

A. Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunun Ġlk Halinde UzlaĢtırma