• Sonuç bulunamadı

Çıkar Çatışması Kavramı

BÖLÜM 1: KAMU YÖNETİMİNDE ÇIKAR ÇATIŞMASINA İLİŞKİN

1.2. Çıkar Çatışması: Kavramsal Çerçeve

1.2.3. Çıkar Çatışması Kavramı

Literatürde, çıkar ilişkisi, çıkar çelişkisi, çıkar çakışması, çıkar uzlaşmazlığı, menfaat çatışması, menfaat çakışması gibi farklı şekillerde de ifade edilen çıkar çatışması; kişilerin bir işi yapması için sağlanmış yetkilerini bir başka amaç doğrultusunda kullanmaları durumunda ortaya çıkan, “çatışan çıkarları” ifade etmek için kullanılmaktadır (Titiz, 1992: 19; Kırca, 1994: 359).

Çıkar çatışması teknik olarak, resmi-mesleki görevden kaynaklanan birincil çıkarın, maddi kazanç sağlama gibi ikincil çıkar tarafından etkilenmesi durumu (Thompson, 1993: 573; Omobowale, vd. 2010: 1; Bernard ve Field, 2009: 46) olarak ifade edilmektedir. Daha geniş bir ifadeyle çıkar çatışması, “birincil menfaate (kamu menfaati) dair profesyonel muhakemenin var olduğu durumlar dizgesinin, finansal kazanç gibi ikincil bir menfaat tarafından haksız olarak etkilenme eğiliminde olması” (Yüksel, 2005b: 27) şeklinde tanımlanabilir.

Çıkar çatışması, birçok alan ve meslek grubunda karşılaşılan bir olgudur. Bu bağlamda, çıkar çatışması birçok bilim dalı tarafından incelemeye tabi tutulmaktadır. Hukuk (Luban, 2001: 23-48; Issacharoff, 2005: 189-201; Loewenstein, 2005: 202-205), medya ve sinema (Borcherding ve Filson, 2001: 249-278), gazetecelik ve basın (Borden ve Pritchard, 2001: 73-91) alanlarında çıkar çatışması kavramı kullanılmaktadır. Diğer taraftan, mühendislik (Luebke, 2001: 112-128), işletme ve şirket yönetimi (Tyler, 2005: 13-35; Carson, 2003: 6-12; Dawes, 2005: 36-40; Şimşek, 2001;Orts, 2001: 129-158), muhasebe (Brooks, 2001: 92-111; Moore, 2005: 70), finansal hizmetler (Boatright, 2001: 217-236), yatırım danışmanlığı (Usca, 2007: 89), antropoloji (Salmon, 2001: 195-216), psikoloji (Cohen, 2001: 159-181) çıkar çatışmasının incelendiği diğer alanlardır. Bu hizmet alanları ile birlikte, tıp (Kassirer, 2005: 133-141; Ubel, 2005: 142-151; Stark, 2005: 152-180; Kim, 2005: 181-188; Akan, 2009: 22-24), sağlık hizmetleri (Kipnis, 2001: 302-313; Kavuncubaşı, 2002:63), fizik tedavi uygulamaları (Martin ve Gabard, 2001: 314-334), tıbbi araştırmalar ve uygulamaları (Bernard ve Field, 2009: 97-188; Latham, 2001: 279-301) çıkar çatışmasının ele alındığı diğer bilim dallarıdır.

Tıpta çıkar çatışması, kişisel parasal ilişkiler ile birlikte mesleki ilerleme olanakları, kişisel gelişme şansı veya arkadaş ya da aile bireylerine yapılan destekler gibi ikincil çıkarların, hastanın sağlığı ve esenliği, bilimsel tutarlılık ve eğitim kalitesi gibi birincil çıkarları göz ardı etmesi durumunda söz konusu olmaktadır. Konuşma yapma ücretleri, firma araştırma fonları, sempozyum desteği, klinik çalışma sonuçlarından olumlu veya olumsuz yönde etkilenecek bir firmada hisse veya pay sahibi olmak gibi hususlar çıkar çatışmasına zemin hazırlayabilmektedir (Akan, 2009: 22).

Bununla birlikte, sağlık hizmetlerinde ve sağlık yönetiminde de çıkar çatışmasının ortaya çıkması mümkündür. Sağlık kurumları yöneticisi veya çalışanları, yetkisini ve sahip olduğu bilgileri doğrudan veya dolaylı bir şekilde, tanıdığı, yakını veya meslektaşının yarar/çıkar elde etmesi için kullandığında çıkar çatışması ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan, yönetsel kararlarını etkileyebilecek herhangi bir hediye veya menfaati kabul ederse çıkar çatışması durumu söz konusu olacaktır (Kavuncubaşı, 2002: 63).

Kamu sektöründe olduğu kadar özel sektörde de çıkar çatışması durumları söz konusu olmaktadır. Şirketler ve firmalarda çıkar çatışması ortaya çıkabilir. Yöneticiler ve

şirketin hissedarları arasında bile çıkar çatışması doğabilmektedir (Wilbern, 2001:119). Özel şirketin yönetim kurulu üyesi, başkası için görevini kötüye kullanırsa, reklam işlerini kendisine bireysel çıkar sağlayan reklam şirketine verirse veya yakınlarını işe alması gibi durumlarda (Özerkmen, 2007: 16) çıkar çatışması ortaya çıkmaktadır. İşletmelerde çıkar çatışması, çalışanlar veya yöneticilerin kişisel çıkarlarının, çalıştığı örgütün (işletmenin) çıkarlarını etkilemesi durumlarında ortaya çıkmaktadır. Yöneticiler ve çalışanların rüşvet alıp vermesi, kişisel ödemeleri kabul etmesi, hediye alması çıkar çatışması durumlarıdır (Şimşek, 2001: 1). Asya Sayıştayları Birliği (ASOSAİ) tarafından 2002 yılında hazırlanan rehberde çıkar çatışması, kişinin bir iş ilişkisinde gizli ekonomik ve kişisel menfaatinin bulunması, bu ilişkinin kişinin adına çalıştığı kurumu ya da şirketi olumsuz yönde etkilemesi durumu olarak tanımlanmıştır (Uzunöz, 2006: 13).

Finansal hizmetler çerçevesinde çıkar çatışması, finansal hizmet sunan kişinin birden fazla çıkara sahip olduğu durumlarda piyasanın verimli çalışması ve yatırımcı menfaatleri için gerekli olan bilgilerin, yatırımcıların menfaatlerine göre değil kendi menfaatlerine uygun biçimde sunulması soncunda ortaya çıkmaktadır. Bu tür durumlarda, bilginin suiistimal edilmesi söz konusu olmaktadır. Yatırımcıların bilgilendirilmesi aşamasında ise, yatırım danışmanlarının yatırımcıların hak ve yararları yerine, kendileri veya çalıştıkları kurumların menfaatleri doğrultusunda hareket etmeleri ve yatırımcıları bu amaç doğrultusunda bilgilendirmeleri sonucunda çıkar çatışması durumundan söz edilmesi mümkündür. Örneğin, danışmanlar tarafından yatırımcılara satın alınmasını tavsiye ettiği senetlerin, kendisinin ya da kurumunun portföyünde bulunan ve satılmak istenen senetler olması (Usca, 2007: 89-91) çıkar çatışması durumuna yol açmaktadır.

Farklı alanlardaki çıkar çatışması ile ilgili tanımlamalardan sonra konumuz itibariyle kamu yönetiminde ya da kamu hizmetlerinde çıkar çatışmasının, özel çıkarlarla kamu çıkarının çatışması sonucunda meydana geldiği söylenebilir. Diğer bir ifadeyle çıkar çatışması, kamu yararı karşısında özel çıkarların ön plana çıkarılması neticesinde ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, kamu yönetiminde çıkar çatışması kavramı, özel çıkarların kamu görevinin ifası aşamasında ne derece etkili olduğu sorunsalını ele almak için kullanılmaktadır (Ombudsman, 2008: 13).

Kamu yönetiminde çıkar çatışması; bir kamu görevlisinin, kamu görevini yerine getirirken mesleki sorumlulukları ile kişisel çıkarlarının çakışması; kamu görevlisinin kişisel çıkarlarının, vereceği kararlarını etkilemesi durumu (www.wordnet-online.com, 2013); güven gerektiren resmi bir görevde çalışan kamu görevlisinin özel çıkar ile mesleki sorumluluğu arasında çatışma durumu (www.merriam-webster.com/dictionary, 2013) şeklinde tanımlanmaktadır.

Çıkar çatışması; bir kamu görevlisinin, göreviyle ilgili bir konuda, kamu çıkarı ile özel çıkarının çatışması durumu olarak da açıklanmaktadır (Guzzetan, 2008: 23; OECD, 2005a: 13). Diğer bir ifadeyle çıkar çatışması, bir kamu görevlisinin özel çıkarlarının, objektif ve tarafsız bir şekilde resmi kamu görevini yerine getirmesini etkileme riski oluşturması, etkilemesi veya etkiliyor gibi görünmesi durumu olarak da ifade edilmiştir (Reed, 2008: 8, Thompson, 1993: 573; Lo ve Field, 2009: 46).

Çıkar çatışmasından bahsedebilmek için, çıkar, ilişki-yakınlık (relationship) ve karar verme olmak üzere üç unsurun var olması gerekmektedir (Davis, 2001: 8). Bu üç önemli unsurdan yola çıkarak, kamu görevlisinin karar verme aşamasında, kamu çıkarı yerine bireysel çıkarına göre hareket etmesinin veya kendisine veya yakınına çıkar sağlamasının çıkar çatışması durumu doğuracağı söylenilebilir

Bir başka görüşe göre de çıkar çatışması, kamu görevlisinin vereceği ya da verme ihtimali olan kararlarda objektif olmasını engellemesi, kamu yararını göz ardı etmesi durumu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, çıkar çatışması durumunun ortaya çıkabilmesi için üç unsurun bulunması gerekmektedir (Mafunisa, 2003: 5-6):

· İlk olarak, çıkar çatışmasında özel mali veya ekonomik bir çıkar var olmalıdır. · İkinci olarak, kamu yararı söz konusu olmalıdır.

· Son olarak, kamu yetki ve sorumluluklarıyla özel çıkarların çatışması gerekmektedir.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “Kamu Görevlileri İçin Davranış Kuralları” Tavsiye Kararı’na göre; kamu görevlilerinin resmî görevlerini tarafsız ve objektif bir şekilde icra etmelerini etkileyen ya da etkiliyormuş gibi gözüken şahsi çıkarlara sahip olmaları halinde çıkar çatışması ortaya çıkmaktadır. Buna göre, kamu görevlilerinin

şahsi çıkarları kendisine, ailesine, yakın akrabalarına, arkadaşlarına ya da iş bağlantısı veya siyasi ilişkileri olduğu kişi ya da kuruluşlara sağlanan her türlü menfaati içermektedir (Tarhan vd, 2005: 249-254).

Yukarıdaki tanımlamalardan hareketle, kişisel çıkarlarla mesleki çıkarların çatışması durumu olarak da ifade edilen (Lynch ve Lindsell, 2010: 212) çıkar çatışmasının, sadece bireysel yönü bulunmamakta aynı zamanda kurumsal yönü de söz konusu olmaktadır. Bireysel çıkar çatışmasında, bir kamu görevlisinin özel çıkarları ile resmi sorumluluklarının çatışması söz konusu olmaktadır. Kurumsal çıkar çatışmasında ise, bir örgütün resmi görüşü veya resmi görevi ile örgütün özel çıkarının çatışması durumu da ortaya çıkabilmektedir (www.path.org, 2011). Kamu yönetiminde çıkar çatışması kavramının kullanımı yeni olmasına rağmen, tarihsel olarak bakıldığında devletlerin ortaya çıkmasından bu yana çıkar çatışması durumlarının sürekli yaşandığı söylenilebilir.

Modern öncesi toplumlarda olduğu gibi, modern toplumlarda da kamu yönetiminde (siyasi liderler ve kamu görevlileri açısından) çıkar çatışması var olmuştur. Modern toplumun yansıması olarak oluşturan modern devletlerde, kamu görevlilerinden bazılarının, makamlarını ve yetkilerini kullanarak kendi kişisel çıkarlarını sağlamaya çalıştıkları bilinen bir gerçektir. Bazı ülkelerde, kamu görevlilerinin kişisel çıkarları ve kullanmış oldukları yetkileri arasında kesin çizgiler çizilememiştir. Bu durum, kamu görevlilerinin yetkilerini kendi çıkarlarına yönelik kullanmalarına, yolsuz ve etik dışı davranışlara zemin hazırlamıştır. Bu bağlamda, çıkar çatışmasının temelinde siyasetçilerin ve kamu görevlilerinin yetkilerini ve makamlarını özel amaçları için kullanmalarının yatmakta olduğu söylenilebilir (Lankester, 2007:1).

Kamu yönetiminde çıkar çatışması kavramı ve çıkar çatışmasından kaçınma konusu dönemler itibariyle gelişim ve değişim göstermiştir. Bu bağlamda, çıkar çatışmasından kaçınılması ve çıkar çatışması durumlarının önlenmesi noktasında üç aşamadan bahsedilmesi mümkündür (OECD, 2003: 63):

· İlk aşamada, kamu görevlisine ve yakın çevresine verilen kişisel hediyelerin onların kararını etkileyebilme potansiyeli dikkate alınarak söz konusu hediyelerin engellenme çabaları ve karar alma sürecinde kişisel önyargılardan kaçınılmasına yönelik düzenlemeler uygulanmaya başlanmıştır.

· Çıkar çatışmasına yönelik ikinci aşama, güçler (erkler) ayrılığı ilkesiyle birlikte, kamu görevlileri için sınırlamalar getirilmesiyle başlamıştır. Bu aşamada, kamu görevlilerinin ayrı bir iş yapmalarının engellenmesi hedeflenmiştir. Diğer taraftan, hukuk devleti ilkesi ile birlikte yasa, emir ve yönetmeliklerin uygulamaya konulması ile birlikte kamu görevlilerinin rolleri de tanımlanmıştır.

· Üçüncü aşamada ise kamu ve özel sektör etkileşimi (arayüzü) sonucu ortaya çıkan değişiklikle, hem mal, hizmet, bilgi ve sermaye değişimleri hem de personel değişimlerinin de artması ile birlikte çıkar çatışması riskleri ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, çıkar çatışması konusu farklı bir şekil almaya başlamış ve çıkar çatışmasının önlenmesine yönelik çabalar ortaya çıkmıştır.

Çıkar çatışmasının geçirdiği evreler incelendiğinde, farklı dönemlerde farklı çıkar çatışması durumları ile karşı karşıya kalındığının tespiti yapılabilir. Tarih boyunca olduğu gibi, günümüzde de tam olarak anlaşılmayan ve fark edilemeyen, çıkar çatışması kavramı zaman zaman bazı kavramlarla karıştırılmakta veya bazı kavramlar çerçevesinde değerlendirilmektedir. Çıkar çatışması özellikle yolsuzlukla karıştırılmakta, birçok yerde yolsuzlukla özdeş olarak kullanılmaktadır. Aşağıda da tartışılacağı gibi, çıkar çatışmasının yolsuzlukla kesiştiği noktalar söz konusu olsa da, çıkar çatışması yolsuzlukla eş anlamlı bir kavram değildir.