• Sonuç bulunamadı

D. BELEDİYELERDE DIŞ DENETİM

4. Kamuoyu Denetimi

Kamuoyu kavramından kasıt, belli bir dönemde herhangi bir konuda, toplumdaki tüm bireylerin ortak görüşü veya kanısı değildir. Kamuoyu, kendi yaşantısı ile ilgili olan tartışmalı bir sorun karşısında, bu sorunla ilgilenen kişilerin veya grupların taşıdıkları kanaatlerin ifadesidir. Bu ifadeler hem azınlık hem de çoğunluk kanaatlerini içine alabilir.157 Örneğin yerel bir hizmet karşısında bundan etkilenen kişilerin bir araya gelerek yapılan uygulamaya yönelik görüş ve eleştirilerini belirterek idare üzerinde etkili olmaları kamuoyu denetimini oluşturur.

Kamuoyunu oluşturan iki ana unsur vardır. Bunlardan ilki “kamu” unsurudur.

Kamu belirli bir sorunla karşılaşmış, bu sorun etrafında toplanmış bireylerden oluşan bir grubu ifade eder. Grup içinde oluşan kişiler sorunun çözümü hakkında çeşitli görüşlere sahiptirler ve soruna bir çözüm yolu bulmak için birbirleri ile tartışma, görüş alış verişi, vb. yöntemler kullanarak bir kanaat oluşturmaya ve bunu hayata geçirmeye çalışırlar.

İkinci unsuru ise “oy”dur. Oy kelimesinin anlamı kanaattir. Kanaat ise ilgili grubun genel olarak doğru kabul ettiği değil, tartışmalı konular hakkındaki anlatımlarıdır.158 Bu tanımlar doğrultusunda kamuoyu, kamu yaşantısını ile ilgili olarak tartışmalı bir soru

156Ali Yasin Karanfiloğlu, “Yerel Yönetimlerin Denetimine İlişkin Genel Esaslar ve Denetleme Şekilleri”, Çağdaş Yerel Yönetimler, Cilt.9, Sayı.2, Nisan 2000, s.62.

157 Münci Kapani, Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yayınları, Ankara, 1998, s.339.

158 Yılmaz Orhan, Türkiye’de Kamu Yönetiminin Denetimi, TODAİE Uzmanlık Tezi, Erzurum, 1984, s.97.

karşısında, bu sorunla ilgilenen kişiler grubunun veya gruplarının taşıdıkları kanaatlerin anlatımlarıdır. Bu anlatım hem çoğunluk hem de azınlık kanaatlerini içine alır.159

Yerel yönetim hizmetlerinin yerel topluluğun ihtiyaçlarına uygun olup olmadığının denetlenmesi siyasal bir olgudur ve bu yetki yerel topluluğa ait olmalıdır.

Çünkü mahalli hizmetlerin sunulmasındaki etkinliğin bir kriteri de, hizmetlerin belde halkının ihtiyaçlarına uygun olup olmadığıdır.160

Bireyin idare karşısındaki güçsüzlüğü, özellikle azgelişmiş ülkelerde bireyin devletten korkmasına, ona karşı yabancılaşmasına neden olmaktadır. Bu noktada yerel düzeyde gerçekleştirilebilecek halk katılımı, söz konusu sakıncaların ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilir.161

Vatandaşın demokratik ilkelere ve davranışlara olan alışkanlıkları, daha çok yerel yönetimler aracılığıyla kazanılmaktadır. Yerel sorunları, olgun insan davranışları çerçevesinde tartışmak ve birbirlerinin görüşlerine karşı hoşgörülü davranmak, tartışmalar sonucunda ulaşılan kararlara saygı göstermek, daha çok buralarda öğrenilmektedir. Demokrasi alanında, yerel düzeyde başarılı olunduğu takdirde ülke düzeyinde de başarı beklenebilir. Yine yerel düzeyde kavgasız ve gürültüsüz bir şekilde yönetici adayları arasında en iyisini seçmeyi öğrenen vatandaşlar, ulusal düzeydeki temsilcilerini de aynı duyarlılıkla seçme olanağını bulabilirler. Diğer taraftan yerel meclisler, yöneticilerin küçük yerleşim birimlerinde yaşayan vatandaşlarla karşılıklı etkileşim içinde bulunmasını sağlayan en iyi araçlardır. Buralardaki seçilmiş temsilciler, yerel halkın isteklerine kulak vermek ve bu istekleri değerlendirmek zorundadırlar. Bu demokratik alışkanlık ve yöntem çok iyi bir şekilde işletilebilirse, ulusal meclislerin başarısına da katkı sağlayacak ve onlar için iyi birer örnek oluşturacaklardır.162

Yerel halkın demokrasi bilincinin geliştirilmesi ve onların yönetime katılımlarının sağlanması açısından yerel yönetimlere de büyük görevler düşmektedir.

Yerel yönetimlerde demokratik davranış ilkesinin yeterince egemen kılınabilmesi için;

159 Fadime Akbabaoğlu, “Türk Kamu Yönetiminde Denetim Sorunları ve Ombudsman Sorunları”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, TODAİE Kamu Yönetimi Yüksek Lisans Programı, 2002), s.78.

160 Selçuk Yalçındağ, “Yerel Yönetimlerde Yeniden Düzenleme ve Yeni Bir Bakanlık”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt. 1, Sayı. 4, Temmuz 1992, s.3.

161 Kemal Görmez, “Mahalli İdareler ve Demokrasi”, Gazi Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt. 3, Sayı.1-2, 1987, s.134.

162 Nuri Tortop, “Demokratik Mahalli İdare Anlayışının İlkeleri”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt.1, Sayı. 3, Mayıs 1992, s. 3.

belediyelerde referandumların daha çok kullanılması ve etkin hale getirilmesi, televizyon ve radyo istasyonları kurmak suretiyle belediyelerin halkın katılımının sağlanmaya çalışılması, yerel halkın yönetime ait karar organlarında, karar alma sürecine daha etkili bir şekilde katılabilmelerinin sağlanması gerekir.163 Yerel halkın yerel yönetimlerin kararlarına katılmalarıyla ilgili son dönemlerde çeşitli örnekler vardır. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin alınacak olan vapurların seçiminde halkın görüşüne başvurması, üçüncü boğaz köprüsünün yapımında Arnavutköy halkının tepkilerinin dikkate alınması vb.

Kamuoyunun eğilimini oluşturan etkili araçlardan biri de sivil toplum kuruluşlarıdır. Belediye Kanunu’nun 76. maddesinde kent konseyi oluşturulması öngörülmüştür. Bu maddeye göre, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışmak, bu konseyin amacı olacaktır. Kent konseyi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasî partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşacaktır. Tüm bu hususlar da kamuoyunun denetimine imkan veren önemli hususlardır.

Belediye Kanunu dışında 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu kapsamında bireylerin demokratik ve şeffaf bir yönetim için eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak bilgi almak istemeleri de kamuoyu denetiminin bir parçasıdır. Buna paralel olarak 3071 sayılı Dilekçe Hakkı Kullanılması Hakkında Kanun da yürürlüktedir. Bu kapsamda yönetimin dilekçeye cevap verme zorunluluğu bulunmaktadır.

163 Firuz Demir Yaşamış, “Belediye Reformu”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt.2, Sayı.2, Mart 1993,s.19.