• Sonuç bulunamadı

Görev ve Yetkilerin Çıkar Sağlamak Amacıyla Kullanılması

BÖLÜM 1: KAMU YÖNETİMİNDE ÇIKAR ÇATIŞMASINA İLİŞKİN

1.5. Kamu Yönetiminde Çıkar Çatışması Durumları

1.5.1. Görev ve Yetkilerin Çıkar Sağlamak Amacıyla Kullanılması

Kamu görevlisinin, görev ve yetkilerini çıkar sağlama amacıyla kullanması ile ilgili olarak literatürde farklı tanımlama ve sınıflandırmalar bulunmaktadır. Bu çalışmada sağlanan çıkarın niteliği (kamusal ve özel çıkar olması) göz önüne alınarak bir sınıflandırmaya gidilmiştir.

1.5.1.1. Kendine ve/veya Yakınlarına Kamusal Çıkar Sağlama

Kendine ve / veya yakınlarına kamusal çıkar sağlama kapsamında değerlendirilen ilk durum “kendi yararına işlem” (self-dealing) olarak ifade edilmektedir. Kendi yararına işlem (self-dealing) olayında, bir kamu görevlisinin resmi görevi sırasında bir veya birden daha fazla kendi çıkarına göre işlemde bulunması söz konusu olmaktadır (Stark, 2000: 36-41, 51). Çıkarların kişisel olması ve kamu görevlisinin resmi görevi dışındaki özel malvarlığını ilgilendirmesi gerekmektedir (Yüksel, 2005a: 115).

Kendi yararına işlemde, kamu görevlisi görev ve yetkilerini kendisinin veya ailesinin (Stark, 2008: 142), akrabalarının ve arkadaşlarının çıkarına kullanmaktadır. Bu çıkar

maddi bir çıkar olabileceği gibi, kamu görevlisinin bulunduğu konumu (pozisyonu) kullanarak çevresine iltimasta bulunması, diğer bir ifadeyle “kayırmacılık” biçiminde de olabilir. Bu bağlamda, bu çıkar çatışması türü, nepotizm ya da kayırmacılıkla benzeşmektedir. Kamu görevlisi ailesinden ya da yakın çevresinden kişilerin işe alınmasında etkili olabilir ya da ihalelerde yakın çevresine imtiyaz sağlayarak, haksız yere ihaleleri kazanmaları için müdahalede bulunabilir (Mafunisa, 2003:7-8).

Belediye İmar Müdürünün yapılan imar düzenlemesinde yeğeninin arsasının değerinin artmasını sağlaması; üst yöneticinin kurumun yemek ihalesini kayınbiraderinin şirketine vermesi; belediye başkanının akrabasını işe alması vb. kendi yararına işlem kapsamında değerlendirilebilir.

Kendi yararına işlem sorununun önüne geçilebilmesi için belli düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Bu düzenlemelerinin birçoğu sadece kamu görevlilerinin kendi çıkarlarını etkilemelerini yasaklamakla kalmamakta, kendi çıkarlarını etkileyecek pozisyonlarda bulunmalarını dahi yasaklamaktadır. Kendi yararına işlemle ilgili yasal düzenlemelerin temel unsuru kişisel faaliyetlerden ziyade resmi faaliyetleri kısıtlamasıdır (Yüksel, 2005b: 28).

Öte yandan kendine ve/veya yakınlarına çıkar sağlama kapsamında değerlendirilen bir başka husus ise “kamu görevinin suiistimal edilmesi” (abuse of office) dir (Stark, 2000: 60). Bu durumda kamu görevlisi kendisine ve yakınlarına bir kamusal çıkar aktarmamakta, üçüncü kişilere aktardığı kamusal çıkar için doğrudan bir ücret almak yerine, sahibi olduğu ya da ortağı olduğu özel şirket aracılığı ile verdiği danışmanlık hizmetinin karşılığını almaktadır. Bu konudaki en yaygın örnek dönemin Amerikan Hava Kuvvetleri Sekreteri Talbott’un kendi danışmanlık şirketi vasıtasıyla başka şirketlerin hava kuvvetlerinden ihale almasını sağlamasıdır (Yüksel, 2005b: 94-95). Bir çıkar çatışması durumu olarak kabul edilen görev suiistimali, açık bir güven ihlaline sebep olmaktadır (OECD, 2005a: 8, 14). Kamu görevlisinin görevini suiistimal ederek çıkar sağlaması, kamu yönetimine olan güveni zedelemektedir.

1.5.1.2. Kendine ve/veya Yakınlarına Özel Çıkar Sağlama

Özel çıkar sağlamanın da bazı türleri bulunmaktadır. Bunlardan birincisi “kamu görevi sırasında elde edilen kazanımların kullanılarak özel çıkar sağlanması” dır. Burada kamu

görevlisi, görev yaptığı sırada kazandığı bilgi, deneyim, tecrübe, prestij gibi olanakları ve bulunduğu konumu kullanarak özel çıkar elde etmektedir (Stark, 2000: 39, 74). Başka bir ifade ile kamu görevlisi, görevi dolayısıyla elde ettiği yetenekleri ve kazanılmış makamsal önemini kullanarak bunu kişisel hesabına aktarmaktadır (Yüksel, 2005b: 97).

Bir üst düzey bürokratın unvanını kullanılarak başka bir kamu kurumundaki hizmetlerden öncelikli yararlanması; tapu müdürünün işlemini öncelikli olarak yaptığı için tanıştığı bir doktora hasta olan teyzesini göndermesi; bir öğretmenin beyaz eşya satan bir veliden indirimli buzdolabı alması; bir devlet hastanesinde görevli kadın doğum uzmanı doktorun doğum yaptırdığı hastalarını özel bir hastanede görevli çocuk hastalıkları uzmanı eşine yönlendirmesi (Şen, 2012: 57) bu çıkar çatışması türüne örnek olarak verilebilir.

Kendine ve/veya yakınlarına özel çıkar sağlamanın ikinci türü “görev, unvan ve yetki kullanarak ticaret yapma”dır. Denetim görevi yapan bir kamu görevlisinin, kendi yazdığı açıklamalı mevzuat kitabını satın almaları için kamu kurumlarına göndermesi; bir üniversite öğretim üyesinin kendi kitabını satın alacak öğrencilere yüksek not verme vaadinde bulunması; belediye fen işleri müdürünün yol yapım işini üstlenen şirketi, malzemeleri bir akrabasından alması için yönlendirmesi (Şen, 2012: 59-60) kamu görevlisinin görev, unvan ve yetkisini kullanarak ticaret yapmasına birer örnektir. Kendine ve/veya yakınlarına özel çıkar sağlamanın üçüncü türü “kamu görevlisinin yaptığı iş için ücret alması”dır. Kamu görevlisinin, resmi hizmetini yerine getirdikten sonra, hizmet verdiği kişilerden kendi adına ücret alması çıkar çatışması durumunu da beraberinde getirmektedir (Stark, 2008: 145; Stark, 2000: 68).

Bazı kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında, hizmeti alan kişilerden harç vb. isimler altında resmi bir ücret talep edilebilmektedir. Burada sözü edilen ücret kurum adına tahsil edilmekte, makbuz karşılığında vezneye ya da bankaya yatırılmaktadır. Oysa sözü edilen çıkar çatışması durumunda, kamu görevlisi ücretsiz ya da belli bir resmi ücret karşılığında verilen bir hizmet için kendisi adına ayrıca bir ücret talep etmekte ya da hizmetten yararlanan kişinin teklif ettiği ücreti (ayni ya da nakdi olabilir) almaktadır.

Kamu hizmetinden ücret alınması, zaman zaman rüşvet olarak algılanabilmektedir. (Yüksel, 2005b: 30-31). Ancak kamu görevlisinin verdiği hizmet karşılığında aldığı ücreti rüşvet olarak nitelendirmek mümkün değildir. Bu çıkar çatışması türünde kamu görevlisi, kendisine sağlanan bir menfaat karşılığında haksız bir işlemde bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile yapması gereken bir işi yapmama ya da yapmaması gereken bir işe yapma karşılığında menfaat elde etmemektedir. Tam tersine yasalara uygun olarak verdiği hizmet karşılığında iş sahibinden ayni veya nakdi bir bedel talep etmekte veya iş sahibinin kendi rızası ile verdiği ayni ve nakdi çıkarı kabul etmektedir. Verdiği hizmet karşılığında kamu görevlisine iş sahipleri tarafından verilen ayni veya nakdi çıkarlar, hediye ve bahşiş olarak adlandırılmaktadır.

Görevi gereği köye aşı yapmaya gelen veterinerin köylüden belirlenen yasal tarifenin üzerinde ücret alması; arazi ölçümüne giden teknisyenin iş sahibinden para alması; bir din görevlisinin, sala verme, cenaze yıkama, defin işlemleri, mevlit okuma, hatim indirme gibi hizmetler sonrasında vatandaşın para vermesi bu çıkar çatışması kapsamında değerlendirilebilir.

Kamu görevlisinin verdiği hizmet karşılığında ücret almasına gerek yoktur; vermiş olduğu hizmetin karşılığını zaten maaş olarak devletten almaktadır. Ancak maaşların yetersiz olması, bu tür davranışlara zemin hazırlamaktadır.

Kendine ve/veya yakınlarına özel çıkar sağlamanın dördüncü türü, “kamuya ait gizli bilgilerin çıkar elde etmek için açıklanması ve kullanılması”dır. Bir kamu görevlisi gizli bilgilere, potansiyel menfaat kaynağı olarak bakabilir. Diğer yandan, kamu görevlilerinin gizli bilgiler karşılığında menfaat talebinde bulunmaları ile örtülü bir manipülasyon gerçekleştirme ihtimalleri de söz konusu olmaktadır (Mafunisa, 2003: 7; Kolthoff, 2009: 198-199). Gizli bilginin kullanılması ile kamu görevlilerinin resmi görevlerinin sağladığı imkânlar ile elde ettikleri gizli bilgileri başkalarına açıklamaları veya kişisel menfaatleri için kullanmaları ifade edilmektedir. Bunun özgül bir örneği olan “içeriden bilgi sağlama” ise, kamuya açık olmayan bilginin kamu görevlisinin menfaati için kullanılması ya da kullanılmaya çalışılmasıdır (Gençkaya, 2009: 7). Görev ve yetkilerin kullanılarak, gizli bilgilerin dışarıdan kişilere verilmesiyle, kamu görevlisi çevresine bir çıkar sağlamış olmaktadır. Bununla ilgili olarak, Amerika’da yaşanmış bir olay örnek gösterilebilir: “Bir köprü yapılacağı ve köprünün nereye

yapılacağı ile ilgili gizli bilgiler üçüncü bir şahsa verilmiştir. O kişi köprünün geçeceği alandan toprak satın alarak rant elde etmiştir” (Steinberg, 1996: 42). Belediye İmar Müdürü’nün, yapılacak imar değişikliği ile daha önce konut alanı olarak belirlenen bir bölgenin ticaret alanına dönüştürüleceğini müteahhit arkadaşına bildirmesi de bu duruma bir örnektir (Şen, 2012: 61).

Kamu görevlilerinin bireysel çıkarları ya da yakınlarının çıkarları için resmi görevindeyken elde ettiği gizli bilgileri kullanmaması, kullanmasına da izin vermemesi, birçok ülkenin mevzuatında, gizli bilgilerin kullanılmaması adı altında düzenlenmiştir (Mafunisa, 2003:7).

Kendine ve/veya yakınlarına çıkar sağlamanın bir başka türü, “kamu görevlisinin üyesi olduğu ya da hizmet ve imkânlarından yararlandığı kurum, vakıf, dernek veya spor kulübüne yardım ve bağış alması”dır. Böyle bir durumda, kamu görevlisi görevini ya da bulunduğu konumu kullanarak, hizmet alan vatandaşlardan yardım ve bağış talebinde bulunmakta, bağışta bulunmamaları durumunda işlerinin aksayacağını düşünen vatandaşlar, çoğu zaman istemeyerek de olsa yardım ve bağış yapmak durumunda kalmaktadırlar. Genel Müdürün, kurumdan ihale alan firmanın sahibine, paranın bir kısmını şehrin spor kulübüne bağışlaması durumunda, hak edişlerin hemen ödeneceğini söylemesi (Şen, 2012: 60); trafik tescil işlemleri sırasında polisin “Polisi Güçlendirme Vakfı”na bağış yapılmasını istemesi; okul kaydı esnasında velilerden “Okul Aile Birliği”ne bağışta bulunulmasının istenmesi bu duruma örnek olarak verilebilir.