• Sonuç bulunamadı

Kamu diplomasisi uygulama alanlarından bir diğeri de lobiciliktir. Demokratik sistemlerde var olan baskı gruplarının varlığının temel amacı, çıkarları doğrultusunda siyasi mekanizmayı etkileyebilmektir. Kendi çıkarlarına hizmet eden yasaların hazırlanması, kabulü ya da değiştirilmesi gibi konularda faaliyet gösteren bu baskı grupları lobi diye adlandırılmaktadır. Ülke içinde ve dışında çıkarların savunulması için yürütülen faaliyetler lobicilik ve bu kapsamda gerçekleşen çalışmalar da lobi faaliyetleridir. Daha genel bir anlamda lobicilik; bir ülkenin kendi içindeki ya da diğer ülkelerdeki yasama, yürütme ve hatta yargı organlarına yönelik halkın, baskı gruplarının, kurumların ya da lobilerin çıkarları doğrultusunda yasaların desteklenip desteklenmemesi ile ilgili olarak, ülke temsilcileri, baskı gruplarının yetkilileri veya kiralanan lobi şirketleri aracılığı ile yürüttükleri bir dizi organize eylemdir (Dincer, 2016:4). Lobicilik, hükümet üyelerinin ya da karar alma sürecinde olan kişilerin kararlarını etkilemek isteyen kişinin amaçları doğrultusunda etkilemek için kurmuş olduğu iletişim ve bilgi alışverişi olarak da ifade edilebilir (Arı, 1997). Görpe’ye (2001) göre lobicilik, hükümette çeşitli kademelerde bulunan yasa oluşturucu ve karar verici konumundaki kamu görevlileri, milletvekilleri gibi kişilerle iletişime içinde bulunarak onları bilgilendirme, etkileme ve kendi görüşleri çerçevesinde sonuçların alınmasına yönelik çabaları kapsayan ve bir siyasi konuda değişiklik yapmak ya da engellemek için gerçekleştirilen planlı çalışmalardır.

Lobi, lobicilik faaliyetleri ve lobici lobicilik kavramını oluşturan etmenlerdir. Lobi bir politikacıyı, hükümeti ya da resmi bir grubu belirli bir olayın meydana gelmesi ya da gelmemesi, ya da bir kanunun değişmesi gerektiği konusunda ikna etme çalışmalarının yapıldığı topluluktur (Lobby, online Cambridge Dictionary:2017). Lobicilik faaliyetlerinin uygulayıcısı lobicidir. Lobici, kanun yapıcıların fikir ve düşüncelerini etkilemek ve çıkarları doğrultusunda karar alınmasını sağlamak için ikna turları gerçekleştiren kişidir (Weissberg, 1988:646). Akad (1976:64) lobicileri, meclis koridorlarında milletvekilleri ve bakanlarla temas kuran, belirli bir konuda bir yasanın

36

çıkarılması çalışmasında bulunan ve siyasetçileri ikna etmeye çalışan kişiler olarak tanımlamaktadır.

Lobicilik faaliyetleri en etkin şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşmektedir. Önemli bir unsur olmasının nedeni, yasa oluşturanları etkileme ve karar süreçlerinde ikna etme faaliyetleri olarak halkın Kongre üzerindeki etkisini birebir hissettirmesindendir. Amerikan siyasetinde önemli bir yer kaplayan lobicilik Amerikan demokrasisinin hem en güçlü kalelerinden hem de eleştiri oklarına en çok hedef olan yapılardandır. En etkin ve öne çıkan lobicilik faaliyetleri İsrail ve Ermeni lobisi tarafından gerçekleştirilmektedir. Diaspora Ermenileri, dünyanın birçok ülkesinde sözde soykırımın tanınmasını sağlamıştır. Özellikle Amerika’da iyi örgütlenerek ve medya araçları sayesinde propaganda yaparak faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki yetkili organları etkilemekte oldukça başarılı olmaktadırlar (Yılmaz, s.1). Günümüzde siyasi çevrenin ayrılmaz bir parçası olan lobiler, lobicilik faaliyetleri ile doğrudan ya da dolaylı olarak siyasete yön verenleri ve karar süreçlerini etkileme çabası içindedirler. Hedef kitlelere yönelik iletişim yönetimi sürdüren halkla ilişkilerin de bu konuda lobicilikle yolları kesişmektedir. Halkla ilişkiler bağlamında lobicilik uluslararası ilişkilerde diplomasinin bir parçası olduğu gibi aynı zamanda kurum ve kuruluşların ve çıkar gruplarının politikayı belirleyenleri etkileme faaliyetlerine yönelik iletişim çabasıdır (Peltekoğlu, 2016:587).

Lobiciliğin en yoğun şekilde uygulandığı dünyanın iletişim ağının merkezi olan, uluslararası platformda ekonomi ve savunma alanında önemli bir güce sahip Amerika Birleşik Devletleri’nde lobicilik faaliyetleri çeşitli alanlarda yürütülmektedir. Özellikle ABD’nin desteğini arzulayan ülkelerin ve bu ülkelerin çıkar grupları, ajanları aracılığı ile ülkelerinin beklentileri doğrultusunda lobicilik yapmaktadırlar ve daha fazla desteğe ihtiyaç duyduklarında ise ABD’de yaygın bir meslek haline gelen lobicileri ve lobi şirketlerini kiralamaktadırlar. Yabancı ajan olarak görev yapan kişiler, Amerikan Adalet Bakanlığı’na kayıt yaptırabilmekte ve ülkedeki yasa çerçevesinde faaliyetlerini sürdürebilmektedirler. Lobi faaliyetleri etnik gruplar tarafından da yürütülürken, profesyonel lobicilerden yardım alınmaktadır (Dincer, 2016:15 – 16). Örneğin, ABD – Arap ülkeleri yakınlaşmasının önüne geçebilmek, kendi ülkeleri ile ABD arasında ilişkilerin güçlendirilmesi için etnik gruplar ile aynı amacı savunan bireyler ya da grupların birleşerek oluşturdukları dernekler, komiteler bulunmaktadır. İsrail – ABD ilişkileri için oluşturulan bazı komiteler, dernekler ve

37

kulüplerin yanı sıra ABD’yi fikri açıdan da yönlendirebilecek kitle iletişim araçlarının idarecisi, sahibi ya da büyük hisse sahibi olarak kendi inanç ve ülkelerinin unsurlarını içeren haber, film, dizi film ve animasyonu farklı medya araçlarının içinde kullanmaktadırlar (Bayramoğlu, 1985:14 – 16).

Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arasında da lobicilik önemli bir yere sahip olup yasal bir yere sahiptir. Büyük Britanya’nın iki kamaralı sisteme sahip olması lobiciliği önemli hale getirmektedir ve İngiltere’de lobi faaliyeti sürdürenler yasa hazırlık çalışmalarında karar verme sürecinin daha iyi işlemesini sağlayan kilit unsur konumunda olmaktadırlar. Halk tarafından seçilen bir İngiliz milletvekilinin özel çıkarları temsil etmeleri beklenmektedir ancak bakanların bunu yapmasına olanak yoktur. Lobi faaliyetleri genellikle milletvekillerinin çıkar grupları, lobiciler ve seçmenleri ile kişisel kabulu, fabrika veya iş yeri ziyareti, öğle ve akşam yemeklerinde görüşmeleri ya da Avam Kamarası’nda görüşmeleri şeklinde gerçekleşmektedir (Farnel, 1994:39). Fransa’da lobi faaliyetlerini tanımlayan ve ve düzenleyen bir yasa bulunmamakta ve Fransız halkının lobiciliğe olan güvensizliği nedeniyle lobicilik mesleği iyi anlaşılamamaktadır. Özel çıkarların talepleri genellikle milletin kamu yararı ile çeliştiği düşünülmektedir. Kamu yararı kavramı Anglo—merikan ülkelerinde özel çıkarların toplamı olarak tanımlanırken, Fransa’da ise toplumun genel iradesinin ifadesi olarak tanımlanmaktadır. Ancak, günümüzde Avrupa Birliği seviyesinde Anglo-Amerikan anlayışının uygulanmasının etkisiyle Fransa’da lobicilik faaliyetleri artmakta ve kamu işleri ya da kurumsal iletişim gibi farklı isimler altında uygulanmaktadır (Schell, 2011:1). Almanya’da ise lobicilik uzun bir süre Almanya’nın federal politik sistemindeki çıkarların geleneksel temsili biçiminde gerçekleşmiştir. Genellikle kurulmuş bir dernek yapısı aracılığı ile ve birkaç büyük şirketin doğrudan etkisi ile yürütülmekteydi. Ancak, son yıllarda, lobicilik teriminin olumsuz çağrışımlar kazanması sonucunda lobicilik uygulamaları bazı değişikliklere uğramıştır. Özellikle, standartlarda ve ahlaki değerlendirmelerde olduğu gibi, lobi faaliyetinin yeni biçimi, yani çıkarların haksız temsili ya da çıkarların eşit olmayan etkisi hakkında kamu bilincinde değişiklikler olmuştur. Lobi çalışmasının yasal düzenlemesinin olmaması Almanya’da siyasal sistemde karmaşık bir eksiklik olarak görülmekte ve lobi faaliyetlerinin düzenlenmesi ve şeffaflığı ile ilgili tedbirler için hem politika yapıcılarına (etkilenen taraflar) hem de etkileyenlere (lobici) başvurulması gerektiği düşünülmektedir. Güvenilir rakamlar olmadığından,

38

Almanya'daki lobi faaliyetlerinin kapsamını ve yoğunluğunu kesin olarak tanımlamak zordur. Almanya'da lobiciliğin kendini düzenlemesi kapsamlı bir şekilde gelişmemiştir ve lobiciler için genel olarak bağlayıcı bir davranış kuralları yoktur (Speth, 2014: 3, 15).Rusya'da, lobi ve devlet ilişkileri terimleri eşanlamlı olarak değerlendirilmektedir. Her iki durumda da sözler, işletmelerle devlet arasında aracı olarak hareket eden ve devletin çıkarlarını temsil eden kişilere atıfta bulunur. Lobiciler genellikle tek bir iş için istihdam edilirken, devlet ilişkilerinde bulunan insanların işlevi yasal olmaktan daha çok iletişim temelli olmaktadır. Şirketler genellikle devlet ilişkileri uzmanlarını tam zamanlı olarak istihdam etmektedirler, ancak lobicileri sürekli personel olarak tutmaları karlı olmamaktadır. Mevcut koşullar altında iletişim kanallarının neredeyse tekelleşmesinden dolayı yetkililer, yetersiz uzmanlık ve tek taraflı bakış açılarına dayanan kararlarla karşılaşmaktadırlar. Yasal açıdan bakıldığında, Rusya'daki lobiciler, ABD'dekinin aksine, görünmezdirler ve Rusya'da lobicilik düzensizdir. Ayrıca karar verme sürecinin gayri resmi ve büyük ölçüde kapalı kapılar ardında gerçekleştiği düşünülmektedir (Bekbulatova, 2018).

Lobicilik ve kamu diplomasisi kıyaslamasında bulunan Melissen (2005:15), kamu diplomasisinin bir ülkenin dış politikası göz önünde bulundurulmadan geliştirilemeyeceğinden, orta vadeli hedefler ve uzun vadeli amaçlarla uyumlu olması gerektiğinden ve güven ve inanılırlık üzerine kurulu olan kamu diplomasisinde uzun vadeli zamanda en iyi sonucun alınabileceğinden söz etmektedir. Bununla birlikte, diğer ülkelere yönelik tutum ve politikaların tartışıldığı psikolojik ve politik ortamı oluşturan sosyal çevre faktörlerini etkilemeyi istemek de yadsınamaz. Ancak kamu diplomasisinin sosyal çevre hedefleri uluslararası lobicilik ile karıştırılmamalıdır. Lobicilik, belirli politikaları doğrudan etkilemeyi amaçlamaktadır ve hedef kitle politik süreç döngüsünde bulunanlardır. Buna karşın, kamu diplomasisi farklı kültürler arası köprüleri birleştirmeyi amaçlamaktadır. İkili ilişkilerin sivil toplumlar arasında kültürel bir uçurumla karmaşık hale geldiğinde diplomatların doğru muhatap bulması ve doğru atmosferi yakalamasının zor olacağını ifade eden Melissen (2005:16) ayrıca yabancı yetkililerin düşüncelerinden şüphelenme eğiliminde oldukları için bilginin amaçlandığı şekilde alınmasının zorluğunu ve diplomatların dış ilişkileri yumuşatmada gerekli olan güvenirliği elde edebilmek için çok gayret göstermeleri gerektiğini de vurgulamaktadır.

39

Devlet tarafından yürütülen halkla ilişkiler ve kamu diplomasisi siyasi iletişim dalında sınıflandırılabilir. Siyasi iletişim, siyasi hedefleri açıkça ya da dolaylı olarak ileri götürmeye çalışan ikna edici iletişim olarak tanımlanabilir. Devlet halkla ilişkileri hükümetin hedeflerinde yol aldığı için siyasi iletişim çatısı altında toplanmaktadır. Devletin siyasi hedefi ister bilgilendirmek isterse ikna etmek olsun, hükümet halkla iletişim kurabilmelidir. Kamu diplomasisi siyasi temsilciler tarafından barışçıl bir çözüm üzerinde karar verici bir diyalog içinde bulundukları için siyasi iletişim olarak sınıflandırılabilir (Gelders ve Ihlen; 2010:61).

Signitzer ve Wamser (2009:436), kamusal diplomasinin halkla ilişkilerden farklı olarak bireysel aktörlerin aksine hükümetlerle daha fazla ilgili olduğunu belirtmişlerdir. Bu nedenle, kamusal diplomasinin ulusal çıkar ile daha uyumlu olduğu söylenebilir. Hopkins (2015:1)’e göre de halkla ilişkiler, hükümetin vatandaşlarla politika diyaloğunu artırmak için kullanabileceği birçok stratejiden biridir; ancak, halkla ilişkilerin propaganda haline gelmesini önlemek için halkla ilişkilerin ahlaki uygulamasını korumak ve desteklemek için bir çaba gösterilmelidir.