• Sonuç bulunamadı

Kamu Görevlilerinin Hediye Alması

BÖLÜM 1: KAMU YÖNETİMİNDE ÇIKAR ÇATIŞMASINA İLİŞKİN

1.5. Kamu Yönetiminde Çıkar Çatışması Durumları

1.5.3. Kamu Görevlilerinin Hediye Alması

Kamusal karar alma süreçlerinde kişisel önyargıdan kaçınmak, yüzyıllar öncesine kadar geriye götürülebilecek ve uzun zamandır var olabilen önemli bir husustur. Kamu görevlilerine kişisel hediyeler verilmesi ile onun yönetsel ve yargısal süreçlerde vereceği kararlarda uygun olmayan şekilde etkilenebileceği ve tarafsız karar vermesinin önüne geçeceği düşünülmektedir (OECD, 2003: 63).

Bir kamu görevlisinin resmi görevi nedeniyle ilişkide bulunduğu kişilerden ekonomik bir değerin kendi şahsına verilmesini talep etmesi ya da kanunen yetkili olmadıkça bu tür değerleri kabul etmesi, hediye alma kapsamında değerlendirilmektedir (Gençkaya, 2009: 7). Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelikte10 (md.15) “kamu görevlilerinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan veya olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat” hediye kapsamında değerlendirilmiştir.

Kamu görevlilerine verilen hediyelerin değerine, veriliş amacına ve veriliş şekline göre dörde ayrılması mümkündür (Ombudsman, 2008: 45-47):

· Değeri yüksek kişisel hediyeler; bunlar açıkça kamu görevlisini etkileme amaçlı sunulmaktadır. Kamu görevlilerine teklif edilen, pahalı ve abartılı hediyeler, potansiyel rüşvet olarak nitelenmektedir.

· Simgesel hediyeler; Promosyon ürünleri, kalemler, şirketlerin logo ve markalarını taşıyan aksesuarlar vb. bu tür hediyeler doğrudan kişiye verilmiş hediyeler değildir, bu yüzden kişisel hediye anlamına gelmemektedir.

10“Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”,

· Törensel (seremonik hediyeler), başka bir kurumu ziyarette verilen hediyelerdir, bunlar da kişisel hediyelerden ziyade bir kurum hediyesi olarak kabul edilebilir. Yurtdışı ziyaretlerinde verilen hediyelerde bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu hediyeler, kişisel olarak kabul edilmemeli ve alındıktan sonra kamu kurumunun adına kayda geçirilmelidir.

· Takdir/Teşekkür Hediyeleri; Resmi görevinin bir parçası olarak katıldığı toplantılarda bireye sunulan şilt gibi teşekkür hediyeleri, genellikle kişisel çıkarı etkileme girişiminden ziyade bir nezaket icabı verilmektedir.

Genellikle hediye kamu görevlisinin bir isteği ve talebi olmaksızın verilmektedir. Kamu görevlilerine verilen hediyelerin, hediye verenin niyeti açısından ikiye ayrılması mümkündür (Şen, 2005: 363):

· İlkinde, hediye verenin herhangi bir menfaat beklentisi bulunmamaktadır. Bu tür hediyeler daha çok sembolik nitelik taşımaktadır. Öğretmenler Günü’nde öğretmene verilen bir çiçek, kalem veya yılbaşında verilen ajanda, takvim gibi hediyeler birinci tür hediye kapsamına girmektedir. Bununla birlikte, eşi doğum yapan bir kişinin sağlık çalışanlarına tatlı getirmesi; aracı çalınan bir kişinin aracını bulan polislere bir yemek ısmarlaması, iyi niyetle verilen hediyeler içinde değerlendirilebilir.

· Hediyenin ikinci türünde ise, hediyeyi veren kişi kendisine sunulan hizmetin hızlandırılması yönünde bir beklenti içine girmekte veya bu kişi menfaat elde etmeyi amaçlamaktadır. Bu durumda hediyeyi veren kişi kamu görevlisine önceden meşruiyet kazandırılmış çıkar sağlama yoluna giderek, kendisine ayrıcalıklı ve öncelikli işlemde bulunulmasını beklemektedir.

Satın alım iskontoları, tiyatro biletleri, tatil turları, araç tahsis edilmesi, pahalı bir yemek, farklı eğlence türleri ikinci tür hediye kapsamı içinde değerlendirilebilir. Eğlence, konaklama, ziyafet gibi hediye ve çıkarları kabul etmek, kamu görevlilerinin tarafsızlığını etkileyebilir (Mafunisa, 2003: 10). “Tuttuğu takımın kombine maç biletlerini hediye etmek, konferans verdirmek, gerçek fiyatının çok altında gayrimenkul satmak” menfaat elde etme amacıyla kamu görevlilerine verilen diğer hediyelerdir (Şen, 2005: 363). Genellikle, bu tür hediyelerin verilmesi sonucunda özel kayırma talep edilmekte ve kamu görevlisine belli bir çıkar sağlanması hedeflenmektedir. Bu durum

sonucunda, hediye veren kişiye doğru kamu görevlilerinde genellikle olumlu bir eğilim oluşmaktadır (Mafunisa, 2003: 10).

Bu yönüyle düşünüldüğünde, kamu görevlisine verilen hediyeler, ürün indirimleri ve bunlara yönelik verilen vaatler, kamu ve özel çıkarın çatışmasına yol açabilmektedir (Kolthoff, 2009: 198). Kamu görevlilerine verilen hediyelerin, etik ikilemlere yol açtığı ve alınan bu hediyelerin potansiyel çıkar çatışması durumlarını da beraberinde getireceği söylenilmektedir. Aşağıdaki senaryolarda, potansiyel çıkar çatışması durumlarından hediye alma konusundaki örneklere yer verilmiştir (Şen, 2005: 361-362):

Bir kamu kurumunda ihale komisyonu başkanı olarak görev yapan Bay A, yıllık kırtasiye alımı ile ilgili ihalede son kararı verecek kişidir. Her bakımdan şartları aynı olan ve aynı teklifi veren üç firma arasından seçim yapacaktır. Ancak firmalardan birisinin sahibi, daha önce Bay A’yı ailesi ile birlikte sahip olduğu tatil köyünde bir hafta sonu ağırlamıştır. Bay A, diğer iki firmanın sahibini ise tanımamaktadır. Bu durumda Bay A nasıl davranacaktır? Bir kasabada sağlık ocağında tabip olarak çalışan Bayan E, gelen hastaların getirdikleri meyve, sebze ve yiyecekleri hediye olarak kabul etmektedir. Bir kasa şeftali getiren bir hasta, muayene olduktan sonra Bayan E’den, sağlık güvencesi bulunmayan fakir bir komşusunun sürekli olarak kullandığı ilacı kendi reçetesine eklemesi ricasında bulunur. Bayan E nasıl davranacaktır?

Bay S, lise müdürü olarak görev yapmaktadır. Okulun bulunduğu ilçenin ileri gelenlerinden Bay M, müdürün kullanması için bir dizüstü bilgisayar bağışlamıştır. Müdür bilgisayarı okulun demirbaşına kaydettirmiş ve kullanmaya başlamıştır. İlerleyen günlerde Bay M, okulda okuyan yeğeninin başarısız olduğu dersler için müdürden yardım istemiştir. Bay S nasıl davranacaktır?

Belediye başkanı Bay T’ye çelik mutfak gereçleri üreten fabrikanın açılışında 96 parça çatal-kaşık-bıçak takımı hediye edilmiştir. Daha sonra belediye görevlilerinin yaptığı denetimlerde, söz konusu fabrikanın arıtma tesisinin bulunmadığı ve çevreyi kirlettiği tespit edilerek ceza tutanağı düzenlenmiştir. Fabrikanın sahibi Bay T’yi arayarak yardımcı olmasını istemektedir. Bay T nasıl davranacaktır?

Bir kamu kurumunda görev yapan satın alma memuruna, tedarikçi bir firma tarafından, bir otelde iki haftalık ücretsiz tatil teklif edildiğinde, ilgili kamu görevlisi o teklifi kabul ederse tarafsızlığı tehlikeye girecektir (ICAC, 1997: 97). Bu durum, potansiyel çıkar çatışması biçimleri ile ilgili bir başka örnektir.

Örneklerde de görüldüğü gibi, hediye alma ve menfaat elde etme konusu potansiyel çıkar çatışmalarını bünyesinde barındırmaktadır (Ombudsman, 2008: 45). Alınan hediye o an için bir çıkar çatışması durumu doğurmasa da, hediyeyi veren kişi kamu görevlisinden etik dışı bir talepte bulunursa, bu kamu görevlisi nasıl davranacaktır. Bazı kamu görevlileri, o an için çıkar ilişkisi bulunmayan kişilerden hediye alınması konusunda esnek davranmakta, bu tür hediyeleri etik dışı algılamamaktadır. Diğer taraftan, hediyenin boyutuna ve değerine göre yorumda bulunarak karar verme aşamasında bu hediyelerden etkilenmeyeceklerini düşünmektedirler.

Vatandaşlar tarafından kamu görevlilerine yemek ısmarlanabilmekte, maç, eğlence ve konser biletleri bedava verilebilmekte, seyahat veya tatil giderleri karşılanabilmektedir. Hediyeyi alan görevli genellikle, ben bir yemeğe, bilete veya tatile satın alınacak kişi değilim (Steinberg ve Austern, 1996: 39), bunlar beni etkilemez sözleriyle kendisini savunmaktadır. Bu gerekçelerle de olsa, kamu görevlisinin alacağı bu hediyelerin bir çıkar çatışması durumu doğurma riski bulunmaktadır.

Yönetici pozisyonunda görev alan ve karar alma sürecinde etkin rol oynayan üst düzey kamu görevlileri ile denetim görevini yürüten kamu görevlilerine daha fazla hediye verilmektedir. Çeşitli ülkelerde diplomatlık ve Türkiye’de farklı kamu kurumlarında üst düzey görevlerde bulunmuş, emekli bir bürokratın hem ülkemizde hem yabancı ülkelerdeki anılarını anlattığı kitabında bu durum doğrulanmaktadır. Bankaların, bazı büyük sanayi şirketlerinin, petrol şirketlerinin, ilişki içinde oldukları kamu kurumlarında görevli bürokratlara, yılbaşı ve diğer özel günlerde bazı armağanlar gönderdikleri belirtilmiştir. Ayrıca, hazinede çalışanlara, hangi bölüme bakıyorlarsa, o bölümle ilgili kuruluşlardan armağanlar gönderildiği, banka ve sigorta işlemlerini denetleyen denetim görevlilerine daha çok armağan gönderildiği de vurgulanmıştır (Bener, 1998: 176). Bu tür hediyelerin alınmasının, ileride ortaya çıkabilecek çıkar çatışması durumlarını da beraberinde getireceği vurgulanabilir.

Kamu görevlisi, “hediye alma karşılığında hediye verene çıkar sağlama konusunda bir taahhütte bulunmasa bile hediyeyi alan kamu görevlisinin hediyeyi veren tarafa bir çıkar sağlama “ihtimal”i söz konusu” olmaktadır (Şen, 2005: 364). Potansiyel çıkar çatışmalarına zemin hazırlayan hediye toplumsal ve kültürel faktörlerden de kaynaklı olarak yaygınlaşmaktadır.

Kültürel faktörlerden kaynaklı olarak, vatandaşlar tarafından geleneksel bir değer olarak kamu görevlilerine hediye verilmesi yaygın bir davranış haline gelmektedir. Bununla birlikte, kamu görevlilerinin bir talebi olmadan, kişiler tarafından kamu çalışanları ile yakın ilişki kurabilmek amacıyla hediye verme yoluna gidilmektedir (Şen, 1998b: 74). Kamu görevlilerine yönelik hediye veya bahşiş vermek, geleneksel değerlere ve kültürel öğelere aykırılık oluşturmadığı toplumlarda, yasalarla veya idari düzenlemelerle hediyenin yasaklanması veya sınırlandırılması (Berkman, 2009: 62) bu çıkar çatışması durumunu beklenen ölçüde engelleyemeyeceği söylenilebilir.

Diğer taraftan, kamu hizmetinden yararlanan vatandaşların, kamu hizmetini sağlayan kamu görevlilerine karşı kendilerini borçlu hissetmeleri, kamu görevlisinin tutum ve davranışlarından kaynaklanmaktadır. Kamu görevlisinin, görevi gereği yapması gereken bir işi vatandaşa karşı bir lütuf olarak sunması, vatandaşta da buna yönelik bir algı oluşturmakta (Berkman, 2009: 93) ve yapılan işin karşılığında hediye verme bir gelenek haline dönüşmektedir. Hastasını muayene eden bir doktora köyden gelen vatandaşın kendi bahçesinde yetiştirdiği ürünlerden getirmesi, bir kamu kurumunda işi uzayan vatandaş tarafından çalışanlara öğle yemeği ikram edilmesi, eşi doğum yapan vatandaşın hastane çalışanlarına hediye götürmesi alışkanlık haline gelmeye başlamaktadır. Kamu hizmeti sonrasında, hediye vermemenin ayıp ve hatta yanlış bir davranış olduğu zihinlerde kalıplaşmaktadır.

Bununla birlikte, kamu görevlilerinin hediye almalarını dini unsurlara bağlayanlar da bulunmaktadır. Bu konuda, hediyeleşmenin sünnet olduğu ve hatta verilen hediyenin alınmamasının dine hakaret olacağını söyleyenler bile bulunmaktadır. Yalnız burada İslam dinine göre, hediyenin karşılıklı alınıp verilmesinin sünnet olduğu ayrıntısı kaçırılmaktadır. Kamu görevlilerine tek taraflı verilen hediyelerin her ne kadar iyi niyetle olsa da, ileride bir çıkar aracı olarak kullanılma ihtimali bulunmaktadır. Burada vurgulanması gereken asıl unsur, kamu görevlisi o makamı veya görevi işgal etmese de bu hediyenin verilip verilmeyeceği sorusudur. Kamu görevlisine verilen hediye makama mı yoksa kişiye mi verilmektedir? bunun sorgulanması gerekmektedir.

İslam tarihinde de bu konu ile ilgili önemli bir hadis rivayet edilmektedir. Bir gün, Hz. Peygamber (SAV), İbn-i Utbiyye denilen bir kimseyi zekât toplamak için görevlendirmiştir. Bu kişi zekât mallarını tahsil edip getirmiştir. Hz. Peygambere, bu

sizin zekât malınızdır. Bu da bana hediye verilmiştir, diye kendine bir pay ayırmıştır. Bunun karşısında Hz. Muhammed (SAV), bu kimse memur olmayıp, ailesinin yanında evde otursaydı, kendisine bu hediye verilir miydi diye sormuştur (Zeynü’d-din Ahmed, 1984: 35-36)

Emevi halifelerinden Ömer İbn-i Aziz döneminde geçen bir olay İbn-i Müslim tarafından şu şekilde rivayet edilmiştir. Ömer İbn-i Abdülaziz bir gün gezmeye çıkmıştır. Yolda bir ruhban evinin önünde çocuklar ellerinde elma tabaklarıyla kendisini karşılamıştır. Kendisine verilen elmayı alıp koklamış ve geri tabağa koymuştur. Bunun üzerine yanındakiler kendisine, “hediyedir ve bunda senin için bir hak vardır” diye söylenmiştir. O ise “böyle bir hakkın bana lüzumu yoktur diye cevap vermiştir. Yanındakiler, “Resullullah, Ebu Bekir, Ömer hediye kabul etmezler mi diye sormuşlar, Ömer İbni Abdülaziz; “Hediye onlar için hediye idi. Fakat onlardan sonra memurlar için hediye bir rüşvettir” diye cevap vermiştir (Zeynü’d-din Ahmed, 1984: 35-36). Bu yaşanmış hadiseler, kamu görevlilerinin hediye almasının ne kadar hassas bir konu olduğunun göstergesi olarak kabul edilebilir.

Kendisine hediye ve diğer menfaatler teklif edilen kamu görevlileri, ikilemle karşı karşıya kalmaktadır. Bu ikilemlerden kurtulabilmek için kendisine şu soruları sormalıdır (Ombudsman, 2008: 48):

· Bu hediyeyi verenlerin gerçek niyeti nedir, bu hediyenin arkasında çıkar sağlamak mı vardır?

· Bana verilen bu hediyeler, vereceğim kararı etkiler mi?

· Hediye verilmesi, kararımı etkilemeyecektir fakat dışarıdan bakanlar tarafından etkilenmiş gibi algılanır mıyım/gözükür müyüm?

· Bu çok değerli bir hediye, kabul etmeli miyim? Üst yöneticime haber vermeli miyim?

· Bir vatandaş eşim için değerli bir hediye teklif etti, teklif edilen hediye görev ve sorumluluklarımı etkiler mi?

Teklif edilen hediyenin büyük ya da küçük olması veya maddi değerinin bulunup bulunmamasından ziyade, kamu görevlisini etkileme düzeyine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Maddi değeri büyük olan bir hediyeden etkilenmeyen kamu görevlileri

olduğu gibi, değeri düşük bir hediyeden etkilenebilecek kamu görevlileri bulunmaktadır (Şen, 2012: 67).

Potansiyel çıkar çatışmalarının kamu sektörünün yetki alanı içerisinde ortaya çıktığı dikkate alındığında, hem kamu görevlileri hem de yöneticiler hediye alma konusunda ihtiyatlı davranmalıdır (Ombudsman, 2008: 45). Kamu görevlisi hediye kabul ederken, “Kamu görevlisi olmasaydım ya da işgal ettiğim makam ve mevkide bulunmasaydım, bu hediye yine de bana verilecek miydi?” sorusunu kendisine mutlaka sormalıdır. Yanıt evet ise hediyeyi almakta etik açıdan bir sakınca yoktur, tereddütler varsa veya yanıt hayır ise hediye kesinlikle reddedilmelidir (Şen, 2005: 367-368).

Birçok ülkede, kamu kurum ve kuruluşlarıyla iş yapan kişilerden hediye kabulü kısıtlanmış veya tamamen yasaklanmıştır. Bu kısıtlamalarla, hediye kabul eden kamu görevlisinin muhtemel etik dışı faaliyetlere veya çıkar çatışması durumlarına karışması engellenmek istenmektedir (Yüksel, 2005: 111). ABD’de federal yasalar ile hediye almada bazı kısıtlamalar getirilmektedir (Clark, 2001: 50). Bu ülkede, kamu görevlileri hediye alma konusunda kısıtlamalara tabidir ve kurallara uymak zorundadır. Kamu görevlilerinin, gerçekleştirdikleri resmi işlemler için kendilerine yönelik verilen hediyeleri almaları yasaklanmıştır. Diğer taraftan, çalışanların resmi görevlerini etkileyen ve çıkar amaçlı verilen hediyeleri, diğer bir ifadeyle potansiyel çıkar çatışması doğurabilecek hediyeleri almaları yasaklanmıştır (Roberts, 2001: 374). Hediye ile ilgili düzenlemeler en alt düzeyden en üst düzeye kadar tüm kamu görevlilerini kapsamaktadır (Clark, 2001: 50).

Bir kamu görevlisinin vereceği kararda etkilenmemesi ve kendi kararını verebilmesi (OECD, 2003: 63) adına, hediye almaya yönelik kısıtlamaların yanı sıra, kamu görevlileri tarafından hediye alınmasına yönelik ilkesel duruş gösterilmesi de önemli bir husustur. Diğer taraftan, potansiyel bir çıkar çatışması durumu olan, kamu görevlilerinin hediye almasına yönelik kısıtlamaların daha da genişletilerek, aile üyelerini de kapsam içine almasının önemli bir gereklilik olduğu söylenilebilir.