• Sonuç bulunamadı

Aynı yerde Şalem kralı Melkisedek de Avram’ı karşılamaya gelir. Bu kral, her konuda Sodom kralının ve temsil ettiğinin zıttıdır. Melkisedek sadece kral değil aynı zamanda Yüce Tanrı’nın kahinidir (Ayet 18). Avram, Tanrı’ya tapındığı için Avram’a aracılık yapmak isteyen, elinde ekmek ve şarapla gelen Melkisedek’i tercih etmiştir (Ayet 18).

Havari Pavlus, Rabb İsa Mesih’in işlerinden, Melkisedek’le olan bu görüşmeden önemli dersler çıkarmaktadır. İbraniler 5-7’de, onlardan şöyle bahseder:

1. Tanrı, “Melkisedek düzeni uyarınca sonsuza dek kahin” olacak kişi hakkında kehanette bulunmuştur (Mezmur 110:4). Pavlus, bu kişinin Rabb İsa Mesih olduğunu göstermiştir (İbraniler 5:5-6; 6:20; 7:17,21).

2. Melkisedek isminin sembolik anlamı olduğunu gösterir. İbranice “melki,”

kral demektir ve “sedek” de “doğruluk” anlamına gelmektedir. Böylece Melkisedek, “Doğruluk Kralı” anlamına gelir (İbraniler 7:1-2).

3. Aynı zamanda “esenlik” anlamına gelen “şalem” kelimesinden de bahseder.

Böylece Melkisedek sadece doğruluk değil aynı zamanda esenlik kralıdır (İbraniler 7:1-2). Rabb İsa Mesih’in egemenliği de doğruluğu ve esenliğiyle anılacaktır (Mezmur 72:7).

4. Rabb İsa Mesih şimdi göklerde, Tanrı’nın sağ elinde, O’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşmak isteyenler için başkahin görevini sürdürmektedir (İbraniler 7:3; 10:21-22).

5. İsa’nın, Melkisedek düzeni uyarınca olan bu kahinliği, İsrail’e Musa Yasası’nda verilen kahinlikten üstündür (İbraniler 7:7-10).

İbrahim’in yaşantısındaki bu olaydan, daha büyük bir kahinin geleceğinin beklendiğini anlarız. O’nun aracılığıyla, Avram gibi iman edenler Tanrı’ya yaklaşabilecektir. Bu büyük kahin, O’na vaftiz olanlar için aracılık etmek üzere göklerde olan Rabb İsa Mesih’tir.

Avram, Sodom Kralı’nın Mallarını Reddeder

Avram, Melkisedek ile ibadetini tamamlayınca Sodom Kralı O’na şu teklifte bulundu: “Adamlarmı bana ver, mallar sende kalsın” (Ayet 21). Burada Avram’ın inancını görürüz. Verdiği yanıt basittir: “Yeri göğü yaratan Yüce Tanrı Rabb’in önünde sana ait hiçbir şey, bir iplik, bir çarık bağı bile almayacağıma ant içerim.

Öyle ki, ‘Avram’ı zengin ettim’ demeyesin” (Ayet 22-23).

Avram, dünyada gelmiş geçmiş en kötü topluluklardan birinin mallarını evinde istemez. Tanrı’nın O’na bakacağına inanır. Dolayısıyla kendisi için mal veya

zenginlik peşinde değildir. Kendisini Tanrı’ya emanet eder. Tanrı, Avram’ın dediği gibi “yeri göğü yaratan” ise o zaman Sodom Kralı O’na, Tanrı’nın olmayan bir şeyi zaten veremezdi. Lut bunların hepsini görüp bu tartışmalara tanıklık etmiş olsa da, Sodom’daki evine geri döner. Avram’la kalmanın kendisine ve ailesine güven ve huzur sağlayacağını anlaması gerekirdi.

Avram’a Soy Sözü Verilir (Yaradılış 15:1-6)

Avram’ın, Tanrı’nın ona verdiği güven ve korumaya olan inancını gösteren bu olay üzerine Tanrı ona tekrar görünür ve şöyle der: “Korkma, Avram. Senin kalkanın benim. Ödülün çok büyük olacak” (Ayet 1).

Avram’ın Sodom Kralı’na, Tanrı’ya olan kat’i bağlılığını ilan etmiş olması nedeni-yle Tanrı kendini gösterir ve Avram’ı koruyacağını (ona kalkanı olacağını), onu ödüllendireceğini belirtir.

Ancak Avram’ın aklında bir soru işareti vardır. Tanrı bu toprakları, Avram ile soyuna vaat etmiştir. Avram’ın ise soyu yoktur. Bunun için Tanrı’ya, “Bana çocuk vermediğin için evimdeki bir uşak mirasçım olacak” der (Ayet 3).

Tanrı, “O mirasçın olmayacak, öz çocuğun mirasçın olacak” karşılığını verir (Ayet 4). Avram’ı dışarı çıkararak göklere bakmasını, yıldızları saymasını söyler.

“İşte, soyun o kadar çok olacak” der (Ayet 5). Tanrı Avram’a soy vaat etmekle kalmayıp soyunun çok olacağını da belirtmiştir.

Bundan sonraki söz, Kutsal Kitap’taki sözler arasında en güzellerindendir.

Tanrı’nın günahı bağışlamasının dayanağını gösterir. Ne dediğini dikkatlice inceleyelim:

Ayet 6

· “Avram Rabb’e iman etti” Burada bize anlatılan, Avram’ın söylenenlerin nasıl olduğunu bilememesine karşın Tanrı’ya kayıtsız güveni olmasıdır.

Avram ve Saray’ın çocuklarının olması imkansız gözükmektedir (Yaradılış 11:30; Romalılar 4:16-22 ile karşılaştırın), ancak Avram Tanrı’nın sözlerine inanmaktadır.

· “iman etti” Kutsal Kitap’ta “iman” ile “sadakat” kelimelerinin birbirinin yerine kullanılabilirliği üzerinde durmamız gerekmektedir. Bunun bir örneğine Romalılar 3:22’de rastlamaktayız: “Tanrı insanları İsa Mesih’e olan imanlarıyla aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar. Hiç ayrım yoktur.” Burada “iman” ile “sadakat” kelimeleri orijinalinde aynıdır ve tercümanlar tarafından birbirinin yerine kullanılmaktadır. Bu noktayı aklımızda bulundurursak bu konuyu işlerken bize yardımı dokunacaktır.

· “Rabb bunu ona doğruluk saydı” Tanrı, bunu Avram’ın imanına sayar

ve onu gözünde doğru ilan eder. Havari Pavlus bunun öneminin bilincindedir ve Romalılara mektubunda bir bölümün tamamını bu konuya ayırır (Romalılar 4).

Doğruluğun Kutsanması (Romalılar 4:1-8)

Tanrı tarafından aklanmanın önemi nedir? Bu, Tanrı’nın günahlarımızı bağışlandığı anlamına gelir. Romalılar 4:1-8’i okursak bunu açık bir şekilde görürüz. Musa Yasası altında Yahudiler doğruluklarını sağlamak için yasayla tam uyum için olmaya çalışmıştır ancak çabaları ziyan olmuştur çünkü yasaya uyamamışlardır. Yasa aslında başarısızlıkları ve günahlarının üzerinde durur.

Pavlus der ki: “Bu nedenle Yasa’nın gereklerine yapmakla hiç kimse Tanrı katında aklanmayacaktır. Çünkü Yasa sayesinde günahın bilincine varılır” (Romalılar 3:20). Dolayısıyla günahı nedeniyle insan, salt Yasa’ya uyarak Tanrı gözünde aklanmış sayılmayacaktır.

Pavlus şimdi Tanrı’nın insana, “sadakati”ne göre “doğruluk” atfedeceğini gös-terir. Romalılar 4:3’te, Yaradılış 15:6’daki ifadeyi alıntı olarak kullanır. Avram’ın imanı nedeniyle Tanrı katında aklandığını gösterir. Sonrasında Mezmur 32:1-2’den alıntı yaparak doğruluğun, aklanmanın, günahların bağışlanmasının faydalarından bahseder: “Nitekim, iyi işlerine bakmaksızın Tanrı’nın aklanmış saydığı kişinin mutluluğunu Davut da şöyle anlatır: ‘Ne mutlu suçları bağışlanmış, günahları örtülmüş olanlara! Günahı Rabb tarafından sayılmayana ne mutlu!”

(Romalılar 4:6-8).

Burada günahların bağışlanmasının yolu açıkça belirtilmiştir. İnsan, imanı ile aklanır (Romalılar 5:1). Aklanırsak veya Tanrı katında aklanmış sayılırsak bu, O’nun o vakit günahlarımızı bağışladığı anlamına gelir.

Pavlus bu bölümü şu sözlerle tamamlar: “‘Aklanmış sayıldı’ sözü, yalnız onun için değil, aklanmış sayılacak olan bizler – Rabbimiz İsa’yı ölümden dirilten Tanrı’ya iman eden bizler – için de yazıldı. İsa suçlarımız için ölüme teslim edildi ve aklanmamız için diriltildi” (Romalılar 4:23-25).

Avram’la, Toprak Konusunda Bir Antlaşma Yapılır (Yaradılış 15:7-21)

Soyu hakkındaki sorunun yanıtını aldıktan sonra Avram toprak konusunda soru sorar. Der ki, “Bu topraklarımı miras alacağımı nasıl bileceğim?” (Ayet 8) Karşılığında Tanrı, Avram’la antlaşma yapar. Antlaşmayı yapmanın yöntemi, bir hayvanın ortadan kesilmesi ve antlaşmayı yapacak iki kişinin birbirine karşı

dizilen parçaların arasından yürümesidir (Yeremya 34:18-19 ile karşılaştırınız).

Avram Tanrı’nın isteklerini yerine getirir, istenilen hayvanları parçalara keser ve onları gün batımına doğru derin bir uykuya dalana kadar korur.

Sonra Tanrı Avram’a görünür ve ona, öldükten sonra soyunun Mısır’a gideceğini ve dört yüz yıl sonra geri döneceğini söyler (Ayet 13-14). Dolayısıyla Tanrı ona, öleceğini ve sonrasında toprakları almak için diriltileceğini anlatmaktadır. Tanrı antlaşmasıyla toprak vaadini teyit etmiş bulunmaktadır. Tanrı’nın, alevli bir meşale ile temsil edilen varlığı, kesilen hayvan parçalarının arasından geçer ve böylece Tanrı, antlaşma ile vaade bağlılığını göstermiş olur. Şöyle devam ederiz:

“O gün Rabb Avram’la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: ‘… bu toprakları … senin soyuna vereceğim” (Ayet 18). Toprağın sınırları; “Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar” tarif edilir. (Mısır Irmağı, Nil Nehri değil, günümüz Gazze bölgesinin güneyinde, Sina’da bir akarsudur.)

Bu bölümde iki önemli ilke öğrenmiş bulunuyoruz:

· Avram imanı ile aklanmıştır

· Tanrı, antlaşma aracılığıyla Avram ve soyuna verdiği toprak vaatlerinin geçerliliğini sağlamıştır.

Özet

· Yaradılış 15:6’da Avram’ın Tanrı’ya inandığını ve Tanrı’nın onu akladığını okuruz.

· Tanrı Avram’a imanı nedeniyle doğruluk saydığında bu, Tanrı’nın Avram’ın günahlarını bağışladığı anlamına gelir (Romalılar 4:6-8).

· Pavlus bunun bizim için de yazıldığını belirtir. Tanrı’nın İsa Mesih aracılığıyla kurtarıcılığına inanırsak biz de günahlarımızın bağışlanmasını ve aklanmamızı sağlayabiliriz (Romalılar 4:23-25).

Tanrı’ya olan ve onu hoşnut eden bu inancımızı, vaftiz olarak ve sonrasında ona hizmet etmeye çabalayarak gösterebiliriz.

· Aklanabileceğimiz, günahlarımızı bağışlatabileceğimize dair bu iyi haber, Galatyalılar 3:8’de “müjde” olarak adlandırılır.

Dokuzuncu Ders Soruları 1. Melkisedek kimdir?

2. “Melkisedek düzeni uyarınca sonsuza dek kahin” olacak kimdir?

3. İbrahim’in imanı ona ne olarak sayılmıştır? (Yaradılış 15:6) 4. Tanrı tarafından “aklanmış sayılma”nın faydası nedir?

5. Aklanmamız veya bize doğruluk sayılması için ne göstermeliyiz?

6. Tanrı İbrahim’le nasıl bir antlaşma yapmıştır?

Onuncu Ders Okuma: Yaradılış 16-19

Avram’ın İsmail Adında Bir Oğlu Olur (Yaradılış 16)

Tanrı Avram’a, “Öz çocuğun mirasçın olacak” demiştir (Yaradılış 15:4).

Gördüğümüz üzere Avram buna koşulsuz inanmıştır ve imanı ona doğruluk sayılmıştır (Yaradılış 15:6). Ne var ki Saray kısırdır ve Avram’a bir oğul vermesi imkansızdır. Ancak Tanrı, bahse konu toprakları Avram’ın soyuna vaat etmiştir.

Kısır olmanın verdiği acı, Saray’ın soruna bir çözüm aramasına neden olmuştur.

Avram’ın çocuk sahibi olabilmesi için ona, Mısırlı cariyesi Hacer’i verir. Bunda teselli bulacağını, Avram’a ise bir oğul vereceğini hisseder. Bu plan Saray’a mutluluk getirmek yerine kin ve üzüntü getirmiştir, çünkü bu kez Hacer gebe kalınca Saray’ı küçük görmeye başlar (Ayet 5-6). Saray Hacer’e sert davranır ve Hacer kaçar (Ayet 6).

Rabb’in meleği Hacer’i üzüntü içinde bulur ve ona hanımının yanına dönmesi ve ona boyun eğmesi yönünde öğüt verir (Ayet 9). Melek aynı zamanda Hacer’e soyunu çoğaltacağını (Ayet 10) ve İsmail adında bir oğlu olacağını söyler (dip-nottan da görüleceği gibi “İsmail,” “Tanrı işitir” anlamına gelmektedir), “çünkü Rabb sıkıntı içindeki yakarışını işitti” (Ayet 11). Hacer meleğin dediklerine uyar ve Avram ile Saray’a döner. Avram’a, Avram’ın adını İsmail koyduğu bir erkek çocuk doğurur (Ayet 15).

Tanrı Avram’a, İsmail’in kutsanacağını ve soyunun büyük bir ulus olacağını vaat etmiştir (17:20), ancak vaatlerde bahsedilen soy, Avram ve Saray’dan gelecektir (17:21). İsmail, Araplar’ın atası olmuştur. On iki oğlu, Arap kabile-lerinin beyleri olmuştur (Yeşaya 60:6-7) ve onlardan Yaradılış 25:12-16’da bahsedilmektedir.

“Artık adın Avram değil, İbrahim olacak” (Yaradılış 17:1-8)

On üç yıl daha geçer ve Tanrı tekrar göründüğünde Avram artık 99 yaşındadır.

Tanrı bu defa Avram’la yaptığı antlaşmadan biraz daha bahseder (Yaradılış 15:18). Antlaşmanın uzun vadede getirilerinden bahseden Tanrı, şöyle der: