• Sonuç bulunamadı

2.4. BİLGİ EKONOMİSİNİ ORTAYA ÇIKARAN TEMEL ETMENLER

2.4.2. Küreselleşme

1960’larda ortaya çıkan küreselleşme kavramı, 1980’lerde daha çok kullanılmaya başlanmıştır. 1990’larda ise bilim adamları önemle üzerinde durmuşlardır. Küreselleşme, bireyselliğin, ulusallığın ötesinde olanı ifade eder. Hangi alanda olursa olsun, tüm dünyadaki insanları ilgilendiren ve tüm dünyadaki insanlar için gerekli olan bir şey anlamını taşır. Teknoloji ve iletişim teknolojisindeki büyük gelişmeler ülkeleri ekonomik, siyasi ve birçok alanda yakınlaştırmış ve dünya küçük bir köy haline gelmiştir67. Tıpkı küçük bir köyde yaşayan köylünün köyün her tarafında ne olup bittiğini bilmesi gibi bir durum ortaya çıkmıştır. Haberleşmede yaşanan devrim sermayenin de bir yerden başka bir yere aktarılmasını kolaylaştırmıştır ve artık milyarlarca dolar tutarındaki fonlar ışık hızıyla aktarılabilmektedir68.

Küreselleşme süreci, “Birinci Küreselleşme”, “İkinci Küreselleşme” ve “Üçüncü Küreselleşme” olarak üç döneme ayrılabilir. 1940’larda itici gücü deniz ticaretindeki gelişmeler ve merkantilizm olan “Birinci Küreselleşme” süreci, 1980’lerde itici gücü sanayileşme ve doğurduğu gereksinimler olan “İkinci Küreselleşme” süreci oluşmuştur. İçinde bulunduğumuz üçüncü küreselleşme döneminde ise 1970’lerden bugüne 10’ar yıllık dönemler halinde üç tane itici güç ortaya çıkmıştır. Bunlardan birincisi 1970’lerde çok

66 ÇOBAN, s. 30. 67 YAŞAR, s. 7.

68 Gülten KAZGAN, Küreselleşme ve Ulus Devlet, 3. Baskı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2002, s. 22.

uluslu şirketlerin güçlenmesi, ikincisi, 1980’lerde yapılan iletişim devrimi, özellikle optik kablonun ve bilgisayarın etkisiyle yaşanan iletişim devrimi, üçüncüsü de 1990’larda Sovyet bloğunun çökmesidir69.

Küreselleşme ekonomik, siyasal ve sosyo-kültürel yönleri bulunan çok boyutlu bir gelişmedir. Ekonomik anlamda küreselleşmenin “ticari küreselleşme”, “mali küreselleşme” ve “üretimde küreselleşme” olmak üzere üç boyutu vardır. Ticari küreselleşme, 1947’de kurulan Ticaret ve Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması(GATT) çerçevesinde gümrük tarifeleri ve kotaların kaldırılarak uluslar arası ticaretin evrensel boyutlarda serbestleştirilmesi çalışmalarıyla başlatılmıştır. 1995 yılında GATT yerine Dünya Ticaret Örgütü(DTÖ) geçmiştir. DTÖ’nün amacı; değiştirilmiş biçimiyle GATT anlaşmalarının uygulanması, yapılacak çok taraflı ticaret görüşmeleri için bir forum oluşturma, ticareti serbestleştirme çabalarına yeni alanlar katma, üyeler arasında çıkabilecek anlaşmazlıkları çabuk ve etkili bir biçimde çözen bir arabuluculuk mekanizması kurma şeklinde özetlenebilir. Küresel ticaretin gelişmesinde uluslararası düzenlemelerin ve iletişim ile haberleşme başta olmak üzere teknolojik gelişmelerin önemli etkileri vardır. Teknolojik gelişmeler sayesinde taşıma maliyetleri düşmüş ve uluslararası pazarlar daha kolay izlenir hale gelmiştir. Mali küreselleşme ülkelerin kısa ve uzun vadeli, sermaye akımları ile ilgili uyguladıkları engel ve kısıtlamaları kaldırıp yurtiçi piyasalarını dünya piyasaları ile bütünleştirmelerinin bir sonucudur. Bu gelişmelerle sermayenin uluslararası alandaki dolaşımında büyük çaplı artışlar olmuş ve dünya adeta tek bir mali piyasa durumuna dönüşmüştür. Mali küreselleşme özellikle 1980 sonrası dönemde oluşmuştur. Ekonomik küreselleşmenin üçüncü boyutu olan üretimin küreselleşmesi sınır ötesi üretim artışlarını ifade emektedir. Günümüzde dünya ticaretinin önemli bir payı çokuluslu şirketler tarafından ana ülke sınırları dışında gerçekleşmektedir70.

69 Baskın ORAN, “Kaçıncı Küreselleşme”, Rekabet Kurumu Perşembe Konferansları, http://www.rekabet.gov.tr/haziran.2000.html, e.t: 17.01.2008.

Siyasal küreselleşme, siyasi ilişkilerin küresel düzeyde yaygınlaşması, nicelik ve nitelik açısından yoğunlaşması, hükümet dışı örgütlerin sayısının ve etkisinin artması ve küresel yönetişim mekanizmalarının devreye girmesini içerir. Demokrasi ve insan hakları alanındaki gelişmeler doğrultusunda klasik egemenlik anlayışı değişmiş, yerel yönetimler güçlenmiş, sivil toplumun etkinliği artmıştır. Ulusal sınırlar içerisinde ortaya çıkan siyasal, ekonomik ve çevresel sorunların dışsal etkileri bu sorunların uluslararası nitelik kazanmasına yol açmış ve uluslararası etkileri olan sorunların çözümünde ulus ötesi yönetişim kurumları devreye girmiş ve bu uluslararası işbirliğini zorunlu hale gelmiştir Sosyo-kültürel küreselleşme ise evrensel ahlak ilkelerinin yavaş yavaş yayılmasını içerir. Küresel düzeyde etki gösteren ve zararları ulusal sınırları aşan uyuşturucu kullanımı, salgın veya tehlikeli hastalıklar, terörizm ve örgütlü suçlar ve çevre kirliliği gibi sorunlar ülkelerin ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışmalarını gerektirmektedir. Ayrıca bilgi, iletişim ve ulaşım teknolojisindeki gelişmeler bilgi paylaşımını arttırmakta, farklı sosyal yapıya sahip toplumları yakınlaştırmakta ve bir açıdan da Batılı değerlerin yaygınlaşmasıyla yaşayış biçimi açısından tek düze toplumlar oluşmasına neden olmaktadır71.

Küreselleşme, bilgi teknolojisinin yaygın kullanımı ve değişen işgücü profili beraberinde birçok şeyi değiştirmiştir; ürün yaşam süresi kısalmış, rekabet küresel boyuta taşınmış, bilgiye sahip olma ve kullanma önem kazanmış, sektörler, işletmeler ve ülkelerarası sınırlar ortadan kalkmıştır72.

Küreselleşmenin dünya ekonomisi üzerindeki en önemli etkisi rekabetin küresel boyuta taşınmasıdır. Firmalar artık sadece ülkelerindeki rakipleriyle değil, başka ülkelerdeki firmalarla da rekabet etmekte ve dolayısıyla maliyetlerini küresel rakiplerinin altına düşürme ve iş stratejilerini küresel düzeyde planlamak zorunda kalmaktadırlar. Bu amaçla şirketler etkinliklerini arttırmak için birleşme ya da devralma yoluyla ihtiyaç

71 C.Can AKTAN, İstiklal Y. VURAL, Globalleşme Fırsat mı, Tehdit mi?, 1. Basım, Zaman Kitap, İstanbul, 2004, s. 18-19.

duyulan ölçeğe ulaşmaya çalışmakta veya stratejik ortak girişimlerle küresel pazarlarda rekabet etme yolunu seçmektedir73.

Günümüzde ürünlerin temin edildiği yerler ve pazara sunulduğu piyasalar küreselleşmiştir. Kaynaklar dünyanın her yerinden alınabildiği gibi ürünler de her yerde satılabilmektedir. Birçok şirket, üretimlerini ve yazılım geliştirme faaliyetlerini başka ülkelere ihale etmekte yani dış kaynaklardan yararlanmakta ve parasal kaynaklar, çeşitli alanlara yatırım için dünyanın her yerine sınır tanımaksızın aktarılmaktadır74.

Küreselleşme ile birlikte işletme çevresindeki hızlı gelişmeler işletmeleri, tüketiciler, müşteriler ve çevre hakkında daha fazla bilgi alma yoluna sevk etmiştir. Ancak, başarıya ulaşmak için müşterilere ve tüketicilere ait bilgilerin elde edilmesinin yanı sıra, işletme içerisinden veya dışından akan bilgilerin verimli ve güncel bir şekilde elde edilmesi ve işletme yöneticilerine aktarılması gerekmektedir. Bunun için de işletme içerisinde bir yönetim bilgi sisteminin kurulması ve işletilmesi gereklidir. Küreselleşen işletmecilik anlayışı güçlü bir bilgi ağının kurulmasını gerekli kılmakta ve yöneticileri bu yönde karar almaya yönlendirmektedir. Günümüz ekonomisinde rekabet edebilmenin şartlarından en önemlisi, bir ülkenin ve o ülke işletmelerinin bilgiye açık olmasıdır75.

Küreselleşmenin bilgi ekonomisine hız kazandırmasındaki temel unsurlar şunlardır76 :

ƒ Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra iki kutuplu (Sosyalizm ve Liberalizm) dünyanın değişmesi,

ƒ İktisadi duvarların önemli oranda ortadan kalkması, ƒ Değişimin akıcılık kazanması,

ƒ Kaynakların üretiminin, tüketiminin ve kullanımının ülke ölçeği bazından uluslar arası ölçeğe dönüşmesi,

73 DEMİRÖZ, s. 4. 74 TÜRK, s. 38. 75 TÜRK, s. 47.

ƒ Esnek, dinamik, değişken ve tempolu çevrelerin ve piyasaların ortaya çıkması, ƒ Hızlı gelişen teknoloji,

ƒ Dijital devrim, ƒ Artan rekabet, ƒ Yenilik,

ƒ Artan bilgiye paralel olarak bilinmeyenin de artması, ƒ Araştırma geliştirme faaliyetlerinin artması,

ƒ İnsan kaynakları alanında yaşanan köklü değişimler, ƒ Ekonomik dinamizm ve teknolojik yenilikler.

Benzer Belgeler