• Sonuç bulunamadı

1.5. ĠNTERNET HABERCĠLĠĞĠNĠN GELENEKSEL HABERCĠLĠK ĠLE

2.1.3. Kamuoyu Kavramı ve Tanımlamaları

2.1.3.1. Kamuoyu Kavramı

Kamuoyu kavramı Latincedeki publieus veopinion sözcüklerinden türetilerek Batı dillerine giren ve Ġngilizcede publie opinion sözcükleri ile anlatılan bir kavramdır. Batı ülkelerinden Türkçeye geçen kamuoyunun karĢılığı olarak ilk etapta kamu efkârı, amme efkârı, halk efkârı, efkârıumumiye gibi kavramlar kullanılmıĢtır. Günümüzdeyse kamu ve oy kelimeleri birleĢerek, tek bir kelime haline gelmiĢ ve dile yerleĢmiĢtir (Atabek, 2002: 223). „Kamuoyu' sözcüğünün kökenleri antik çağlara kadar inmektedir. Antik Yunan ve Romalı düĢünürler bu alanda, bugünkü siyasal anlamını taĢımasa bile benzer anlama gelebilecek deyimler kullanmıĢlardır. Özellikle Antik Yunan düĢünürleri kamu istekleri üzerine çalıĢmıĢlar ve bunlara önem verilmesi gerektiğini vurgulamıĢlardır. Ġlkçağ devletlerine baktığımızda ise bunlar genellikle yetkilerini Tanrı'dan aldığına inanılan krallar tarafından yönetildikleri için halkın istekleri, fikirleri gündeme getirilmemiĢtir. Halk bu devletlerde genellikle pasif durumdadır dolayısıyla aktif bir kamuoyundan bahsetmek mümkün değildir (BektaĢ, 1996: 13-14). Kamuoyu kavramının siyasi hale gelmesinin günümüze yansımaları oldukça büyüktür. Her Ģeyden

önce modern ve demokratik olan toplumların temek unsurlarından birisi kamuoyu olmuĢtur. Ġdeal düĢüncelerin ve çeĢitli görüĢlerin kendini ifade etmesi, toplumsal alanda yayılma gücüyle paralel olarak, halk oylaması haline gelebilme imkânına sahip olmuĢtur. Bu Ģekilde kamuoyu ve demokrasi arasında direkt bir bağ kurulmuĢtur. Bu iki kavramın arasında bulunan iliĢki, Eski Yunan sitelerine kadar gitmektedir. Antik Yunanistan‟da insanların özel hayat dıĢındaki konuları tartıĢmak için Agora‟da toplanması, kamuoyunun bilinen ilk Ģeklidir. Agora, insanların toplumsal problemler ve devlet yönetimiyle ilgili düĢünce ve görüĢlerini paylaĢtığı siyasi bir mekân haline gelmiĢtir (Kılıç, 2009: 152).

Kamuoyu kavramını pek çok araĢtırmacı tanımlamıĢ ve araĢtırmıĢtır. Bu araĢtırmacıların bazısı kiĢinin içinde sakladığı düĢüncelerle paylaĢtığı düĢünceler arasında ayrım yapmıĢ; diğerleri hiçbir düĢüncenin, hükümete sunulana kadar kamuoyu düĢüncesi olamayacağını savunmuĢtur. Bazılarıysa düĢüncelerin sadece ölçüldüğünde kamuoyu düĢüncesi olacağını belirtmiĢtir (Örnek, 1998: 15).

Kamuoyu kavramın tarihsel serüveni antik çağlara kadar uzanmaktadır. Bu tarihsel serüvende kamuoyu, ilkel toplumlardan günümüz çağdaĢ toplumlarına kadar hep var olmuĢtur. Bu kavramın Antik Mısır, Yunan ve Roma topluluklarına kadar dayandığı bilinmektedir. Kamuoyu sözcüğünün kökenleri antik çağlara kadar inmekte, Antik Yunan‟da ve Roma‟da düĢünürler bu alanda bugünkü siyasal anlamını taĢımasa bile benzer anlama gelebilecek ifadeler kullanmaktadırlar (Gönenç, 2002: 152). Kamuoyu kavramı 18. yüzyıla kadar kesin bir tanımla ele alınmamakla beraber bu yüzyıldan sonra kavramsal geliĢmeler sağlanmıĢ görünmektedir. Teknolojik geliĢmelerle beraber, kitle iletiĢim araçları ve siyasal sistemler kamuoyu kavramını farklı açılardan ele alınmasını sağlamıĢtır. 19. yüzyılda ise kavram bir inceleme alanına kavuĢmuĢtur. Ayrıca bu dönemde bazı temel hak ve özgürlüklerin yaygınlık kazanması, kamuoyunun gücünü artırırken, siyasal iktidarı sınırlandırma ve yasaları denetleme kamunun görevi olmuĢtur (Arat, 1992: 42). 20. ve 21. yüzyılda, geliĢen teknoloji küreselleĢen dünya ile beraber kamuoyu olgusu çok

daha merkezi hale gelmiĢ birçok sosyal bilim alanında tartıĢma konusu olmuĢtur. Günümüzde kamuoyu kavramı ve olgusu ayrı bir öneme ve yere sahip görünmektedir. Tüm bu geliĢim süreci içinde net bir kamuoyu kavramı tanımı bulunmamaktadır. En geniĢ anlamı ile “kitle kanaatleri” olarak adlandırılmaktadır. Kitle kanaatlerinin oluĢumunda en etkili aktörler hiç kuĢkusuz siyasal karar alıcalar, medya ve sosyal medyadır. ÇağdaĢ demokratik toplumlarda kamuoyu kavramı ve olgusu siyasal sistemlerin, medyanın ve sosyal medyanın ayrılmaz bir parçası olarak karĢımıza çıkmaktadır (Yurdakul, 2016: 89). Bir kamuoyunun yönü, belirli bir konu hakkındaki kanaatlerin lehte, aleyhte, olumlu ya da olumsuz yönde olduğunu ifade ederken, yoğunluğu, kamuoyunu oluĢturan kiĢilerin, o görüĢe ve kanaate iliĢkin inançlarının gücünü ifade etmektedir. Kamuoyunun istikrarı ise, kiĢilerin bu kanaat ve görüĢleri aynı yönde ne kadar zaman ve taviz vermeden savunmaya devam edeceklerini gösterirken, bilgi desteği de o kanaat ve görüĢlerin ne ölçüde doğru ve yeterli bilgi ve enformasyona dayanılarak edinildiğini belirtmektedir (Türkmenoğlu, 2011:7). ġüphesiz bireyin birtakım kanaatler edinmesi, içinde yaĢadığı sosyal çevrenin etkisiyle ve bireyin kiĢilik yapısı ile ilgili faktörler sonucu olmaktadır. Birey doğduğu andan itibaren içgüdülerinin etkisinde kalır, davranıĢlarına bu içgüdüleri yön verir. Daha sonra çocukluk döneminde çevresinde olup biten olayları gözlemleyerek doğru veya yanlıĢ olanları benimser ve doğru olarak kabullenir. Doğru veya yanlıĢ bu izlenimler bireyin eriĢkin yaĢantısında, kanaatlerin oluĢmasında etkili olacaktır. Bireyin kanaatleri, kiĢisel yapısı ve bu kiĢisel yapısını etkileyen çevresi ile karĢılıklı etkileĢme sonucunda oluĢur (Temizel, 2008:135). Buna istinaden 'Kamuoyu' kavramının da herhangi bir alandaki kiĢisel kanaatlerin toplamına atıfta bulunulmak için kullanılması mümkündür. Gündelik kullanımda bu kavram sık sık çok sayıda bireylerden oluĢan toplulukların kolektif kanaatlerini açıklamak için kullanılır. Bu anlamıyla kavram kitle kanaati ile eĢ anlamlıdır. Ne var ki pek çok örnekte görülebileceği gibi kitleyi kimin oluĢturduğu, dünyada var olan insanların tümüne mi, belli bir ülkenin vatandaĢlarına mı, sokaktaki adama mı, ortalama insana mı ya da oy veren kamu kitlesine mi atıfta bulunulduğu açık olmaktan uzaktır (BektaĢ, 1996: 41). Kamuoyu özellikle siyasi kararların

alınması ve uygulanması üzerinde siyasi iktidara baskı yapması açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Günümüzde özellikle iletiĢim araçları sayesinde kamuoyu etkili hale gelmiĢ ve gündemi etkilemeye devam etmektedir (Temizel, 2008: 144).