• Sonuç bulunamadı

Beşinci Ders Okuma: Yaradılış 4

Adem ile Havva Aden’den kovulduktan sonra Havva, iki oğul doğurur: önce Kayin, sonra da Habil. Bu iki adamın icra ettiği meslekleri ayrıntılarıyla bilme-kteyiz. Habil çobandır, Kayin ise çiftçilikle uğraşır (Ayet 1-2).

Ayet 3

“Günler geçti.” Bu İbranice tabir, “süre tamamlanınca” anlamına gelir. Bu da, Tanrı’ya ibadetlerinde sunu sunmaları için bir belirli süreleri olduğunu anlatır.

“Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden Rabb’e sunu getirdi.” Kayin muhtemelen sunu için yetiştirdiği mahsulden en iyisini seçmiştir. Tanrı’nın, onun sunu olarak getirdiğini kabul edeceğinden emindir.

Ayet 4

“Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi.” Bu ayet bize Habil’in sunu olarak hayvan getirmesi gerektiğini bilmenin yanı sıra Tanrı’nın kabul edilebilir ibadet için yol çizdiğini de bildiğini gösterir.

Sunuda yağın da sunulması gerektiğini bilmektedir, ki bu nokta daha sonra Musa’nın Yasası’nda kurbanlık için önemli bir esas teşkil etmiştir (Levililer 3:16-17). Benzer şekilde ilk doğanların sunulması da kanunun özel bir maddesidir (Çıkış 13:2, 12-15). Öyle görünüyor ki bu ayrıntılar Kayin’le Habil’e anlatılmıştır ve Habil Tanrı’nın buyruklarına göre hareket etmiştir. Böylece Habil sunusunu getirmiştir çünkü Tanrı’nın isteklerini anlamakla kalmayıp aynı zamanda O’nu hoşnut etmek istemektedir.

“Rabb Habil’in sunusunu kabul etti.” Buradaki sıralamaya dikkat etmeliyiz. Tanrı önce Habil’i, yani sunu getirmedeki amacını bilerek kabul etmiştir. Sonra sunu-sunu kabul etmiştir çünkü sunu-sunu, Habil’in Tanrı’ya itaatini temsil eder. Bilmeliyiz ki Tanrı, hayvanların kurban edilmesini kendi içinde bir amaç olarak kabul etmemiştir (Mezmur 50:8-14). Tanrı’nın istediği, kurban vermekteki anlamı idrak eden bir gönüldür.

Ayet 5

“Kayin’le sunusunu ise reddetti.”

Sıralamada yine dikkat etmemiz gereken, sunu getirmedeki yaklaşımından ötürü önce Kayin’in reddinden, sonra sunusunun, Tanrı’nın isteği doğrultusunda olmaması nedeniyle reddinden bahsedilmesidir.

Bizim buradan alacağımız ders nedir?

Bu ilkelerin aynısını Yaradılış 3’te görmüş bulunuyoruz. Günah işlediklerinde Adem ile Havva, çıplaklıklarını gizlemek için kendi giysilerini icat etmiştir. (Burada çıplaklığın, günahın tipik göstergesi olduğunu görüyoruz.) Tanrı, günahın incir yaprağıyla örtülmesinin kendisi için uygunsuz olduğunu belirtmiştir ve onları deri ile giydirmiştir. Tanrı’ya karşı suç işlenmiştir ve günahları bağışlayacak olan da O’dur.

Tanrı’ya karşı yanlış yapanın insan olması nedeniyle dini düzenlemek insanın haddi değildir. İnsanın yapması gereken, Tanrı’nın ne istediğini bulmasıdır.

Bugün gördüğümüz birçok din insanoğlunun Tanrı’nın, O’nunla yeniden bağdaşması için denediği yolları gözler önüne serer. Bu denemelerin çoğu, Tanrı’nın Adem ile Havva’nın incir yaprağı ile çıplaklıklarını örtmeye çalışmalarından pek farklı değildir.

Tanrı, Adem ile Havva’ya deri giysi sağladığında, günahın bağışlanmasında “kan dökülmesi”nin şart olduğunu belirtmiştir (İbraniler 9:22). Onlara giysi sağlamak için kanı dökülen kuzu aracılığıyla “dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu” İsa Mesih öngörülmüştür (Yuhanna 1:29; 1 Petrus 1:19-20; Esinleme 13:8). Kayin ile Habil’in, Tanrı’ya sunu adayarak bu ilkeyi ve Tanrı’nın onlara sunduğu örtünmeye ihtiyaç duyacak günahkarlar olduklarını kabul ettikleri varsayılır.

Böyle bir sunu Habil tarafından imanla sunulmuştur ve imanı Tanrı tarafından kabul görmüştür: “Habil’in Tanrı’ya Kayin’den daha iyi bir kurban sunması iman sayesinde oldu” (İbraniler 11:4; Matta 23:35). Pavlus, şu noktaya dikkat çeker: “İman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmek olanaksızdır” (İbraniler 11:6).

Öyle görünüyor ki Kayin ise Tanrı’ya, beğenmesi gerektiğini düşündüğünü sunmuştur. Muhtemelen en iyi mahsullerini getirmiştir, ancak bu Tanrı’nın istediği değildir. Şüphesiz ki sunusuyla gurur duymuştur, ancak Kayin’in sunusu,

Tanrı’nın isteklerine iman ve itaati yerine getirmemektedir. Habil’in sunusuysa kabul edilmiştir çünkü Tanrı’nın isteğini yerine getirmiştir.

Burada Tanrı’ya sadakatli imanın ilk örneği ile karşı karşıyayız. Tanrı’yı, bir insanın; O’nun vaatlerine inanması ve O’nun emirlerini yerine getirmesinden daha fazla onurlandırıcı bir şey yoktur. Habil’in sunusu, onun Tanrı’nın Kurtarıcı vaadine inancını göstermiştir, eylemleri ise inancını.

Ayet 7

“Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim?” Tanrı adil olduğu kadar mer-hametlidir. Kayin’in tutumunu değiştirmesi ve doğru sunuyu getirmesi duru-munda Tanrı’nın gözüne girebilecektir. Ne var ki Kayin kardeşine kin beslemiştir ve onu öldürmüştür (Ayet 8). “Kayin kardeşini neden öldürdü? Kendi yaptıkları kötü, kardeşinin yaptıkları doğru olduğu için öldürdü” (1 Yuhanna 3:10-12;

Yahuda 11). Bu, günahın dünyaya girişinin doğrudan sonucu olan düşmanlığı gösterir (Yaradılış 3:15).

Kayin’in ailesiyle Şit’inki arasındaki fark (Yaradılış 4 & 5)

Habil’in zamansız ölümünden sonra Adem ile Havva’nın, adını Şit koydukları bir oğlu daha olur (Yaradılış 4:25-26). Bu iki oğlun soyağacı bize ayrıntıları ile sunulmuştur. Kayin’in soyu, Yaradılış 4:17-23’te ve Şit’inki Yaradılış 5’te verilmiştir.

Burada dikkate alınması gereken bir husus vardır. Kayin’in soyunda Adem’den sonraki yedinci kuşakta Lemek vardır. O, Kutsal Kitap’ta; ilk çok-eşli (birden fazla karısı olan) olarak bilinir (Ayet 19). Kendisi aynı zamanda çok kindar bir insandır ve ona karşı gelen herkesi çok ağır bir şekilde cezalandırır (Ayet 23). Şit’in soyunda ise Adem’den sonraki yedinci kuşaktan olan Hanok vardır (Yaradılış 5:21-24). Ondan “Tanrı yolunda yürüdü” diye bahsedilmiştir. Kendisi aynı zamanda peygamberdir ve dünyada yaygın olan tanrısızlığın karşısında yer almıştır (Yahuda 14-15). Kayin’in soyunun yaygın kötülüğüne karşın Hanok gibi Tanrı’nın yolundan gitmek için çabalayanlar olmuştur (İbraniler 11:5).

Yılanın Soyu ile Kadının Soyu Gelişir

Böylece Yaradılış 3:15’in dünyada iki soyun gelişeceği ilkesinin gerçekleştiğini görürüz. Tutkularını tatmin etmek için gönüllerinin istediğini yaparak yaşayanlar (yılanın soyu) varken Hanok gibi Tanrı’nın yolunda yürümeye çalışanlar olmuştur (kadının soyu). Bu iki soy arasında Tanrı’nın bahsini ettiği düşmanlık mevcut olmuştur. Bu düşmanlık, günahın peşinden gidenler ile

Tanrı’ya itaat edip onun yolundan ayrılmayanlar arasında daima varlığını koruyacaktır.

Özet

· Tanrı tarafından kabul görecek iman, sadece Tanrı’nın isteğini tam olarak yerine getiren ve O’na imana dayalı olanıdır (İbraniler 11:4-6).

· “Yılanın soyu”nun, Kayin’de (1 Yuhanna 3:10-12; Yahuda 11) ve

“kadının soyu”nun, inançla hareket eden Habil’de geliştiğini görmekteyiz (İbraniler 11:4; Matta 23:35).

Beşinci Ders Soruları

1. Tanrı, günahın bağışlanması yolunu nasıl belirlemiştir?

2. Tanrı’yı hoşnut etmek istersek sahip olmamız gereken şey nedir?

3. Habil’in Tanrı’ya sunu adamasında iman nasıl bir rol oynamıştır?

4. Kayin ve Habil sunu getirmiştir. Habil’inki kabul görürken Kayin’inki neden kabul görmemiştir?

5. Kayin, “kadının soyu”ndan mıdır yoksa “yılanın soyu”ndan mı?

Ders 6 Okuma: Yaradılış 5-8

Yaradılış bölümünde Adem’den çıkan iki soy Kayin (Yaradılış 4) ve Habil veya Şit’inkidir (Yaradılış 5).

Adem & Havva

Yaradılış 4:16-25 Yaradılış 5:1-32

Kayin Şit

Hanok Enoş

İrat Kenan

Mehuyael Mahalalel

Metuşael Yeret

Lemek Hanok

Eşleri Âda ve Silla

Metuşelah

Lemek