• Sonuç bulunamadı

Kayıp-Kaçak Bedeline İlişkin Bir Tarihçe

Bu bölümün konusu çokça tartışılan kaçak bedelinin tarihçesi. Biraz zayıflasa da kayıp-kaçak bedeli tartışmalarına hala şahit olabiliyoruz. Bu bedelin ödenmesi eleştiri konusu olabiliyor.

Hatta bazı hakimlerin kararlarında ya da görüşlerinde bu bedelin alınamayacağına ya da kayıp-kaçağın maliyetinin hazine tarafından karşılanması gerektiğine dair ifadeler bile gördük. Peki ne oldu da kayıp-kaçak bedeli son on yılda önemli bir gündem maddesi haline geldi?

Öncelikle bu bedelin yeni olmadığını hatırlayalım. Elektrik üretim, iletim, dağıtım ve satış faaliyetlerinde kaybın oluşması kaçınılmazdır. Kaybın maliyeti hemen her zaman elektrik bedelinin içerisinde yer almıştır. 2006’dan önce dağıtım ve tedarik faaliyeti kamu şirketlerince yürütülüyordu. Faturalarda tek bir bedel görünüyordu. Bu bedel içerisinde kaybın maliyeti de bulunuyordu. Hizmetin kamu eliyle yönetildiği bir bütünleşik yapının mevcudiyeti nedeniyle şirketlerin zararları ortaya çıktığında zarar bir şekilde ülke bütçesinin kapsamına giriyordu.

Elektrik tüketicilerinin ödedikleri bedelin elektrik maliyetini karşılamaya yetmemesi halinde zarar vergi mükelleflerince karşılanması gereken bir kaleme dönüşüyordu.

Özetle, kayıp-kaçak maliyeti elektrik fiyatı belirlenirken her zaman dikkate alınan bir kalem olmuştur. Bu bedelin ayrı bir kalem olarak çoğunluğun gündemine gelmesi ise piyasanın yeniden yapılandırılması sürecinde her kaleme ilişkin ayrı hesaplamaların açıkça görülmesi sonrasında oldu. Özelleşecek şirketlerin kaybın ve kaçağın oranını düşürmelerinin özendirilmesi amacıyla bu şirketlere verilen hedefler ölçüsünde kayıp-kaçak bedeli belirlenmiştir. 2006 yılında verilmeye başlanan hedeflerle birlikte tarife tablolarından birinde kayıp-kaçak bedeline de yer verilmeye başlanmıştır.

Şimdi dönemsel bir analiz ve tarihçeye geçebiliriz.

9.1 2006-2010 dönemi

Kayıp-kaçak bedeli bu dönemde ayrıca hesaplanmış ve tarife tablolarında ayrıca gösterilmiştir. Bu dönem için vurgulanması gereken temel husus kayıp-kaçak bedelinin enerji tarifesinin bir bileşeni olduğudur. Kayıp-kaçak bedelinin nakil değil de elektrik enerjisi tarifesinin bir unsuru olması tek başına sorun teşkil etmeyebilir. Ancak, kaçağın maliyetini de içerecek şekilde onaylanan enerji tarifelerinin sadece tedarikçi seçmeyen ya da seçemeyen tüketicilere uygulanıyor olması ne adil ne de sürdürülebilirdi.

Açalım. Elektrik tüketicilerini iki ana gruba ayırabiliriz. Tedarikçi seçme özgürlüğü olan serbest tüketiciler ve bölgelerinde görevlendirilmiş tek şirketten enerji almakla yükümlü olan serbest olmayan tüketiciler. Birinci gruptaki tüketiciler ikiye ayrılabilir: tedarikçisini seçenler ve seçmeyerek bulundukları bölgedeki görevli şirketten elektrik almaya devam edenler. İkinci gruptaki tüketiciler tedarikçilerini seçemezler. 2006-2010 döneminde bu tüketicilerin tek tedarikçi seçeneği bulundukları bölgedeki perakende satış lisansı da olan dağıtım şirketiydi. Onaylı enerji tarifeleri birinci gruptaki tedarikçi seçmeyen tüketicilerle ikinci gruptaki tüm tüketicilere yapılan

elektrik satışında uygulanıyordu. Bunun anlamı şuydu: Birinci gruptaki tüketicilerden tedarikçi seçenler kaçağın maliyetine katlanmazken dağıtımdan bağlı diğer tüketiciler kaçak için bir bedel ödüyordu. Tedarikçi seçen serbest tüketiciler o dönemde yürürlükte olan mekanizma içerisinde teknik kaybın maliyetini ödüyordu.

Uygulama adil değildi. Çünkü tedarikçi seçen bir sanayici ya da ticarethane kaçağın maliyetine katlanmazken tedarikçi seçmeyen ya da seçemeyen bir sanayici ya da ticarethane bu maliyeti ödemekle yükümlüydü. Bazıları bu uygulamayı savunuyorlardı. Savunma gerekçesi tedarikçi seçen tüketicilerin elektrik kaçırmamasıydı. İyi de diğer tüketiciler de kaçak elektrik kullanmıyordu ki. Kaldı ki tedarikçi seçen tüketicilerin hiçbirinin kaçak elektrik kullanmadığı nereden bilinebilirdi ki? Öyleyse adalet (ya da eşitlik) için tedarikçi seçip seçmemesine bakılmaksızın aynı gruptaki tüm tüketiciler kaçağın maliyetine katlanmalıydı. Ya da kaçağın maliyetinin sadece bazı gruplarca karşılanması benimsenmeli ve bu gruptakiler yine tedarikçi seçip seçmemesinden bağımsız olarak kaçağın maliyetine katlanmalıydı.

Uygulama sürdürülebilir de değildi. Tedarikçi seçen tüketici sayısının artması bekleniyordu. Hatta tüm tüketicilerin tedarikçi seçmesinin önünün açılması amacı resmi belgelere girmişti. Dolayısıyla kaçağın maliyeti tüm tüketicilere yüklenmezse sürdürülmesi imkansıza yakın bir mali külfet ortaya çıkabilirdi.8

Bu dönemde perakende enerji tarifesi belirlenirken birim enerji maliyetinin yanı sıra kayıp-kaçak hedefi de dikkate alınarak tek zamanlı ve çok zamanlı enerji tarifeleri onaylanıyordu.

Öngörülerden farklı miktar ve tutar gelişmeleri ortaya çıktığında geriye dönük bir düzeltme yapılmıyordu. Kayıp-kaçak bedeli tarife tablolarından birisinde ayrıca görülse de nihai tabloda enerji bedelinin içerisine yediriliyordu. Bu nedenle faturalarda enerji, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedelleri görülse de kayıp-kaçak bedeli ayrıca görülmüyordu.

9.2 2011-2012 dönemi

Bu dönemdeki ana değişiklik artık kaçağın maliyetine dağıtım şebekesine bağlı tüm tüketicilerin katlanıyor olmasıdır. Kayıp-kaçak bedeli hala dolaylı olarak perakende satış tarifesinin bir unsurudur. Ancak bu bedel artık tedarikçi seçsin seçmesin tüm tüketiciler için hesaplanan ayrı bir bedeldi. Yeni uygulamaya geçişin gerekçeleri az önce bahsedilen sorunların önüne geçilmesiydi.

Yeni uygulamayla birlikte kayıp-kaçak maliyetinin nakil tarifelerine eklenmesine geçişin önü açılmış oldu. Kayıp-kaçağa ilişkin enerjiyi karşılamakla yükümlü şirketler dağıtım şirketleri olarak belirlenmişti. Kayıp-kaçak bedeli hedef oranlar dikkate alınarak hesaplanmaya devam edildi.

Öngörüler üzerinden hesaplanan bu bedelde bir düzeltme söz konusu değildi.

8 Sadece tedarikçi seçmeyen tüketiciler için belirlenen bir bedelin neden sürdürülebilirlik sorunu oluşturduğuna dair bir yazı için: Camadan, E. (2010). “Türkiye Elektrik Piyasasında Kayıp-Kaçağın Analizi”. Enerji Piyasası Bülteni, 12, 4-12. http://www.enerjiuzmanlari.org.tr/bulten/Bulten_12.pdf

Bu dönemde ayrı bir kayıp-kaçak kaleminin tablolarda ve ödeme bildirimlerinde görülmesi nedeniyle ciddi tartışmalar ortaya çıktı. Tüketici hakem heyetleri ve mahkemelere çok sayıda başvuru oldu. Çelişkili kararlar verildi. Bana göre yanlış tartışmalar gündemi ele geçirdi. En nihayetinde kayıp-kaçak bedeli aynı şekilde hesaplanmaya devam edilse de ödeme bildirimlerinde enerji bedelinin içerisinde gösterilmeye başlandı.

9.3 2013-2015 dönemi

Bu dönemde kayıp-kaçak bedelinin enerji tarifesinin değil de dağıtım tarifesinin bir unsuru olduğu açıkça mevzuata işlendi. Dağıtım şirketinin yükümlülüğü kanunla hüküm altına alındı. Yine kanunla kayıp-kaçağa ilişkin enerjinin TETAŞ’tan satın alınması yükümlülük haline getirildi.

İkincil mevzuattaki temel değişiklik düzeltme mekanizmasının devreye sokulmasıydı. Öngörülerle gerçekleşmeler arasındaki farklılıklar artık düzeltmeye tabi olacaktı. Bir de bedelin her bir çeyrek için farklı hesaplanmasının önü açıldı. Bu yeniliğin nedeni yıllık dağıtılan enerjinin her bir çeyreğe düşen kısmının eşit olmamasıydı. Tek şirketli bir uygulamada (ya da bölgesel fiyatların belirlenmesi halinde) çeyreklik uygulama sorun teşkil etmeyebilirdi. Ancak ulusal tarife uygulaması nedeniyle ulusal bedel ile şirketlerin kendi maliyetleri arasında fark oluşuyordu. Bu nedenle de ek finansman ihtiyacı doğabiliyordu. Bazı şirketler için bu ihtiyaç çok büyüktü. Bu nedenle çeyreklik öngörüler üzerinden kayıp-kaçak bedeli belirlenmeye başlandı.

8.4 2016 ve sonrası

Bu dönemde 2013’te başlayan uygulama ana hatlarıyla devam ediyor. Hesaplama detaylarında bazı değişiklikler devreye girmiş olsa da temel yaklaşım aynı. Tek büyük fark artık kayıp-kaçak bedelinin dağıtım bedeli içerisinde gösterilmesi. Hiçbir tarife tablosunda kayıp-kaçak bedeli yok.

Benzer şekilde iletim bedeli de hiçbir tabloda yok. Ancak bu bedeller aslında ayrı ayrı hesaplanıyor. Daha sonra bu bedeller ve dağıtıma ilişkin diğer bedeller toplanarak tek bir dağıtım bedeli açıklanıyor. Tek bedel uygulamasının amacı faturadaki bedel sayısının düşük tutulması ve tüketicilerin itirazlarının asgariye indirilmesi. Yeni uygulamanın olumsuz yanı ise azalan şeffaflık.

Bir de artık bedelleri ayrı ayrı göremememiz ve kapsamlı analizler üretemememiz.9 Bölümü şekilsel bir kronolojik özetle bitirelim.

9 Konuyla ilgili o dönemde yazdığım kısa bir yazı: https://www.linkedin.com/pulse/elektrik-tüketicilerine-yansıtılan-bedeller-ve-2016-ercüment-camadan/

Şekil 11. Kayıp-kaçak bedelinin uygulanmasının kronolojik gösterimi