• Sonuç bulunamadı

Elektrik Dağıtımında Kayıp-Kaçağın Kısa Dönemde Geleceği

Daha önceki bölümlerden hatırlayacağınız üzere elektrik dağıtımında kayıp-kaçak oranı birkaç yıldır düşüyor. Oran hala yüksek olsa da iyileşme trendi açıkça görülüyor. En azından EPDK raporları bunu söylüyor. Peki bu trend devam eder mi? Ya da fiili kayıp-kaçak oranlarına ne kadar itibar etmeliyiz? Kamuya açık verilerin bence yeterli olmaması yüzde yüz net bir cevabı mümkün kılmıyor. Bize düşen eldeki veriyi kullanarak bir analiz yapmak. Bu bölümün amacı da bu.

EPDK raporlarına göre dağıtım ayıp-kaçak oranı yüzde 12.37. Şekil 4’te kayıp-kaçak oranı en yüksek olan şirketler dışarıda tutulduğunda fiili kayıp-kaçak oranlarının ne olduğu görülüyor.

Şeklin bize söylediği şu: kayıp-kaçak oranını düşürmek için öncelikle tek şirkete odaklanmalıyız.

Bu tek şirketteki oranın düşüşünün ülke geneli orana katkısı tüm diğer bölgelerinkinden daha çok.

Ülke ortalaması yüzde 13 iken Dicle bölgesi hariç ortalama yüzde 7.82. Üç bölgeyi dışarıda tutarsak oran 2018 yılında yüzde 6.8 ve 2019 yılında yüzde 6.9 Bu noktadan sonra Dicle bölgesindeki düşüşe odaklanmanın daha doğru bir strateji olacağı açık. En azından maliyet fayda karşılaştırması yapıldığında getirinin bu bölgede daha fazla olacağı çok net.

Şekil 4.Fiili dağıtım kayıp-kaçak oranları (%)

EPDK yıllık raporlarından yararlanılarak türetilmiştir.

Neden Dicle bölgesinin öncelikli olması gerektiği Şekil 5’ten de anlaşılabilir. Çok ciddi düşmüş haliyle bile bu bölgedeki kayıp-kaçak oranı diğer bölgelerin alti katından daha fazla. Nitekim kayıp-kaçak miktarının neredeyse yarısı bu bölgede.

Şekil 5.Kayıp-kaçak oranının en yüksek olduğu şirket dahil ve hariç dağıtım kayıp-kaçak oranı (%)

EPDK yıllık raporlarından yararlanılarak türetilmiştir.

0.00

Türkiye oranı Dicle hariç oran Dicle ve Vangölü hariç oran Dicle, Vangölü ve Aras hariç oran

16.41 15.55 14.53 13.07 12.37

Dicle bölgesinde kayıp-kaçak oranı daha düşük olsaydı fiili kayıp oranı ne olacaktı? Bu bölgenin kayıp-kaçak oranı yüzde 40 bile olsaydı ülke ortalaması yüzde 11.23 olacaktı (Şekil 6). Dicle bölgesinde yüzde 30 ya da yüzde 20’lik bir oran karşılığında ülke dağıtım kayıp-kaçak ortalaması yüzde 9.69 ve yüzde 9.21 olacaktı. Dicle ile birlikte Vangölü ve Aras bölgelerinde de yüzde 20’lik bir kayıp-kaçak oranının bizi ulaştıracağı ülke kayıp-kaçak ortalaması yüzde 8.68. Bütün bu oranlar 2019 yılındaki sisteme giren enerjinin değişmediği varsayımıyla üretildi. Elbette kayıp-kaçak azaldıkça sisteme giren enerjinin azalması daha olası. Bu nedenle de potansiyel biraz daha düşük. Yani karşılaşacağımız ülke ortalaması biraz daha yüksek olacaktır. Yine de Dicle bölgesinin ülke ortalamasının düşüşüne göstereceği katkının neredeyse diğer bölgelerin tamamının vereceği katkıya denk olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Şekil 6. Alternatif kayıp-kaçak oranları

EPDK yıllık raporlarından yararlanılarak türetilmiştir.

Şekil 6’daki oranların 2019 yılındaki sisteme giren enerjinin değişmediği varsayımıyla üretildiğini söylemiştik. Dağıtım sistemine giren enerji azalan kayıp-kaçak oranı nedeniyle düşseydi ne olurdu? Basit bazı varsayımlarla bir de buna bakalım. Dicle, Vangölü ve Aras bölgelerinde kayıp-kaçak oranı yüzde 7 olsun. Kaçak oranı düştüğündek kişi başına dağıtım sistemine giren enerji azalmalı. Halihazırda kişi başına sisteme giren enerji Dicle’de 1.62, Vangölü’nde 0.88 ve Aras’ta 1.07 MWh.6 Türkiye ortalaması 2.05. Bölgelerin gelişmişlik düzeyini dikkate alarak kayıp-kaçak yüzde olduğunda Dicle’de kişi başına tüketimin 1,8 MWh olarak değiştiğini kabul edelim. Aras

6 Bölgelerin nüfusu TÜİK’ten alınmıştır. 2018 yıl sonu nüfusu ile 2019 yıl sonu nüfusunun ortalamasıdır.

12.37

ve Vangölünde kişi başına tüketim 1.5 Mwh olsun. Bu oranlar kişi başına tüketimin en düşük olduüu bölgelere yakın seçilmiş oranlardır. Bu varsayım altında kayıp-kaçak oranı yüzde 6.93 olacaktı.

Peki sisteme giren enerji ne kadar azalacaktı? Azalış 8.1 milyon MWh olacaktı. Bu da yaklaşık olarak dağıtım sistemine giren enerji miktarının yüzde 4’üdür.

Şimdi Dicle bölgesinin fiili rakamlarına odaklanalım. Bu bölgede kayıp-kaçak nasıl düşmüş bir inceleyelim. Tablo 24’te sanayi grubuna yer verilmedi. Bunun nedeni EPDK raporlarında iletim ya da dağıtımdan bağlı tüketicilerin grup bazlı kırılımının olmaması. Biliyoruz ki bu raporlarda iletimden bağlı tüketiciler sanayi grubuna sokuluyor. Sanayi grubunu dışarıda bırakırsak hala hata payı olsa da dağıtımdan faturalandırılan elektriğin analizinde daha doğru tespitler yaparız.

Tablo 24’te net olan şu. 2018 yılındaki kazanım tarımsal sulamadan geliyor. Tarımsal sulamada faturalandırılan tüketimde muazzam bir artış var. Bu da kayıp-kaçak miktarını düşürüyor. Diğer gruplardaki değişimin boyutu ciddi değil. Meskende bir miktar artış var. Tarımsal sulama 2019’da 2018’e göre daha düşük.

Tablo 24.Dicle bölgesinde faturalandırılan elektrik (MWh)

Bir önceki versiyonda Tablo 24’te 2019 yılı yoktu. Ben de faturalandırılan tarımsal sulama tüketimindeki artışın devam etmeyebileceğinni söylemiştim. Buna dair dayanaklarımdan birisi Tablo 25’ti. Tablo 25’te Dicle bölgesinde faturalandırılan tarımsal sulama ve aydınlatma tüketiminin aylık gelişimini görüyorsunuz. 2016 yılını Tablo 25’e dahil etmememin nedeni EPDK’nın aylık ve yıllık raporlarındaki miktarların birbirini tutmaması. 2017 ve 2018’de yıllık ve aylık raporlar arasındaki farkın az olmasıydı. Bu tabloyu güncellemedim. Ancak, bir sonraki paragraftaki sorunların büyük ölçüde devam ettiğini söyleyebilirim.

Bir önceki versiyondaki değerlendirme şuydu:

“Tarımsal sulamada negatif faturalandırma çok fazla. Diğer bir ifadeyle fatura iptali çok sık.

Fatura iptalleri sadece turuncu boyalı hücrelerde olmuyor. Diğer aylarda da olmuş olabilir.

Turuncu boyalı hücrelerin farkı iptallerin faturalandırılan enerji miktarını aşması. Bu nedenle toplamda negatif faturalandırma söz konusu. Muhtemelen daha önce fazladan faturalandırılan elektrik daha sonra fatura iptal edilerek düşülüyor. Peki ama bu kadar iptal normal mi? Bence değil. Üstüne son aylarda aydınlatmada da ilginç miktarlar var. Faturalandırılan tarımsal sulama miktarının gelişimi “acaba?” dedirtiyor.”

Tablo 25. Dicle bölgesinde faturalandırılan aylık tarımsal sulama ve aydınlatma tüketimi

Şekil 7 tereddütüme ilişkin başka bir dayanak noktasıydı. Bu eğilim devam ederse kayıp-kaçak oranının 2019 yılında 2018’e göre daha az düşeceğini ya da düşmeyeceğini düşündüğümü yazmıştım. Düşüş oldu. Bir önceki yıla göre daha az bir düşüş vardı. Ama, vardı.

Şekil 7. İlk dört ayda Dicle bölgesinde faturalandırılan tüketim (2016-2019)

2019 yılında dağıtım sistemine giren enerji miktarındaki düşüş dikkate değer olmaya başlamış durumda. 2018’de böyle değildi. Tabii ki kriz yılı olmasının da etkisi de var. Düşüşün tamamını kayıp-kaçakla mücadeledeki başarıya vermek doğru olmayabilir. Dicle bölgesindeki düşüşe ve düiüiün kalıcılığına hala ihtiyatla yaklaşmak gerekebilir.

Bir de biliyoruz ki kayıp-kaçak oranı hesaplanırken ek tahakkuklar ve tahakkuk iptalleri de dikkate alınıyor. Yine geçmişe dönük kaçak tahakkukları da dikkate alınyor. Bunun yapılmasını anlayabiliyorum. Anlamadığım şey geçmişe dönük enerji ek tahakkukları ve tahakkuk iptallerinin bu kadar değişken olması. Sürekli tahakkuk iptali olması, hatta bu iptallerin aylık toplamı negtife çevirecek düzeyde olması anlaşılabilir değil.