• Sonuç bulunamadı

Kaçağın Maliyetinin Yansıtılma Yönteminin Değerlendirilmesi

Bildiğiniz mevcut uygulamada kaçak kullanımı önlemekle ya da en azından azaltmakla yükümlü olanlar elektrik dağıtım şirketleridir. Kaçak kullanımın maliyetine katlananlar ise faturalarını ödeyen tüketiciler ile bazen sorumluluğunu yerine getirmediği varsayılan dağıtım şirketleridir.

10.1 Kaçağın maliyetine elektriği kayıtlı kullanan tüketicinin katlanmasını nasıl açıklıyoruz?

Daha önce de belirttiğimiz üzere kaçağın elektriğin nakline ilişkin bir maliyet olduğu kabul ediliyor. Tüketicilere elektrik ulaştırmak için yapılan faaliyetlerde ortaya çıkan hırsızlığın bu faaliyetin bir maliyeti olduğu varsayılıyor. Diğer sektörlerde de hırsızlık ve kaybın maliyetinin maliyet ve fiyatlara yansıtıldığı söylenerek elektrik kaçağının tüketiciye yansıtılmasının normal olduğu söyleniyor.

10.2 Mevcut uygulama makul mu?

Gerçekten de elektrik hiç üretilip dağıtılmasa kaçak ortaya çıkmazdı. Bu basit önermeye göre kaçak elektrik üretim ve nakil faaliyetinin bir sonucu ve maliyetidir. Diğer sektörlerde de kaçakların ve hırsızlıkların bir ölçüde fiyatlara yansıtıldığı doğrudur.

Sorun şu: Özellikle bazı bölgelerdeki kaçak oranı çok yüksek. Rekabetçi bir piyasada malını bu kadar çaldırmasına rağmen faaliyet göstermeye devam eden bir şirket olamaz. Bu şirket fiyat rekabetinin doğası gereğince iflas eder. Tüketiciler de ürünü başka şirketlerden alırlar. Mevcut uygulamada elektrik tüketicileri çok yüksek kaçaklı şirketleri dahi finanse ediyorlar.

Bir de şunu hatırlamak gerek. Elektrik nakli düzenlemeye tabi. Bu faaliyet devletin çok geniş düzenlemeleri doğrultusunda gösteriliyor. Yüksek kaçak oranlarının ortaya çıkmasında kaçak kullanmayan ve faturasını düzenli olarak ödeyen tüketicilerden ziyade yönetim zafiyetinin payı var. Hal böyleyken kaçağın maliyetinin dürüst elektrik tüketicilerine yıkılması tartışma konusu oluyor. Benzer bir şekilde, bazı bölgelerde kaçağın tümünün sorumlusu şirket de olmayabilir. Bu bölgelerde kaçağın maliyetinin tamamının şirkete yıkılması da kabul edilemezdi.

Son olarak şunu bir kez daha belirteyim. Mevcut uygulamada kaçaktaki düşüşün tüketicilere uygulanan bedellere yansıma oranı düşük. Metodoloji tüketiciden çok şirketleri ödüllendiriyor.

Azalan kaçağın getirisi tüketiciye çok az yansıtılıyorken kaçağın maliyetinin bu ölçüde elektrik fiyatlarına yansıtılması tartışılmaya değer bir konu.

10.3 Kaçak bedelinin elektriği kayıtlı kullanan tüketicilere ödetilmesinin handikabı var mı?

Elbette var. Birinci sorun kaçağın maliyetine kaçak kullanan tüketicinin neredeyse hiç katlanmaması. Tüketimin tamamı kaçaksa kaçak kullanan hiç bedel ödemiyor. Tüketimin bir kısmı kaçaksa tüketici bu kaçağın maliyetine kayıtlı kullanımı ölçüsünde katlanıyor. Yine de kaçağın maliyetinin tamamına yakınını diğer tüketicilere yüklemiş oluyor. Dürüst tüketici ise başkalarının kaçak kullanımını ödemek zorunda kalıyor. Bu bir adalet sorunu.

Diğer bir sorun ise kayıp-kaçak bedelinin nitelik olarak dolaylı vergiye benzemesidir. Bu bedele katlanan tüketicilerin katlandığı maliyet gelirlerinden bağımsız. Fakir de zengin de eşit bedel ödüyor. Tek fark kullanım miktarı. Zengin daha çok kullandığı için toplamda daha fazla kaçak bedeli öder. Ancak kullanım miktarına göre bedel kullanımı kayıtlı olan tüm tüketicilerde aynıdır.

10.4 Kaçak bedelinin vergiyle benzerliği nedir?

Kaçak bedeli vergiye benzer. Kaçak kullanım hırsızlıktır. Hırsızlıkla mücadelede devletin de görevi vardır. Kaldı ki elektrik dağıtımı doğal tekel kabul edilmekte ve katı bir şekilde düzenlenmektedir. Kaçakla mücadele temel mevzuatta önemli bir yer tutmaktadır. Hedef oranlar ve bedeller düzenleyici bir kamu kurumunca belirlenmektedir. Şirketler şebekenin sahibi değildir.

Şebekenin asıl sahibi devlettir.

Kaçaktan dolayı ortaya çıkan maliyet toplumsal bir maliyettir. Toplumsal bir maliyeti ödeyen tüketiciler vergi benzeri bir bedel ödemektedir. Evet, kaçak maliyeti elektrik hizmetiyle ilgilidir.

Ama bu maliyet kaçınılmaz ya da tüketicinin tamamına katlanması gereken bir maliyet değildir.

Dolayısıyla, kaçak bedeli dolaylı vergiye benzer. Elektrik satın alan tüketiciler bir nevi dolaylı vergi ödemektedir. Herkes kullandığı elektrik miktarı ölçüsünde kaçağın maliyetini paylaşmaktadır. Bireylerin mali gücü kapsam dışındadır. Kimin kaçağın ne kadarını ödeyeceği kendi ekonomik gücünden bağımsızdır. Bu da dolaylı vergiye benzeyen kayıp-kaçak bedeli uygulamasının olumsuz bir yanıdır.

10.5 Kaçak bedeli kayıtlı elektrik tüketimi yerine tüm vatandaşlara yansıtılsa ne olur? Bu mümkün mü?

Kaçak maliyetinin tüm vatandaşlara yansıtılmasının tek yolu bu maliyetinvergiyle finanse edilmesidir (Borçlanma da uzun vadede vergi artışı getirir). Bu da vergi oranlarında bir miktar artış gerektirir. Diğer yandan kaçak bedeli fiyat unsuru olmayacağından elektrik bedelinde bir miktar düşüş ortaya çıkar. Teknik kaybın elektrik tarife konusu olarak kalması gerekir. Böyle bir uygulamada hem teknik kayba hem de kaçağa ilişkin olarak hedef verilmeye devam edilebilir.

Kaçağın maliyeti vergi konusu edilirse ya dolaylı vergiler ya da dolaysız vergiler artırılmalı. Her iki durumda da kaçağın maliyetine katlanan birey sayısı artacaktır. Sadece elektrik kullananlar değil tüm toplum kaçak maliyetini paylaşacaktır. Diğer yandan şirketler ve ilgili kamu birimleri kaçağı azaltmak için çabalarına devam edecektir.

Kaçak bedeli yerine maliyetin bütçeden karşılanmasının bir artısı kaçak kullananların da maliyete katlanmasıdır. Dolaylı vergiler artarsa kaçak kullananlar satın aldıkları mallar üzerinden kaçağın maliyetine diğer bireyler gibi katlanırlar. Doğrudan vergiler artırılırsa kaçak kullananlar gelirleri ölçüsünde kaçağın maliyetine yine diğer bireyler gibi katlanmış olurlar.

Kaçağın maliyetinin dolaylı vergiler değil de dolaysız vergilerle karşılanması daha adildir. Dolaylı vergiler (KDV, ÖTV, harçlar, vb.) bireylerin mali gücünü dikkate almaz. Vergi yükü bireyler arasında eşit dağılmaz. Dolaysız vergiler bireylerin geliri, kazancı veya serveti ölçüsünde ödedikleri vergilerdir. Artan oranlı düzenlemelerde yüksek gelirliler daha fazla vergi öder. İdeal bir dünyada vergi gelirleri içerisinde dolaysız vergilerin payının daha yüksek olması gerekir. Ne yazık ki Türkiye bu ideale uzak olan ülkelerdendir.

10.6 Verginin negatif yanları

Kaçağın maliyeti doğrudan fiyat yerine vergiye yansırsa tüketicilerin kaçak kullananları uyarma ya da yetkili birimlere bildirme eğilimi azalabilir. Verginin kutsal olduğu ülkelerde bu eğilimin azalması beklenmez. Ülkemiz verginin pek de kutsal addedilmediği bir ülke. Vergi ile hizmet arasındaki bağ kopuk. Çoğu birey kendisine sunulan hizmet ile vergi arasında bir ilişki kurmamaktadır. Bu nedenle kaçağın maliyetinin doğrudan vergiyle karşılanması ihbar eğilimini azaltabilir.

Diğer bir sorun da kaçak maliyetinin kamudan şirketlere aktarılması aşamasında ortaya çıkabilir.

Kamu, şirketlere ödemeleri geciktirebilir. Bunun mevcut piyasa yapısındaki çözümü dağıtım şirketlerinin kamu şirketlerine olan borcunun bir kısmının vergi gelirlerinden doğrudan ilgili kamu

şirketine aktarılmasıdır. Geçmişteki uygulamalar maalesef bu tarz aktarımların suiistimale açık olduğunu göstermektedir. Bu tarz bir uygulama kamu şirketlerini mali açıdan daha da zor durumda bırakabilir.

10.7 Değerlendirme

Elektrik kaçağının maliyetinin karşılanmasına ilişkin mevcut uygulama nispeten pratiktir. Sorun bu uygulamanın adil bir uygulama olmamasıdır. Maliyet toplumun bir kısmına yansıtılmaktadır.

Bu yansıtma mali güç dikkate alınmaksızın yapılmaktadır. Toplumsal bir maliyet bireylere gelirlerine göre dağıtılmamaktadır. Kaçak kullananlar maliyete katlanmamaktadır. Vergiyle finansman halinde kaçak kullananların bir ölçüde maliyete katlanması mümkün. Kaldı ki mevcut teşvik uygulaması elektrik tüketicilerine pek de indirim getirmemektedir. Kaçağın ticari olarak makul kabul edilebilir bir kısmının doğrudan faturalara yansıtılması anlaşılabilir. Ancak astronomik oranların sıradan kayıplar gibi kabul edilerek toplumun bir kısmına gelirden bağımsız olarak yansıtılmasının tartışılması çok doğaldır.

Astronomik oranlar halinde tartışmanın artması normaldir. Üç kiracısı olan bir ev sahibinin iki kiracısını bulamadığı ve evlere giremediği için üçüncü kiracısından aylık üç kira bedeli toplaması nasıl olurdu? Astronomik oranlarda kaçak maliyetinin tüketicilere yansıtılması buna benzer.

Bölgesel tarife olsaydı bu örneğin bir benzerini bazı bölgelerde görecektik. Ulusal tarife uygulaması kaçağın maliyetini tüm ülkeye yaydığından durumun vahameti azalıyor.

TRT payına ilişkin benzer bir tartışma da anlaşılabilir. Yine toplumsal bir hizmetin sadece bir malı tüketenlerce finanse edilmesi adil değildir. Kaldı ki TRT payının elektrik nakil hizmetiyle hiçbir ilgisi de yoktur. Bu payın bu hizmeti alanlarca ve / veya vergiyle finanse edilmesi daha adil bir yöntem olacaktır.

Bu bölümün amacı mevcut uygulamanın sonlandırılmasının acil bir husus olduğunu vurgulamak değildi. Vurguladığımız nokta mevcut sistemin getirdiği adalet sorununun tartışılması ve değerlendirilmesinin gerekliliğidir. Kaçak oranı kabul edilebilir düzeylere düşürülürse bu bölümün içeriği önemsizleşir. Geride kalan yirmi yıl içerisinde bunu başaramadık. 2010 yılında çözülmesi hedeflenen sorunu hala bitirebilmiş değiliz. Son yıllarda tartışmalı olsa da bir ilerleme var. Umarım bir gün bu bölümün önemsizleştiği bir noktaya ulaşırız.