• Sonuç bulunamadı

Kalbin İnsanın Uzuvlarına Tesiri

Belgede Mesnevî’de kalb/gönül (sayfa 171-175)

BÖLÜM 2: MESNEVİ’DE KALB/GÖNÜL

2.9. Kalbin İnsanın Uzuvlarına Tesiri

599 Mesnevî, 3: 2246-2250; Konuk, 5: 594-595; Tâhir-ul-Mevlevî, 10: 591-592.

Mesnevî’de kalbin zâhiri fiilleri daha çok kalbin insanı kontrol edici ve yönlendirici etkiye

sahip olması yönüyle ifade edilir.

Mutasavvıflar genel olarak kalble uzuvlar arasında yakın bir ilişki olduğunu düşünür. Kalb insanın düşüncelerine ve davranışlarına etki eder yön verir.

Hz. Mevlâna’da Mesnevî’de bu durumu ele alır hatta o uzuvların kalbin esîri olduğunu savunur. Daha önceki kalbi yönlendirenler bölümümüzde üzerinde durduğumuz gibi nasıl ki insanın kalbi dışarıdan yönlendirici etkiye sahip unsurlar var ise kalbin de insanın eylemleri üzerinde yönlendirici etkisi vardır.

Aşağıdaki beyitlerde bu konu üzerinde durulmuştur:

“Cennetin dört ırmağı bizim hükmümüzdedir.

Fakat bu gücümüzden, kuvvetimizden değil… Allah indiyle böyledir.”601

“Cennetin dört ırmağı”ndan kastedilen Muhammed suresinde bahsedilen “Rabbine itaatsizlikten sakınanlara vaad edilen cennetin temsili şudur: İçinde doğal nitelikleri bozulmamış su ırmakları, tadı bozulmamış süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları, süzülmüş bal ırmakları bulunan bir bahçedir.” (Muhammed, 47/15) âyeti kerimesinde zikrolunan dört çeşit nehirdir.602 Cennetteki nehirler cennet ehlinin kalb ve ruhu nasıl isterse oraya döner, oraya bakarlar.603

Bu ırmaklar, büyücülerin hükümlerine uyan büyüler gibi bizim hükmümüzdedir; onları nereye istersek oraya akıtırız.604

Cennetin dört nehri, sihirbazların arzularına tâbi olan sihir gibi, bizim arzumuza tâbidir. Hakk’ın fermanı ile biz o nehirleri istediğimiz tarafa akıtırız.605

Cennetin ırmaklarını istediğimiz tarafa akıtmamızın örneği, daima hareket halinde olan bakışlarımızdır ve bizim bakışlarımız kalbimizin ve ruhumuzun hükmü ve emri altındadır. Eğer kalbimiz isterse yılanın zehri nefse hoş gelen ve haram olan şeylerin

601 Mesnevî, 1: 3560. 602 Konuk, 2: 450. 603 Abidin Paşa, 2: 446. 604 Mesnevî, 1: 3561. 605 Konuk, 2: 450.

tarafına gider; eğer yine kalbimiz isterse “Ey basarlar sahipleri ibret alınız!” (Haşr, 59/2) ayetinin emrine uygun olarak, alemdeki suretlerden ibret almak için o tarafa gider.606

“Bu akıp duran ve gönlün hükmü altında, canın fermanına tâbi bulunan iki göz çeşmesi gibi…

Gönül dilerse gözler; zehrin, yılanların bulunduğu tarafa gider; gönül dilerse baktığı şeylerden ibret alır.”607

Gönül isterse nazarını eşyanın zâhirine isterse bâtınına sevk eder. Gönül isterse akıl gözünü faal kılar, külliyat tarafına sürer; isterse zâhir gözünü faal kılar, cüz’iyatın müşahadesi tarafına hapseder.608

“Gönül dilerse görülen şeylere bakar; gönül dilerse örtülü, gizli şeylere akar.

Gönül dilerse, gözleri külliyat tarafına sevk eder; gönül dilerse cüziyatta hapseyler.”609 İnsanın beş duyusu işitme duyusu, görme duyusu, tad alma duyusu, koku alma duyusu, dokunma duyularının hepsi kalbin yönlendirdiği emir ve irâde üzerine hareket ederler.610

“Bu beş duygu da (çeşmelerdeki lüleler, nasıl çeşmeye tâbi ise) aynı tarzda gönle tâbidir. Onun muradınca ve onun emrine göre iş görür.”611

Bu beş duyudan her biri eteğini toplayıp hızla giden biri gibi aceleden kalbin emrinde gider.612

Gönül ne tarafı işaret ederse beş duygu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.613

“Musa’nın elindeki sopa nasıl Musa’ya tâbi ise el, ayak da apaçık gönlün emrine tâbidir. Gönül isterse ayak, raksa girer, yahut yavaş yürürken hızlı yürümeye başlar.

Gönül isterse el, parmaklarla hesaba girişir, yahut kitap yazar.

El, gizli bir elin hükmündedir. O gizli el içerdedir, dışarıya teni dikmiş, kendisine onu vekil etmiştir.

Gönül isterse el, düşmana bir ejderha kesilir. Gönül dilerse sevgiliye yardımcı olur.

606 Konuk, 2: 450; Abidin Paşa, 2: 446.

607 Mesnevî, 1: 3562-3563.

608 Konuk, 2: 451; Abidin Paşa, 2: 446.

609 Mesnevî, 1: 3564-3565.

610 Konuk, 2: 451.

611 Mesnevî, 1: 3566.

612 Konuk, 2: 451.

Gönül dilerse el, yemek için kepçedir, on batmanlık gürz.”614

“Acaba gönül, bunlara ne söylüyor ki? Bu ne şaşılacak vuslat, bu ne gizli sebep!”615 Gönül galiba Süleyman’ın mührünü bulmuş olacak ki, böyle beş hissin yularını çekip istediği tarafa sevke muktedir oluyor.616 Süleyman’ın mühründe nasıl büyük bir tesir varsa akıl ve gmnlün beden üzerindeki tesiri de böyledir. Görünmez işitilmez bir emirle bütün duyguları istediği yöne doğru harekete geçirir.617

“Gönül, acaba Süleyman mührünü mü ele geçirdi ki bu beş duygunun yollarını istediği gibi işaret etmekte!”618

His alemine mensub olan beşerinin cisminin beş kuvveti, dışardan kalbin mahkumudur. Bu beş duyu; tatma, işitme, koklama, görme, dokunma duyuları kalbin iradesiyle dışarıda işlev görürler. Diğer taraftan his alemine mensub olan cismin diğer beş kuvveti de içerideki faaliyetlerde kalbin memurudur. Bu beş his ise; hiss-i müşterek, kuvve-i hayaliyye, kuvve-i hafıza, kuvve-i vâhime, kuvve-i mutasarrıfadır. Bu beş his de yine kalbin irâdesiyle işlemektedir. Mesela kalb isterse kuvve-i hayaliyyeyi isterse kuvve-i vâhimeyi harekete geçirir.619

“Beş zâhiri duygu dışarıda kolayca onun mahkûmu olmuş, beş bâtıni duygu da içeride onun memuru…”620

Yukarıda anlatılan kalbin insanın uzuvlarına tesirinin yanı sıra yine Mesnevî’ye göre insanın yüzünün renginden kalbinin hangi hâl üzere olduğu da anlaşılabilir yani insanın kalbinin hali yüzüne yansır ve insan kendisini ele verir.

Bu hususu aslan ve tavşan kıssasında tavşanın kuyuya yaklaştığında aslandan korkup kuyudan geri çekilmesi; tavşanla aslan arasında geçen diyaloglar ve ilgili beyitlerden anlayabiliriz.

“Yüzün renginde gönül halinden bir nişan vardır. Bana acı, sevgimi kalbinde tut!

Kırmızı yüz, sahibinin refah ve saadetine delâlet eder, sarı yüz sahibinin meşakkat ve belâ içinde olduğunu bildirir.

614 Mesnevî, 1: 3568-3573. 615 A.e., 3574. 616 Konuk, 2: 453. 617 Abidin Paşa, 2: 448. 618 Mesnevî, 1: 3575. 619 Konuk, 2: 453. 620 Mesnevî, 1: 3576.

Elimi, ayağımı alana, yüzümün rengini uçurana, kuvvetimi giderene, çehremi bozana uğradım.”621

Bir kimsenin yüzünün rengi kırmızı olursa, bu onun gönlünde istirahat olduğunu, nimet içinde olup bu nimetlere şükrettiğini gösterir. Yüzünün rengi sarı olursa, bu onun gönlünde üzüntü ve ızdırap olduğunu ve kendisinin sabr ve habs-i nefs hâli içinde olduğunu, üzüntü ve ızdırabın da nükr ve küfürden ileri geldiğini gösterir.

Bana kahır ve ölüm korkusu geldi ki, o ölüm elimin ve ayağımın harekâtını engeller; yüzün rengini ve vücudun kuvvetini, simanın hüsnü anını izâle eder.622

Yukarıdaki beyitlerde görüldüğü üzere Mesnevî’ye göre gönlün insanın bütün bedenine ruhuna büyük bir etkisi vardır. Kalb bunlar üzerinde istediği gibi tasarruf sahibi olup bütün organlarını yönetir ve insanın davranışlarına yön verir.

Belgede Mesnevî’de kalb/gönül (sayfa 171-175)